• kocam tam 3 yıl işsiz kaldı. çocuğum sümük kadardı. çocuğumun 40'ı çıktı, haftasına işe başladım. kayınvaldem te anasının şamından geldi, bize yerleşti, çocuğa baktı. ben çalıştım, yeri geldi iş çıkışı 2.işe gittim. eve baktım. o yemini ederken size iyi günde kötü günde diye soruyorlar ya, hah bu tam da o işte.

    bu yemini ederken lütfen ciddiye alın.

    ben bu süreçte allah şahit kocama bir gık demedim, bir gün olsun bu yüzden surat asmadım, yüz çevirmedim. aynı konumda ben de olabilirdim.

    ben o yemini ağzımla değil, gönlümle ettim. bir gün bile pişman olmadım. umarım ileride de olmam, hayat uzun.
    tekrar ediyorum. evlilik kolay bir şey değil. ettiğiniz/edeceğiniz yemini ciddiye alın.

    üzerine çok varsayım dönmüş editi: kocam gerçekten o süreç boyunca çok çabaladı. ben buna şahidim. evden yapabileceği bir kaç iş aldı, ulan adamlar battı, söz verip ödemeyi bin yıl sonra yaptı vbg. fizik gücüyle çalışmasına engel ciddi sağlık sıkıntıları mevcut . herhalde elinde kumanda oturup beni beklemedi arkadaşlar.

    bakın ben 40 yaşına gelmişim. unumun yarısından fazlasını elemişim, o kötü günler geçmiş. eşim de ben de çalışıyoruz, bebe 5 yaşına gelmiş, bir sahil kasabasına taşınmışız. fıtı fıtı orta yaşlılığı yaşıyor, birbirimizin "tellik" sesini seviyoruz.

    burada anlatmak istediğim nokta adama da kadına da türlü haller olabilir. varsayın allah muhafaza kötü hastalık oldu. kapıya mı koyacaksınız. 3 ay bekler boşarım falan diyen arkadaşlar lütfen, lütfen evlenmeyin. hadi evlendiniz teriniz soğumadan çocuk yapmayın. naçizane bir abla nasihati. tutmak size kalmış.

    son edit: tellik : terlik (bizim ailelerin dili dönmeyen yaşlıları tellik diyor da )
  • kocam 5 yıldır işsiz. ben çalıştım. hem çalıştım hem kocamın hastalığından dolayı hastane hastane peşine dolaştım. mesele bir yemin meselesi değil , mesele beraber yürüdüğün insanın buna değiyor olması.
  • yaşamış biri olarak gönül rahatlığı ile 'ben çalışır kazanır kocama da iyi davranırdım' diyebiliyorum. zaten bir insan eşi işsiz kaldı diye neden boşar neden kötü davranır anlamıyorum. siz nasıl insanlarsınız ve neden evleniyorsunuz ki? evet doğru maddiyat çok önemli ama işsizlik karşınızdaki insanın bile isteye tercih edeceği bir şey değil ki. kaldıki işsiz olduğu için zaten psikolojik olarak çökmüş birini daha kötü bir pozisyona sokmak neden? bence bu durum evliliklerde çok büyük bir sınav ve kalanlar ne gerçekten aşık ne de iyi insan. *

    maalesef zorunlu edit: gelen mesajlardan anlıyorum ki sanırım anlaşılmıyor ama tabi ki ve iyi ki evliyim.
  • duruma bakarım;
    -iş arıyor, çabalıyor kendini geliştirip iş olanaklarını çoğaltmaya çalışıyorsa ve olan parayı dikkatlice kullanıyorsa destek olurum.

    -depresif takılıp, iş aramayıp iş yok para yok deyip benim de huzurumu bozarsa konuşurum sonra da bırakırım. düzelmiyor bu tipler. tecrübeyle sabit.

    evlilik ne yaparsa yapsın bir insana ömür boyu katlanmak değil.
  • başlığın en çok beğenilen entryinde kadın "3 yıl oturdu, baktım" diyor; şaka gibi...

    evlilik yemini böyle bir şey değil arkadaşlar. yukarıda da dedim ya, çalışması gereken adam zaten aza çoğa bakmaz, çalışır. ama "ben keyfimin istediği işi bulana kadar çalışmayacağım, eve sen bak" diye 40'lı bebesi olan kadını iki işe birden süren erkek kusura bakmasın, eşine büyük haksızlık etmektedir. (kendi beyan etmiş, çocuğum kırklıyken işe başladım, iş çıkışı başka işe gittim bazen diye...)

    evlilik yemini tek taraflı değil; ben zor gününde kocamın yanında olurum amenna ama o da "keyfimin çektiği işi arıyorum" diye 3 yıl evde yatıp anamdan emdiğim sütü burnumdan getirme hakkına sahip değil. ben kocama işsiz kaldığı dönemde ekstradan çalışıp destek oluyorsam, onun da beni düşünecek kadar insaniyet sahibi olmasını beklemek en doğal hakkımdır. en azından iş seçmesin, gitsin çalışırken arasın hayalindeki işi. yok, paşam "ay hayalimdeki işe denk gelemedim" diye 3 sene yan gelip yatacak, ben 40'lı bebeyle iki işte birden çalışıp gece 12'de eve geleceğim... olaya bak. ben iki kişilik çalışacağıma, herkes kendi payına çalışırsa sorun çözülecek oysaki.
  • keyif çayı içerim.
    reis öyle istiyor
  • çalışırım bunu da gündeme getirip durmam. 6 ay kadar bu durumu yaşamıştık eski eşimle. çalıştım. bir sorun olmadı. ama 1 sene ya da daha uzun süre psikolojik olarak 2 tarafı da yıpratır.
    bu olaydan çoook sonraları, ben iş değiştirip maaşım baya yükseldiğinde, ikimiz de çalışmamıza rağmen bahis sitelerine dadandı mesela. maaş farkı bazı erkeklere zor gelirken işsiz kalmak erkek için daha da gurur kırıcı olabilir. başka konuları bahane edip gerginlikler başlar.
  • eşimin maaşını üç sene hiç görmedik hatta benimkini bile doğru dürüst görmedik. sevgili olduğumuz dönem batmıştı.düğünümüzü de ben yaptım eşyaları da ben aldım. dünyanın kredisini çektim ve hiç pişman olmadım. şuan krediye aylık iki bin lira kesiliyor bitti gibi bir şey kalmadı. eşimle çok emek verdik beraber üstesinden geldik. eşimde azmetti gece gündüz çalıştı. hiç bir zaman ters bir şey söylemedim onun için her zorluğa değer. geriye dönebilsem yine onunla sevgili olur evlenirdim hatta bu defa ben onun peşinde koşar hızlandırırdım.
    edit: ne salaklığım kalmış ne mallığım siz süper zekalı insanlar lütfen benim gibi bir salağa daha fazla mesaj atıp da seviyenizi düşürmeyin denginizi yeşillendirin karşılıklı söversiniz birbirinize rahatlarsınız.
  • bizim evlilik anlayışımızda görev dağılımı yok. ben yorgunsam, yemeği eşim yapar , masayı çocuklar toplar. eşim çalışmıyorsa benim maaşımla geçiniriz. hayat müşterek lafının neresini anlamadınız?
  • çocuklara bakmak için evde kaldığım dönemde bana davranıldığı gibi davranırım. ihtiyaçları umurumda olmaz, maddi ihtiyaçlarının bir kısmını karşılarken duygusal olarak asla ortalıkta olmam, tüm hayatım işimmiş, işim aşırı önemliymiş, evde bile işimle ilgilenmem gerekiyormuş gibi davranırken kocamın umutsuzluğu ve hayal kırıklıklarıyla asla ilgilenmem, onu iki kelime sohbete muhtaç eder kendi iç sıkıntısıyla başbaşa bırakırım. olur da şikayet edecek olursa onu şükürsüzlükle suclarım. (bkz: biz böyle gördük)
hesabın var mı? giriş yap