• ürettiği vazelin'i piyasaya sürmek için hazırlattığı kutulardaki etiketlere yazdırdığı için trabzon'lu bir işadamını mahkemelik eden söz.
  • hadistir. totolojik bir ifade gibi görünse de hakikaten özlü bir sözdür, kişi kendine söylemeyi becerebiliyorsa da yol gösterir, ama bunun için biraz farkındalık gerekir.
  • hayatın binbir yüküne yeni yükler eklemeye, onu içinden çıkılmaz hale getirmeye bayılan insanoğlunun kafasının bir köşesine yazması, yazmak yetmez sık sık hayata geçirip uygulaması gereken söz. "zorlaştırmayınız kolaylaştırınız, korkutmayınız müjdeleyiniz" diye bilirim ben.

    iyiye hayra yor
    bu hayat zaten zor
    oturup bekleme
    bir de sen ekleme
  • devamı "müjdeleyin nefret ettirmeyin", şeklinde olan bu hadisi ibni haber el-askalani fethu'l-bâri adlı eserinde söyle açıklamış: "bu hadisten kastedilen, müslümanlığa yeni giren kişinin kalbini ısındırmak ve başlangıçta ona karşı katı davranmayı terk etmektir. günahlardan caydırmada da durum böyledir. günahlardan aşamalı olarak sakındırmak gerekir. çünkü bir şey başlangıçta kolay olursa ona dahil olan kişiye sevdirilmiş olur, o da bunu kolayca kabul eder ve sonunda genellikle o şeyi artırarak yapar. katı davranmak ise zıt sonuç doğurur."

    anlaşılıyor ki, kolaylaştırmak ve nefret ettirmemek sadece islama ilk girenler için değil, günahlarından kurtulmak isteyen kişiler için de geçerli. genel, devamlı, dinamik bir şey.

    tıpkı allah teala'nın sarhoşluk veren içkiyi tedricen yasaklaması gibi. tıpkı namaza başlatılan çocukların abdestteki, ta'dîl-erkân'daki hatalarını maruz görmek gibi. tıpkı hasta, yaşlı, özür sahibi kimselerin üzerinden bazı farzları hafifletmek gibi.

    bir örnek: allah resulü kolay kolay beddua etmez. bir gün yaralı bir adamın cünüp olması üzerine, yarasını dikkate almadan kendisine gusül abdesti alması yönünde fetva verip, o adamın ölmesine sebep olanlara peygamberimiz "allah da onların canını alsın. madem biliyorlar, sorsalardı, o kişi için teyemmüm yeterliydi." demiş.

    konu konuyu açıyor da burdan bir de ne çıkıyor, araf suresi 33'üncü ayette belirtildiği üzere allah bilmediğimiz şeyleri söylemeyi bize haram kılmıştır.

    başa dönersem ibni hacer'in bu izahindan başka bir sonuç daha çıkar: bu hadise göre günahlar tedricen azaltılabiliyorsa, hiçbir günah insanı kafir etmez, ta ki o günahı helal olarak görmesin.
  • "kolaylaştırınız! zorlaştırmayınız! müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz! birbirinizle anlaşın, iyi geçinin, ihtilâfa düşmeyin!"

    günümüz müslümanlarının bir türlü anlayamadığı hadis-i şerif. eğer anlamış olsalardı, bu halde olmazdık.
    insanlar, yarım hocalar yüzünden dinden nefret etti.
    herkesde bir otorite olma çabaları falan:
    onu yaparsan kafirsin, onu giymişsen iflah olmazsın, böyle düşündüysen sen de iman zafiyeti var...bla bla bla.
    kimse bir anda mükemmel olmuyor. eğer bir anda bütün dini hükümleri uygulayabilecek potansiyelimiz olsaydı; allah kuran’ı 23 senede indirmezdi.
    insanları suçlayıp durmayın...
  • şunu devlet dairelerinde 'vizyonumuz' yazısının yanına assalar ne iyi olurdu.
  • hadis mi, ayet mi bilemem.
    benim bildiğim tek şey bu cümlenin çok doğru olduğu. hayat felsefen nedir deseler belki bu cümleyi söyleyebilirim.
    bu hayatta biraz mutluysam eğer hep kolay olanı tercih ettiğimdendir. söylenmek, sorun etmek, zorlaştırmak çok kolay; ben sorunları konuşurken hatta sorunun tam ortasındayken bile zorlaştırılmaması gerektiğini düşünüyorum.
    fakat karşımdaki insanların çoğu bu şekilde düşünmüyor: sürekli söylenme, sürekli şikayetçi olma...
    genel olarak çok doyumsuzuz, hep egolarımız savaş halinde. oysa kolay olan mutluluk. bir taraf haklı çıkınca veya dediği yapılınca savaşı kazanmıyor; diğer taraf susuyor diye ezik olmuyor. hayat çok kısa, bugün ölmeyeceğim ne malum? bu hayatı kolay kılmak bizin elimizde.
  • özelliklede bize söylenmiş söz
  • "müjdeleyin, nefret ettirmeyin; kolaylaştırın, zorlaştırmayın." hadis-i şerif
    öyküsü ve türevleri..
  • ''...müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz'' diye devam eden hadis.
hesabın var mı? giriş yap