• gruplarin, sarkicilarin ya da muzisyenlerin seyirci onunde gosterdikleri canlı performanstır. genellikle grupların konser verme amacı para kazanmak degil album satışlarını konser verdikleri ulkede artırmaktır, cünkü gruplar eger cok album satarlarsa cok para kazanırlar. zaten popüler grupların (bkz: coldplay), (bkz: oasis) hele bir de yeni albüm cıkardılarsa; buyuk pazarlarda turneler yapmasının sebebi de budur. böyle gruplar turkiye'ye ya da az gelismis diger ülkere geldikleri zaman karsilarindaki kalabaliga ve coşkusuna tabiki sasirmaktadir, cünkü böyle bir sey beklememektedirler. bunun sebebi ise şudur ki: bu tür ülkelerde cok fazla albüm satılmamaktadır, bu ülkelerde korsan cd, korsan kaset diye bir sey vardır ki, o büyük pazar denen ülkelerde yoktur böyle şeyler. (yani kayıt dışı popülerite)
    yabancı grup veya müzisyen konserleri icin türkiye'de son 5 senedir cok büyük bir gelişme olmuştur, ve daha yeni yeni gelişmekte olan bir sektördür. zaten bu yüzdendir ki konserler yapılsın diye dizayn edilmiş bir tek mekan yoktur. hatta böyle bir sektör yoktur bile. yine de cok kısa aralıklarla cok fazla grup ve sanatçı gelmektedir artik.
    türkiye'de bu tür konserler yapmak zordur çünkü dolar cok pahalıdır. doların çok pahalı olması, gruba verilen paradan, ses ışık sistemlerine, uçak paralarına kadar her türlü masrafın çok fazla artmasına sebep olur. ingiltere, almanya ...vs gibi ülkelerde işte bu yüzden hersey cok daha kolay olmaktadır ve de daha güzel. alım gücü daha yüksek olan halklara sahip oldukları icin konser biletleri bile daha pahalıdır bu ülkelerde, türkiye'ye göre.
    her türlü aksaklık ve zorluklara ragmen, yine de artık cok güzel şeyler(konserler) olmaktadır türkiye'de de, ve de zamanla bunlar daha da gelişecek ve daha düzgün işleyen bir sektör haline gelecektir mutlaka.
  • şarkı söylerken detone olsan hatanı örten, sözleri unutsan sana sufle veren insanların toplandığı aktivite.
  • yüksek bir platformda bir takım insanların yanıp sönen renkli ışıklar altında bazı üzerinde tel olan kutulardan ses çıkararak, bazı gergin derilere vurarak ve çoğunlukla en öndekinin aazıyla bi takım sesler çıkardığı ve bu bütün seslerin bazı makineler yardımıyla yüksek bişekilde bazı kutulardan çıkarıldığı anlamsız insan icadı. bu platformdaki insanların baktığı yönde genel olarak bir güruh insan doluşmuş onlara dooru bakmaktadır ve sesler arada kesildikçe bunlar ellerini birbirine vurarak sevinç gösterisi yapmaktadırlar. yani hoş bişey diil. ucunda para yoksa asla gidilmemesi lazım...
  • bakarsınız mesela, yabancı bir topluluğun ya da kişinin konseri hakkında yazılanlara ya da söylenenlere,

    "ergenler basmıştı konser alanını"
    "şarkılara kimse eşlik etmiyordu"

    gibi aptalca serzenişler oluyor.

    o grup 1970'lerde müzik yapmaya başladı sen atıyorum sen 1995 yaşında dinleyebildin diye o konseri dinleyecek tek kişi sen değilsin.

    yıl hesabı yapmak da gereksiz oldu gerçi.

    bir oyuna ya da bir filme giderken biliyor musun daha önceden orada göreceğini mesela?

    konsere gitmek de -karmaşıklaştırmayayım- gayet diğerleri gibi kültürel-sosyal bir aktivitedir.

    eğer ki 15 yaşında bir ergen o konsere gidiyorsa, bu çocuk hem çağının imkanlarından faydalanabiliyor, sosyokültürel olarak yapılması gerekenleri yapıyor, hem de müzik -canlı- dinliyordur.

    konserde bir tek sevgililerinizi omuzlarınıza almayın.
  • türk müzik tarihinin tartışmasız en önemli bestecilerinden bülent ortaçgil, hem kendisinden çokça etkilenmiş, hem de hayranlarından olan bir sonraki şarkı yazarları jenerasyonundan teoman'la buluştuğu ve 2004 yılında gerçekleşen konserlerden lütfi kırdardakinin kayda alınarak piyasaya sürüldüğü albumdur.

    konser atmosferini yerinde yaşayan biri olarak çok eğlenmiş hatta teoman şarkılarının yeniden ortaçgil gibi bir ustadan nasıl hayat bulduğuna şahit olmuştum ancak konserden bu kadar kaliteli bir kayıtın alınacağını düşünemezdim. aldım ve 5 gündür kesintisiz dinliyorum.

    "paramparça, rüzgar gülü, yağmur, istasyon insanları" gibi bana göre harika teoman bestelerini bülent ortaçgil usta seslendirirken, teoman da artık birer efsane haline gelen "değirmenler, aşk nereye kadar, sensiz olmaz, yüzünü dökme küçük kız" gibi şarkıları söylüyor . konser anında teoman'ın çok heyecanlı olduğu her halinden belli oluyordu zira karşısında büyük bir usta vardı , nasıl heyecanlanmasın. işte bu heyecan albüme de yansımış. teoman'ın kimi zaman sesi titriyor.. çok heyecanlı ama bir o kadar da mutlu zira ortaçgil şarkılarını hem de ortaçgil sahnedeyken söylemek pek kimseye kısmet olmaz.

    albümde ayrıca, "benimle oynar mısın?", "olmalı mı, olmamalı mı?" gibi artık milyarlarca değerde olan şarap misali şarkıları beraber söylüyorlar. müzik sektöründe hafifmeşrep şarkı yazma özellikleri ile de bilinen ortaçgil ve teoman. geçmişteki albümlerinde aynı temalı kullandıkları , "zamparanın ölümü" ve "bir tek sen yalanı" nı birleştirip bir nevi medley yaptılar.

    bu konserlerde bülent ortaçgil ve teoman'a klavyeli çalgılarda baki duyarlar, kontrbasta erdal akyol eşlik etti. kimi şarkılarda bir diğer güzellik ise 4 yaylının olmasıydı.

    albümün benim için öne çıkan şarkıları bülent ortaçgil'in sesinden ve müzisyenliğinden nasip alarak yeniden hayat ve ruh kazanan temoan şarkılarıydı. teoman'ın yağmurunu ortaçgilin sesinden dinlemek insana kendini o kadar iyi hissettiriyor ki..

    oysa ki ozgurlugu secmek, ba$ka vucutlar sevmek, bir $ehri tam kalbinden, beyninden vurup gitmek
    var aklimda!
  • bir müzik gösterisi.
  • bu albümün (bülent ortaçgil & teoman) bir de gizli şarkısı var. bulması size kalmış.

    --- spoiler ---

    *

    --- spoiler ---
  • morı şıktır benim için.
    halamın kızı olması münasebetiyle "kuzen" sıfatı kazanmış esma abla sülalenin çocuklarını emanet edip, dışarı çıkarabilecek güveni sağlamıştı büyüklere. toplardı bizi oraya, buraya götürürdü.
    hayatımın ilk konserine de o götürmüştü. kendi yaşımdan hesaplayarak diyebilirim ki yıl 89 olmadı 90. gram fazla değil ama. kapalı spor salonu bir yerde erkin koray konseriydi. mor ışık vermişler. üzerimdeki buz mavisi levis kot(fena modaydı o zamanlar.) mor ışık altında bambaşka bir renge bürünmüştü. millet etrafımda çılgın atarken bütün konser boyunca ilgimi çeken tek şey o ışığın etrafımdaki etkisiydi. sadece onunla oynadım. benim için ilk olmasından dolayı tüm çevre görüntüleri hala hafızamdayken sahne, müzik falan hiç kalmamış kafada. öyle de kitlenmişim o mor ışığa.
    hadi bir de itiraf yapayım, sadece mor değil sarı-beyazdan farklı bir renge sahip her tür ışık deli gibi dikkatimi çeker benim hala. böyle kimselere çaktırmadan elimi parmaklarım açık halde gözümün önünde sallamaktan başlar, üzerimdeki kıyafetlerin renklerine yaptığı etkiye kadar her şeyi derin derin incelerim.
    30 yıl önce doğsam, iç anadolu'lu olsam, yemin ederim pavyonda yerdim gelmişi, geçmişimi.
  • (bkz: )
  • genelde sarkilarin aslindan farkli olarak calindigi, sarkicilarin da "yorumculugumu gorsunler" diye daha degisik* soyledigi aktivite. bu yeni duzenlemelerin albumdekinden daha guzel olmasi pek alisilagelmis degildir. (bkz: konserde sarkiyi bambaska kilmak)
hesabın var mı? giriş yap