• adam sizin önünüze pastörize süt, hazır tereyağı(-ki askerliği hatırlattığı için gördüğüm yerde kusasım gelir), fabrikasyon peynir, markalı reçel, çiftlikten alınmış hormonlu yumurta v.b. getirir ve utanmadan buna köy kahvaltısı der. hastir oradan.
  • son yıllarda büyük şehirlerde yaşayanlara dayatılan pazar sabahı karın doyurma biçimi. köy kahvaltısı veriyoruz diyen cafeler ve onları tanıtan bilumum medya zerzevatı okuyanı kendince şöyle yakalar: unuttuğumuz köy kahvaltıları, halis tereyağ, köy yumurtası, köy peyniri, köy sucuğu, köy ziki.... bakır tavalarda pişen omletler, gözlemeler, köy reçeli, köy balı, kahvaltı yaparken sokan köy arısı, yeşil zeytin, kalamata, siyah zeytin.. bütün bunları özene bözene anlatan dallamalar ya köyün ağasının oğlu, kızıdır; ya da hayatlarında köy görmemişlerdir. trabzon'da köy kahvaltısında tereyağ iyi de; balıkesir de kim koymuş halis tereyağını masasına. zeytinin çizik yeşili ne arar erzurumda. bakır kaplarını hepsini çukurcumanın uyanıkları toplamış, antika diye kakıyor istanbulun lümpenlerine. köy kahvaltısı sabah saat beşte altıda kalkan adamın ekmeğine ettiği azıktır. köy kahvaltısı veriyorum buyrun köy yumurtası diyen onu bim den, tereyağını kilo ile carrefour dan, köy reçelini ise 10 kiloluk tenekede rami den toptancıdan alır. yalanına zıpladığımın medya böcekleri de oturur bedava kahvaltı yaptığı mekanları getirir okuyucunun önüne: özlediğiniz köy kahvaltıları. o cafelere giden zevatın kaçı köyde doğmuştur, ya da kaçı bir köyde kahvaltı sofrasına oturmuştur. ye kardeşim bak tavuğun götünden şimdi aldık, köy yumurtası, ye bak arı şimdi sıçtı bu balı. beyaz türkler nüfus kayıtlarını sivas tan istanbul a aldırmakla kurtulamıyorlar geçmişlerinden. hayat onları her pazar bir köy kahvaltısında yakalıyor. hayatları kalaylama zamanıdır soğutma güzelim sütünü...
  • insanların gözünde "köy kahvaltısı" denince nasıl bir şey canlanıyor, merak ediyorum. köyde bööle, 12 çeşit peynir, 4 çeşit reçel, nutella, pastırmalar jambonlar yağlar ballar akıyor sanıyorlar herhalde. ben gerçek köy kahvaltısı hizmeti veren bi mekan aççam, 25usd alcam adam başı fiks. 1 tas tarhana çorbası, 200gr beyaz peynir peynir, 1 bardak çay, sınırsız yumurta.

    "çay fincanda mı" mı? hahahahahahaha fincan evet. köyde fincan çay. çogzel evedvedved.
  • ayrıca bu hakiki köy kahvaltısı değil. köy kahvaltısı dediğin çok kötü kokar.

    köy ortamında her eve bir yaşlı kadın düşüyor benim görebildiğim kadarıyla.. sofrada o olur, onun kokusu var, peynir desen zaten allah belasını versin, yumurta haşlanmış falan.. için kalkar hiçbişey yiyemezsin, bi dilim köy ekmeği alır köşede kemiririm ben böyle bi durumda, oturamam o masaya. reçeli kaçırıp ona bandın bandın, yoksa ekmekten kabız olursun..

    boğaz ortamında köy kahvaltısı mı olurmuş? o peynir falan yörsan hep.
  • bilimum entel mekanlarda sunuluyor. fularlı abiler, kısa saçlı entel teyzeler de itibar ediyor.

    "şark köşesinde köy kahvaltısı, odun ekmeği ile" bilmemne...

    madem bu kadar meraklısın bu işe, siktir git tatvan'da yaşa. yemez!
  • olmayan bir kavramdir.

    yani köy kahvaltisi diye birsey yoktur. köyde kimse "yarin seninle köy kahvaltisi edelim" demez. zaten köylü cok mesgul bir insandir. 24 saatinin belki 18 saati isle gecer. yani köylü uzun uzun oturup "köy kahvaltisi"na vakiti ayiramaz.

    köyde yasayan insanin günü erken baslar. 9-18 mesaisi yoktur. köylü kisi biraz domates, biraz peynir, biraz zeytin, 1-2 bardak cayi en kisa sürede mideye indirir ve isine baslar. köylünün haftasonu lüksü olmadigi icin, haftanin hicbir gününde kahvaltisi süresini uzun tutmaz.

    cafe´lerde ismarlanan "köy kahvaltisi"nda oldugu gibi salam, sucuk, sosis, menemen bulunmaz köylünün sofrasinda. bir köylü aptal bir sehirlinin ismine "köy kahvaltisi" denen seye 20-30 lira verdigini görse, o sehirlinin gerizekali oldugunu düsünür. gercek bir "köy kahvaltisi" cok mütevazi bir menü oldugundan hicbir kesisme noktasi yoktur bu iki kahvalti türü arasinda.
  • akıllı işletmecilerin, gerizekalı insanları düdükleme yolunda yeni bulduğu yöntem.
  • böyle bir kahvaltı hizmeti verdiğini iddia eden işletmeler sayesinde, köyde yaşayanların her sabah sosis, salam, gravyer peyniri, kakaolu fındık kreması diye tabir edilen zımbırtı gibi şeylerle beslenip, early grey çaylarını fincanda içtiklerini öğreniyoruz. hayatımda köy kahvaltısı yapabildiğim tek yer köydür. bir de antalya-ısparta arasında bir amcanın derme çatma bir çardakta verdiği kahvaltıyı bilirim. çökelek, bazlama, domates, salatalık, yumurta ve reçel ile bir demlik çayı sofraya bırakıp gitmişti.
  • bok varmış gibi "yenilen" şey. aha bak resözlük bile http://goo.gl/qsxwq bunu gösterdi köy kahvaltısı deyince. mado'da özsütte olmadı dağ başında boktan kiremitler içinde pişmiş sucuk mucuk... bütün derdiniz bu di mi?
    hafta içi "cereal" yersen senin "köy kahvaltısı" dediğin bildiğin türk kahvaltısını dört gözle ararsın. sonra bakarsın ki evde hiç bir halt yok, kalkar bir tabak ıvır zıvıra 20-30 belki daha fazla verirsin..
    diyebilirsiniz ki o kadar çeşidi evde nasıl bulunduralım? bulunur bulunur. peynir dışında bozulacak hiç bir şey yok o kahvaltıda. kaymak zaten küçücük kapta. alırsın, balkona dizersin. mis gibi yersin. en fazla sıcak ekmek bulamazsın.. onu da bir zahmet fırında ısıt... zaten yakında ekmek makinelerini bedava verecekler neredeyse. o kadar paran varsa git ondan da al bir tane..
  • köyde yer sofrasında yapılması gereken kahvaltıdır.
    bakkaldan, manavdan, çarşıdan pazardan alınmış yiyeceklerin olmadıgı kahvaltıdır..
    şöyle ki bu bayram tatilini hadi köye gidelim diyen kardeşlerin gazıyla köyde geçirdim.
    bu köye 2. kez gidişim neden daha önce gitmemişim ki diye hayıflandım ilk gittiğimde.

    4 günde 2 kilo aldım neden mi ?
    yerde büyük bir sini tepsi düşünün, üzerinde el yapımı olan gıdalar;

    tereyağ: ağzında süt tadı bırakıyor,

    peynir, çökelik: yumuşacık kimyasal hiç bir şey barındırmıyor

    yumurta: tavuğun kıçından bizzat kendim aldım

    pekmez: bu başka bir mucize tamamen ev yapımı, memleketim de bu konuda çok iyi

    domates, salatalık: bahçeden koklaya koklaya topladım.

    maydanoz, taze soğan, nane: kokuları hala burnumda

    reçel: portakal kabuğundan yapılmış hafif ekşimsi bir tat

    ekmek: totik diyorlar bizim köyde yağlı sacta yapılmış ekmeğe, üzerine bol tereyağ sürülmüş saç ekmeğidir. bir de bunun yağsız versiyonu vardır incecik yufka açılıp saçta yapılmış

    çay: kuzine ateşinde yavaş yavaş demini alarak tam kararında demlenmiş.

    ben nasıl demem allahım sana geliyorum, nasıl burun kıvırabilir insanevladı sofradaki bu nimetlere !!
    yedim;
    ekmeğin içine tereyağ, çökelik, soğan koyarak yedim.
    başka ekmeğe domates, salatalık, maydanoz peynir koyarak yedim.
    pekmezi bandım, yumurtaya bandım..
    kahvaltı öğünü muhteşem bir öğün sürekli yapabilirim, hele ki böylesi bulunmaz hint kumaşı kadar değerli. biraz kilo aldırıyor ama olsun pişman olmadım, yine olsa yine yerim.

    köy kahvaltısı böyle olur hacılar, öyle lüks restoranlarda brunch modunda bi dünya para bayılarak olmaz.

    not: okurken küfür etmezseniz sevinirim, ama çok güzeldi yazmadan olmazdı.
hesabın var mı? giriş yap