• cemal sureyya cevirisinde can cocuk yayinlarinda evet dikdator fakat ataturk mu? " bereket vermis asteroid b 612 nin onurunu kurtarmak icin dedigi dedik bir turk onderi tutmus bir yasa koymus. herkes bundan boyle avrupalilar gibi giyinecek, uymayanlar olum cezasina carptirilacak. 1920 yilinda ayni gokbilimci bu kez cok sik giysiler icinde kurultaya gelmis.." diyor kitapta...

    ataturk kilik kiyafet devrimini 1920 den sobra yapti ki deyip gecistiriyoruz ogrencileri.
  • bu soru ile atatürk'ün diktatör olduğunu kabul etmiş olursunuz ki şiddetle sizi kınar ve uyarırım. bir adana'lı olarak küfür repertuarım oldukça geniştir yani şimdilik sadece uyarayım dedim...
  • fransızca olan orjinalinde kullanılan kelime diktatördür. ama yazarın bu kelime ile ironi yaptığına inanıyorum. insanları giysilerine göre yargılayan bir dünyanın karşısında ancak onlara benzeyerek dik durulabileceğini ifade ettiğini , atatürk gibi bir lideri küçüksemek gibi bir kaygısı olmadığını düşünüyorum.
  • cevabı evet olan sorudur bence.

    kitabı birkaç kez okumama rağmen nedense bugün hatırlayamadım ve bir arkadaşım ya nasıl bilmezsin dedi diye bir göz gezdirdim tekrardan.

    cemal süreya & tomris uyar çevirisinde sayfa 21'de bir kısım var orada bahsediliyor bu konu. (önceki entrylerden bu yazıya ulaşabilirsiniz)

    gerçekten de tarihin 1920 olması avrupalılar gibi giyinmek ve ölüm yasağı getirmek tarzı söylemler birebir atatürk ile uyuşuyor. hani tarih daha 1800ler olsa 2000ler olsa hayır değil dersin ama uyuşuyor. atatürk'e diktatör denmesi, devamında avrupalılar gibi giyinmeye zorlaması, ölüm yasağı getirmesi gibi şeyler söylenmiş.

    ironi tarafının da olduğunu düşünüyorum, şöyle ki insanların bir diğerinin dış görünüşüne fazla takması bu şekilde işlenmiş ama yine de hiç hoş bir söylem değil. bir de o asteroid'in onurunu kurtarmak için seçilen demiş. onur kurtarmaktan kasıt osmanlı'dan sonraki yeni türk devletini kurma çabaları olabilir.

    sonuç: atatürk olduğu çok bariz. ironi mi değil mi exupery'nin hayatını araştırmadan bilinmez yine de atatürk sevdalısı çıksa bile ironi olsa bile bu örnek birçok insana ters gelecektir diye düşünüyorum.
  • yav he he
  • sorun bahsi geçen kişinin atatürk olup olmaması değil. sorun haddini aşarak dünyaca ünlü bir metinden bir ibareyi çıkarmak. sanki ülkede fransızca veya ingilizce bilen yokmuş gibi yapmak. bu haysiyetsizliktir başka bir şey değil.
  • atatürk olabilir, muhtemelen atatürk'tür.

    burada asıl sorun, toplum her şeyi o kadar kelimeler ve sloganlar üzerinden tartışmaya alıştı ki..

    içerik boş, kelimenin anlamı, olayın geçtiği yer-zaman-şartlar.. hiç önemi yok bunların. sadece salt kelimenin anlamı üzerinden dönüyor mesele.

    örneğin demokrasi. içeriği önemli değil yapılırken adına demokrasi denen her şey iyidir bunlara göre.

    örnek verelim. hitler seçimle başa geçmiş bir liderdir. albay stauffenberg önderliğinde ona darbe girişiminde bulunulmuştur. eğer başarılı olsa hitler'e demokrasi şehidi, stauffenberg'e darbeci mi diyecektik? demek ki seçim, demokrasi ya da darbe gibi kavramlar duruma göre değişebiliyor. doğru işleyen bir demokrasiye yapılan askeri müdahale yanlış bir hareket ve kötü bir darbe iken, hitler rejimine yapılan darbe kurtarıcı bir hareket olabiliyor.

    yani kavram.. "hitler'e diktatör diyorlar demek ki diktatör kötü bir şey. atatürk'e diktatör denirse atatürk aşağılanmış olur". aslında yok böyle bir mantık. doğru değil.

    diktatör meselesinin özü de budur. diktatör bir kelimedir. hitler de diktatördür, sezar da diktatördür, atatürk de diktatördür. önemli olan diktatör denilebilecek yetkileri kullanan bu insanların, yetkileriyle neler yaptıklarıdır.

    atatürk'ün başta olduğu dönem açısından bakmak lazım. 1930-40'lar boyunca ingiltere, fransa ve abd dışında bir demokrasiden zaten söz edemeyiz.

    atatürk bu "birinci vatandaş" yetkilerini, devrimlerin ve demokrasi kültürünün oluşabilmesi ve ülkede kalıcı olabilmesi için kullanmaya çalışmıştır. üstelik bu sırada ülke en basit hastalıkların dahi tedavi edilemediği, medeni dünyadan 350-400 yıl geride yaşayan bir garip anadolu'dan ibarettir.
  • asıl soru bence şu olmalı; "küçük prens'teki gül, mustafa sarıgül mü? "
  • yabancı dil bilmeyen insanların bilip bilmeden salladığı başlık. "türk lider" ibaresi bizim dilimize sansürlenerek çevrilmiştir. fransızcasına bir bakalım yani metnin orijinaline:

    "......un dictateur turc imposa à son peuple, sous peine de mort, de s'habiller à l'européenne."

    un dictateur turc = türk bir diktatör
    imposa à son peuple = halkına dayattı/ halkını (bir şey yapmaya) zorladı
    sous peine de mort = ölüm cezası altında/ölüm tehdidiyle
    de s'habiller à l'européenne = avrupai giyinmeleri için

    ".....türk bir diktatör halkını, ölüm tehdidiyle, avrupai giyinmeye zorladı."

    yani durduk yere birilerine sövecekseniz gidin kitabı yazan adama sövün diyeceğim de adam öldü zaten.
hesabın var mı? giriş yap