• ahmet ümit kitabı.

    kitapta, artık işten elini eteğini çekmiş bir zamanların başarılı gazetecisi, yıllardır görmediği üvey kardeşi ile karşılaşır. ama bu karşılaşma basit bir rastlantı değil, kirli işlere bulaşmış üvey kardeşin planının bir parçasıdır.

    bu plan nedir?

    bu üvey kardeşin olayı nedir?

    perde arkasında yaşanan devlet sırları nelerdir?

    aslına bakarsınız heyecanlı, sürükleyici bir konu ama ne yazık ki kullanılan dil çok bayık. o kadar gereksiz ayrıntılarla dolu ki kitap.

    mesela bazı kitaplar vardır, bir gün okumayın unutursunuz o güne kadar okuduklarınızı. o kimdi, bu kimdi, nerde kalmıştım, koparsınız kitaptan.

    ama diğer bazı kitaplar da vardır ki günlerce okumasanız, döndüğünüzde kaldığınız yerden devam ettiğinizde hiçbir noksanlık hissetmezsiniz. ahan da bu o kitaplardan. başladım ben bunu okumaya. ama sonra araya başka kitaplar, aramıza yollar, yabancı kollar, zor yıllar girdi. günler sonra geri döndüm ben buna, hiç te o kadar uzun süre ayrı kalmamışız gibi devam ettim kaldığım yerden, tek sayfa bile geri dönme lüzumu görmeden.

    gazeteci kardeşimizin kendi içsel düşünceleri o kadar fazla ki. '' peki şimdi ne yapmalıyım? bu işlere bulaşmayı hiç istemiyorum. ama bulaşmadan da yapamayacak gibiyim. bir yandan gazetecilik merakım, öbür yandan tembelliğim. ah bu tembelliğim. içki yok mu içki. bir içeyim de kendime geleyim. hah içtim ,iyi oldu, kendime geldim. peki şimdi ne yapacağım? kafam o kadar karışık ki...''

    hay kafasına oklavayla vurduğum.

    tüm bu kafa sıkan gereksiz ayrıntılara katlanabilirim diyorsanız, vatan millet aşkıyla, devlet kontrolünde cinayetler işlemiş, bunu yaparken başka pisliklere de bulaşmış insanlar anlatılıyor burada.

    http://birazkitap.blogspot.com/2012/04/kukla.html
  • eğitim konusunda türkiye nin çok güdük kaldığı , buna nazaran kuklacılarınsa bir elin parmaklarını geçmediği gibi bir gerçek vardır ortada.üniverstede hala mevcut bir kukla bölümü bulunmamaktadır.istanbul da tünelde su sanat atölyesinde asuman sübay adlı şirin mi şirin tatlı mı tatlı bir hanfendiden yada curcunabaz atölyesinde candan seda yalım balabandan yada ahşap çerçeve de emre tandoğandan kukla dersleri alınabilinir.
    ipli marionet kukla , çubuk kukla, el kuklası , puppet kukla, çorap kukla , parmak kukla, gölge kuklası , jawa kukla, iskemle kuklası , black light kukla, stop motion kuklası... gibi bir çok kukla türü vardır.
  • belki de sevdası uğruna ufak da olsa bir şeyler yapmak adına başladığı hobisi ile artık yüzbinlere ulaşan yazar.

    kendisini ve çalışmalarını entrilerini olduğu gibi büyük bir keyifle takip ediyorum. yeri geldiğinde hakaretlere varan bazı olumsuz seslere kulağını tıkamayı başarıyordur umarım. bilirsiniz meyve veren ağaç taşlanır maalesef ülkemizde.
  • el kuklası, iskemle kuklası, ipli kukla bir de osmanlı zamanında büyük boyutlarda div-manend denen çeşitleri olan bezden yahut plastikten yapılmış figürlerdir.
  • özgüvenini başkasının onayına emanet edendir.
  • kişiye özel yapılanları mevcuttu bir zamanlar. kukla atölyesi diye bir yer vardı kadıköy'de. yıllar önce bir arkadaşıma hediye olarak onun kuklasını yaptırmıştım. bir tane fotoğraf yardımıyla bire bir aynısını yapmışlardı. halen var mı bilinmez.
  • seviyeli futbol muhabbeti ile badim olmuştur.
  • zafer ekin karabay şiiri:

    "kapı kırıldı; kapalı tutulduğu günlerin
    hüznüyle. resim düştü sessizliğe, cam
    kırıkları bırakarak gözlerine eski
    sevgilinin ve çalar saat vermedi
    çaldıklarını. kapı koluna çektirdiği
    iki dişini anımsadı, yıpranmış dişleri
    dökülünce ipini kemiren kukla
    yüzünü gördüm uykusunda. yüzümden
    kaçan kurtulmuş düş, bana göründü
    ve yitti. yüzü mevsimlerin dönüştürdüğü
    iklimdi; baharın ayıklayıp güzün sahiplendiği.
    sakınımlı güvercindi gözleri kuklanın;
    yaşama bir diazemle sunulan.

    açtı kendi rüyasına gecikmiş bir uykuyla
    gözlerini. parmağını ellerine gömdü,
    handiyse bencileyin "yaşamak güzel mi?"
    diyen bir bebeğin."

    şubatta saklambaç / mayıs yayınları / 1.b, aralık 2002 / s.22
  • mesela bir fotoğraf sanatçısından çıkan bir kare. bir kukla emekçisinin elleri(tina modotti-sene 1929)
  • ingilizcesi puppet diye tamir edilen, benim de yakından ilgilendiğim,eşyalara can verme sanatı
hesabın var mı? giriş yap