• 1-2 kişilik uçakların amerika'daki lakabını biliyor musunuz? "atheist tester" ya almanya'daki adları? "nevercomeback airlines"

    peki kask takmayan motosikletçilerin* amerika’daki lakabı? "organ donor" (bir yerde genel verici).

    (bkz: yaab)
    (bkz: nickname)
    (bkz: künye/@ibisile), san
    (bkz: ingiliz kemal/@ibisile)
    (bkz: ingiliz mehmet)
    (bkz: hosatlı)
    (bkz: havana/@ibisile)
    (bkz: kınnı)
    (bkz: kontaş)
    (bkz: yörük hasan)
    (bkz: alabacak)
    (bkz: hella)
    (bkz: gücük)
    (bkz: mıgırı)
    (bkz: kosi)
    (bkz: eğriler)
    (bkz: kagıç)
    (bkz: dişlen)
    (bkz: çolak)
    (bkz: hoyraz)
    (bkz: altındiş)
    (bkz: gafar)
    (bkz: murat karısı)
    (bkz: haymaz)
    (bkz: muratça), ırazca
    (bkz: kocakulak)
    (bkz: danacı)
    (bkz: koşturup durmak)

    ulusal/bölgesel lakaplar/takma adlar var:
    (bkz: nigel)
    (bkz: bruce)
    (bkz: geordie)
    (bkz: temel/@ibisile)

    (bkz: ca ce yapım eki)
  • sezar diyorlar hany
  • hayatım boyunca bazen şakasına bazen de ciddi ciddi insanlara lakap taktım ben.

    mesela, orta okulda hazırlıkta sıra arkadaşımın adı zübeyde'ydi, kıza (önce iznini aldım gerçi) "zübük" demeye başladım. lisede ben farklı bir okuldaydım ama bir gün eski okulumu ziyarete gittim ve zübeyde'ye "sümük"dendiğini duydum. benim başlattığım lakap nerden nereye gelmiş deyip baya bi üzülmüştüm.

    bir başka örnek: yine orta okuldaydım, 1.60 m'lik boyuyla m.jordan forması giyen benden 3 yaş büyük bir çocuğa "g.t jordan" lakabını takmıştım. bu lakabı arkadaşlarım o kadar sevdiler ki lakap gene yayıldı tüm okula. neyse işte bir gün bu çocuk çıktı geldi "bana taktığın adı duydum" dedi. yüzüm nasıl kızardı! ne kadar utandım anlatmama imkan yok... çocuk gene kibar bir çocukmuş utandığımı görünce başka bişey demeden gitti.

    hala da lakap koyma huyumdan vazgeçemedim ancak önceki gibi tehlikeli lakaplar koymuyorum. şimdikiler daha şirin. örneğin, yeğenimin adı kerem, ona keremalı diyorum (kremalı bisküviyi çok sevdiği için). oğlum desen daha 3 yaşında ama herhalde şimdiden 10 tane lakap taktım...

    tüm bunları neden yazdığıma gelince, bu kadar lakap takarsan millete biri de çıkıp sana takar tabii birgün... ama bu kişi hiç beklemediğim biri çıktı.
    oğlum.
    bana 3 ay önce "makarna balığı" demeye başladı. makarna balığı nedir allah aşkına!!!
    o makarna balığı dedikçe etrafımızda herkes kahkaha atıyor bana. beyaz tenli ve balık etli olunca lakap da cuk diye oturdu zaten.

    mesela oyun oynuyoruz, ben onu kovalıyorum. oğlum sesleniyor evdekilere "makarna balığı geliyoo kaçııınn!!" millet kopuyor falan. yeminle oyunu bırakasım geliyor!

    alçak bir de tam yerinde, zamanında kullanıyor lafı.

    yine bir örnek vereyim: denize giriyor babasıyla, ben yağlan kremlen derken onlardan sonra girebiliyorum. ben girerken "makarna balığı denize giriyor" diyor. yine başta eşimin, sağdan soldan milletin gülme sesi geliyor. zaten yarı çıplak denizin içinde yürümeye çalışırken bir de makarnaya benzetilmek özgüveni ne denli darmadağın ediyor anlatamam... beni hiç böylesine aşağılayan olmamıştı arkadaşlar... ama müstahak bana değil mi?
  • bazı alim ve evliyanın lakapları:

    seyyidü't-tâife: cüneyd bağdâdî
    el-muallimü's-sânî: fârâbî
    eş-şeyhu'r-reis: ibn sina
    hüccetü'l-islam: gazzâlî
    el-imâm: fahreddin râzî
    eş-şeyhü'l-ekber: ibnü'l-arabî
    şeyhü'l-islâm: ibn teymiyye
    es-seyyidü's-sened: cürcânî
    müfti's-sakaleyn: ibn kemâl
    sultânü'l-ulemâ: 1) izzüddin b. abdisselam 2) bahâeddin veled (mevlâna'nın babası)
    hudâvendigâr / pîr-i destgîr: mevlânâ celâleddin
    adudu'l-milleti ve'd-dîn: îcî
    bahru'l-ulûm: leknevî
    muhyi’s-sünne: begavî
    fahru’l-islam: ebu'l-usr pezdevî
    eş-şeyhü’l-kebîr: sadreddin konevi
    imâm-ı a'zam: ebû hanife
    imâmü’l-hüdâ : maturidî
    şemsü'l-eimme: serahsî
    gavs-ı a'zam :abdülkadir geylânî
    şeyhu’l-işrâk/el-maktûl: şehâbeddin es-sühreverdî
    allâme-i sâni /pâdişâh-ı ulemâ /hüsrev-i dânişmendân: teftazânî
    lisânü’l-gayb / tercümânü’l-esrâr: hâfız-ı şîrâzî
  • arkadaşlar arasında (bkz: ayaklı kültür) derler ndksksk
    valla öyle, şaka değil gerçek
  • argoyla dilimize geçen itham ve lâkaplar.
    çöçe: her işe burnunu sokan
    apırcın: telaşlı
    gırs: eli sıkı olan
    hirtik: kötü niyetli
    harba: çok yemek yiyen
    kırçoz: saç ve bıyıkları kırlaşan
    gısnı: kıskanç
    yırek: hafif, uçarı
    dızdızcı: saf insanları hemşeri çıkmak suretiyle dolandıran.

    kaynak:
    https://twitter.com/…tatus/1157638734042554369?s=21
  • evdekilerle eskilerden söz ederken hoş anılar canlandıran takma ad. incitici olmadığı sürece hoş.
    cöttürügöt
    kurt naciye
    tostili
    tokaç
    cıvık
    cıncık kıran
    küp abdullah
    cozur
    gongra (kongre)
    aniş
  • vikings'de de karşımıza çıkan diğer bir deyişle takma ad. ivar the boneless ya da bjorn the ironsidegibi örnekler verilebilir.

    ufak bir şahsi görüş; keşke lakabın kadar sen de güzel olsan ivar.
  • (bkz: sandro botticelli) - botticelli ( küçük fıçı )
    (bkz: jacopo robusti) - tintoretto ( küçük kumaş boyacısı )
    (bkz: gaius julius caesar augustus germanicus) - caligula ( küçük çizme )
    (bkz: gabriel garcia marquez) - gabo ( ? )
    (bkz: naim süleymanoğlu) - cep herkülü
  • tilki.
hesabın var mı? giriş yap