• fransız bilimadamı oliver roy tarafından yazılan ve dünyadaki siyasal islam hareketlerini irdeleyip başarısızlıklarının nedenlerini analiz eden bir kitap.
  • olivier roy'un bir inceleme kitabı. aradan on sene geçmesine rağmen okunması gereken kitap. özellikle bugünkü "siyasal islam" ve "radikal siyasal islam" hakkında önemli ipuçları veriyor.

    kitabın metis yayınlarınca yapılan çevirisinin arka kapağında da şunlar yazıyor:

    "roy'un kitabının konusu çağdaş islami hareketlerdir, yani islam'ı bir din olduğu kadar bir siyasal ideoloji olarak da gören, kendilerini bu yolla mevcut sistemden bir kopuş olarak tanımlayan gruplardır.

    çağdaş siyasal islam, müslüman toplumlara bir seçenek sunuyor mu? yazarın cezayir'den türkiye ve iran'a suudiler'den afganistan, pakistan ve türki cumhuriyetler'e geniş bir müslüman coğrafyada dolaşarak yanıt aradığı temel soru budur. olivier roy, islamcılığın etki ve genişlemesinin henüz durmadığını, siyasal islamın iktidara gelebileceğini ancak iktidara gelse de adetlerden ve hukutan başka hiçbir şey değiştiremeyeceğini, sonucun kesin bir başarısızlık olacağını düşünüyor.

    neden bu başarısızlık? bu sorunun en başta gelen yanıtı siyasal islamın, karşı çıkarak kendini varettiği modernizmin kötü bir kopyası olmasında yatıyor. batı ve modernlik karşıtlığı temelinde mevcut muhalefet boşluğunu doldurarak güçlenmiş olan siyasal islam, giderek bir 'fundamentalizm' halini alıyor ve şeytanını 'batı' tanrısında ararken, kendi içindeki çölü göremiyor."

    olivier roy, siyasal islamın iflası", metis yayınları, 1994
  • çorabın sökülen ilk ipliği müslüman kardeşlerdir. bugünkü acil bakanlar kurulu toplantısı da bu yüzdendir. "şimdi ne olacak,nasıl bir ders çıkarmalıyız,bizi nasıl etkiler."

    (bkz: siyasal islamın iflası)
  • ortadoğunun son ve gelecek elli yılını kafanızda bir yerlere oturtması açısından merakı olan herkesin mutlaka okuması gereken olivier abimizin biz cahillere armağanı olan kitap.
  • [siyasal] islamcılık, tarihsel bir başarısızlıktır: ne iran'da ne de afganistan'ın kurtarılmış bölgelerinde yeni bir toplum ortaya konmadı. "islami ekonomi" laf olmaktan öteye gidemiyor. islamcılığın iflası, cezayir'deki fıs (islami selamet cephesi) gibi partilerin iktidara gelemeyeceği anlamına değil, sadece bu partilerin yeni herhangi bir toplum yaratamayacakları anlamına geliyor.
    ahlaki düzen devrimden sonra gelecek. zenginler için islami model suudi arabistan (rant + şeriat), yoksullar için ise pakistan, sudan ve yarınki cezayir'dir: yani işsizlik + şeriat.
  • siyasal islam veya islamın siyasallaşması olgu olarak teorik temellerine aykırıdır.zira islamda herşey kuran a dayalıdır.

    siyasallaşması ise ancak mevcut düzenin yıkılıp kuran a dayalı sisteme geçişte bir ara formdur.

    türkiye de 28 şubat süreciyle kimilerine göre iflas etmiş, kimilerine göre baskı altına alınmıştır.ancak bu eğitim düzeyinde olan bir toplumda her zaman siyasal islam hortlayabilmektedir.
  • bugün mısırdaki darbeyle bir kez daha kendini göstermiş,kaçınılmaz gerçeklik.

    türkiye ve mısır daki işlere en çok sevinen kişi esat konuşmuş.:"dini siyasete alet etmeyin bitersiniz."

    http://sozcu.com.tr/…a/ilk-tepki-esaddan-geldi.html

    lakin herşeye rağmen darbe yanlış yöntemdir. doğrusu halkın kendi iradesi ile dini siyasetten ayırt edip hayatı daha fazla yaşanabilir hale getirmesidir.

    bizim ülkemiz için ise bu ayrıştırma şimdilik çok zor ve uzak.

    işin aslı sadece;

    minareye yakın olan düdüğü çalıyor.
  • bu kitabı okumayan insan, siyasal islam üzerine yorum yapmasın. çünkü o insanın bir yanı hep eksiktir. okuyunuz.
  • "şu sıralar müslüman siyasal düşüncesini sürekli felce uğratan şey komplo teorisi*dir. çünkü her başarısızlığın şeytan'dan geldiğini söylemek, sorunların çözümünü tanrı'ya ya da şeytan'ın kendisine (yani günümüzde amerikalılar'a) havale etmek demektir."
  • siyasal islâmcılık düşüncesinin neden kaybettiğini ve kaybetmeye mahkum olduğunu anlatan olivier roy'un kitabı. kitabın önemli bulduğum ve üzerine tartışılması gereken bazı saptamalarını buraya bırakıyorum:

    “bu nedenledir ki islamcılar her yerde sınai kalkınmayı, kentleşmeyi, kitlelerin eğitimini ve bilimsel eğitimi yüceltmektedirler. bütün ülkelerin ezilenlerine sundukları şey, dışlandıklarını hissettikleri bu kalkınma ve tüketim dünyasına girebilme düşüdür. islamcılık şeriat artı elektriktir.”

    “zevk, zengin işidir. işte bu durumda islamcılar, aslında müslüman uygarlığına özgü belli bir yaşama tarzından uzak bir biçimde iffeti, erdemi yüceltmektedirler. o ana kadar kişinin kendi hakkındaki imajını değersizleştiren şeyleri, bir saygınlığa dönüştürmektedir.”

    “islamcılara göre islami toplum ancak siyaset yoluyla mümkündür, ama siyasal kurumlar ancak içindeki insanların erdemine dayanarak işler, erdem ise önce bir islami toplum mevcut olursa genelleşebilir. bir daire içinde dolanılmaktadır. nihayet eylemde tıkanıklık yaşanmaktadır.”

    “islami ekonomi de, tıpkı islami siyaset gibi, batı'dan ödünç alınan bir anakalıbın, ahlaki bir antropoloji üzerinde temellenmiş hukuki bir terminoloji tarafından doldurulmasından başka bir şey değildir.”

    “islamcıların mücadele verdikleri toplumların büyük çoğunluğunda, devlet modelinin zayıflığı siyasalın, ya da burada daha kaba anlamıyla gündelik siyasetin, bir devlet erkinin doğuşundan önceye rastlayan aile, etnik grup, kabile dayanışmasının yeniden keşfi olan, ya da yakın zamanda kentleşmiş ve yapısı bozulmuş toplumlarda cemaat dayanışmasının yeniden keşfi olan dayanışma guruplarına, yani “klanlar”a dayanarak yürütülmesine yol açar.”

    “zira dini devlet kavramında derin bir çelişki vardır: tanrı hiçbir şey söylemez, tanrı'dan işittiklerini söyleyenler insanlardır. bir dinin ne olduğunu insanlar tanımlar. bir dini devlet kendinin dışında varolan bir dini uygulamaz, önce onu tanımlar: suudi arabistan'da bile, din adamının yerini iktidar tanımlar; dolayısıyla din adamının üzerindedir: dinin hizmetine girdiğini iddia ettiğinde bile, daima onu araçlarından biri haline getirir onu. her devlet sekülerdir ve dini araçsallaştırarak onu sekülerleştirmektedir. siyasal islam'ın iflası, teokrasinin imkânsız olmasının bir sonucudur sadece. siyasal olan, önce iktidardır; iktidarın ise kendi yasaları vardır.”
hesabın var mı? giriş yap