• normalde yazdığım şeylere gelen çeşitli olumsuz yorumları ayrı bir entry ile cevaplamak adetim değildir. hele ki bu kadar sevilmiş bir hikayede bunu yapmak istemezdim ancak sanırım konu hamit olduğu için biraz hassas davranıyor olabilirim. bir arkadaş hamit'i aşağıladığımı söyleyerek bazı örnekler vermiş. belki başkaları da bu doğrultuda düşünmüş olabilir diye kısa bir açıklama yapmak isterim.

    örneğin "hamit'in "çakma" deri ceketi, 8. el cep telefonu" falan demişim yazıda. önce bunu açıklayayım;

    bunlar aşağılama tanımlamaları değildir. 5 senede tanıdığın insanı 5 dakikada karşı tarafa anlatabilmek için bazı betimlemelere, detaylara ihtiyaç duyarsın. bir karakteri anlatırken değinilen detaylar sayesinde onu hiç tanımayan okuyucular belleklerinde karakteri ince ince yaratırlar. hatta mesela orada ilgili cümlenin devamında "onun ekranı çatlak 8. el telefonlar kullanan ama hayattan muazzam zevk alan hali, kafaya çok şey takmayışı..." ve hemen ardından yazdığım "..hamit'in sıradan bir günde yaptığı şeylerin yüzde 10'unu yapabilmek için hafta sonunun gelmesini bekleyenlerdendik, hamit ise vakti bol bir ücretsiz yaşam rehberiydi." cümleleriyle kendi maddiyatla örülü modern dünyamın(mızın) eleştirisini yapmaya çalışıyorum ancak bu cümlelerden hareketle basitçe hamit'i aşağıladığımı düşünen arkadaş ne yazık ki bunu fark edebilecek inceliğe sahip değil. bu gerçekten dokundu bana ve açıklamak istedim. bunun yanında benim abim de halen akıllı telefon almamakta ısrar etmekte. ben bunu da ortamlarda "adam hala tuşlu nokia kullanıyo mk" şeklinde anlatıyorum. bu ifade herhangi bir aşağılama içermez. ancak eğer hikayenin içinde; "8. el cep telefonu kullanıyor gerizekalı yaaa :))" deseydim, bak bu aşağılama olabilirdi işte. aradaki farkı umarım anlatabilmişimdir.

    bunun dışında aynı arkadaşa göre; hamit'e bey'liği layık görmemişim ve onu yine aşağılamışım. yazıdan örnek verdiği yer şu;

    "hamit bey (dikkat edin bey) bizim mahallenin imamıydı" dedi ve kesinlikle espri falan yapmıyordu"

    hikayeyi bir bütün olarak ele aldığınız zaman orada parantez içindeki (dikkat edin bey) ifadesi, hamit ile ilgili kişi arasında bizim ilk kez şahitlik ettiğimiz farklı düzeyde bir ilişkiye karşı olağanüstü şaşkınlığımızı ifade eder. bunu bu doğrultuda okuyan 100 kişiden 99'unun da böyle anladığına eminim. ne layık bulmaması yahu? sinema filmi olmadığı için o anlık şaşkınlığı klavyeden kısaca nasıl anlatabilirim bilemiyorum. bir şeye şaşırmanız için ille de onu layık bulmamanız falan gerekmez.

    aynı eleştirileri sıralayan arkadaşa göre hamit'i yalancı buluyormuşum. bir insanı 'yalancı' olarak tanımlamak ile aynı insanın çoğu zaman zararsız konularda kendini biraz fazla abartmasını komik bulmam ve buna biraz takılmam arasında oldukça fark olduğunu düşünüyorum. hamit ikinci kategorideydi ve bunu kısmen anlatmaya çalıştım yazıda. hamit mutlaka makinelerden anlıyordu ki yazıda "iş çıktığı zaman gerçekten de gider hallederdi. becerikliydi hamit" diye bir bölüm de var. ama mesela hiç teknik liseye falan gitmedi. fakat ortamlarda teknik okul mezunu olduğunu öylesine ciddi bir şekilde (kendine o konuda güvendiğinden) söylerdi ki biz bu ciddiyete gülerdik işte biraz. kuran'ı da biliyordu ama biraz işte. kesinlikle imamlık yapabilecek düzeyde bilmezdi..hatta bilgisini ispat etmek isterken herkesin bildiği bir sureyi yanlış okuyunca çok güldürmüştü bizi.

    son olarak; hiçbir insan dosdoğru değildir. hiçbir insan melek değildir. hiçbir insan sadece iyiliklerden oluşmaz. kötülükler, iyilikler, 'düzenbazlıklar' ve 'salaklıklar' her insanda vardır. aynı zamanda hiçbir insan saf kötü değildir. hiçbir insan sadece sinsi veya içten pazarlıklı olmaz. gerçek dünyadaki insanlar filmlerdeki insanlara benzemezler ve filmlerdeki karakterleri en çok bundan dolayı sevmem. hamit de bu dünyada yaşayan bizler gibi iyilikleri-kötülükleri birbirine karışmış birisiydi. ama şunu net olarak ifade edebilirim ki; hamit genelde iyi bir insandı. bunu, onu yakından tanıyan çoğu kişi böyle söyleyecektir.

    bunlar dışında, bana bu eleştirileri yapan arkadaşa katıldığım bir nokta var; yıllar geçtikçe artan bir pişmanlık. evet belki de daha çok ciddiye almalıydık o günler (hastalık günleri) hamit'i. yalnız şunu söyleyeyim o ciddiye çok almadığımız süreç 1 haftayı geçmez. sonra işin ciddiyetini anlayıp maddi manevi yanında olduk. ancak o aynı ciddiyeti kendine göstermemişti ve kendini iyi hissedince ilaçları bırakmıştı. yine de belki daha da ilgilenebilirdim, belki daha çok kontrol edebilirdim diye bir pişmanlık hissi var evet ve bunun önüne geçemiyorum. o ise bence şu anda cennetten bana bakıp "ulan hadi bırak şimdi beni, kaç kız düştü onu söyle" diyordur. cennette olduğundan nasıl emin olduğuma gelince..bu başlığın altında başka bir arkadaşın yazdığı gibi; "o bi yolunu bulmuştur".
  • anlamayan ne kadar adam var. yok mudur herkesin bir hamiti.veysel,ismet,arif.. ismi farklıdırcismi farklıdır ama içinizi titretmesi aynıdır.anılarınız aklınıza geldikçe hissettikleriniz aynıdır.özlemdir hamit.pişmanlıktır,boğazınıza düğümlenen tarifsiz histir hamit.hikaye belki kurgu bel ki gerçek.ama hamtileri hatırlatıyor eleman bize.diyor ki ; hayat o kadar da ciddiye almaya değer değil.hayat prensiplerinizin kölesi olarak geçirilmeye değer değil.hayatınıza renk katan insanları bulun ve bir daha bırakmayın diyor.neyse kime diyorum ki ...
  • iceride bir sey oturdu resmen. boyle insanlara rast gelenler daha cok anlamistir hamit'in nasil biri oldugunu, bu yuzden ben de bu yaziyi okuduktan sonra hamit gibi olan arkadaslarimi andim. allah hepsine guzel omurler nasip etsin ya, kardeslerim benim.

    yalniz, o videoyu okuyan sari kafa ise bu yaziyi yazan, ben de hamit'in yerinde olsam ben de kangal her siki kaldirdiginda ayni espriye uzun uzun kahkaha atardim, resmen isvec'ten gelen exchange ogrencinin ptt onunde bildiri okumasi gibi bir durum soz konusu orda.

    ulan hamit abimiz be, allah mekanini cennet etsin senin.
  • hikayenin sonunda mit ajani cikacak diye bekledim ama "eniste" bile cikmadi. ruhu sad olsun. ben cok sevdim bu karakteri... her insanin hayatinda olmali boyle renkli biri.
  • yazar harika yazmış, ellerinden öperim. bunun dışında hamit kadar, hamit'i seven adamları sevmeli, sarıp sarmalamalı.
  • guzel insan kaybetmek zordur.hele erken kaybetmek en beteri.sen benim yedigim ictigim ayri gitmeyen aklimdan cikmayan orta okul arkadasimi getirdin gozumun onune.ismi levent oguz.ortaokul biiti yaz tatili basladi.ama biz nisandan beri tekneye atlayip her bos gunumuzde ayni 10-12 kisi kizli erkekli ,arkadasimizin abisinin balikci teknesi araklayip adalara giderdik.adaya varmamiza kisa sure kala ben leventle atlar yuzerek adaya cikardik.onlarin evi koyde oldugu icin hafta ici bizde hafta sonu onlarda kalirdik.sonra okullar kapandi bizde bagimlilik yapan adaya gidecegiz pazartesi gunu.gunlerden cumartesi.aksam ustu dus aldim evin onunde kaldirim kenarinda oturmus saclarimla oynuyorum havalar 1500.oyle takilirken yine ayni siniftan ersoy'un babasi geldi -napiyorsun -iyiyim falan filan -gel ersoy'u da alip levent'lere gidicez dedi.-babamdan izin almadan gelemem zaten levent yarin gelcek bizde kalacak p.tesi adaya gidicez dedim o da -ben babanla konustum ersoy'u alip geliyorum sen gitme bir yere burda bekle dedi.-tamam dedim.15 dk sonra tek kapili anadolla erkut amca geldi.icinde dincer ersoy serkan feyzo ilker... bende sikistim on koltuga gule oynaya ciktik yola.sonra erkut amca durdu.bize dedi ki ; cocuklar biz levent'e gidiyoruz ama levent bogularak olmus olabilir hazirlikli olun dedi.inanamadik.koye geldik.herkes buz kesmisti.ne konusan vardi ne aglayan.olum sessizligi.biz goletin basina goturdu.ambulanslar arama ekipler dalgiclar koyluler.cehennem yeri.2 gun aradilar camurun icinde.2 gun bekledik basinda.aglayamadik.hic bir sey yapamadik.sonra sabaha karsi cikardilar cesedini.bizi bizden aldi.okul acildi sirasina cicek koyduk okulun duvarlari cekildigimiz fotograflarla doldu tasti tahtaya'allah sevdigi kulunu yanina erken alirmis'yazdim.hep beraber agladik.cocuk aklimizla aklimizi aldi.
  • yazarın kim olduğuyla pek ilgilenmiyorum ama hamit gibi adamlara sahip çıkalım.
  • (bkz: yav he he v2)
  • hikayenin gerçekliğini okudukça sorguladım. hem etkileyici ve iyi yazılmış, hem de gerçekçi bir hikayeydi.

    benim tek sorguladığım yer soner arkadaşın uzun uğraşlar sonrasında sadece 4 video bulunan kendi youtube kanalındaki videoyu bulması oldu.

    "uğraş" dediği şey nedir? samimi olarak merak ettim.
hesabın var mı? giriş yap