• arapca kokenli bir sozcuk olup madde ile ilgili seyler anlamina gelir.
  • "locke'a karşı kant'ın temel keşfi şudur: maddi nesnelerin uzamsallık haricinde düşünülememesi gibi, deneyimin de zamansallık haricinde düşünülmesi mümkün değildir." adrian bardon - zaman felsefesinin kısa tarihi

    "sarı metalin iğrenç para tadıyla birlikte maddiyatı ve tahılın adi görüntüsü, bu iki geri çevirişi de anlaşılır hale getiriyor - ama lapis'i* bulmanın bu kadar zor olmasının asıl sebebi de budur: o exilis'tir, çirkindir; caddeye ya da gübreliğe, yığınların içine atılır; her yerden toplanabilecek en yaygın şeydir. prometheus ve epimetheus'ta, aynı sebepten dolayı güngörmüşlerin tanımadığı spitteler'in* mücevheriyle ortak "sıradanlık" özelliğine sahiptir." carl gustav jung - rüyalar

    (bkz: maddi durum), paracılık
    (bkz: dualite)
  • kendisinin onemsizligini vurgulayanlar tarafindan kontrol edilendir. klerji mensuplari size maddiyata onem verme, parani bana bagisla ben senin yerine onem veririm derler.
  • ilk sayısı 15 ocak 1925'de çıkmış olan bir popüler bilim dergisidir. derginin yayıncısı ahmet tevfik göymen'dir.

    derginin adının altında şöyle yazar: "türk gençliğinde hars-ı fenniyyenin inkişafına hadimdir." yani maddiyat’ın esas yayımlanma sebebi, türk gençliğinde fen kültürünün gelişmesine hizmet etmektir. dergideki yazılar, hayvanat, nebatat, fizyoloji, fizik, kimya ve jeolojinin çeşitli konularına ayrılmıştır. ayrıca bilim ve teknoloji tarihinin alanına girebilecek konularda da yayınlar yapılmıştır. bunların dışında bu alanlara girmeyen, bilim ve teknolojinin çeşitli popüler konularındaki yazılar da dergide önemli yer tutmaktadır. derginin bazı sayılarında küçük havadisler başlığı altında, merak ve ilgi çekecek bilimsel haber ve gelişmelere de yer verilmiştir.

    15 ocak 1925 - 15 ocak 1926 tarihleri arasında toplam 11 sayı yayınladıktan sonra yayın hayatı son bulmuştur. sevtap kadıoğlu'na göre bunun sebebi büyük olasılıkla, derginin özellikle yazı sıkıntısı çekmesidir.
  • her şeydir. belki, yaşamdaki her şey maddiyat olmasa da, yine de hemen her şey maddiyat ile ilintilidir. maneviyat daima sonra gelir, maneviyat dediğimiz şeyler hep ikincildir. maddiyat meselesinde louis-ferdinand celine'ye kesinkes hak veriyorum. maddiyat denilince, akla direkt olarak para, mal, mülk gelmemeli, en önemli maddi zenginlik elbette bedenin sağlığıdır. maddiyat her şey değil demek için de sanırım epey bir servet sahibi olmak, varlıklı olmak gerekiyor.
  • köklerinde maneviyat vardır ve maneviyata uzanır.

    dünya ile onun esas kökünü oluşturan maneviyatta, her iki yönün tüm oluşumlarını kapsayan ve bu âlemleri birbirine sıkı sıkıya bağlayan ipler vardır. maddi âlemde olup biten her şey belirli bir kararda ve rastgele olmaktan uzak bir biçimde işlemektedir. politik figürlerden ilkokul öğretmenimize, doğduğumuz ülkeden evlilik hayatımıza, anne ve babamızdan kardeşimize kadar her şey, maneviyatın hükmü altında emre itaat etmektedir. tasavvuf ilminde ilerleyen birisi, bu bağı net bir biçimde görür.

    maddi dünyaya verdiğimiz zarar, aslında insanlığa ve çocuklarımıza, nefesimize verdiğimiz zarar olarak bize döner. topluma, iş yerimize, çalışma arkadaşlarımıza, ailemize, hayvanlara, bitkilere hatta maddelere ve yabancı herhangi birine vereceğimiz sıkıntı, maneviyatta bir duraklama, hatta geriye gitme noktasıdır. maneviyatımızda sergilediğimiz zararlı bir var oluş biçimi, dış dünyada vuku bulur. aynı şekilde, maddiyat da maneviyata yansımaktadır.

    kâinat, resmen bizim kaba noktalarımızı törpülemek için çalışır. aynı şekilde, maneviyatta da bu böyle işler. manevi olarak kötücül bir karar aldığımızda, bunun bize geri dönüşü, sandığımızdan çok daha hızlı gerçekleşecektir. üstelik, kötücül bir biçimde hareket ettiğimiz anda, maneviyat tıpkı bir saat mekanizmasında olduğu gibi birbirini etkileyen bağlarla çalışmayı durdurur ve ilerlememizi aksatır.

    yüce allah’ımız, tüm âlemlerini rahmet üzerine yaratmıştır. rahmet mekanizmasına çalışmadığımız zaman, sistemde ancak bir virüs muamelesi görürüz. bu sebeple, iyi niyetten kopmuş birisinin maneviyat yolu zorlaşır.

    bir başka bakış açısıyla, bu rahmet düzeni, bizim için umut kaynaklarından biridir. çünkü, aslında bulunduğumuz konumda ne yaparsak yapalım, iyilik kötülüğü iptal edecektir ve allah’ın izni olmadan, hiçbir olay vuku bulmazken, hakikat’te her şey, iyi olana bağlanmıştır. olan, her zaman hayırlıdır ancak zorluk ve kolaylığı biz yapıp ettiklerimize göre belirleriz.

    celali ve dikenli yollar seçmek yerine, cemali ve dikensiz gül bahçelerinin içinde birliğe yürüyelim.
  • özveri ve fedakârlığın eşsiz örneği hz. ebu bekir ‘’başkalarının acılarını gidermek için çaba göstermek, cömertliğin gerçek özüdür” demiştir. acının temelinde cehalet vardır; cömertlikse kişinin allah’ın sonsuz vericiliğine aracı olabileceğine dair farkındalık kazanmasıdır. yaptıklarımız fânidir; ancak yaptıklarımızla inşa ettiğimiz, ruha erişim için arındırdığımız benlik, özünde, kalıcı. dünyada, verme niteliğimizi geliştirmek için sahip olduğumuzu zannettiklerimizi paylaşıyor olmak, sonsuzluğa yatırımımızdır. elbette, soyut âleme var oluşun en kaba tezahürü olan maddiyatı taşıyamayız; oraya bir çakıl parçası bile götüremeyeceğiz. ancak, insanların yürümelerine engel olan bir çakıl parçasını caddeden alarak ‘’iyilik için yapmak’’ sıfatını sonsuza kadar edinmiş oluruz.

    dünyayı, hakikat’i keşfedip, maneviyatımızı geliştirmek için kullanabiliriz. hatta, maddeyi bir aracı hâline getirerek üstün niteliklerimizi açığa çıkarmak, insanlık görevimiz, hayat amacımızdır. aynı zamanda, bu amacı ifa ediyor olmak, kalpleri aydınlatmak, dünyaya karşı demirden sağlam bir kalkan edinmektir. bu sağlam kalkan, ölümün ölümsüzlüğünü taşır; dünyanın en azılı darbeleri, onun içinden geçer. hırsızlar zaten çıplak olandan hiçbir şey çalamazlar.

    kıymetli hadislerin bilgini ebu hanife, maddi olarak oldukça zengin bir insandı; ona, gemilerinin battığını ve sonrasında bunun yanlış haber olduğunu söylediklerinde, dünyanın her iki zıt koşulunda da çevresine ‘’elhamdülillah’’ yanıtı vererek, aynı ruh durumunu korumuştur. buna şaşıran öğrencilerineyse, bu hâlini kalbinin dünyaya bağlanmadığının kanıtı olarak sunar. biz de anlayışımızı geliştirerek, böyle kıymetli zatlarla benzer duruma gelebiliriz.

    allah’ın sunduğu maddi olanaklara, hamd ve şükür gibi manevi mefhumlarla yaklaşmanın tasavvufta daha değerli bulunmasının temelinde, bu önem sırası anlayışı vardır. onlar yatırımlarını kalplerine yapar. bu, maddenin değersizliğinden kaynaklanmaz; sonuçta, dünyada olduğumuz için ona ihtiyaç duyuyoruz. yalnızca, maddenin ruha göre önemi çok daha aşağı bir konumdadır; hayat amacı edinilecek, adanacak kadar derinliği bulunmaz. yoksa, allah’ın yarattığı her var oluş, gerek maddi olsun gerekse manevi kendi kadar değerlidir.

    dileyelim ki nimetleri gani allah’ımız bizi her koşulda kolaylıkla zenginliğiyle, ferahların içinde kuşatsın.
  • gelip giden olay
  • hayatımda hiçbir zaman öncelik olmamıştır benim için.
  • buna çok düşkün olanları yargılama eğilimi var, birçoğunda. aman diyeyim.

    hayat amacını böyle belirlemiş olabilir biri. hiçbir şeyi yargılamamalı; çünkü sonra kınadığı şekilde tam da maddiyatın derdinde, onun peşinden koşarken kendini bulabilir kişi.

    maddi ve manevi bolluk da bir niyettir.
    herkesin hikayesi kendine has.

    serbest bırak ve yargısız kal.
hesabın var mı? giriş yap