• "halkını seven er ölmez, er yetiştiren halk ölmez" sözünün geçtiği türk destanı.

    prof. dr. abdülkadir inan'ı rahmetle analım.
  • “dokuz gün beklediler. doksan kısrak kestiler. dokuz kat altınlı kumaşlar aldılar, halka dağıttılar. karagay ağacından bir tabut yapıp, tabutu altınladılar. dışını gümüşlediler. altmış gün beklediler, altmış kısrak kestiler. koydular, manas’ı tabutun içine. mezara bırakıp döndüler.”
    (manas destanı- manas’ın ölümü)
    (bkz: türk mitolojisinde 9 sayısı/@ay hatun)
  • kırgız türklerinin ansiklopedisi olarak değerlendirilmesi gerekir. kırgız türklerinin; bütün gelenek ve görenekleri, töreleri, inanışları, görüşleri, başka milletlerle olan ilişkileri, masalları ve ahlak anlayışları bu destanda yer almıştır.

    aslı nazım şeklinde olan destan, türkiye türkçesine çevrilirken nesir şeklinde ortaya konmuştur ve manas'ın çocukluğunu anlatan ilk satırları şu şekildedir;

    çok eski zamanlarda, kervan devrinde, gün ışığında tulpar eşinirken, ay ışığında kemerini çıkartamadan at üstünde kuş uykusu uyuyan erler zamanında, aç arslana benzeyen suratıyla, düşmana saldıran, bayrağı gökyüzünde dalgalanan, şanı âleme yayılan, başından ak kalpağı çıkmayan, binere tulpar dayanmayan, kükreyerek yaşayan, kırgız denen çok eski bir millet yaşardı. onların bayrağı gökmavisi idi. dostlarından çok düşmanları vardı. bir zaman tanrı dağı’ndaki eski kırgızları yöneten, halkının şanını uzaklara duyuran karahan adlı han, tahta geçti. onun kahramanlığı söz ile anlatılamaz; zenginliği de tarif edilemezdi. şöhreti gökyüzündeki yıldızlara ulaşmıştı.tanrım hiçbir şeyi ebedî yaratmamıştır. tanrı bu korkunç dünyada geleni gideni, büyüğü küçüğü dengelemiştir. bir gün kara yeri titreten karahan da öbür dünyaya göç etti. onun tahtına oğlu oğuz han oturdu. oğuz han da adil ve heybetli idi, askeri de çoktu, türk eline, kırgızlara baş olup, kükreyip doğudan ovalarını, düzlüklerini dağ ve ormanlarını arslan gibi dolaştı. o da dönüşü olmaya yere gitti. oğuz han’dan sonra babir han, ondan sonra tüböy han, ondan sonra kögöy han başa geçtiler, kögöy han’dan sonra nogoy han geldi.yıllardan sonra, karanlık bir gecede, saksağan, nogoy han’a uğursuz bir işaret verdi, uzun zamandır ona kin besleyen, onun malına, mülküne ve yerine göz koyan kurnaz kara-hitay hanı esenhan savaş açtı. nogay han’ın beli kırıldı, geniş dünyası daraldı. ala-dağ’daki kırgızların ak otağı yağmalandı, ocağı söndü, türk kabileleri darma dağın oldular.
  • oşondo ( o zaman) bir suluu (güzel) l'örnek daha:

    "bizdin eldi surasan, baatırlar menen cüröktöş, balbandar menen bilekteş, erender menen mandaylaş, çeçender menen tandaylaş, bettep adam barbagan, ar duşman cenip albagan."
    (bizim halkı sorarsanız, kahramanlarla yürekteş, pehlivanlarla bilekteş, erenlerle yüzyüze, ozanlar ile sesdeş, karşısına hiç kimse çıkamayan, hiçbir düşmana yenilmez bir halktır."
  • l'örnek:

    "manas çıkıp maydanga
    duşmandardı bozdottu
    coloy manaska nayza saydı,
    manas da nayzasın soktu.
    oşondo uruş katuu boldu,
    biri-birine damba-dam nayza sayıştı."
  • kirgiz turklerinin kalmuklara karsi mucadelesini anlatir.
  • manas'ın anlamının eski türkçe'de bok böceği olduğu düşünülürse, bir anda boyut değiştiren destan.
  • manas
    demir zırh giyer
    ona ok işlemez
    ak boz adında bir atı var
    dünyayı dolaşıyor
    kılıcına yenik düşmemiş millet kalmamış
    annesi babası bile ondan korkar
    onunla savaşacak güçte sadece putperestlerin başı er yulay var
    en sadık arkadaşı karısı
    manas karısının sözünü dinlemediği için ölmüş
    fakat insanlığın üstünde birisi olduğu için yeniden dirilmiş

    destan 11. 12. yüzyıllar arasında oluşmuş 19. yüzyılda yazıya geçirilmiş.
  • destanda ilk ilişkiye girdiği kadın -aynı zamanda ilk karısı- karabörk ile gerdek gecesi 16 defa halvet olmuştur. destanın orozbakov varyantında bu sahne ayrıntıları ile anlatılmaktadır. serin hikayedir.
  • manas kelimesinin eski mısır’da da kutsal sayılan scarabaeus sacer yani bok böceği anlamına gelmesi ilginç bir bilgidir.
hesabın var mı? giriş yap