• muhteşem bir film. hem bu kadar ajitasyondan uzak hem de bu kadar duygu dolu olmayı çok iyi başarıyor. casey affleck'in performansı müthiş. michelle williams göründüğü her sahnede harika. sinematografi bir yana filmin hayattan anlattığı kesit esasen çok sade bir olgu o da şu

    --- spoiler ---
    erkek her ne kadar vurdumduymaz tavırlar sergileyip acılarını kadına nazaran çok daha sakin yaşıyor olsa da, hayatına bi şekilde devam etmekte kadına göre çok daha zorlanıyor. lee abisinin yadigarı hatta vasiyeti olan yeğeni patrick'le bile ilgilenmekte zorlanırken randi'nin başka bi adamdan çocuk yaptığını görüyoruz. muhakkak ki randi'de yaşananları ve acısını unutmuş değil. ama yaşayış ve devam ediş çok farklı ve kadın ne kadar büyük acı çığlıkları atsa da bunu daha iyi beceriyor.
    --- spoiler ---
  • ne karı ne küreği ne doğayı sorgulamadan veya sorguladığının bilinci olmadan kar küreyen, mânâsını sorgulamadığı zamanı harcamak için herhangi bir spor dalını ve maçlarını takip eden, bir ân olsun düşünecek olsa daha fazla düşünmemek için kendisini avutma peşine koşan kalabalıkların arasında yitip gitmekte biricik insan.
  • bu filmi izleyeli bir hayli oldu. uzerine daha bir suru film izledim, dizi izledim. ama sifir beklentiyle basladigim filmin bir sahnesinde takıldım kaldim. etkisinden çıkamıyorum. 2-3 haftada bir bozuk saat gibi bu sahnede buluyorum kendimi.

    --- spoiler ---

    ıste o sahne

    --- spoiler ---

    tanim:muzigiyle, casey affleck ve michelle williams oyunculuguyla, kurgusuyla, islenisiyle ust duzey olan kenneth lonergan filmi.
  • güzel bir dram filmi. eski eşiyle karşılaştığı sahne beni baya duygulandırmıştı.
  • finansal sebeplerden dolayı finalinin istenilen gibi çekilemediği film.

    filmin yapımcısı matt damon lee ve patrick’i balık tutarken gördüğümüz final sahnesinin yerine flashback‘le sonlanan alternatif finali şöyle anlatıyor;

    "lee’nin, çocuklarını ve abisini kaybetmeden önce botta ailesiyle balinaları izlerken görüyorduk. aileyi hep birlikte gördüğümüz bu inanılmaz anda, balinaların denizden çıktığını görecektik ve bu sahnenin çekimi için bir adet drone’a ihtiyacımız vardı. bu masalsı sahnede onlar mutluyken kamera açılacak ve izleyici, onların korkunç yanlışlar yapmak üzere olduğunu hissedecekti. ama paramız bitti.” diyor ve gülüyor.
  • izlemekte geç kaldığım harikulade film. ben çok derinden etkiledi hatta biraz da yaraladı doğrusu. 2010'ların en iyi filmlerindendir bana göre. hikaye ve hikayenin işleniş şekli beni kendine çok çekti. bambaşka düşüncelere, yerlere götürüyor insanı. ve orası hoş bir diyar değil.
  • kadın ve erkek arasındaki çok derin bir farka da parmak basmış harikulade bir film. herhangi bir acı, ayrılık veya felaketten sonra kadın ve erkeklerin bu tarz travmalara tepkileri çok farklıdır. genel olarak (istisnalar kaideyi bozmaz) kadınlar beklenmedik acı verici olaylara çok ani tepki verirler. ağlar, kendilerini kaybeder, ne yapacaklarını bilemezler. erkekler ise başta tepkisiz kalır. nedenini bilmiyorum ama öyledir genelde. anlam veremeyiz belki de ne olduğuna, neler döndüğüne.

    -spoiler-

    kızların trajik ölümüne annenin tepkisini hatırlıyorsunuzdur. kadının ağlamaktan göz pınarları kurumuştu. kendini parçalıyordu resmen. çaresizlikten ne yapacağını şaşırmıştı. peki baba ne haldeydi. tepkisiz... ağlamadı bile. elinde malzemelerle öylece donup kaldı. aklına gelen tek şey polisin silahını kapıp intihar etmek oldu.

    fakat zaman geçtikçe her ikisinin duyguları bambaşka yerlere gitmeye başlamıştı bile. kadın çoktan evlenmiş, başka bir çocuk dünyaya getirmiş, kendine yeni bir hayat kurmuştu. erkek ise yıllar geçtikçe çökmeye başlamış, yaşadığı acıların altında ezilir olmuştu. bırakın yeni bir hayat kurmayı günlük hayatını dahi idame ettiremiyordu artık.

    la la land filminde de bunu görmüştük aslında. o filmde de kadın ve erkek ayrıldıktan sonra kadın karakter yeniden evlenip hayatını devam ettirmeyi başarabilmişken; erkek karakter kendini yalnızlığa mahkum etmeyi tercih etmişti.

    -spoiler-

    nasıl ve neden yaptılar bilmiyorum ama bizi yıllarca kadınlar erkeklerden daha duygusaldır diye kandırıp durdular. tabi bunda toplumsal rollerin de çok büyük etkisi var. kadına ağlamasının, erkeğe ise ne yapıp edip ağladığını göstermemesinin öğretildiği bir toplumda aksini görmeyi beklemek abes olurdu zaten.

    halbuki gerçek, bize öğretilenden çok ama çok farklı. erkekler, kadınlardan daha hisli ve duygusaldır. ancak yıllarca kadınlar, olaylara karşı daha çabuk tepki gösterdiklerinden duygusal olma rolünü erkeklerden kaptı. nasıl yıllarca hiç görüşmemiş iki arkadaş karşılaştıklarında, "yıllardır hiç arayıp sormuyorsun" cümlesini ilk kuran arkadaş vefalı gibi görünüyorsa, kadınlar da yıllarca duygusalmış zannedildiler. erkekler, ellerini çabuk tutamadıklarından yıllardır hödük diye anılıyor. biz de buna o denli alıştık ki sesimizi hiç çıkarmıyoruz.
  • sinema bambaşka bir mecra... evet bunu ilk düşünen kişi değilim, müthiş bir tespit yapma gayretinde de değilim açıkçası. yalnızca filmi izledikten sonra bende bıraktığı etki üzerine bir kaç kelam etmek istedim.

    ---spoiler---

    bu filmi izlemeden önce lee'nin başından geçen acı verici hadise bir komşumun ya da bir yakınının başından geçecek olsaydı o adama ağıza alınmayacak bir sürü küfür eder ve gördüğüm yerde suratına dahi bakmazdım belki de. (teknedeki kadının söylediklerini hatırlayın.) ondan nefret ederdim. ama işte sinemanın gücü tam da burada gizli zannımca. yönetmenin üslubu ve tabii ki oyuncuların mahareti sizi öyle bir noktaya taşıyor ki empati kurmuşken buluveriyorsunuz kendinizi bir anda.
    yorumların hepsine de göz atamadım hemen hemen herkesin ortak düşüncesi filmin ne kadar gerçekçi olduğu yönünde birleşmiş. bence de kesinlikle öyle. özellikle randi ile karşılaştığında yaşanan diyalog, yeğeni patrick'e çaresizliğini ifade ettiği sahneler hafızalara kazınacak cinsten...
  • az önce 2.ye bitirdim ve depresif hissetiğim şu günlerde çok fena sikertti. ilk izediğimde de sevmiştim ama bu sefer bambaşka bir şey oldu.

    muhteşem bir film!
  • etkisinden yillar gecmesine ragmen cikamadigim film. beni degistirmis oldugu da bir gercek.

    trio mu ariyorsunuz? sirasiyla;

    (bkz: blue valentine)
    (bkz: 500 days of summer)
    (bkz: manchester by the sea)

    gecmis olsun, artik siz de degistiniz. yeni hayatlarinizda basarilar.
hesabın var mı? giriş yap