• çocukluk yıllarında barbie ve action man peluşlarının birlikte yatırılmaya başlandığı andır.
  • umursamamazlık ile başlıyor. önce çevrendeki küçük dertleri, dertli insanları, dertli hayvanları umursamıyorsun. sonra giderek daha büyük daha büyük hale geliyor. kendin ve kendi çizdiğin sınırlar dışındaki hiç kimsenin ne yaptığı, nasıl yaşadığı, neler çektiği hiç ilgilendirmiyor sonunda. (bkz: duyarsızlık)
  • şahsi görüşüm insanın katıksız masumiyetini 2 yaş civarında kaybettiğidir. zira çocukların gelişimi gözlendiğinde bu yaş civarlarında artık çevresindekileri manipüle etmeyi öğrendikleri farkedilebilir. anneye gidip "baba bana kızdı" demesi ve anneden babaya tepki beklentisi içinde olduğunu belli etmesi vs. gibi...
  • yaptığımız bir şeyin hesabını ilk defa kendimize veremediğimiz,vicdanımızı sızlatan ilk ana denk gelir.
  • 1'i bir yaşında öğrenen yeğenim, ikiyi gösterdiğimizde asla iki demedi. iki parmağımızı birleştirip gene bir dedi. nasıl demeli, o çocuğun iki demeye niyeti yoktu. bundan yakınır gibi yapıyor ama içten içe gurur duyuyordum. her şeyden önce yeğenim çok karizmatikti ve tavırlarıyla ikiyi üçü bildiğimiz için kendimizi ezik hissettirebiliyordu.

    geçenlerde iki yaşına basan yeğenimin yan odadan gelen sesini duydum: bi iki üc bi iki üç!
    size çürümenin başlaması için 5 yaşın çok geç olduğunu söylemiştim. yeğenimi artık karizmatik bulmuyorum.
  • zalimliği,haksızlığı,hırsızlığı görüp sustuğun an.
  • yalan söylendiği ana denk gelir.
  • 20 ve küsürü sene düzgün bir adam olmak için çaba tüketmekle geçmiştir ömür. (ve esasında, yalnızca ve yalnızca, işbu bir önceki cümlede 'harcamak' değil de 'tüketmek' fiilinin kullanılmış olmasından bile bahsi geçen anonim masumiyet olgusunu kaybetmiş -kaybettiğine emin ettirilmiş- biri tarafından yazıldığı sonucuna varılabilir ancak.. ancak anlatmak gerekir. belki devrisi jenerasyon ibretini nakleder kendine diye.)

    20 ve küsür sene. valide sultandan ve de peder beyden alınan bir ahlak vardır. demişlerdir ki hep, ama hep, sen düzgün ol evlat. sen doğru ol. sen dürüst ol. sen iyi biri ol. bu söylenendir. söylenmeyen ise, söyleyenin bildiği, söylenilenin zaman içinde idrak edeceği başlı başına bir düsturlar bütünüdür: şu hayatta bir yegane sermayen olacaksa, işte o iyi biri olmaktır. ki iyilik, 'sen onların seviyesine inme' ile başlamıştır ki, o seviye her ne ise oraya inilmeye inilmeye hemzemin olunur. tam da dibe çakıldığı anda fark edilmeye başlanır her şey ve her şey denenin bütün çirkinliği.

    masumiyetin kaybedildiği an farkına varılan andır bahsi geçen çirkinler yekününün. varılır farkına asıl manasının, 'insan olmanın'. insaniyet, ki çok kahpe emeller için uydurulmuş ingilizce bir safsatadır esasında, insanın insan olduğunun hikayesidir. insan bencildir. insan ahlaksızdır. insan çıkarcıdır. insan acımasızdır. insan yavşaktır. ve insanın ne sikime realist minare olduğunun anlaşıldığı o anda kaybedilir masumiyetin bekareti de, kendisi de.

    ya bir ayrılık en sevilen seviden sponsor. ya bir kazık en güvenilenden kötü sürpriz. ya bir yitiriş en güvenilenin de ölmek kadar sahici bir sebeple geride bırakması; ki aslında ölenlere kızacak kadar bencil olmaktır insanın manasının kanlı cansız ispatı. ama muhakkak ki bir beklenmediklerin en güzelinde gelen en çirkin haberdir uyandıran olana bitmişe. yer ile yeksan olmuştur artık o doğumdan bu yana bilincin altına dökülmüş çimentonun varlığı: insan iyi falan değildir; en fazla falan kadar iyidir ama iyinin kendisi değildir.

    masumiyetin kaybedildiği an, iyilik ilüzyonunun kaybedildiği andır. çocukluğun sonu, çocuğun soyut cenazesidir. oysa ne kadar da büyük iki kelimedir onlar: masumiyet ve iyilik. ne kadar da bir soğuk telefon konuşması kolaydır yolu yok etmenin onları. bir insanın bir başkasına hiç de kıymaması ne kadar da kolaydır, ve ne kadar da zordur inanmak buna, yaşamaktan bile fazla. bu yüzden görülür masumiyeti selametle insanların suratlarından sürekli silmeye çalıştıkları şaşırmışlık ifadesi. ama onlardır, tecavüzün kendisine değil gerçekleşebilmiş olmasına vicdan öğütenler. çünkü düzgün ve efendi ve iyi ve şefkatli ve düşünceli ve metanetli ve iyi ve iyi olmak para etmiyorların şahıdır, farkındalıkardı vaktinde 'meğerse' diye anılagelmeye eyleyecek bütün di'li geçmiş olsunları, masumiyetin kaybı. meğerse.

    masumiyetin yitirildiği anın en acıklı tarafı sol tarafta olanıdır göz pınarlarının; ki bilenlere mesut ilk akan yaşın sol gözden olmasının bile ansiklopedyalar dolusu anlamı vardır. bir daha o sol gözden yaş akıtmamaya yeminler düzmek zamanıdır masumiyetin kaybedildiği an. bunun için en sevilen sevinin gözünün yaşına bile bakmamayı göze almak kadar.

    daha detaylı bir tasvir için: (bkz: iyi kötü ve salak)
  • sisteme karşı duramayınca sistemi kabulendiğiniz an.

    edit: hemen siyasi düşünmeyin lan. aile sistemi, aşk sistemi, arkadaşlık sistemi belki bahsettiğim.
  • haksızlığa uğradığınız anla eşdeğerdir. çünkü bir daha hiçbir zaman humanist olamayacaksınızdır. kin ve intikam duygusunun esaretiyle ruhunuz körelmiştir bir kere, geriye dönüş namumkun.
hesabın var mı? giriş yap