• bu oyun çıkalı 12 yılı geçti, ben hala buna para harcamayı becerebiliyorum. iki gün önce rastgele telefonumda google play store'da gezerken recommended games'te bir anda karşıma çıkıverdi bu meret. paralıydı, ki şimdiye kadar android'de paralı bir uygulama indirmemiştim, yine de tıklayıverdim.

    fakat sonra bir baktım birkaç gb yer kaplıyor ve bende o kadar yer yok. birkaç uygulama sildim ama yeterli yer açmayı beceremedim. herhangi bir başka uygulama olsa siksen kasmaz vazgeçerdim. ama max'in sesi yankılanmaya başlamıştı bir kere kafamda...

    girdim gittigidiyor'a bir micro sd kart siparişi verdim. 50 küsur tl bayıldım sanırım ona. birkaç dolar da oyuna vereceğim o elime ulaşınca. sonucunda ortaokuldan beri bilmemkaç kez bilgisayarımda oynadığım oyunu bir kez de telefonda oynayabilmek için. çok güzel kitap okumaya başlamıştım işe gidip gelirken, o da yalan olacak şimdi sayende max.

    şu micro sd gelse de başlasam. "they were all dead. the final gunshot was an exclamation mark on everything that had led to this point. i released my finger from the trigger..."
  • eve aldığım ecza dolabını banyoya asınca anladım ki "aga biz bu oyundan çok etkilenmişiz.."
  • benim için sıradan bir aksiyon oyunundan çok daha fazlası.

    bu oyunla televizyonda tanıştım, o zamanlar oyun kanalı gibi birşey vardı, bazı oyunların belli bir kısmını gösterirlerdi. max payne'in de ilk 4 chapterı oynanırdı kanalda. her seferinde farklı birşey olmasını umarak 300 kere falan izlemişimdir onu. nasıl sardıysa artık bu oyunu oynayabilmek hayattaki en büyük arzumdu. komiktir, evde bilgisayarı olmayan biri de değildim, hatta sonradan oyunu da aldım ancak crack olayını bilmediğimden bozuk sanıyordum cd'leri. neyse, günlerden birinde bilgisayar arızalandığında adam çağırmıştık eve, ben de adama yalvardıydım nolur şu oyunu yükle falan. pezevenk karşında kekliği görünce yüklerim ama bullet time olayının düzgün çalışması için kart takmam lazım diye 95 lira almıştı bizden. taktığı da tv kartıymış, yıllar sonra öğrendim. gene de kızamıyorum, sonuçta onun sayesinde bu oyunu oynayabildim. yıllarca televizyonda izledikten sonra max'i kendim hareket ettirdiğim o an hayattaki en mutlu anlarımdandır. dün gibi hatırlarım.

    bir kere oynayıp kenara attığım bir oyun da değildi, geçen bilmemkaç yılda 100'e yakın defa bitirmişimdir oyunu. ikincisini de bi o kadar. çok özel bir seri gerçekten. insanı saran la noire tarzı havası var. hele ikinci oyundaki max'in sözleri inanılmaz. seçmek çok zor olsa da sanırsam favorim: "the past is a gaping hole. you try to run from it, but the more you run, the deeper, more terrible it grows behind you, its edges yawning at your heels. your only chance is to turn around and face it. but it's like looking down into the grave of your love, or kissing the mouth of a gun, a bullet trembling in its dark nest, ready to blow your head off." kim yazıyor bunları abi?

    tabi max payne karakterine sesini vererek bu sözleri daha da güzel yapan james mccaffrey ustamızı da unutmamak lazım. bu seri metal gear solid serisiyle birlikte favori oyunlarımı barındırır.

    not: harika bir de müziği vardır oyunun.
  • colt commando adlı silahla slow motion yapmalisiniz bu oyunda.
  • oyuncuları* arasında sam lake dışında sam lake'in annesini*, babasını, erkek kardeşini ve hatta o zamanlar lake'in kaldığı apartmanın kapıcısını da barındıran oyun.

    işte remedy'nin hikayesi
  • 100 üzerinden 30'luk bir film. bu 30'un 20'si efektlere, mekan kullanımına ve meleklere gidiyor pek tabii. geriye kalan 10'u da makyajsız fotolarını görmeden önce hastası olduğum, o fotolardan sonra sadece makyajlı haline aşık olduğum mila kunis ile onunla aynı memleketten tanrıça olga kurylenko'ya veriyorum. hoş, kurylenko 10 dakika görünüyor; kunis en fazla 20 dk görünüyor. ama filmi çekilir kılıp 10 puanı da hak ediyorlar. bunlar dışında dandik mi dandik bir film. rezil. facia. felaket. yani tanımlayacak sıfatlar bunlar olur. hakkında daha da yazasım yok. her açıdan klişe bir film. neyse ki devamını çekmemişler.
  • --- spoiler ---

    vietnam gazisi olan babasını (jack payne) öldürmüş, küçük bebeği ve karısını ise gizli bir askeri deneyin kurbanı olarak kaybetmiş; annesini (helen payne) küçük yaşlarda babasından önce kaybetmiş; içindeki boşluğu bir nebze de olsa doldurabilen mona sax'i de göz göre göre kurban vermiş olan depresif oyun karakteri.

    --- spoiler ---
  • benim için yeri çok ayrı olan bir karakterdir. iki haftaya yirmi yaşına gireceğim. 2000'li yılların başı, bilgisayarıma adam akıllı ilk kez yüklemeye çalıştığım iki oyundan birisiydi max payne; diğeri age of empires. benden on dört yaş büyük kuzenime, " abi bende bilgisayarda oyun oynamak istiyorum " deyince " max payne yüklemeye çalışayım sana koçum " demişti.

    bildiğin ailecek max payne'in kuruluşunu izliyoruz pc ye. o kadar heyecanlanmıştım ki bir önce ki gece max payne yüklenecek pc ye diye uyuyamamıştım yeminlen. ama maalesef pc nin gücü yetmedi bu oyunu çalıştırmaya. büyük hayal kırıklığı yaşadım. o günü hatırladıkça hala üzülürüm be. " abi lütfen bi yol bul abi, abi lütfen oynayayım bu oyunu abi " diye ağlamaklı ısrarlarım... cd takılınca gelen yükleme ekranında ki max payne'in tipi ve çalan müzik. abimizi bildiğin idolüm bellemiştim. max payne gibi olmak, görünmek istiyordum. ve ister inanın ister inanmayın oyunu yükleyemediğim için yaşadığım hüzün o müzikle bir araya gelince max payne'i oynamadan hikayenin acısını hissetmiştim.

    sonra ki yıllar max payne 2'yi büyük bir heyecanla oynayıp bitirdim. kaç sene oldu bitireli ama çoğu sahnesi hala aklımdadır.

    bir haftadır falan max payne 3'ü çalıştıracak bi pc ye sahip olmadığım için oyunun gameplay'ini izleyip bitirdim. senaryo konusunda çoğu kişiye katılıyorum, max payne'e yakışmamış. ama akıcı bir senaryo olduğunu da belirtmem lazım. merak ediyorsunuz devamını ister istemez. ama daha derin bir konu işlenebilirdi. ayrıca her bölümün işleyişi konu farklılaşsa da " siper al, adamları vur" a döndüğü için biraz sıkıcı kabul ediyorum. ama bazı bölümlere özel konulmuş bullet time lar efsane kesinlikle. canını yiyeyim bullet time, az mı havada süzüldük, az mı delik deşik ettik milleti. ne olursa olsun bir oyunda max abimiz varsa ben oyunu öpüp başıma koyarım.

    lafı çok uzattım ama şunu da belirteyim, max payne'in ilk oyununu hala oynamadım. gecenin bir yarısı indirip oynama hissi geldi bana da. yakın zamanda indirip bu hasrete bi son vereceğim. kalın sağlıcakla dostlar.
  • soğuk kış günlerine en güzel giden oyun. 10 küsür yıl sonra tekrar başladım.

    http://imgur.com/tttkvcw
hesabın var mı? giriş yap