• elin oğlu inandığı değerler uğruna tankın, topun, merminin önüne hatta f-16'nın üstüne atlarken; o park senin, bu park benim, böcek toplayan kuş beyinsizlerdir.

    yarın iş makineleri gezi parkına girdiğinde bu adamlara mı güvenip öne atlayacağım ben?

    plastik mermi sıkan çevik kuvvetin üstüne çarmendır mı salacağız?

    tazyikli su basan tomanın üstüne baltalızar mı atacağız?

    yoo dostum yoo.
    bu kafalarla sıçmaya bile gidilmez.

    ekleme: yazılara şöyle bir göz gezdirdim ve başlığı "beyinsiz" ön kabülü ile açmakta haklı olduğumu gördüm. memleket iki lafı bir araya getirmekten aciz insanlarla dolu. bir özeleştiri bile yok.

    beynimi sikeyim ki siz sevgili dallamalar için vakit ayırıp hazırladığım bir araştırma yazım vardı. dilerseniz tekrar bir göz gezdirelim. bakalım neymiş bu pokúmon işinin aslı?

    tokyo üniversitesi entomoloji bölümü mezunu dorobo sato. (ki gerçekte lise mezunu bile değildir) 1995 yılında video oyunu olarak tasarlanan pokúmon yaratıklarını dünyaya bela eden kişi olarak bilinir.

    aynı zamanda sahte bir entomolog olan sato, sözde araştırmacı kimliğini kullanarak girdiği ülkelerden çaldığı böcek türlerini, etil asetat ile emdirilmiş talaşlı saklama kaplarında öldüren, genlerinde milyonlarca yıllık etimolojik izler taşıyan doğa hazinelerini yasadışı yollarla ülke dışına kaçıran, bilimsel araştırmalarda kullanılması için astronomik rakamlara satan "masum" bir böcek koleksiyoncusudur.

    takvim yaprakları 1993 sonbaharını gösterdiğinde, osuruk böceğinden vurduğu paralara ne koyacak çelik kasa, ne de aklayacak yakuza bulamayan dorobo sato, kara kara düşündüğü yağmurlu bir suginami akşamında kıçına asit değmiş maymun gibi yerinden sıçrayarak singapur merkezli bir şirket kurmaya karar verir.

    zira singapur gibi sikimsonik yasalarla yönetilen ve her türlü işi kılıfına uydurmanın mümkün olduğu bir ülkede bu değerli abimiz de her galatasaraylı inamoto gibi yolunu bulacaktır. nitekim buldu da! (hazır gs demişken, allah belanı versin dursun)

    dorobo sato, aklama faaliyetlerine girişmeden önce bir dizayn ekibi kurar. pek çoğu varnır bıros'dan emekli olan ve işinin ehli kişilerdir bunlar. hani şu çocukluğumuzda anne yapımı ekmek dilimi pizzalarımızı yerken izlediğimiz, baks baniy ve saftirik elmır'lı çizgi filmleri kağıda döken insanlar.

    ve gerçekten işlerini çok iyi yapar bu sanatçılar. dorobo sato, sermaye sahibi olduğu kadar da akıllı bir adamdır. işin mutfak kısmında ekibine ilham vermekten geri durmaz. ve onlara en iyi bildiği şey üzerinden danışmanlık yapar.

    böcekler!

    ansiklopediler açılır, belgeseller izlenir. beyin fırtınaları, tartışmalar, dövüşmeler, sevişmeler, otuzbirler derken günler geceler birbirini kovalar. sanatçılar o kadar çok çizim yapar ki 80 kiloya yakın kağıt harcanır bu dönemde. ve en nihayetinde ilk jenerasyon pokúmonlar kağıda dökülür.

    baltalızar, çarmendır, sikertıl, kıleferiy. aslında kıleferiy leş'in ilk pokúmon'udur. lakin insanlar piçkaçu denen sıçanı kendilerine daha yakın hissettiği için sonradan karar değiştirilmiştir. valla yalan olmasın, bu piçkaçu denen sıçanı ben de seviyorum. sebebini çözemediğim bir ayrıcalığı var eşşoğleşeğin.

    neyse efendim. böcekleri çizdiler, paraları iç ettiler, sıra geldi kurumsallığın ve etik değerlerin ırzına geçen şirketimizin kendini pazarlamasına. yani hem ürünümüz satılacak, hem yeni iş ortakları edineceğiz, hem de sonsuz saygı ve prestij kazanacağız. sağılmayı bekleyen milyonlarca kerizi bekletmemek gerek.

    dorobo sato, 1994 yılında japonya'nın en büyük oyun şirketinin kapısını çalar ve projeyi masaya fırlatılır. sadece 6 ay sonra pokúmon oyun kartuşları mintendo gayboy'ların genital bölgesinden içeri girerek film, dizi, taso, fasa fiso derken küçük ibo misali şöhret basamaklarını üçer beşer tırmanmaya ve kafa sikerek büyümeye başlamıştır bile.

    dorobo sato mu? onun sırtı bir daha yere gelmez. zira onun dudullu kırsalında pokúmon peşinde koşturan, 2000 liralık telefon kullanıp, 1500 lira maaşla çalışan ateist bilim adamları vardır artık. dorobo sato saygın, zengin ve mutlu bir iş adamı olarak hayatına devam eder.

    pokemon ferhat buraları iyi oku kardeşim.

    bir zamanlar senle daşşşşak geçen abiler, ablalar vardı ya hani.

    aha bunlar onlar.

    (olm ne kadar yalnızım lan ben)
  • memleket yanmıyor, isteyen istediğini oynasın.

    yandığı gün tekrar konuşuruz.
  • kendine beyinsiz diyenlere inat, ilk blastoise'ı yollayacak güruhtur.
  • olana bitene aldırmadan nişan, düğün, kutlama yapan, eğlenceli tatil fotoları paylaşanlarla aynı maddeden üretilmişlerdir.
  • "madem adam profesör, niye tankın önüne atlasınkine. sen atla biyinsiz."

    ha ha ha ha. kanzuk kapat şu sözlüğü allasen. tam bir mal ordusu yetişiyor.
  • bir mahalle yanarken saçını tarayan orospu değillerdir.

    ayrıca kişilerin stresle başa çıkma stratejileri değişkendir. açığa çıkan çok ciddi bir enerji söz konusu. dolayısı ile dünyanın en mal aktivitesi olduğunu düşünsem bile destekliyorum.
  • eleştirenlerin bu esnada ne yaptığını çok merak eden beyinsizlerdir. peki sizin öneriniz nedir sayın amına koyduğum?
  • sen oynama ne yapayim, simdi sen gittin fethullahci teror orgutu diye eksiye yazdin diye emin olan gulen de pennsylvania'daki ciftliginde dizini dovuyordur. ınsanlar artik kavga, teror, siyaset gormekten biktilar. dunya'ya bir defa geliyorlar birakin herkes mutlu oldugu seyi yapsin.
  • vs ekşi sözlükte analiz kasan kişiler.

    arada gündemden uzaklaşıp nefes almak istiyor olabilir, bazı suserlerin analiz yapmaktan sıkılıp kadın, seks vb klasikleşmiş başlıklarda dolanmaları gibi.

    veya gerçekten süreci sallamıyor da olabilir ki bu durumda ben de sinirlenirim ama zorla analiz yaptıracak, isyan ettirecek değilim.

    son olarak beyinsiz demeyelim, "kişiler" diye bitince de iğneleme belli oluyor.
  • valla darbe gecesi malum partinin ilçe teşkilatı önünde bayrak açmış tekbir getiriyordum. 17 level oldum bu arada. vaporeon felan var ama charizard kovalıyorum yakalasam 50 top yakmaya razıyım. ahududu ile beslerim ben aslanımı..
hesabın var mı? giriş yap