• işe yarar yaramaz bilemem ama şu olaylardan sonra migros ve grup marketlerinden alışveriş yapmak ciddi manada vicdansızlık abidesi olmayı gerektirir. benim midem almıyor artık alana da bir şey diyemiyorum daha bugün kapısından döndüm alakasız bir yere kadar yürüdüm başka yerden alışveriş yaptım.

    ekleme: inanılmaz linç mesajları alıyorum. yok hali hazırda çalışanlara ne olacak, yok sizin yüzünüzden alışveriş yapacak yer kalmadı her yeri boykotluyorsunuz, yok gidin a101, bimden alışveriş yapın diyenler... nasıl bu kadar vicdansızsınız anlamıyorum. kötü bir örneği daha kötüyle mi aklıyorsunuz cidden yazık lan size.

    hiç mi içiniz ezilmiyor şu fotoğrafta?
  • o işçi patronun evinin önüne kadar gelip eylem yapıyorsa başka bir çaresi kalmadığı içindir. çaresiz insan her şeyi yapar. hor görmeyin patrondan büyük allah var…
  • ikinci entrydeki yazar, kraldan çok kralcılığın örneği olmuş
  • benim de içimi sızlattı ama adamın evinin önünde protesto yapmak ne alaka diye sormadan edemedim. gidin migros depolarının önünde ya da şubelerde yapın. bu şekilde haklıyken haksız duruma düşüyorsunuz.
  • iş ile ilgili eylemler, protestolar iş yerinde yapılır. ceo, patron her kimse evine gidilip eylem yapılmaz. o evde sadece ceo, patron yaşamıyor. adamın karısı, çocuğu, belki de hasta yatanı var. eşkıya gibi gidip evini basarsan tutuklanırsın. kaç yaşına gelmiş herif bunu öğrenememişse boşuna ağlamasın.

    sorunun kimse onunla halledersin. orada yaşan migros işleriyle alakası olmayan insanları tedirgin edemezsin.
  • (bkz: serin hikaye)

    gözyaşı var o zaman ağlayan koşulsuz şartsız haklı. ne de olsa arabesk kafalı mağduriyet sevdalısı ortadoğuluyum.
  • hikayesi burada yer alan emekçinin gözyaşlarıdır. patron yalakası olmayın bir kere de. açlık sınırının altında çalışan işçinin yanında olun. talepleri karşılık bulana kadar migros'tan bir sakız dahi almam, aldırmam.

    #migrosboykot
  • patronun geçtiği sokakta eylem yapıyor ki sesini duyursun. dikkat çekmeye çalışıyor adam. çaresiz. belki aç. belki çocuğu aç.

    fakat buraya gelip patronun evi ayrıdır, geçtiği sokak ayrıdır, sapla samanı karıştırmayın diyenler var. patronun evi patronla birlikte sizin de başınıza yıkılır umarım. sizde akıl, namus veya vicdan var mı? genel soruyorum, herhangi biri var mı?

    şu olayda bile patronu haklı bulabiliyorsunuz. ne aşağılık insanlarsınız siz be!
  • keşke kimsenin gözyaşı akmasa, keşke herkes insana yaraşır bir hayat sürebilse. ama olmuyor maalesef. ve olmadıkça sorumluyu yanlış yerde arıyoruz. son dönemlerde ana tema şu; yemek sepeti, trendyol, migros tü kaka.

    bu şirketler özünde ticari şirket. amaçları ne? paydaşlarına para kazandırmak. vatandaş için daha yaşanabilir hayat sunmak gibi bir amaçları var mı? en son bıraktığımda devletin hanesinde yazıyordu bu amaç.

    mesela bakıyorsun, işverenin kanunen zam yapma zorunluluğu yok. yüzde 0 dese bile yemek sepeti, o kuryeler paşa paşa gelecek demek bu. zam yapmadın, çalışmıyorum derse de işçi devamsızlıktan verir çıkışını işveren, işçi tazminatsız ortada bulur kendini. sendikal örgütlenme ayrı mesele. sendikal örgütlenmeyi işçi kovarak çözebiliyor işveren, param var, sendikal tazminatları öderim hayatıma bakarım demek bu. sonra sarı sendika diye bir şey var mesela, hak iş konfederasyonu gibi. iktidarın deli gibi yeşerttiklerinden. kimse bu ülkede sendikalaşma neden yüzde 9-10 civarında seyrediyor demiyor, aynı veriler danimarkada yüzde 60 sendikalaşma gösterirken.

    bu liste uzar gider. suçu devlete atmayıp zenginlere atmanın dayanılmaz hafifliği.

    e. imla
  • adamın evini mı basmışlar. özel mülkü mü işgal etmişler. patronun evinin önünde eylem yapmışlar.

    bu suç mu yani.

    tanım: insanın insana zararı
hesabın var mı? giriş yap