• latince minear (kırmızı ile boyamak) kelimesinden gelen, roma döneminde ve ortaçağa kadar rulo elyazmalarını, parşömenleri ve kitapları resimlemek, bezemek için kullanılan süsleme zanaatı. daha sonraları islamda resmin ve suretin yasak oluşu inancından dolayı resim sayılmadığından gelişen minyatür olarak adlandırılan geleneksel zanaat.
  • sinema klasiklerine uygulanınca tadından yenmezmiş.
  • resim sanatımız 18. yüzyıla kadar örneklerini minyatür dalında vermiştir. türk-islam geleneğine dayanan kitap ressamlığından batı anlamında resme geçiş birden bire olmamıştır. 18 yüzyıla kadar türk resim sanatının tek egemen türü olan minyatür, ortaçağ islam çevrelerinin kitap süslemeciliği ile birlikte gelişmiştir. minyatür meydana getirilirken bir çok kimse görevlendirilmiştir. yazma için gerekli olan kağıt seçimi yapıldıktan sonra bu kağıtlar hafifçe boyanır, renklendirilir. boyama işlemi, boyalı suya batırılarak ya da yaldızlanmış kağıt kullanılarak yapılır. kağıt temin edildikten sonra boş bırakılarak sayfalar tespit edilir.

    başlık ve diğer kısımlar yapılacak tezhib ve minyatür sayısına göre ve bunların özelliklerine göre tespit edilir. daha sonra hattat eseri yazmaya başlar. müzehhip eseri tezhipler, sayfa başlarını, fasıl başlıklarını ve kenar işaretlerini zengin bir şekilde süsler. kitap ressama gelince, o da estetik ölçüler dahilinde resimlerle yazının kaynaşmasını sağlar. bundan dolayı resimler bazen metinle içiçe olarak yapılmıştır.

    minyatür resmi yapılırken önce kağıda fırça ile yaş bir hat çekilir ve desen çizilir. desen kırmızı ya da siyah fırça ile yapılır. daha sonra ezilmiş ve sulandırılmış boyalar küçük sert fırçalarla vurulur. boyaların parlaklığını arttırmak için türk minyatürlerinde boyalara tutkal ilave edilmiştir. bu suretle de guaja yakın bir tarz ile renklerin tonu yükseltilmiştir. fırça olarak bazı sanatkarlar sincap kılı, bazıları kuş tüyü kullanmışlardır.

    metin genellikle meşhur bir hattata ve kitabın orta kısmına yazdırılır. marjlar altın ve gümüşle yaldızlanır, gümüş ayrıca su tasvirlerinde kullanılır. minyatür yapıldıktan sonra sayfalar çerçevelenir ve eserler ciltlenir.

    minyatürler yapıldıkları devrin kültürünü, örf ve adetlerini yansıtırlar. minyatülerin çoğunda görülen haleler dini içeriklidir. özellikle adem ve havva ile başlayan, peygamberlerin hayatını anlatan, hz. muhammedi tanımlayan minyatürlerde bu haleler dikkat çekicidir. resimlerde 3. boyut olmadığı için sanatkar tasvir ettiği eşyayı veya mekanı dilediği şekilde çizer; ancak halı ve iç dekorasyon süslemeleri aslına sadık olarak yapılmıştır.

    velhasılı izlemesi pek keyifli bir sanattır.
  • caiz resim. ortodoks islam anlayışı resmi yasakladığı için, sanatçı ruhların kendilerini perspektifsiz ve gölgesiz çizimlerle ifade şekli. bir de hat sanatı gelişmiş, resim yasak olduğu için. resmin yasak olduğu yerde akacak mecralar işte.
  • insanda hayret uyandıracak kadar güzel, osmanlı resim sanatı... nakkaşlar tarafından icra edilir. perspektif günah sayıldığı için kullanılmaz. işık ve renklerdeki canlılık mükemmeldir. özellikle levni'nin minyatürleri çok güzeldir...
  • bati resminde oldugu gibi tek basina degil, cesitli konulardaki elyazmasi eserlerin tamamlayicisi olarak yapilmis, kendine ait teknigi, kurallari ve ancak cok fazla ornek gordukten sonra gozun ayirdina vardigi farkliliklari olan resimler. minyaturlu elyazmalari konusunda topkapi sarayi muzesi dunyanin onde gelen koleksiyonlarindan birine sahiptir. bunlar arasinda mogol, timurlu, turkmen, safavi, osmanli donemi eserleri yer alir. osmanli doneminde pasidahin siparisi ile saray nakkashanesinde yapilan eserlerin (bkz: suleymanname) (bkz: beyan-i menazil-i sefer-i irakeyn) kopyalari yoktur. tek ve orijinal nüsha olarak kutuphanede bulunurlar. nizami’nin hamse, firdevsi’nin sehname adli manzum eserleri en cok minyaturlenen el yazmalaridir. en bilinen ve yetenekli minyatur sanatcilari arasinda behzad, matrakci nasuh, nakkas osman sayilabilir.
  • iş bankası yayınlarından çıkmış bir metin and kitabıdır. işte şurada (http://www.milliyet.com.tr/…2/04/09/sanat/asan.html)
    ayşegül sönmez'in kitaba ilişkin bir tanıtım yazısı var. osmanlı minyatürleri ile diğer islam tasvirlerini ayırmak için giysileri incelemek gerektiğinden, osmanlı minyatür sanatında özgün bir biçem yaratılmadığı yargısının ("bu yargıya varan hiç levni eseri görmemiş anlaşılan", derdim ama, yargı da oktay aslanapa'ya aitmiş, hayret) yergisinden bahseden bir yazı. meraklısına.
  • satrançta 20 hamlede veya daha çabuk biten oyunlar için kullanılan isim. cümlede kullanalım.

    ben morozevich e minyatür attım.
  • osmanlı devletini yönetenler başta sultan ve vezirler olmak üzere, osmanlı topraklarına katılan ülkelerin zenginliklerinin, meydana getirilen sanat eserlerinin ve sanatçılarının değerini çok iyi biliyorlardı. o ülkenin taşınabilen değerleri ve sanatçılarının bir kısmı osmanlı sarayına getirilmiştir. özellikle sultan i.selim döneminde (1512-1520) doğudan getirilen sanatçıların osmanlı nakkaşhanesinin belirli bir düzeye ulaşmasında önemli rolleri olmuştur. böylece osmanlı ülkesine doğudan ve batıdan katılan yeni ülkelerden gelen katkılarıyla nakışçılığı az, doğalcı yönü ağır basan bezeme üslubuyla ve gerçeklere dayanan, belgesel yönü ağır basan bir tasvir türüyle osmanlı’ya özgü üslubun 1520 yıllarına doğru ortaya çıktığı görülür.

    osmanlı tasvir sanatında dingin, ağırbaşlı diziler halinde hazırlanan ve konuları tarih olan eserlerin ayrıcalı bir yeri vardır. bu tür resimli kitapların başında osmanlı padişahlarının tarihini manzum olarak anlatan ve şehname adı verilen eserler gelir. 15.yüzyıl sonlarında resimlendirildiği sanılan şehname-i meliki ümmi (topkapı sarayı müzesi kütüphanesi. h.1123) bu türün ilk örneği sayılabilir.

    kendisine osmanlı padişahı tarafından resmen, osmanlı padişahlarının tarihte görüldükleri dönemden başlayarak resimlenmek üzere manzum bir tarih yazma görevi verilen ilk yazar şehnameci fethullah arif çelebi dir. kanuni sultan süleyman’ın (1520-1566) emriyle yazdığı şehname’sini arifi beş ciltte toplar. bu tarihin beşinci cildi olan süleymanname, sultan süleyman’ın saltanatının 1520-1558 yılları arasında geçen olayları konu alır (topkapı sarayı müzesi kütüphanesi, h.1517) 1558 yılında hazırlanan ve içinde 69 resim bulunan eseri çıraklarıyla beraber beş nakkaş hazırlamıştır.

    bu ressamlardan özellikle biri, baştan başa derin gözlemlerle bezenmiş, zengin içerikli, tarihi kaynak değeri bakımından önemli çizimler ortaya koymuştur. bu eseri resimleyen nakkaş ekibinin başı olduğu sanılan ve adı bilinmeyen bu ressamın üslubu, onun 16. yüzyılın ikinci yarısında türk resmine özgü özellikleri belirleyen nakkaş osman olabileceğinin düşündürmektedir. süleymanname’nin bir diğer ressamının da figür ressamlığında bir çığır açtığı söylenebilir. bu dönemde ise figür resmi ve özellikle devlet adamlarının portrelerini çizmekle ünlenen ressam nigari vardır. dolayısıyla nigari’nin imparatorluk sanatının bu baş yapıtını resimleyen sanatçı kümesi arasında yer aldığı düşünülmelidir.

    kaynak: prof. dr. zeren tanindi
hesabın var mı? giriş yap