• avrupa tarafindan hala "barbarlik" olarak adlandirilan toplu at kosusu.
  • kütüphane yakıp insanları kılıçtan geçirmekten çok daha fazlası. kimlik yıkımı.

    --- spoiler ---

    iki genci önüne alan moğol asker onlara son nefeslerini vereceklerini söylüyordu. elini kılıcına attı, o da ne! kılıcını atının üstüne bırakmıştı. "bekleyin, kılıcımı alıp geliyorum, kımıldamayın. korkaklar!" dedi. kılıcını geri getirmesi uzun sürmüştü. bu sırada kaçacaklarını sandığım esir askerler bağlı olmamalarına rağmen kaçmadılar. sadece ağladılar, ağladılar, ağladılar. kılıcıyla dönen moğol önce birini parçaladı diğerinin gözleri önünde. bakışları bir noktada donup kalan ikinci esir başının tek kılıç darbesiyle bedeninden ayrıldığını fark etmedi bile.

    savaş sadece yurtlar, topraklar, ganimetler, canlar kaybetmek değildi. yitik benlikler belki de nesiller sonra dahi dönmeyecekti.

    --- spoiler ---
  • batı literatüründe mongol invasion, islam literatüründe ise istila-i tatar olarak geçen, cengiz han döneminden itibaren başlayan moğol hegemonyasını ifade eden, tek elden moğol seferlerinin düzenlendiği dönem.

    avrupa ve ortadoğu haricindeki bölgeleri sonradan yerleşime açmaları ve vergilendirme amaçlı nüfus sayımı gibi uygulama nedeniyle bu husustan ötürü günümüzde moğol seferleri şeklinde biri isimlendirme yapılsa da, önceki dönemlerde yapılan tarih araştırmalarında islam kaynaklarının etkisinden ötürü ve akın mahiyetindeki seferlerin görüldüğü batı toplumunda da bir tür "viking raids" intibası yarattığından günümüzde yapılan batı araştırmalarında halen invasion-istila olarak adlandırılmaktadır.

    dönemin kaynaklarında (moğol hakimiyeti öncesindekiler) istila, moğol hakimiyeti dönemi kaynakları açısından fetih olarak algılanıp yazılageldiği için, nüfus yerleşimlerini ve ticarete dayalı geniş bir sistem oluşturulmasını kerteriz alıp "sefer" olarak nitelendirmek de, raid-akın yönünden ötürü ve dönem kaynaklarında vurgulanan yıkıcılıklarından ötürü istila-invasion olarak da adlandırmak da mümkündür.

    askeri tarihten aşina olanların bilebileceği gibi nasıl dönemlerin askeri yapısı, o dönemin en üstün sayılan askeri gücüne karşı koyma mantığı üzerine kurulmuşsa, o dönemde de batıda seyahatnamelere dayanan raporlarda bir konu başlığı "moğollar'ı nasıl yeneriz" konusuna ayrılmıştır. doğuyu kılıçlarıyla zapt eden moğolların, bu dönemden yıllar sonra kırım'daki veba salgınına neden olarak atlarının eremediği toprakları da veba mikrobuyla tarumar ettiğini kabul edebiliriz.

    o dönemde nasıl bir etki uyandırdıklarını, dönemin kaynaklarını okurken sıkça görebilmek "neymiş la bunlar" demek mümkündür. o muazzam psikolojik baskıyı gösterebilmektedir. bu denli etkin olabilmesinin nedeni ise ilk kurulduğu dönemde sadece atlı okçu birliklere dayalı bir bozkır ordusuyken, ele geçirdikleri bölgelerden takviye ettikleri kale kuşatmalarına müsait piyade birlikleri ve kuşatma aletleri kullanabilen istihkam birlikleriyle oldukça yıkıcı bir güce ulaşmasıdır.
  • medieval 2 total war'a da konu olmuştur. 65-66. turnde anadolunun doğusundan akın akın gelmektedirler. turkleri alımış iseniz yapacağınız buna hazırlı olmaktır. çünkü haritanın en sonu olduğu için kimse orayı geliştirmeyi askeri yığınak yapmayı düşünmez. bunun için öncelikle ordaki kaleler güçlendirilmeli ve asker doldurulmalı. hatta ve hatta yanına ek birlikler götürülülerek moğolların hafiften götüm götüm kuzeye yöneltilmelidir. ilk aşama orda çok sağlam birlikleriniz yoksa savunma yapmanızı öneririm. yok birlikleriniz sağlamsa hazırlanmış iseniz savaşa saldırın gitsin. gelen ordularda genellikle atlı okçu, okçu, ve süvariler olacağı için ona göre bir hazırlığınız olsun.

    tavsiye olarak ; assassin ve spy getirin oraya muhakak. assassinla biraz adam öldürdün moğollar gelene kadar sonra çıkacakları yere getirip hazır bulundurun. böylecelikle generalleri birer birer indiriyorsunuz ve doğal olarak generalin özel birliğide kaybolmuş oluyor. adam eksiltiyorsunuz. spyla zaten birlikleri görüp ona göre hamle yapıyorsunuz.
  • bazı iddialara göre dünya nüfusunun yaklaşık 6'da 1'inin yaşamını yitirmesine sebep olan istilalar zinciri.
  • medieval total war 2'de türklerle oynarken 50 tur sonrasında doğu illerine asker yığdıran her an nereden ne zaman gelecek dedirten illet istila daha sonralarında bunun bir de timuru var.
  • istila kelimesinin çok güçlü bir kelime olması nedeniyle "moğol fütühatı" ifadesinin tercih edilebileceği süreç.
  • hem müslümanların hem de islam dini ve medeniyetinin bugüne dek başına gelmiş olan en tahripkar iki olaydan biridir. diğeri için bkz.: reconquista

    moğolların bağdat'a yaptıkları düşünülecek olursa, 1258'de yaşananı objektif olarak da bir fetih değil istila olarak tanımlamak mümkündür.

    müslümanların bağdat ve kurtuba ile birlikte kaybettikleri medeniyeti bir daha yeniden inşa edemedikleri, bugünkü (beşeri/medeni anlamda) gerikalmışlıklarında bu iki travmanın önemli bir payı bulunduğu söylenebilir.

    --- alıntı ---

    islam’daki akılcı geleneğe ve onun birikimine yönelik en yıkıcı darbe, 13. yüzyılın ortalarındaki “moğol felaketi” olacaktı. cengiz han ve haleflerinin vahşi orduları, suriye ile hindistan arasındaki her yeri fethetmekle kalmayıp ortadoğu’nun altını üstüne getirdiler. her işgalci acımasızdır, ama moğolların sebep olduğu vahşet, “eşi benzeri daha önce görülmemiş” bir şeydi, çünkü onlar “yıkımı, yıkım uğruna seviyorlardı.”49 islam dünyası içinde ilerledikçe:

    "tekrar ve tekrar, bir şehrin neredeyse bütün halkı, cinsiyet ve yaşları dikkate alınmaksızın katledildi, sadece kabiliyetli zanaatkarlar korundu ve uzağa götürüldüler. köylüler bile, ordunun önünde okları göğüslemek veya hendekleri doldurmak için canlı bir moloz kitlesi olarak kullanıldı."50

    moğollar, 1258 yılında, islam aleminin en büyük, zengin ve görkemli şehri olan bağdat’ı yağmaladılar. halife dahil olmak üzere neredeyse bütün müslüman nüfusu katlettiler. mutezililerin ve diğer islam bilginlerinin eserlerinden oluşan muhteşem koleksiyonların bulunduğu hikmet evi’ni yıktılar. öyleki dicle nehri’ne attıkları el yazması eserlerden ötürü, nehrin günlerce mürekkep renginde aktığı söylenir.51 moğollar, bununla da yetinmeyip, ortadoğu’daki sulama sistemlerini paramparça ederek, mevcut tarımsal üretimin on kat düşmesine yol açtılar.52 bu, avrupa’nın hiç karşılaşmadığı kadar devasa bir yıkımdı.53

    benzer bir trajedi, üç asır sonra, islam aleminin batı ucunu, yani ispanya’yı da vurdu. oradaki müslüman endülüs krallığı, hem muhteşem sanat ve mimari eserleri hem de convivencia (birlikte yaşama) ruhuna sahip renkli bir medeniyet üretmişti.54 fakat, bağdat’ta olduğu gibi, endülüs’teki ortaçağ aydınlanması da, ilk önce içteki bağnazlık, ardından da dış işgal tarafından yıkıldı. müslüman ispanya’nın zengin kütüphaneleri, ilk önce kuzey afrika’nın harici-benzeri militan müslümanları ve ardından da katolik reconquista güçleri tarafından yağmalandı.55 1499 yılında “islam öğretilerinin izlerini süpürmek için” granada’da seksen bin civarında kitabın yakılması emrini veren engizitör ximenez de cisneros’un aslında süpürdüğü şey, islam’ın en parlak ürünleriydi.56

    kaynak: akyol, mustafa. 2013. özgürlüğün islami yolu. istanbul: doğan kitap. 89.

    --- alıntı sonu ---

    bu konuda ayrıca (bkz: islamın altın çağı /@derinsular)

    ana tema:
    (bkz: islam /@derinsular)
  • moğollar bağdat'ı fethettikleri sırada devletin ikinci adamı olan nasreddin tusi'nin kitap yakmaya izin vereceğine inanmakla aristo'nun aynı şeyi yapacağına inanmak arasında fark yoktur.

    tema: (bkz: eşşek sikmeye medeniyet diyen yetmez ama evetçi)

    ana tema: (bkz: cehalet)

    (bkz: nasreddin tusi)
  • birincisi 1200'lerde orta asya'da başladı ikincisi 2002 kasımında türkiye'de başladı.
hesabın var mı? giriş yap