• charlie chaplin'in orson welles'in bir fikrinden yola çıkarak senaryolaştırdığı 1947 tarihli cinayetli komedisi. sondan dördüncü filmidir. monsieur verdoux (1880-1937) büyük bunalım sırasında, 30 yıldır çalıştığı bankadan çıkarılmıştır ama bakmak zorunda olduğu engelli bir karısı ve bir çocuğu vardır. o da zamanının oportünizmine sığınıp zengin dulların servetlerine konmak maksadiyle....

    ancak chaplin hayranlarının zevk alabileceği, eski komikliklerin ve tramp'in sahneyi terkedip, yerini chaplin himself'in vasiyet niteliğindeki insani derslerine bıraktığı orta karar bi filmdir.
  • charlie chaplin'in dul kadin avcisini canlandirdigi bir mavi sakal uyarlamasi. cinayetleri ele alis sekli ve sistem elestirisi dolayisiyla zamaninda ciddi tepkilere maruz kalmis bir filmdir. ayrica chaplin'in gercek hayatindan en fazla iz barindiran filmlerden biridir; zira chaplin filmdeki gibi defalarca evlenmis ve komünist oldugu gerekcesiyle sistem tarafindan dislanarak amerika'dan kovulmustur. bir de burda chaplin'in meshur takma biyiklari yerine ilk defa birakmis oldugu gercek biyiklarini görmek mümkündür. iyi/kötü kavramlarini sorgulayan filmin en can alici repligiyse savasa gönderme yapar. "wars, conflict.. it's all business. one murder makes a villain; millions, a hero. numbers sanctify!"
  • charlie chaplin'in en az bilinen ama en güzel filmlerinden biri.
    ancak burda yarattığı karakter oldukça farkldır. bu da ustanın nasıl iyi bir oyuncu olduğunu kanıtlar bizlere...
    (bkz: http://www.onurcoban.com/…onsieur-verdoux_5829.html)
  • charlie chaplin'in ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu, sadece sessiz sinemada başarılı olan bir sanatçı olmadığını görebileceğiniz filmlerden biridir. filmin konusu güzeldir ama biraz vasattır. olsun, charlie chaplin'i izlemek yeter de artar.
  • chaplin, gösterim öncesinde sansür kurulu tarafından ‘devletin ve toplumun çıkarlarını yok etmek’le suçlanınca “ne devlet, ne de toplum kusursuz olmadığına göre, onları eleştirmek cinayet değildir!” sözlerini sarfetmiştir.
  • bu film sayesinde ilk defa chaplin amcanin sesini duymus oldum..ayrica bu film ile chaplin in gercek bi sanatci ve gercek bi humanist oldugunu da idrak ettim..adam gibi adammis kendisi.
  • 1922 yılında giyotine maruz bırakılarak idam edilen seri katil henri désiré landru'yu temel alan bir hikayesi mevcut. filmdeki orjinal metni orson welles'ten satın alan chaplin, kendi rötuşlarıyla beraber farklı yapıda bir film çekmiş. bu sefer varoş kesime ait olan bir kişi değil de; zengin kadınların hayatlarına girip onları öldürme planları yapan bir adam olarak karşımıza çıkıyor. yine de sonlara doğru şahsına münhasır olan ders vermekten asla kaçınmamış. bir piskopos olan beilby porteus'tan alıntı yaparak ''birkaç cinayet insanı kötü yapar, milyonlarcası kahraman'' mottosunu filmin altına hünerli bir şekilde yerleştiriyor. olmazsa olmazlarından olan birine bel bağlamış kadın portresinden de ödün vermiyor.

    durum komedisini yine birçok yerde görsek de aralarda dış mekanı da kullanarak garip, bir o kadar da şahane sahneler ortaya çıkarmayı başarıyor. pek tabii ki modern times, the great dictator, city lights gibi kuvvetli senaryodan ya da unutulmaz sahnelerden bahsetmek imkansız. limelight ile birlikte en az bilinen filmlerinden monsieur verdoux, charlie chaplin sevenlere kesinlikle hoş vakit geçirtecektir.
  • chaplin'in kafasının karışık olduğu filmlerden bir diğeri. bildiğin seri katili oynamış. hadi o tamam, ailesini geçindirmeye çalışan sempatik bir seri katilsin diyelim, hepsi sondaki mesajlar içinse, zaten sondaki mesajlar hiç olmamış. iyi ve kötünün her ikisinin de fazlası hepimizi ortadan kaldırırmış!* iyinin fazlasından zarar gelmez sözüne ise yeterince iyi göremedik, bilemeyiz diyor. neyin günah olduğunu kim bilebilir diyor. koskoca chaplin diyorsun bağrına basıyorsun ama böyle saçma saçma diyaloglar geliyor. lakin film yine kendisini izletir, hatta yer yer güldürür.
  • peder : tanrı ruhuna merhamet etsin oğlum
    verdu: neden etmesin ki , zaten ona ait öyle değil mi.
  • 45 yaşımdan sonra bu adama benzeyeceğim muhtemelen.
hesabın var mı? giriş yap