• tam bir hayal kırıklığıdır.
    birlikte denize giremezsiniz, yemek deseniz motosikletleri restaurant içine almazlar, sohbeti de hep tortortor, hep aynı şey.
  • 38 senelik hayatımda yaptığım en iyi tatildi. 2015 yılının temmuz ayında istanbul'dan çıkıp tüm karadenizden gürcistan'a, gürcistan dağlarında kaybolup kendimizi ardahan'da bulup oradan tekrar istanbul'a döndüğümüz 11 gün süren inanılmaz tatildi. ve bunu eşim ile birlikte ybr 125 üstünde gerçekleştirmiştik.

    tüm tatili doya doya yaşamıştık diyebilirim.
  • 125 cc lik davşanımın aşırı rüzgarda şerit değiştirmesi sonucu çanakkale ye giderken selimpaşa dan döndüğüm yolculuktur. satıp daha ağır bir motor alıcam, içimde kaldı. hüzünlendim, örselendim, itildim, ötekileştirildim, ağladım.(bkz: acı çektiren şeyler)
  • ya yorucudur ya çok uzun sürer;
    tehlikelidir;
    yaz sıcağında kaskıydı, korumasıydı, sahanda yumurta gibi pişersiniz;
    eşya konusunda kısıtlandırır.

    bakmayın siz romantiklerin övmesine; zor iştir.
  • öncelikle kendim yaptım diye demiyorum, böyle de tatlı birşeydir: http://www.motosiklet.net/…valik-usak-istanbul.html

    düşünülenin aksine ufak cc'li (125 - 250) motosikletlerle de pekala pek güzel yapılabilir. tek şart aletin bakımlarının olması gerektigi gibi yapılmış olmasıdır. bunun yanında lastik patlamasına karşı onarıcı sprey de hayat kurtarıcı olabiliyor.

    tanım: full koruma ve kaliteli kask olmadan yapılmaması gereken şahane olaydır. göte nal çaktırmak opsiyoneldir.
  • istanbul'dan yola çıkıp arada konaklamadan aynı gün kaş'a kadar giderseniz, tatilinizin ilk gününde poponuzun üzerine oturmakta zorlanacağınız ve düz yolda giderken dizlerinizin kilitlenmesine neden olacak aktivite.
  • kullanılan motora, sürüş tipine ve kişinin zevklerine göre değişir.

    250 cc naked ile yapılamaz mı? yapılır ama hem motora hem sürücüsüne zulüm olur. 3lü çanta seti şart, hatta üzerine yanına kıyısına köşesine birşeyler bağlamak, kat çıkmak icap eder. yok öyle valize doldurayım, gideyim deyip çıkmak.

    1100 - 1200 cc yol motoru ile keyifli yapılır evet ama dertleri de vardır. benim gibi yumuşak götlü iseniz ve çadırda kalamam derseniz rotanın önceden belirlenmesi, kalınacak yerlerin rezervasyonunun yapılması şarttır.

    üçlü çanta seti şart demiştik. peki neden? bir haftalık seyahatte her gün tshirt, iç çamaşır ve çorap değiştirmek gerekecek. sıcak günlerde 2 sefer bile gerekebilir. terliği, ayakkabısı, su şişesi, şampuanı, diş fırçası - macunu,, alt - üst yağmurluk ( bak bu zorunlu ) telefon şarjı, varsa kamera ekipman şarjı, notebook / ipad kendisi, şarjı bak bunlar ilk aklıma gelenler.

    her sabah yola çıkmadan ya da gidilecek mekana varınca zincirin temizlenmesi - yağlanması gerekir. bunlar da 2 saç spreyi boyutunda kutu demek.

    varılan otelde - mekanda çamaşır yıkarım derseniz süper de, nemli ortamda o yıkananlar kurumuyor bazen ( tecrübe ile sabit ) o nedenle herşeyin yedeği lazım. en az 3 tane balaklava kullanmalı. yoksa kaskı çıkarınca ortamı ayak kokusu sarar. o ayak sizin kafanız oluyor öyle düşüneceksin.

    benim limitim 400 km - 7 saat sürüş. o da sabah en geç 7 de yola çıkmak koşulu ile. bu şekilde 3000 küsur km lik, ofroad - onroad karma yol yaptım. bazı günler "sikerim motorunu da egzozunu da" demişliğim var. yola çıktı mı geri dönüşü yok, o nedenle küçük küçük başlayıp uzun yollara tecrübe ettikten ve kendini - sınırlarını anladıktan sonra çıkmakta fayda var derim.

    bir de grup hikayesi var. gurup ile çıkarsanız bir kişinin sıkıntı çıkarması bütün planı bozar. ben bir sefer denedim, guruptan biri problemli çıktı ki en naif olan arkadaşımızdı. başka bir tanesi sabah uyanamadı , yola geç çıktık, bu nedenle gece varabildik, sıkıntı büyük oldu, bir diğeri 3. gün ateşlendi, bir kişi onunla kaldı diğerleri devam etti, kalana zulüm oldu. böyle böyle tövbe ettim. artık solo rider modundayım.

    bir arkadaş da yazmış, romantik görünür ama hard core bir iştir, her babayiğidin harcı değildir.
  • biri 250 cc diğer ikisi 400cc motosiklet ile 3 kere yaptığım seyahattir. tek başına yapmanın, yol almanın çok acaip tarif edilemez bir hipnotik durumu vardır ki bunun bağımlısı olunabilir. sürüş boyunca yola konsantre olmak esastır, ama farkında olmadan çözüm aranan sıkıntılı ya da karmaşık durumlar da düşünülüp tartılabilir. dümdüz konya ovası aşarken yapacak daha iyi bir şey yoktur zira. iklim değişikliklerini hissetmek, çeşitli kokularla tripten tribe koşmak muhteşemdir. tam koruma ile ve bakımları tam yapılmış güvenebilceğiniz bir motosiklet olmalı mümkünse. ancak bunun bir standardı yoktur, 125cc motosikletle de, elden geliyorsa yolda çıkacak ufak tefek arızalarla baş etme yeteneği de varsa, binlerce km aşmış insanlar çoktur. önemli olan keyfine varmak ve yol kafasına girmek sanırım. 8 saatlik bir sürüşten sonra varılan noktada içilen biranın ve üstüne çekilen uykunun eşi benzeri yoktur. hiç mola vermeden gazlamak bence marifet değildir, 1'5 saatte bir duraksamak hem siz hem de motosikletiniz için nefes almak demektir. bol bol su içmek önemli bir de, farkında olmadan önemli miktarda su kaybediliyor. tekrar yapmanın hayaliyle yaşadığım eylemdir.
  • yaklaşık 2 ay önce istanbul - dedeağaç - kavala - serres - selanik - kavala - dedeağaç - istanbul rotasında 9 gün kadar yaptığımdır.
  • her yaz mevsiminde sektirmeden yaptığım eylem. 20 haziran 6 temmuz arasında karadenizden çıkıp marmariste 8 gün kamp ile başlayıp çanakkaleye doğru uzanan bir rotayla sezonu açtım.
    araba ile yapmaktan çok daha keyif veren, sıcağı rüzgarı tozu yağmuru hissederek yol ile iç içe olduğum harika blr 4400 km. her kilometresine değdi.
    bayramdan sonra karadeniz yaylalarını 10 günlük bir planlama ile ordudan girerek artvine kadar süreceğim

    edit: 2023 yazini iki haftalik yunanistan gezisi ile unutulmazlar arasına aldım. ozellikle meteora ve iyon denizi adalarina bayıldım.

    2024 yazı için italya ve alpleri gezmeyi planlıyorum.
hesabın var mı? giriş yap