müge anlı ile tatlı sert

• ikranur olayı yüreğimi dağladı yine.
  mevsim yaz bile olsa bu kadar süre dışarıda kalması ve bulunamaması normal değil.
  korktuğumuz başımıza gelecek diye korkuyorum.
• ikranur olayinda müge'ye katiliyorum, cocuk ya görmemesi gereken bir sey gördü ya da pedofiliye kurban gitti. görmemesi gereken bir sey gördü senaryosuyla ilgili aklima gelen ihtimal su: amca sinan'in (14) ifadesine göre ikranur'u bakinip bulamayinca eve dönüyor, yemek yiyor ve sonrasinda hayvanlara bakmak icin akli geri halayla(25) birlikte evden cikip harman yerine gidiyorlar. yine sinan'in ifadesine göre iki saat kadar orada kaliyorlar. daha sonra eve geldiklerinde ikranur'u göremeyip saga sola soruyorlar ve cocugun kayboldugu anlasiliyor. bu zaman akisinda bu iki kisinin harman yerinde iki saat ne yaptigi bence kritik. cünkü yayindaki ablanin (sevgican sanirim ismi) söyledigine göre bunlar hayvanlarla ilgilenmekten cok telefonla oynarlarmis, is yapmaya cok meyilli tipler degillermis. bunu duyunca aklima ergenlige giren sinan'in ablasiyla cinsel münasebete girdigi, ikranur'un da orada dolanirken bunlari gördügü senaryosu aklima geldi. hemen igrenc demeyin, dünkü yayinda gördük ki hala cidden saf, zeka geriligi olan bir kiza benziyor, sinan bu durumdan faydalanmis olabilir, bu ikisini bir arada gören ikranur'a da bu ikisi bir seyler yapmis olabilir.
  
  cok teori kastim farkindayim ama maalesef aradan gecen dört günün ardindan ya ikranur'un kendisine bir sey yapilmis olmasi ya da bu tarzda bir olaya sahit olmasindan dolayi basina bir sey getirilmesinden baska bir ihtimal kalmiyor gibi.
• erdal karısının ve çocuğunun ortadan kaybolduğu gün neler yaptığını bir türlü ayrıntılı hatırlayamıyor. burada şüpheli bir durum var. yani bazı anlar vardır, sürekli aklında döner, o kadar çok düşünürsün ki unutamazsın. hele ki böyle bir olayda asla unutmazsın. dakikası dakikasına aklına kazınır.
• programda aranan, 4 gündür kayıp olan ikranur tirsi'nin kahretsin ki cansız bedeni bulunmuş.
  
  el kadar bir çocuk daha hiç yoktan hayatını kaybetti. sabah annesinin gevşek gevşek konuşmalarını dinledim. zaten evi bir terk etmiş, sonradan geri dönmüş, başkasıyla imam nikahı yapmış, onunla da olmamış falan... çocuk kalmış babaannenin, halanın umuduna. sorumsuz insanlar yüzünden yitip giden kaçıncı çocuk bu! çocuğunuza kutsal kitaptan isim koyuyorsunuz, ağzınızdan allah, din, kitap düşmüyor ama yemediğiniz bok da yok. zevkine bu kadar düşkün olan, çocuk yapmasın amk! çok pis şeyler çıkacakmış gibi geliyor bu kızcağızın ölümünün altından. öff içim sıkıldı.
• ikranur malesef ki ölü bulunmuş.
  keşke çocuk yapmak yasa ile korunabilir hale gelse. keşke bazı insanların üremesi yasaklanabilse.
  
  hiç insan hakları, temel hak ve özgürlük falan demesin kimse.
  sorumsuz, cahil ebeveynler yüzünden giden kaçıncı can bu. o anası olacak insan sahip çıksaydı kızına, yanında olsaydı yitip gider miydi bu güzel kız.
  
  bu ölümlerde, ölüme üzülürken bir yandan da umarım istismar etmemişlerdir demek çok acı artık. o kıza dokunmamışsınız umarım.
• ah be ikranur
  
  tam da şimdi onunla ilgili bu çocuk korkarım ki sağ bulunmayacak yazacaktım.
  çok üzüldüm yine o iğrenç beyin yerine tezek taşıyan köylü zihniyetinin kurbanı oldu küçücük çocuk.
  
  ikranın cesedi evinden 4 km uzakta dere yatağında bulunmuş eğer akıntı olan bir dereyse çocuğu evinin yakınlarında öldürüp dereye atmış olabilirler ama akıntı olmayan bir yerde ise arabayla götürüp bulunduğu yere atmışlardır.bunun önemi şu 13 yaşındaki amca derede akıntı varsa şüpheli olabilir.
  
  sinop yangınında ise erdal battıkça batıyor insan ailesini kaybettiği travmatik bir günü saniye saniye hatırlar. erdal ise o kadar kaçamak cevaplar verdi ki en baştan beri ya onu aldım ya bunu,ya onu yaptım ya bunu,ya oradaydım ya burada gibi cevaplar klasik yalancı cevabıdır. bu kadar yalan söyleyen bir insanın masumiyetine asla inanmam. her şeyin içinden onun çıkması çok yakın çember daraldı şaban da her şeyi biliyor suç ortağı!
• 30.06.2020 tarihli programdan sonra sinop'taki yangınla ilgili tahminler içerir.
  en son 19 haziran sonrası yazmıştım. (bkz. #109060979 no'lu entrym)
  sonra her gün izlemeye devam ettim, ama bu esnada olayın aydınlatılmasına dair neredeyse hiçbir gelişme olmadı. müge anlı bomboş tartışmalarla programı nasıl uzatıyor, daha çok bunu izledim. reyting meselesi olayın aydınlanması kadar önemli olmalı ki şaban erdal'ı da alıp programdan gitmekle tehdit ettiğinden bu yana müge anlı ve rahmi bey bariz bir şekilde şaban'ı koruyorlar. şaban'ın ne köyde, ne istanbul'da, ne almanya'da iftira atmadığı bir kişi kalmamışken şenay'ın "bence şöyle oldu" tezlerine rahmi bey dayanağın olmadan konuşamazsın, dedi. (rahmi bey ne berbat bir adamdır bu arada, karılarını öldürüp hapishaneye girmiş adamlarla az çok aynı seviyede düşünceleri) müge anlı da, şenay'ın şaban'ın sürekli etrafa küfürler saçtığını ve kendisine iftira atmaya çalıştığını söyleyince -çünkü dün müge anlı şaban'ın bugüne kadar herhangi bir terbiyesizliğini görmediğini söylemişti, herhalde terbiyesizlik sadece kendi şahsına yapılınca terbiyesizlik oluyor, diğer herkese küfür, tehdit, iftira serbest- bugün kadını provakatörlükle suçladı. hafta sonu belli ki şaban'la ekip programda kalma pazarlığı yapmışlar, pazartesiden beri şaban'ın oturduğu yere bir kırmızı halı sermedikleri kaldı. şaban olayın kötü kişisi, kavgacı olduğu için de seyrettiriyor, yani reyting baldan tatlı, hatta görünen o ki başka şeylerden de...(şaban'ın programı terk etme anını anlatmadan geçemeyeceğim, stüdyoda harika anlar! şaban, babasının kendisini öldürmek için tutulan kiralık katille anlaşıp paraları kırışması hikayesi anlatılınca aşırı hiddetlenip ayağa kalktı, "ben gidiyom programdan" deyip bir yandan mikrofonu çıkarmaya çalışırken erdal'ın yanına geldi, "hadi kalk gidiyoz" diye erdal'ı da götürmeye çalıştı. aysel bacı da şaban'a "karını al, karını" deyip arkasında oturan karısını unuttuğunu hatırlattı:) şaban'ın, karısı yerine erdal'ı yanında götürmek istemesinden bu işin birlikte yapıldığı bir kez daha anlaşıldı kanımca. şaban şu haliyle müge anlı'yı bile parmağında oynatmaya başardı. köylüye kim bilir neler yapıyordur, hinoğluhin. bu arada bugün şaziye de "ben artık köyüme döneceğim," dedi, müge anlı'nın bugını buldular, herkes artık sıkışınca "ben gidiyorum" kozunu oynayacak belli ki.
  olayın gidişatıyla ilgili ise maalesef yeni bir bilgi vesaire çıkmıyor, anca erdal'ın "hatırlamıyorum, onu da yapmış olabilirim, bunu da yapmış olabilirimleri"ve şaban'ın çakallıkları... bu iş organize olduğu için itiraf da çıkmaz, geçen hafta bir ara herkes şaban'ın üzerine gidince erdal çözülmeye biraz yaklaşır gibi olsa da bu hafta artık sırtları rahatta, yeni bir kanıt vs gelmediği için de itiraf geleceğini hiç sanmıyorum.
  bu programda cinayetlerin arkasında ya aşk, yasak aşk, namus ya da para pul işleri çıkıyor benim anladığım. bu hikayede de nurten'in başkasından hamileliği gibi şeyler ortaya atıldı, ama kimse arkasını getiremedi, kadın evliliğinde mutsuzmuş, orası zaten tahmin edilebilir bir şey ama kadın az çok makul bir insana benziyor, gidip şaban'a falan aşık olacak bir tip değildir, zaten şu tiplere, muhtarlık yarışındaki hırslarına falan bakınca da kimsenin aşk meşk için kılını bile kıpırdatacağını sanmıyorum. en fazla paraya ve güce aşık olabilirler.
  yani bu işin içinden namus, yasak aşk vs. çıkmaz, en fazla olayı "sapıştırmak" için kullanılır. polisiye işlerinde "follow the money" derler, ben bu erdal'la şaban'ın birlikte paralı pullu bir takım işler çevirdiğini, ya da böyle bir plan peşinde olduklarını, bu insanların da bu uğurda öldüğünü düşünüyorum. olay günü ve bir kaç gün öncesinde ve sonrasında telefon trafiği ve hesaplardaki para transferlerine hele bir bakın da bize de deyiverin (gerçi programda böyle şeyler oluyor mu bilmiyorum ama)
  
  son olarak, akıllı ve acılı bacılar bence asıl siz evinize dönün, bu program doyma noktasına geldi, yeni bir şey çıkmıyor artık, konuşarak da bir yere varılacak gibi değil, erdal'la şaban sapıştırıp duracaklar, bundan sonrası artık adli kanıtlarda, müge anlı da kalsın reyting yapan leşlerle baş başa. ayrıca diyelim ki şimdi ne olduğu ortaya çıkmadı ama elbet bir gün çıkar. bu hırslı, kaypak, yalancı insanlar, çıkar için bir araya gelmişler, illa ki bir noktada çıkarlar çatışır bozuşurlar, başka bir zaman başka sebeplerle de olsa başlarını derde sokacaklardır bunlar, biri giderken diğerini de yakar o zaman, yani elbet bir gün öğreneceğiz, ama ne zaman...
• erdal çok şey biliyor gibi ama salağa yatıyor. millet nereye çekerse oraya giden bir tip. olayın arkasında başka akıllı birileri var kullanılmış ya da kendini kullandırmış olabilir.
• ıq'su düşük fakat libidosu yüksek annesi yüzünden hayatını kaybetti ikranur. arif hoca bunu "patolojik bir aşk" duygusu olarak adlandırsa da bu kadar komplike cunleler kurmaya gerek yok bence.
  
  çocuklarını ve kocasını defalarca terk ediyor , araya aile büyükleri giriyor, anne ve baba tekrar birleşiyor. 4 cocuk yapıyorlar, en büyük olan 7 yasindaki ikranur'u bakamadiklari gerekçesiyle köye babaannemin yanına yolluyorlar. 7 yasinda cocuk, köy de olsa dışarıda oynuyor, hava kararıp da eve gelmediği anlaşılana kadar çocuğu arayıp soran yok. 7 yasinda...aç mı, susuz mu, düştü mü, kaldı mı, gun boyu dışarıda ne yapıyor? hiçbirini soran yok. sanki evin babasi aksam olmus da isten gelmemiş gibi o saate kadar disarda olmasi doğal karşılanıyor. cocuk ihmali, cocuk istismari, ne ararsan var.
  
  bu kadar kontrolsüzce çocuk yapılmaz, kadin kocasıyla her küsüp barıştıktan sonra bir tane doğurmuş. bu zihniyet, bu millet, bu cehalet varoldukca bu topraklar daha nice ikranur'lara mezar olacaktır.