• 1991 yılı istanbul universitesi iletisim fakultesi mezunu, 1999 yasar nabi nayir oyku odulu sahibi yazar.
    ayni zamanda çok başarılı bir drama yönetmenidir. subat sogugu ve atesli topraklar, rejisini yaptığı çalışmalardandır.
    (bkz: salacak harem)
    (bkz: michael stipe)
  • önümüzdeki hafta vizyona girecek 120'nin iki yönetmeninden biri. diğeri için; (bkz: özhan eren)

    ayrıca bu akşam atv'de adnan güler'in yönetmenliğini yaptığı ilk bölümüyle ekrana gelecek 'geç gelen bahar' dizisinin ilk bölümden sonraki bölümlerinin yönetmenliğini üstlenmiştir.
  • (bkz: 72. koğuş)
  • o... çocukları ve 120 filmleriyle yakın geçmişte vitrinde yerini alan yönetmen kişilik. bu iki filmini izlemiştim.

    twitter adresi ise http://twitter.com/#!/muratsaracoglu şeklinde olup güzel bir muhabbet ve fikir alışveriş ortamı kurulabilir. şimdilerde yangın var filmi var. kendisine er ya da geç bu filmi izleyip kritiğimi ulaştıracağımı şerh düşmüş idim.

    ayrıca deli deli olma filmi içinse izleme niyetim var geçmişte, ama nedense hayatın içinde kaybolup izlemeyi unutmuşum. (bkz: kars'ta yerleşik estonlar/@zarp) (bkz: kars/@zarp)

    teşekkürler. yangın var (akad) (1959)
  • yüz kumbarası projesi'nde kendi adıma fotoğrafladığım ilk yönetmen. kamera arkası'nın ilk yüzü.
    kumbara gün geçtikçe dolsa da, daha birçok önemli isim kumbaramızı zenginleştirse de ilkler her zaman önemlidir. anlayışı, misafirperverliği, sıcacık ailesi ve kedisiyle ilk heyecanımı keyife dönüştürmeyi başaran özel bir insan olarak hep kalacaktır kalbimin bir köşesinde.

    ayrıca dipnot olarak belirtmek isterim ki deli deli olma'yı izleyip de gözleri nemlenmeyen insana insan demem ben.
  • boxer dergisi yazarıdır
  • bir zamanlar çukurova adlı tılsımlı dizinin yönetmeni olan başarılı isim. tebrikler.
  • istanbul ili üsküdar ilçesi denizmen sokak’ta faaliyet gösteren veteriner göz merkezi (bkz: veteriner göz merkezi)’nin sahibi.
    kendisi ile tanışmam yaklaşık bir ay önce can dostum altı yaşındaki oğlum, canım, karşılıksız sevenimin gözlerinin aniden görmediğini farketmemizle başladı.
    apar topar nöbetçi bir kliniğe gittik burada çeşitli kan tahlilleri yapıldı yüklü bir para verdik ancak veteriner hekim olduğunu düşündüğümüz kişi o kadar toydu ki fikir bile yürütemedi. avcılar’da bulunan cerrahpaşa üniversitesi veterinerlik fakültesine götürün dedi.
    ertesi sabah ilk işim yaklaşık atmış kilometre uzağımda bulunan fakülteye sabah altıda taksiyle gitmek oldu. vezne 8:30 da açıldığı için baya bekledik. cerrahi bölümünde üstün körü bakıldı ve göz bebeklerini büyütmek için bir damla reçete edilerek öğleden sonra gelmem söylendi. avcılar’da bulunan yaklaşık 25 tane eczaneyi taksi ile kedim ve ben dolaştık sadece bir tane eczanede ilacı bulabildik. yaklaşık bir saat eczanede bekledikten sonra eczacı e-reçete de imza kaşe olmadığı için veremeyeceğini söyledi. tekrar fakülteye giderek reçete eden veteriner kadına durumu anlattım, kendisi bana benim problemim değil ben imza da atmam kaşe de vurmam dedi. ilaçsız da olur bekleyin dedi. yaklaşık iki saat bekledikten sonra aynur hanımı ayaküstü yakalayabildik ve çok hasta olduğunu kafasının şiştiğini çok yorulduğunu söyleyerek üstün körü birer kez gözlerine baktı ve gözlerinin gördüğünü, problemin teşhisi için dahiliye bölümüne gitmem gerektiğini başından savarak söyledi. dahiliye kısmında akşam 5 e kadar sıra, muayene derken dolaştıktan sonra hiçbir problem bulamadılar.
    araştırmalarımız sonucu bu kliniği ve murat beyi duyunca vakit kaybetmeden randevu aldık ve gittik. bu süreçte yaklaşık yirmiye yakın farklı veteriner hekim ve klinik gezdik. bütün kan testleri, bütün iç organ muayeneleri yani yapılabilecek bütün testleri yaptırdık fakat olumsuz bir durum çıkmadı.
    murat beye ilk götürdüğümüzde dostumun gözlerinde yangı olduğunu iki dakika süren muayene sürecinden sonra söyledi ve deltacortil reçete etti. bir hafta bu cortizon ilacını kullandık, gözleri ve genel durumu iyiye gidiyor gibiydi. ikinci hafta kontrole gittik gözlerine bakıldı ve kötüye gittiği ve retina ayrılması olduğu söylenerek cortizona ek idrar sökücü lasix reçete edildi. bu ilaçları kullanırken dostumun durumu gayet iyi keyfi yerindeydi hatta oyunlar bile oynuyorduk. üçüncü kontrole gittiğimizde avcılar’da temin edemediğimiz göz bebeği büyüten damla uygulandı ve gözlerine bakılarak durumun daha kötüye gittiği ve toksoplazmadan şüphelendiğini söyledi. oysa ki tokaplazma testi yaptırmıştık ve sonuç negatif çıkmıştı. yapılan kortizon, idrar sökücü ve vitaminlere ek olarak ağır antibiyotik tedavisine başladık. ayrıldıktan sonra dostuma yeni bir check-up yaptırdım bütün kan idrar dışkı vs. değerleri ile iç organlarına bakıldı ve yine bir problem görünmedi.
    son gidişimizden sonra dostum hiç görmüyor, göz bebekleri kocaman. bir aydır gitmediğimiz yer, yapmadığımız test kalmadı. yaptığımız yaklaşık on bin liraya varan harcama umurumda değil fakat bunu veremeyecek birisi ne yapardı düşünmek istemiyorum. çaresiz bekleyişimiz sürüyor, gözleri daha kötüye gittiği yetmemiş gibi genel durumu( iştah,tuvalet düzeni, stres, moral) da giderek kötüleşiyor.
    murat hoca kötüye gitmesini engelleyebiliriz fakat iyiye gitmesi yönünde bir şey söyleyemem demesine rağmen kendisine gitmeden önceki durumunu arar olduk.
    gelişmeleri buraya düzenli yazacağım.
    şuan için son olarak şunu kesinlikle söylemeliyim ki kedi, köpek sahiplenirken sorumluluğunu alacak vaktiniz, paranız ve vicdanınız yoksa sahiplenmeyin lütfen. bu dostlarla birlikte yaşamak sadece mama, kum, iç dış parazit ilaçlarından ibaret değil. bunu çok acı bir tecrübeyle tecrübe ettim. ve bu süreçte o kadar çok kedi ve köpek sahibi gördüm ki kesinlikle bu iş ehliyete bağlanmalı ve herkes kedi köpek sahiplenmemeli.
  • parayı verenin düdüğü çaldığı, beyin uyuşturan dizilerin yöneticisi.
hesabın var mı? giriş yap