• ne yazık ki gerçek. ne kadar net olursan o kadar değersizleşiyorsun. ilk zamanlar tanışmak, görüşmek için 40 takla atan taraf, senden yana olumlu bir karşılık görünce garanti! gibi algılamaya başlıyor ve götü başı ayrı oynuyor. kepçeyle sunduğu ilgisini sonra pazarlığa döküyor. olmadık zamanda 10 adım gelen sonra hassas kantarda pirinç tartan üçkağıtçı esnafa dönüyor. manipüle edilmeye açık kaygılı kişilerde işe yarar belki ama ben hissettiğim an direkt s.kerler eşiğine geçiyorum. sevgisinde tefecilik oynayana su bile yok. ters etki durumu. zihnimi ve hayatımı kolaylaştırmayan kimsenin nazına gelemem, gazını alamam. onu başkaları ile kıyaslamam sadece çizdiği ilk profile göre değerlendiririm mevcut durumunu. taktik yapan taktiklere gelsin. benim yapacak halim de isteğim de yok. zaten taktikle gelecek olan mutluluğun ben.…..öhöm..

    saygılarımla.
  • o mutluluk, hiçbir taktik uygulamadan kendiliğinden geliyorsa, ideal ilişki zaten odur. yoksa 3 gram mutlu olucam diye 250 gram taktik yapmam gerekiyorsa, o kadar çaba ile bekarken de o ilişkiyi yaşıyormuşcasına mutlu olursun zaten. mutluluğa giden tek yol ilişki değil zira.
  • ilgisizliği bir taktik olarak kullanan insanların ruhsal anlamda çok sağlıklı olduklarını düşünmüyorum. bu yüzden isteseler de mutlu bir ilişkileri olamayacaktır.
    siz bu taktiklerle falan uğraşmayın. kaçan kovalandığını sansın boşverin. seviyorsanız söyleyin, özlüyorsanız zaman ayırın, arzuluyorsanız içinizden geldiği gibi sevişin. bunların karşılığını alamıyorsanız da o insanla zaman kaybetmeyin.

    en mutlu ilişkiler hesapsız kitapsız yaşananlardır.
  • su gibi akmayan ilişkinin amına koyayım gençler. size bir şey olmasın.

    dünyaları ayağına serseniz de, taktik yapsanız da şunu unutmayın. bu hayata yalnız geldiniz. yalnız gideceksiniz.

    sevdiğiniz kişi tapulu malınız olmuyor. sahiplik müessesesine inanmayınız. taktik ile başlarsa hiç ummadığınız anda çekip gidebilir.

    taktiksiz başlarsa da çekip gidebilir. ama taktiksiz başlarsanız en azından kendiniz olmuş olursunuz.

    son güzel lafla bitirelim. "yeni tanıştığınız birini kaybetmekten korkmayın, o zaten sizin değil. ve merak etmeyin hiçte sizin olmayacak. o kendinin." oluruna olur suyu, olmayana kibrit suyu.
  • mutlu ilişki için karşılıklı samimiyet yeterlidir. hiçbir ilişkinin de tek tarafın çabasıyla yürümeyeceğini de kafanıza sokun. doymayacağınız sofraya oturmayın, doyuramayacağınız misafiri de sofranıza oturtmayın. taktik yapayım derken eline yüzüne bulaştırırsın. samimi olmak bu kadar zor değil.
  • dogru olan igrenc durum.
  • seviyorsanız söyleyin, özlüyorsanız yanına gidin. bırakın bu boş taktik işlerini.

    ayrıca ilgisizlik bir taktik değildir, ruhsal manyaklıktır. kaçan da kovalanmaz. hasta hasta konuşmayın.
  • mutlu bir ilişki için şart olan tek şey çiftlerin doğal ve içten olmaları ve birbirlerini oldukları gibi kabul edebilmeleri.

    bunun dışında ne varsa sahneye konmuş piyeslerden farksızdır.
  • taktik maktik işlerine başladıysanız bu ilişkide en az bir kişi rahat değil demektir.

    eğer siz siz olamıyorsanız, ne anlamı var iki kişinin beraber olmasının.

    fiziken ve ruhen kendin olamıyorsanız boş verin gitsin; lise çocuğu gibi saçmalıklarla uğraşmayın
  • "öyle takılıyoruz yeaaa" ilişkileri için geçerli olan taktiklerdir. taktik olarak bahsedilen şeyleri gerçekten seven bir insan "taktik" diyerek uygulamaz. içinden geldiği için uygular.

    -her aradığında telefona cevap veriyorum. çünkü sesini duymayı, onunla konuşmayı seviyorum.

    -mesajlara en az yarım saat geçmeden cevap yazıyorum. çünkü beni merak ettiğini biliyorum cevap yazmadığımda. ve onun merak içerisinde kıvranmasını istemiyorum. (o an işim olması farklı bir durum tabi, müsait olduğum an hemen cevap veriyorum zaten)

    -bütün gün onu düşünüp bir de bunu ona söylüyorum, çünkü onu seviyorum! içimde hissettiğim duyguları onunla paylaşmayı da seviyorum. karşılığında da mutlu olan birini görüyorum karşımda. daha güzel ne var!

    -hoşlandığını veya sevdiğini karşı tarafa belli ediyorum, çünkü seviyorum ve doğal olarak içimden geliyor.

    -problem çıkarmayan düz bir insan oluyorum diyemem ama olmaya çalışıyorum. problem çıkarmayan insanın karşılığı da düz bir insan olmak değil asla. "insan" gibi konuşarak hallediyoruz zaten problemleri. saçma triplere, tavırlara, inatlara, intikamlara gerek yok. böyle olunca da zaten "problem çıkarmak" gibi bir korku oluşmuyor.

    -kıskançlığa sebep olmayacak kadar sadık oluyorum, çünkü hayatımı geçirmek istediğim insanla birlikteyim. onun kafasında şüphe uyandırmanın, onun güvenini sarsacak kıskançlıklara sebep olmanın manası yok.

    tüm maddeleri bu sebeplerle yapıyorum ve yine aynı sebeplerle de karşılığını alıyorum. karşılığını almasaydım da yine yapardım, o ayrı. kendi laylaylom ilişkilerinizi tüm ilişkilere genellemeniz kadar saçma bir mantık da yok ayrıca.
hesabın var mı? giriş yap