• (bkz: azil)
  • (bkz: suna no onna) 2 katına çıkarır mı bilemem ama ufkunuzu ve hayal gücünüzü genişleteceğinden eminim. hatta önce kitabını okuyup birkaç gün iyice sindirdikten sonra üzerine filmini de izlerseniz, yönetmenle kendi hayal dünyanızı karşılaştırabilirsiniz.
  • bazı kitaplar birçok defa yazılmış tekrar etmeye gerek yok onları. sadece kaç kere yazıldıklarını paylaşacağım. daha sonra yazılmamış ya da az yazılmış olan kitapları paylaşacağım.

    1-) satranç 105 kez
    2-) küçük prens 104 kez
    3-) dönüşüm 94 kez
    4-) martı 82 kez
    5-) hayvan çiftliği 71 kez
    6-) yabancı 70 kez
    7-) dinle küçük adam 57 kez
    8-) yeraltından notlar 53 kez
    9-) insan ne ile yaşar 52 kez
    10-) simyacı 39 kez
    11-) fareler ve insanlar 33 kez
    12-) savaş sanatı 33 kez
    13-) küçük kara balık 29 kez
    14-) palto 27 kez
    15-) kırmızı pazartesi 25 kez
    16-) aylak adam 25 kez
    17-) tembellik hakkı 22 kez
    18-) ivan ilyiç'in ölümü 21 kez
    19-) kürk mantolu madonna 20 kez
    20-) siddhartha 20 kez
    22-) kör baykuş 16 kez
    23-) 1984 13 kez
    24-) genç werther'in acıları 13 kez
    25-) sevme sanatı 11 kez
    26-) altıncı koğuş 11 kez
    27-) çavdar tarlasında çocuklar 10 kez
    28-) şeker portakalı 10 kez
    29-) anayurt oteli 6 kez yazılmış.

    bunları sıraladıktan sonra ufku iki katına çıkaran ince kitaplara geçebiliriz. bir tane istisna* harici 250 sayfa üst sınırı koydum buna göre belirledim kitapları ve yukarıda yazanları tekrardan yazmadım. önem sırasına göre değil rastgele sıraladım. şimdiden iyi okumalar!

    >> yaşam bilgeliği üzerine aforizmalar - arthur schopenhauer - 222 sayfa :

    schopenhauer bu yapıtla "dünyadaki misyonunu tamamladığını" söylemiştir. ünlü felsefecinin derin felsefi görüşlerini çok rahat okunan ve kolay anlaşılan bir dille aktardığı bu yapıt; schopenhauer'un keskin ve acımasız dilinden yaşam yolunu aydınlatacak bir başyapıttır.

    >> otomatik portakal - anthony burgess - 176 sayfa :

    otomatik portakal, “iyilik ve kötülük” kavramlarını, “şiddet, suç ve ceza” üçgeninde değerlendiren bir roman. eser o yılların (1960'lı yıllar) modernleşme ve değişim sancılarını yansıtırken, bireylerin ne kadar özgür veya baskı altında olması gerektiğini ve sonuçlarını sorgular.

    >> kendime düşünceler - marcus aurelius - 156 sayfa :

    roma imparatoru marcus aurelius'un kendisine özel notlarını ve stoacı felsefe üzerine fikirlerini kaydeden bir dizi kişisel yazı.

    >> yaşlı adam ve deniz - ernest hemingway - 136 sayfa :

    yaşlı bir kübalı balıkçının açık denizde gulf stream'e kapılmış olarak dev bir kılıçbalığıyla olan can yakıcı mücadelesini son derece sade ve kuvvetli kelimelerle anlatır. bu hikâyesiyle hemingway, yenilgiye karşı cesaret, kayba karşı şahsi başarı temasını kendine has modern üslubuyla yeni baştan heykelleştirmiştir.

    >> ölümcül kimlikler - amin maalouf - 133 sayfa

    amin maalouf bu eserinde, kişinin kimliğini dini, etnik, kültürel hangi nedenlerle seçtiğini, bunu seçerken içinde bulunduğu toplumun kendisine bakışının etkisini ve kimlik çatışmalarını anlamdırmaya çalışıyor.

    >> insanın anlam arayışı - viktor e. frankl - 166 sayfa:

    20. yüzyılın önde gelen psikiyatrlarından viktor frankl, insanın anlam arayışı'nda, kurucusu olduğu logoterapinin ilkelerini, ikinci dünya savaşı sırasında bir toplama kampındaki deneyimleri eşliğinde anlatmaktadır.

    >> kendine ait bir oda - virginia woolf - 128 sayfa

    virginia woolf; kadınların neden daha az şiir yazdığını veya neden erkekler kadar yaratıcı olamadığını anlattığı eserinde, tarihsel süreç içerisinde kadının toplumdaki yerini de ele alıyor.

    >> bozkırkurdu - hermann hesse - 200 sayfa:

    bozkırkurdu, hermann hesse'nin, toplumun sığ değer yargılarına ve kişiliksiz, yüzeysel yaşamına uyum sağlayamayan bir insanı anlatan bir romanıdır.

    >> bir şeftali bin şeftali - samed behrengi - 100 sayfa:

    zengin ile fakirlerin yer aldığı, zenginlerin kazandığı bir dünyada bir ağacın dilinden haksızlığa boyun eğmemenin, vefanın öyküsü anlatılmış.

    >> sessiz bir ölüm - simone de beauvoir - 126 sayfa

    burada, hemşirelerin "sessiz bir ölüm" dedikleri şey anlatılıyor. sessiz bir ölüm'de simone de beauvoir, kendi annesinin ölümünü bütün ayrıntılarıyla betimlerken unutulmaz bir edebi eser yaratıyor. yetmiş yedi yaşındaki annenin geçirdiği küçük kazayla başlayan öykü, hastanede fark edilen ilerlemiş kanser teşhisiyle dramatik bir hal alıyor ve olayın kahramanları acılı bir süreç yaşıyor. yazar, bu süreç içinde yaşadığı karmaşık ve yoğun duygulanımları anlatırken, bir annenin ölümünü olanca soğukkanlılığıyla betimlemeyi de başarıyor. böylece eser, anne ile kızın arasındaki yabancılaşmayı iyiden iyiye açığa çıkardığı gibi, annenin bütün yaşamını da anlatarak bir ölümün betimlenmesinin çok ötesine geçiyor. yapıt bize insani ilişkilerin bir belgesini sunarken, yazara da kendi yaşamıyla yüzleşme olanağı sağlıyor.

    >> aşka ve kadınlara dair( aşkın metafiziği) - arthur schopenhauer - 80 sayfa:

    aşkın metafiziği isimli kitapçığındaki analiz-tezinde, aşkın ne olduğunu, erkeklerin kadınlardan ne beklediğini ve kadınların erkeklerden ne istediğini analiz eder. aslen; schopenhauer bunu bir kitap amaçlı değil kısa bir tez amaçlı yazmıştır.

    >> ecce homo - kişi nasıl kendisi olur - friedrich nietzsche - 126 sayfa:

    nietzsche, ecce homo'da, kendi değişim süreçlerini ve eserlerinin ortaya çıkış öykülerini anlatır ve "üst insan" kavramına model olarak kendisini ortaya koyar. "neden böyle bilgeyim?", "neden böyle akıllıyım?", "neden böyle iyi kitaplar yazıyorum?" gibi sorularla çalışmanın başlangıcında kendisini ameliyat masasına yatırır nietzsche. ardından da eserlerinin hangi dönemde, hangi şartlar ve sağlık koşulları altında, hangi esinlenmelerle yazıldığını detaylı olarak anlatır.

    >> hayatın anlamı - arthur schopenhauer - 144 sayfa:

    eser, isminden anlaşılacağı üzere hayatı anlamaya yönelik yazılmış felsefi bir eser olmuş. yazara göre insan istemekten vazgeçtiğinde kurtuluşa erecektir.

    >> mutlu olma sanatı - bertrand russell - 192 sayfa:

    mutlu olma sanatı, bertrand russell'ın iyi bir yaşam sürmek isteyenlere sunduğu bir reçetedir. kişisel gelişim kitaplarının vermeyi vaat ettiği ama veremediği mutluluk sırlarını açıklar. russell'a göre mutluluk birtakım insanların bizim elimizden alabileceği temel insan haklarından biri değildir.

    >> aforizmalar - franz kafka - 112 sayfa:

    aforizmalar, franz kafka'nın veremle boğuştuğu sırada kız kardeşinin evinde geçirdiği sekiz ay boyunca yaşamı, evliliği, düşünceleri, felsefi görüşleri ve pişmanlıkları gibi birçok konuda yazdığı küçük yazılardan oluşan kitabıdır.

    >> cehenneme övgü - gündüz vassaf - 279* sayfa:

    cehenneme övgü, içimizde büyütüp yaşattığımız küçük 'totaliter dünyalar'ımızı afişe ediyor, daha doğrusu 'yüzümüze vuruyor'. totalitarizmin -anne karnındaki bebeğin beslenmesi gibi- bireyle toplumu bağlayan göbek bağıyla semirdiğini, hayata ilişkin algılarımızı ve kimi dayatılan kimisini de gönüllü olarak kabul ettiğimiz kavramları irdeleyerek gösteriyor.

    debe eklemesi:

    >> bilinmeyen adanın öyküsü - jose saramago - 59 sayfa:

    bilinmeyen adaların kalmadığına inanılan bir dönemde bilinmeyen ada arama cesaretine sahip bir adamla böyle bir cesareti görüp hayatını değiştirebileceğine inanan bir kadının hikayesi. insanın kendini bulma hikayesi aslında.

    >> düşünce ve tartışma özgürlüğü üzerine - john stuart mill - 64 sayfa:

    düşünce ve tartışma özgürlüğü üzerine, yanlışlığından en emin olduğumuz düşüncenin bile özgürce dile getirilip tartışılabilmesinin toplum açısından neden gerekli olduğunu ortaya koyuyor. ifade özgürlüğünün tüm dünyada giderek daha da hor görüldüğü bu dönemde okunmasında yarar var.
  • yazılmış, ama benim de ilk aklıma gelen;

    (bkz: küçük prens)
  • acıklı bir arayış.
    sen okuma ulan ayı...

    incesini geçtim, kalın da olsa bir şey okuyunca ufkunuz iki katına çıkabiliyorsa çok dar bir ufkunuz var demektir. gençken belki olur da ufkunuz genişledikçe mümkün olmaz.

    ince kitap arayışı da komik. az okuyup çok kazanmak istiyor. hayatı muhasebeci olarak yaşayan kafa. bazı kitaplar vardır, inceyi kalını bırak bitmesin istersin.

    siz twitter'da devam edin bence.
  • (bkz: enchiridion)
  • (bkz: ölü ozanlar derneği)
    bir alıntı da bırakalım.
    “hayatın iliğini emmek boğazına kemik kaçırmak değildir,charles. cesur olunacak zaman var, tedbirli olunacak zaman var ve mantıklı biri hangisini ne zaman gerekli olduğunu bilir.” sayfa: 93
  • küçük prens okuyup ufku katlananın aklını beynini sikeyim.

    tamam hobi olarak oku ama ufkun katlanıyorsa bu hayatı boşa yaşamışsın demek ki.
  • tabiki, kafka/ dönüşüm. 75 sayfaya dünyayı sığdıran başka kitap bilmiyorum.
hesabın var mı? giriş yap