• david nicholls (2009) romani. emma ve dexter 1988 de edinburgh universitesinden mezun olduklari gece tanisir ve geceyi birlikte gecirirler. sabah yollari ayrilir. bunu takip eden 20 sene boyunca ara ara gorusur ve mektuplasirlar. bu arada baska iliskiler yasar, farkli yollar secer, bambaska kisiler olurlar ama birbirine karsi duygulari kafalarinda bir soru isareti olarak kalir. olaylar gelisir.
    biraz when henry met sally gibi. 2011 de sinemalarda.

    --- spoiler ---

    (filmi izledikten sonra edit) dexter kitaptan filme gelene kadar cok hirbo bir insan olmus. duygusal (ya da cinsel) iliskilere birini sevdigi ve sevilmek istedigi icin degil, iliskide olmak onu kis gunlerinde sicak tuttugu icin giriyor. yani yalniz kalamadigi ve baskalarinin hayranligi olmadan yasayamadigi icin elinin altinda mutlaka kendine hayran bir kadin bulundurmaya ozen gosteriyor. kim olsa olur. hic kimse yoksa emma'yi ariyor panik halinde. pek cok kadinla yattiktan ve hic bir iliskiye tutunamadiktan sonra alkolik, bir cocuk babasi, issiz haliyle gittikce gucten dusmekte olan varligini kendini sevmekten hic vazgecmemis daha guvenilir bir hayranin ellerine birakiyor (emma). emma bu arada diledigi alanda kariyer yapmis, kilo vermis, kendine guvenli cok guzel bir kadin olmus. ustelik yirmi senedir bekledigi sevgilinin donmesinden dolayi mutlu (salak). super yakisikli fransiz sevgilisini birakarak dexter'i kurtarmaya karar veriyor. alan ve veren mutluymus gibi yaparlarken olaylar cok aci bir sekilde gelisiyor ve aglamaktan telef oluyoruz.

    --- spoiler ---
  • 20'li yaşların ortalarındaysanız,

    yeni mezun, çalışmaya başlamış-başlayacaksanız,
    yaklaşık çeyrek asır civarındaki ömrünüzün bir yerinde aşktan, dostluklardan.. çok fena tökezlemiş, hala kolay güvenemiyor, inanamıyor, çok korkuyorsanız,
    her an kendi içinize kaçmaya, ama bir o kadar da dışarı açılmaya hazırsanız,
    yeni bulduğunuz kendinizi, orada kalması için sıkı sıkı tutmaya çalışıyorsanız,
    çok mu yaşamış/görmüş/yaşlı, çok mu toy/tecrübesiz/genç olduğunuza bir türlü karar veremiyor, her an karıştırıyorsanız,

    ken grimwood-replay'le ard arda` :sıra hiç farketmez`, yazıldığı dilde okuyun bu güzide kitabı.
  • (bkz: you yi tian)
  • david nicholls'ın muhteşem kitabı.

    hani böyle kitabı okurken gözlerinizin önünde her bir kelime görüntüye dönüşür ya, işte bu kitapta benim için öyle oldu. dex ile em'in yaşadığı her şeyi onların gözünden görebildim, onların hissettiği gibi hissebildim. ama özellikle, kitabın sonuna doğru, tekrar en başa dönüp, ilk tanıştıkları o günü tam olarak nasıl geçirdiklerini anlatması, beni çok hüzünlendirdi.

    okuduktan sonraysa, aslında böyle bi hikaye yaşamak istediğimi fark ettim.
  • kitapçılarda, bilimum kitap sitelerinde reklam olarak kocaman "bir gün" yazısını ve bu kitabı görüyordum ama açıkçası çok da ilgilenmemiştim, neblim. (çoksatan listesine yönelik bir önyargı olabilir). bir arkadaşın ısrarlarına dayanamayarak okudum (orijinal diliyle) ve gördüm ki hiç de fena bir kitap değilmiş bu. iki insanın yaşamını yirmi yıl boyunca izlediğimizden midir, yoksa david nicholls başarılı bir şekilde yazdığından mıdır nedir (muhtemelen ikisi birden-dir), okurken oldukça 'samimi' geldi bu kitap bana, ki bana göre kitabın esas başarısı da burada yatıyor zaten.

    hassstası olduğum bir şehir olan edinburgh ve yine başka bir çok güzide şehir londra'da geçtiğinden iyice kanım ısınmış olabilir tabi kitaba, ama sevme nedenim sırf bununla sınırlı değil elbette. çıtır çerezlik bir kitap gibi duruyor (hani chick lit denilenlerden), ama öyle değil, bestseller olmayı hak eden ekstra bir şeyler var bu kitapta. yalnız benim gibi ilk bölümlere ve kapaktaki "ay çok güldük :)) - nüvyork tayms" gibi alıntılara kanıp da komik bir kitap beklemeyin, ortalardan itibaren bildiğin üzüyor adamı.

    ha bir de son olarak, filmi çekilecekmiş iyi güzel de emma rolünü anne hathaway'in oynayacağını öğrendiğimden beri casting'i yapanlara karşı isyanlardayım. yalnız da değilim bu konuda, çünkü kitabı okuyan birçok kişi her alışkanlığından ve davranışından "ingilizlik" akan emma'yı o kocaman, itici, bembeyaz amerikan gülümsemesiyle anne hathaway'in canlandırmasından oldukça rahatsız görünüyor. hatta özetle the guardian'da bir köşe yazarının dediği gibi: "emma in david nicholls novel is insecure and sarcastic and very british – everything anne hathaway isn't".

    yani kısaca "allah sizi top etmeye holivud yapımcıları, tepenize big ben düşsün" diyor, ve sonunu toparlayamadığım bu entry'yi bırak dağınık kalsın diyerek noktalıyorum.

    --

    filmi izledikten sonra edit: anne hathaway umduğumdan daha iyi ama yine de kafamdaki emma değil bu bir, ikincisi aksan olmamış. film olarak fena değil, izlenebilir gayet ama filmde süre sıkıntısı olduğundan olaylar çok çabuk ilerliyor haliyle, kitapta yavaş yavaş, sindire sindire olmasından dolayı gerçekleşen inandırıcılık kaybolmuş olabilir. yine de eldeki imkanlarla ortalamanın üstünde olmuş diyebiliriz evet.
  • michel gondry'nin kitsch'i anlatan kısa filmi. çünkü milan kundera diyor ki: varoluşla kesin olarak uzlaşma"nın önerdiği estetik ülkü, bokun reddedildiği herkesin bok yokmuş gibi davrandığı bir dünyadır. bu estetik ülkünün adı kitsch'dir.

    buyrunuz: http://www.youtube.com/watch?v=xu6zcqmw0uk
  • evet, psişik güçlerim dolayı kendimi nostradamus veya baba vango ilan etmeme çok az kaldı. kitap hakkında güzel şeyler duymustum, bi okuyayım dedim.

    --- spoiler ---
    em & dex'in ,2004 yılında birlikte olmaya başladıktan sonraki geçen 3 yılı okurken çok mutluydum, ayy aman ayrılmayacaklar dimi, acaba çocukları olabilecek mi diye meraktan çatlarken bırakamadım kitabı.

    vesonunda hüngür hüngür ağladım. hergüzel şeyin sonunda illaki bi bokluk olacak dimi anasını satıyım.

    --- spoiler ---

    gelelim psişiklerime ; baktım yazar iyi bir yazarmış, senaristmiş. kesin bu kitabın filmi çekilir diye düşündüm. *
    emmayı anne hathaway ne güzel oynar diye düşündüm. tam onu hatırlattı okurken, emma nın salaş gençlik yılları da, iş kadını zamanları da çok yakısırdı anne hathaway didim.

    aman tenrım birde ne göreyim http://www.imdb.com/title/tt1563738/

    gereksiz bilgiler den bugünlük bu kadar.
  • david nicholls'ın aynı adlı eserinden uyarlanan 2011 yapımı film. başrollerinde anne hathaway ve jim sturgess var. afişi pek güzel görünüyor.
  • filminin fragmani da cikmis soyle ki

    dex ve em. em ve dex. oldukca sevimli bir hikaye temelinde ve yillar ilerledikce ice koyan, vurucu diyaloglara sahip. ama istemeyerek de olsa itiraf etmeliyim ki sonu vasat bir kitap. istedigim son olmadi diye bok atmiyorum hayir. ama gercekci gorunsun diye karakterler bu kadar mi aciz cizilir okuyucuya. her neyse sinematografik bir anlatimi var zaten ve okurken kafamdaki yuzlere cuk diye oturan bir oyuncu kadrosu var. jim sturgess. yamiiiiii.

    ve de hatrimda kalan bir diger sey. ingiltere'deki isimlerin genelinin dandirik, kedi kopeklere verilecek turden olmalari; suki, callum, tilly, maddy, miffy. miffy ne yaa??
hesabın var mı? giriş yap