• tekke ve zaviyeler, siyasal islam, bilimden üretimden uzak bir ekonomi modeli.
  • "azgelişmişlik sürecinde türkiye"
    ardından da,
    "büyük güçlerin yükselişi ve çöküşleri"ni patlatıp,
    bir de, "ulusların düşüşü"nü de yuvarlayıp, aralarındaki bağını da kuracak zekaya sahip oldun mu, tamamdır.

    okuduğunda öğreneceklerinin bağzıları,

    ekonominin iç ve dış politikada ne kadar önemli olduğunu,
    geçmişin gelecek üzerindeki etkisini,
    liyakatin yönetim ve öngörüde ne kadar gerekli olduğunu,
    değişen dünyayı kaçırdığında başına ne gelebileceğini,
    hukuki düzenin, devletin ve insanların yaşamlarında nasıl varoluşsal bir gereklilik olduğunu,
    insanları teşvik eden yönetimlerin nasıl dünyaya açıldığını,
    gücün dağılımındaki eşitsizliğin devlet-birey ve devletler arasındaki etkisini,
    yapılan bir hatanın, döngüsel olarak nasıl kendini tekrar etme eğiliminde olduğunu,
    ve daha birçok şeyi kavrayabilir insan.

    not:1. ve 3. kitabın yazarlarının türkiye kökenli olmaları da ironiktir.
  • mısırda ki arapların eşariliği istanbul'a getirmesi 1.darbe
    iran tasavvufuyla hint tasavvufunu harmanlayıp türk müslümanlığına sokuşturmak 2.darbe
    portekiz ve ispanyollar coğrafi keşifler 3.darbe
    ingilizler sanayi devrimi 4.darbe
    fransız ihtilali milliyetçilik 5.darbe
    ittihat ve terakkinin abdülhamidi indirmesi son darbe.

    kuran der ki siz inanmışsanız sizi kimse bitiremez. yukarıda saydıklarım sadece vesiledir. asıl problem bizdedir. münafık padişahlara sorgusuz biatin sonucu olarak bizde münafıklaştık. allah da belamızı verdi. burda osmanlıya sövenler ya da osmanlıyı sorgusuz sualsiz övenler türkiyenin de çöküşünün başlıca sebebi olacaklardır. köksüz olmakta atalara tapınmakta aynı sonucu verecek.

    son olarak sen önce osmanlının tarihte bıraktığı izin binde birini yapacaksın ondan sonra osmanlıya söversin aslan parçası...
  • tek cümle ile gelişmelere açık olmamaktır.
  • (bkz: çok ulusluluk)

    imparatorlukların bir ömrü vardır; makedonya, roma, bizans, abbasi, moğol, selçuklu vs vs hepsi tarihin tozlu raflarında kalmış.

    büyük topraklara hakimiyet kurmanın tek yolu azınlıkları asimile etmek ya da tek tip ırk yaratmaktır.

    şahsen ben imparator olsaydım en başında fethettiğim yerlerdeki ecnebi halk ile kendi halkımı akrabalığa mecbur kılar, birbirleri arasında kız alıp vermeyi zorunlu tutardım.

    100 sene sonrasını düşün, ortada azınlık diye bir halk kalmaz, kırma da olsa tek tür bir ırk açığa çıkardı.
    böylelikle isyanlar azalır, tek ulus zihniyeti sayesinde imparatorluğun ömrü artardı. (gerçi bunun adı imparatorluk olmuyor o zaman)

    osmanlı imparatorluğu malum islamiyet ile yönetiliyordu, dolayısı ile azınlıklara karşı merhametliydi.
    yani soykırım, toplu göç vs olması mümkün değildi. fethedilen yerlerdeki yerel halk çoğunlukla orada yaşamaya devam ediyor idi.

    gel gelelim ki büyük başın ağrısı da büyük oluyor, o kadar geniş topraklarda azınlıkları idare etmek kolay mı!
    hani bırak azınlıkları, yeri geliyor kendi valin kavalalı mehmet ali paşa bile sana karşı ayaklanıyor yani.

    devlet enerjisini böyle iç savaşlara harcayınca tabi eğitim ve gelişim ikinci plana düşüyor.
    rakiplerin avrupa'da rönesans, reform ayağına güçlendikçe güçleniyor, sen yerinde saymaya devam ediyorsun.

    sonuçta da ufak tefek savaşlar oluyor; azdan az, çoktan çok gider hesabı, yeri geliyor bir savaşta koskoca balkanları, koskoca mısır'ı kaybediyorsun.

    osmanlı eninde sonunda batacaktı, şansımız varmış ki mustafa kemal atatürk gibi bir liderin döneminde battı da elimizde kalanlar ile en azından bağımsız bir devlet kurduk.
  • her yukselen
    birgun duser
  • vadesinin dolması.
  • sanayi devrimine ayak uyduramaması
    93 harbi'ne girmesi
  • borç alınarak saray yapılması
  • ve tabi osmanlı adaletsizlikleri, adam kayırmacılıklari, liyakatsizlikleri, baskilari, istitdatciligi, antidemokratik uygulamalari, eğitimsizliği ve bunlar gibi çeşitli sebeplerden yıkılmıştır.
hesabın var mı? giriş yap