• çok oturanlı sistemlerde öne çıkan bir düzendir oturma düzeni. kimin nereye ne şekilde oturması gerektiğini inceleyen bir bilim dalıdır ve hayatımızda sanıldığında daha fazla yer kaplamaktadır.

    oturma düzeni kanunlarına göre örneğin otobüslerde yaşlılar öne diğerleri arkaya oturur. otomobilde çocukların arkaya oturtulması buyrulmuştur. okulda uzun boylular arkaya kısalar öne; gözlüklüler yakına gözlüksüzler uzağa oturmalıdır. cam kenarına önce gelen oturur, yahut da kimin babası önemliyse o.

    mesela otobüslerde muavin ve şoförün nereye oturacağı çok önemlidir. şoför şoför koltuğuna muavin de oraya bir yere oturmalıdır. aksi taktirde çok korkunç şeyler olabilir. konu otobüsten açılmışken hemen ekleyeyim, bayan yanına bay oturması oturma düzenine aykırı bulunmuştur amcalar tarafından.

    oturma düzeni görgü kurallarının da ilgi alanına girmiş, bu konuda karşılıksız burslar verilmiş ve bazı çalışmalar yapılmıştır elbette. örneğin bir yemekte erkek ve kadının masada yanyana değil de karşılıklı oturmaları gerektiğini ön görür görgü kuralları. bu ayrıntı, murder by death filminde david niven ve eşinin hayatını kurtarmıştır hatta. kalabalık yemekli toplantılarda kimin nereye oturacağı hep önceden planlanmış, dert olmuştur davet sahiplerine; gerim gerim gerilmiş erkenden ölmüşlerdir belki de. sırf uygun bir oturma düzeni oluşturabilmek için.

    tv programlarında da oturma düzeni şu veya bu şekilde karşımıza çıkmaktadır. en bilinen şekli "güzeller öne çirkinler arkaya"dır. bilhassa mini etekliler zaga, beyaz show benzeri programlarda en öne ve yere otururlar. tartışma programlarında ise "imam nikahına karşı olanlar sağa olmayanlar sola otursun" komutuyla birlikte izleyiciler fikirlerine göre de bir oturma düzeninin içine girebilmektedirler. ve hatta "sağ-sol" ayrımının da benzer bir oturma düzeni probleminden ortaya çıktığı söylenir hep. bu bakımdan "oturma düzeni" dünya savaşına sebep olan bir sırp genç kadar ağırlıklı role sahip olmalıdır gözümüzde.
  • askeri ve resmi toplantilarin vazgecilmez cizelgesi.
  • (bkz: oturma plani)
  • buyuk toplantilarda ve davetlerde izlenmesi keyifli olan ve kisilerin birbirine yakinliklari, kimin kiminle ne derece iliskisi oldugunu fark etmenize yarayan onemli bir iletisim yontemidir. izlersiniz, olmadik kisileri olmadik kisilerin yaninda gorup sasirirsiniz.
  • orkestralarin oturma duzeni hakkinda bir iki noktaya deginmek istiyorum :

    malumunuz bir orkestrada temelde uc tip alet vardir : yaylilar, uflemeliler ve vurmalilar. bunlari koordine eden bir orkestra sefi vardir ve yaylilar sefin etrafinda konuslanirlar. geri kalanlarin duzeni dunyanin her yerinde hemen hemen aynidir lakin yaylilarin yerlesimi tarih boyunca degisiklik gostermistir.

    herbert blomstedt bunu cok guzel izah ediyor.

    iki uc cumle ile ozet gecmem gerekirse : normalde olmasi gereken sefin soluna 1. kemanlar, sagina 2. kemanlarin oturmasi. ancak bu sekilde bircok klasik ve romantik donem bestecisinin 1. ve 2. kemanlar icin yazdigi atismali yazilar gercek anlamiyla duyulabiliyor, bu sesler yanyana oturarak birbirini yemiyor. besteciler de bunu dusunerek yaziyorlar; blomstedt videoda iki tane onemli ornek veriyor.

    gecenlerde katildigim bir konserde kemanlar sefin sag ve solunda olacak sekilde oturmustu. calinan yapitlar

    franz joseph haydn, wolfgang amadeus mozart ve josef myslivecek'indi. hepsi klasik donem bestecisi olan bu bestecilerin konserdeki yapitlarini dinlerken elimden geldigince keman partileri arasindaki farka kulak kabartmaya calistim ve gercekten iki keman grubunun yazilari arasindaki farklari ve soru - cevap kisimlarini cok net duyabildigimi gordum. buna imkan veren sey suphesiz orkestranin oturma duzeniydi.

    bu oturma duzeninde genelde viyolonsel ve kontrbaslar sefin on-solunda, viyolalar ise on-saginda oturuyorlar. bunun tersi durum cok ender gozlemleniyor.

    1920'lere kadar alisilagelmis ve standart olan bu oturma duzeni leopold stokowski tarafindan gramofon ve radyo kayit seanslarinda kemanlarin tam bir butunluk icerisinde kaydedilebilmesi icin kemanlari bir araya oturtmasiyla son buluyor ve stokowski"nin oturma duzeni yayginlasiveriyor. ikinci dunya savasi sonrasinda bu oturma duzeni avrupa'ya sicriyor.

    gunumuzde orkestralar eski duzene geri donuyorlar. tabii bugune kadar yapilmis kayitlarda artik bunu degistirme imkanimiz yok. onlarda hep bas sesleri sagda, tiz sesleri sagda duymaya alistik. homojen bir ses duyumu icin bu eski oturma duzenini takip eden topluluklarin kayitlarina kulak kabartmamiz gerekiyor.

    george tintner'in naxos firmasi icin hazirladigi anton bruckner senfoni turunun kitapciklarinda bu ayrintinin alti cizilir; der ki : muzige ickin antifonal (karsit ses) niteliklerin on plana cikabilmesi icin bu kayit seanslarinda orkestra kemanlari yanyana degil karsilikli oturtulmuslardir.

    tabii ki burada bahsedilen oturma guzeni 'common practice period' denen ve kabaca 1650-1950 arasi olarak isaret edilebilecek evrede bestelenmis 'klasik' orkestra yapitlari icin soz konusudur. oda muzigi yapitlarinda bu tip bir oturma duzeninden bahsetmek imkansizdir zira yapitin calinmasi icin o kadar alet gerekmemektedir ve alet azligi oturma duzenini bir nebze olsun daha onemsiz kilar zira cok abuk sabuk bir yerlesim duzeni takip edilmedigi surece (bir piyano keman viyolonsel uclusunde kemanin piyano kasasinin altinde ve viyolonselin piyanonun seyircisiz tarafinda çalmasi gibi) aletlerin duyulmamasi gibi bir sorun olmaz. bunu demisken: bugune kadar katildigim çokca yaylilar dortlusu konserinden 1. keman ve 2. kemanin sahnenin sag ve solunde / karsilikli oturdugunu gordugumu hatirlamiyorum. bu bence ilginç bir nokta zira bati sanat musikisi temelde yaylilar dortlusunun uflemelilerle desteklenmesi uzerine kurulu. bir ilk donem haydn yahut mozart senfonisinde kemanlari karsilikli oturtan 'otantik' muzik yapma suuru nedense is yaylilar dortlusune / orkestranin iskeleti için yazilmis muziklere geldiginde kemanlari ayni tarafa koymak disinda bir yol deneyemiyor.

    ve tabii bestecilerin oturma duzenini kendi belirledigi yapitlar icin de yukardaki anlati gecerli degildir. klasik bir ornek: bela bartok - yaylilar, vurmalilar ve çelestra için muzik.

    yahut https://www.youtube.com/watch?v=p5zzmihamy0

    yahut icinde alet olmayan vokal yapitlar...

    yahut klasik bir yapitin siradisi bir yerlesimle calinmasi da mumkun olabilir:

    https://www.youtube.com/watch?v=c79uzbpfc5w 3:10'dan itibaren meshur stokowski'nin schubert'in en unlu orkestra yapiti olan bitmemis senfonisini siradisi bir oturma planiyla yonettigini gorebilirsiniz; konser salonundan ziyade opera orkestra çukurunda gorulebilecek bir oturma duzeni.

    ve tabii ki klasik yapitlar arasinda da orn. mozart k.317 taç giyme missasi, viola kullanilmayan bir yapitta oturma duzeninde bir degisiklik degilse de bir tur 'kayma' olmasi kaçinilmazdir.

    istisna ornekleri arttirilabilir. beni bahsettigim oturma duzeni 1. keman 2. keman viola viyolonsel ve kontrbas içeren ve uflemelilerde en az ikiser obua, korno ve dahi flut, fagot, klarnet, trompet, trombon vb. aletlerin oldugu klasik-romantik orkestra icin geçerli.

    bu tip yapitlarda bile tuhaf bir sefin tuhaf bir oturma duzenine sahit olabilmekteyiz: https://www.youtube.com/watch?v=r0hx9hcoxwe en azindan sefin yeri gercekten siradisi!

    benzer sekilde uflemeli sayisi cok olmayan ama uflemeli yazisi pek zarif (bir son donem mozart senfonisi olabilir) bir yapitin temsilinde tahta uflemelerin sefin hemen onune konuslandirilmasi da, ender de olsa soz konusu olabiliyor (1 flut, 2ser obua ve fagottan toplam 5 alet)
  • sinif icinde isbirliginin en fazla olmasi gereken oturma duzeni kume oturma duzenidir. ekipler icin isbirligi icin en ideal oturma duzenidir.
hesabın var mı? giriş yap