• türkiye gibi sanata değer verilmeyen, katma değerli bir iş yapılmayan bir ülkede; cam işlemede dünya’da üçüncü, avrupa’da, ikinci en büyük cam üreticisi olan bir şirketin bulunması oldukça şaşırtıcı. kim kurmuş bu şirketi, cam sanatını ilerletmek türkiye’de kimin aklına gelmiş diye düşünüp biraz araştırınca bu işin arkasından da yine atatürk çıkıyor.
  • biseyleri kirinca kirdiginiz seyin tutarina gore tavir sergiliyen magaza calisanlari olan firma... cay bardagi kirmissaniz tamam onemli degil diyolar, altin yaldizli salak bardaklardan kirmissaniz kirik altin yildizli salak ve bok gibi pahali bir bardak sahibi oluyorsunuz...
  • acayip pahali (bkz: astronomik rakam) olan, ama cogu tasarimi yeme de yaninda yat dedirticek kadar guzel olan butik serisi mevcut iken, normal urunleri de kurcalaninca cok guzel seyler bulunabilen marka. yalniz insan pasabahce dukkanlarinda epey paranoyak oluyor, aha simdi kirdim bir seyleri diye..
  • her gun onunden gecerken devasa vitrinine baktigim offf bi uzi olsada $u vitrini a$agi indirsem diye ic gecirdigim cam e$ya muessesesi
  • sehirici hatlarindaki en hizli vapurlardan biri, icindeki bir tabelada "cantieri navali di taranto spa taranto 1952" yazar.
  • 1950'li yıllarda italya'ya yaptırılan şehir hatları gemilerinden. fenerbahçe ve dolmabahçe de bu sınıftandır. ekspres olarak anılırlar. gerçekten de bu üç vapur epey süratlidir diğerlerine nazaran, ama en hızlısı paşabahçe'dir. dolmabahçe ile fenerbahçe ikizdir, paşabahçe biraz daha büyük ve burnu daha bombelidir. hatta bir söylenti vardı biz küçükken paşabahçe'nin de ikizi varmış ama gelirken batmış diye, ne kadar doğru bilemem. neyse şahsen en sevdiğim vapurdur, iç dekorasyonu epey eskimekle birlikte hayli orjinaldir, kendine mahsustur. ikinci katta büfenin önündeki masalı oturma bölümü ve ilk kattaki arka bölüm (eski lüks mevkii) özellikle ilginçtir. yine kendine özgü makine sesiyle görülmese bile iskelede olduğu anlaşılır.
  • çubuklu ile beykoz arasında yer alan semt.
    şişecam fabrikasının dışında paşabahçeye tam girerken birde rakı fabrikası vardır. bu yüzden paşabahçe hep anason kokar.
  • mağazalarında özel üretim kolonyalar satıyolar. iğde, ıhlamur, çay, mimoza, çikolata, tütün, mandalina, lime, lavanta... her bir kokunun ismi de ayrı: cunda, nişantaşı, büyükada, bomonti, alaçatı, yalıkavak, karadeniz yüksekleri... hepsini hatırlayamıyorum şimdi. üşendiğimden eşleştiremiycem de...

    ---------edit---------

    iyi kalpli insan ask minoru üşenmemiş, hepsini teeek tek eşleştirmiş, bana mesajla bildirmiş. şööyle ki:
    alaçatı (lavanta), nişantaşı (ihlamur), yalıkavak (mandalina), büyükada (mimoza), karadeniz yüksekleri (çay), cunda (iğde), güllübahçe (gül), bomonti (çikolata) ve turunçova (yeşil limon)

    ---------bu editin sonu---------

    gidin bakın yolunuz düşerse. şişesi 20 lira filan. çakma parfüme vereceğiniz parayı bunlara verin.
    amaan bana da ne oluyosa, sanki kırışıcaz paşabahçe'nin marketing menıcırıyla... piff :/

    - şimdi sen böyle diyince çakmadılar sanki mevzuyu öyle mi?
    - yaa, sen gönlünü ferah tut müdürüm... uzatcan mı şurdan tütün kolonyasını bi, sana zahmet?
  • camış yalağı kalınlığında neskafe kupalarından sonra, insan dudağına sahip olunduğunu hatırlatıyor.

    gidin ince kenarlı zarif, zarif güzel bardaklarından alın. önce suyunuzu, çayınızı türüne göre içkinizi keyifle için.
  • kadehlerini dun walmart raflarinda gordugum ve gurur duydugum marka. uzerinde 6 degisik dilde kadeh yaziyordu, en alta kocaman (buyuk okuyunuz) turkce kadeh yazmislardi. kutularin altinda da yine koca harflerle made in turkey yaziyordu. aferin ulan!
hesabın var mı? giriş yap