• daha önce hiç persona oynamamış birisi olarak bir gün twitch'te ufaktan bu oyunu gördüm, ilgimi çekti. bakayım neymiş dedim ve google'a "persona 5 satın al" yazıp uygun fiyatlı bir oyun bakındım. en uygunu durmaplay'de satılan "persona 5" oyunuydu ve 189,90tl gibi bir fiyata satılıyordu. neyse ben aldım bunu, kodu da girdim, hop persona5 royal aktif oldu dedi psstore. royal neymiş diye baktım, meğersem çok daha yeni çıkmış olan gelişmiş versiyonuymuş normal persona5'in. bala göte iyi oyunu baya ucuzdan kapmış oldum yani. durmaplay sanırım normal persona5 fiyatından persona5:royal satıyor, gidin alın bence adamlar durumu çakmadan.

    her neyse, p5:royal oynadığım ilk persona oyunuydu, yaklaşık 150 saat oynayarak bitirdim ve çok keyif aldım. çok fazla jrpg kültürüm yoktur, ancak bu oyun açık ara oynadığım en iyi jrpg oyunuydu. hatta genel olarak oynadığım en iyi 5 oyun listesine bile girebilir yani, o kadar sevdim bu mereti. hikayesi ayrı sardı, karakterleri ayrı sevdim, oyunun müziklerini ayrı sevdim, gameplayini ayrı sevdim, her açıdan 10 numara bir oyundu. ha kusuru yok mu, elbette var. mesela mementos beni hiç sarmadı, severek gittiğim bir yer değildi. oyunun ilk 6 saatinin tutorial şeklinde olması hoşuma gitmedi, başlarda manga okur gibi oldum oyun oynadığımı anlayamadım. keşke biraz daha az oyuncunun elinden tutup erkenden salsalardı beni dünyaya kendim keşfetseydim. ama bunların dışında öyle sevmediğim bir yeri yoktu valla, 150 saat de az buz bir süre değil, parasını sonuna kadar haketti oyun.

    şimdi hikayesine gelelim, spoiler yok:

    oyunun hikayesi çok ilginç ve bildiğimiz gerçek dünyaya güzel import edilmiş. yani süper gücü olan birkaç lise öğrencisi olarak oynuyoruz ama bu güçlerimiz sadece öteki dünya gibi garip bir yer olan metaverse'te işliyor, gerçek dünyada ise bildiğin düz liseliyiz. bu metaverse'e istediğimiz vakitlerde gidip orada işlerimizin icabına bakıyoruz ancak orada oynadığımız oyunun bir o kadarını da gerçek dünyada oynayıp arkadaş falan edinip dizi falan izliyor, kendi zeka,çekicilik,cesaret gibi özelliklerimizi geliştiriyoruz. küçükken okuduğum percy jackson kitaplarında da bu yunan tanrıları falan günümüz dünyasına import edilmişti ve çok severek okumuştum bütün kitapları. bu da aynı kafadan gitmiş, o yüzden acayip sevdim. hikaye yer yer kendini çok tekrarlayıp oyunu oynayan kişiye salak muamelesi yapar gibi daha 5 dakika önce söylediği şeyi 20 kere tekrarlasa da (ki sanırım bu bütün japon oyunlarında böyle) çok dikkat edilmediği sürece rahatsız etmiyor. oyunun plotu sonlara doğru çok ilginç olan hiç beklenmedik yerlere gidiyor, oyun "tamam ya sonlara yaklaştık bi 10 saate falan biter herhalde" dediğin anda garip bir yöne evrimleşiyor ve sen bir 40 saat daha gömüyorsun o noktadan sonra. bence güzeldi hikayesi. ayrıca royal'de normal persona5'e kıyasla bazı plot karakterleri daha az obvious yapmışlar. yani mesela normalde arkadaşların ile zaman ayırdıkça onlarla olan seviyen ilerliyor, ancak bazı ana hikayeye bağlı karakterler öyle değil. ana hikayede ilerledikçe lap lap seviye atlatıyor otomatik olarak, sen de bu karakterleri görünce ana hikayeye dahil olduklarını anlıyorsun. persona5'te spoil edilmemesi gereken bir karakteri de böyle otomatik yapmışlar başta, böyle yaptıkları zaman da hiçbir anlamı kalmamış doğal olarak, senin 10 tane arkadaşın var ve birinin sana ihanet edeceğini biliyorsun ama bu 10 kişiden sadece birisi sen onunla zaman geçirdikçe değil otomatik olarak ilerliyor, anlamaz mısın kim olduğunu? tabi anlarsın. her neyse çok şükür royal bunu düzeltip o kişiyi de normal bir confidanta çevirmiş ki ben şahsen oynarken o kişinin bana ihanet edeceğini çok kestirememiştim, önceden de spoiler yemediğim için güzel olmuştu, plot beni şaşırtmayı başarmıştı.

    her neyse çok uzattım, oyun efsane, gidin oynayın, oynatın. animelere veya japon oyunlarına önyargınız olsa da oynayın, çünkü bu oyunun ingilizce dublajı efsane olmuş ve çok aşırı cheesy bir oyun değil. yani anime sevmeyip genel olarak rpg seven bir adam bile bu oyunu kolaylıkla sever, hatta bunu o kadar sever ki belki gerçekten cheesy olan japon oyunlarına bir şans bile verebilir. yani tür sevdiren oyunlardan olmuş bu oyun.
  • 25 yıllık bir rpgci olarak kısa bir inceleme yapmam gerekirse.

    artıları :
    ----------

    *bugüne kadar hiç tecrübe etmediğim benzersiz bir rpg deneyimi sundu. bu oyuna benzer başka bir oyun yok. tamamiyle benzersiz bir rpg yapmayı başarmışlar(eski persona oyunları hariç elbette).

    *atmosfer öyle eşsiz ki, sanki bambaşka bir dünyada yaşıyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz. sınavlar, para kazanmak için okuldan sonra işe gitmek, dövüşlerde daha dayınklı olabilmek için spor yapmak, spor yaparken verimliliği artırabilmek için protein tozu almaya markete gitmek, bir karakterle aranızı geliştirebilmek için kibarlık dersleri almak, başka bir karakterle olan bağınızı geliştirmek için gereken entelektüel birikiminizi artırabilmek için tarih filmi kiralayıp izlemek vesaire vesaire. yaz yaz bitmez. gerçekten oyunun içinde yaşıyormuşum hissini persona 5 kadar iyi veren başka oyun olmadı. skyrim'de bile o hissi persona 5'teki kadar alamadım.

    *jrpg'lerin en büyük sorunu sürekli aynı düşmanların gelmesi ve sizin de sürekli aynı yöntemlerle saldırmanızdır. bu sorun belli bir oynanış süresinden sonra gerçekten çok sıkar fakat bu oyunda yaklaşık 120'ye yakın farklı düşman ve çok çeşitli saldırı şekilleri var.

    *pokemon'a inanılmaz benzeyen bir tarz benimsemişler. dövüştüğünüz yaratıkları ele geçirebiliyorsunuz ve bu yaratıkları başka yaratıklarla birleştirip daha güçlü yaratıklara sahip olabiliyorsunuz. en çok hoşuma giden özellik bu pokemon tarzı yaratık (persona) geliştirme, birleştirme yöntemi oldu. tıpkı pokemon'daki gibi ateş-su tarzı personalar var ve her dövüştüğünüz personayı elde edemeyebiliyorsunuz. bu personalar gelişiyor, geliştikce güçleri artıyor v.s resmen pokemon sistemi ve inanılmaz başarılı adapte etmişler.

    *20 yıl sonra bile oynansa sırıtmayacak bir oyun motoruyla yapılmış. yani 2030 yılında pc'ye çıksa bile alıp oynayan kişi bu ne biçim grafikler demez çünkü anime serilerine çok yakın bir oyun motoru kullanılmış. p4 böyle değil mesela.

    *oyun gerçekten çok uzun. rpg oyununu sindire sindire, yan görevleri bitirerek oynamayı severim çünkü 2. kez oynamak istemem. bu şekilde 200 saatte ancak bitti. bitirdiğimde de yaklaşık 10 tane yan görev kalmıştı. howlongtobeat'de "completionist" ortalaması 143 saat fakat bu kesinlikle doğru değil çünkü senaryoyu anlayabilmeniz için diyalogları okumanız lazım ki bütün diyalogları okuyarak bitiren birinin 143 saatte "completionist" kategorisine uygun bir şekilde oyunu bitirmesi imkansız. ancak yazıları hızlı hızlı geçerek fakat hikayeyi tam anlamayarak 143 saatte bitirebilirsiniz. skyrim'den sonra "ng+" başladığım oyunları saymazsak oynadığım en uzun oyun oldu.

    *animeseverler için eşsiz bir nimet. sanki 10 sezon süren çok başarılı bir animenin içinde yaşıyormuşsunuz gibi. en son herhalde 15 sene önce anime izlemeyi bıraktım fakat bana o zamanları çok güzel bir şekilde hatırlattı. ille de animesever olmanıza gerek yok, hiç anime sevmeyen birini bile kendisine bağlayabilecek kadar başarılı.

    *senaryo olarak bugüne kadar oynadığım en iyi jrpg oyunu oldu. karakterlere çizilen hikaye ne çok derin ne de çok sığ. tam kıvamında olmuş. sonlara doğru biraz karışsa da genel anlamıyla çok başarılı.

    eksileri :
    -----------

    *hikayesini tam olarak anlayabilmeniz için sağlam ingilizce şart. özellikle başlarda basit bir dil kullanılmış fakat sonlara doğru ağır bir ingilizce var. ingilizceniz sağlam olmasa bile mutlaka oynayın, takıldığınız yerlerde youtube'daki "walktrough" lardan destek alırsınız. ara sahneler, temel hatlarıyla hikayeyi anlamanıza yardımcı oluyor zaten.

    * japonlar kültürlerinin reklamını yapmayı çok sever, bu oyunda da gerçekten bu konunun suyunu çıkartıyorlar. okuldaki derslerden tutun da görevlerdeki detaylara kadar adeta japon kültürüne boğuluyorsunuz.

    *bazen konuşmalar(okumalar) anormal derecede uzayabiliyor. a kişisiyle konuşmalar bitiyor b kişisiyle telefonda yazışmalar başlıyor, o bitiyor ihtiyar kahveci lafa tutuyor. gideyim yatayım diyorsun bu sefer de kedi başlıyor konuşmaya. yeter beee diyesiniz geliyor.

    *bazen gerçek hayatla o kadar uğraşıyorsunuz ki 15-20 saat hiç dövüş yapmadığınız oluyor. sınavdan çıkıp işe git, işten çık kitap okuyup kendini geliştir, okuduğun kitabı kütüphaneye verip yenisini al, sabah kalk okula git derken hayatın rutin sıkıcılığını damarlarınıza kadar hissettiğiniz anlar oluyor.

    *mementos(yan) görevler çok sıkıcı ve kendini tekrarlıyor. yapmak zorundasınız çünkü birçok mementos görevi ana görevler için olmazsa olmaz.

    *oyunda neredeyse bütün kadın karakterlerle sevgili olabiliyorsunuz fakat romantizm konusunu diğer konular kadar gerçekci yapamamışlar. mesela dragon age 1'in üzerinden kaç sene geçti, morrigan ismini hala hatırlarım.

    *ben de dahil birçok kişi için oyunun sonu böyle bir sanat eserine yakışmayacak şekilde bitiyor. zaten gerçek sonunu görebilmek için 3 karakterle(hangileri olduğunu yazmayayım spoiler olmasın) maksimum seviyede bağ kuramazsanız oyunun son 20 saatini oynayamıyorsunuz ve birçok kişi bu yüzden oyuna yeniden başlamak zorunda kalıyor. gerçek sonu da dahil bütün alternatif sonları böyle bir şahesere yakışmayacak derecede zayıf kalmış.

    son söz : persona 6 hangi konsola exclusive çıkarsa kesin alırım. bunu daha önce bana söyleten 2 oyun oldu. ps2 için final fantasy x, ps4 için bloodborne. gözümdeki yeri budur artık persona serisinin.

    not : 10 / 9.5
  • etkileşime girilen her bölüme, karaktere, mekana, dükkana ve bazen günün hava durumuna göre müzikleri bulunan, oyun aleminin gelmiş geçmiş en iyi soundtrack'lerinden birine sahip oyun. aynı yerlerde aynı müzik çalıyor olabilir tabi *. bazı parçalar;

    whims of fate

    price (bu bildiğimiz zurna)

    willpower

    life goes on

    days when my mother was there
  • oyunda ekstra palace'ı açmak ve asıl sonu görmek istiyorsanız 18 kasım tarihinden önce 3 kişinin sizinle olan ilişkisini maksimum yapmanız gerekiyor, yoksa oyunda asıl sonu açamıyorsunuz. bu kişiler kasumi, maruki ve akechi... eğer bitirmezseniz oyun persona 5 sonu ile bitiyor, çoğu kişi bunu bilmediği için öğrenip game+ modunda bitirdi. şansa ben sonradan öğrendim ve 17 kasım günü maruki ilişkisini yetiştirebildim.
    takuto maruki :18 kasım'dan önce confidant rank 9 yaptıktan sonra otomatik 10'a çıkıyor. yaz tatillerinde maruki ile iletişime giremiyorsunuz, bu yüzden o döndemde diğer kişiler ile yükseltmek daha önemli.
    goro akechi : 24 kasım'dan önce en az confidant rank 8 olması gerekiyor.
    kasumi yoshizawa : 18 aralık'tan önce confidant rank 5 istiyor ve zaten maksimumu o kadar.
  • (bkz: #127510479) şurada elbet pc'ye gelecek ama 5 yıl mı sürer 10 yıl mı sürer bilinmez dedikten sonra daha 1 yıl geçmeden pc'ye hem de xbox game pass'le geleceği açıklanmış.

    beklemiyordum böylesini şaşırttı ve sevindirdi. royal olmayan sürümünü biraz oynamıştım şimdi hikayeyi baştan bir royal versiyonu ile oynamayı düşünüyorum.

    bu arada xbox sunumunu canlı olarak hem dost kayaoğlu hem de multiplayer tayfası verdi. tepkilerini merak ettim her iki yayında da ilgili bölümleri açtım, dost elbette atlus dendiği an persona olduğunu anlayıp persona 3'ün neden portable versiyonu geliyor diye sayıklarken enis ve arkadaşları atlus denince boş boş baktılar persona'yı tanıyamadılar.

    sonra da asya pazarına oynuyor xbox falan diye yorum getirdiler. tamam bu seri burada popüler değil, jrpg hatta genel olarak popüler sayılmaz ama bu türün belki de en iyi 2-3 örneğinden birinden bahsediyoruz. reddit'e falan bak ne denli sevildiğini görürsün. oyunu tanımayıp üstüne asya pazarına yönelik demeleri multiplayer ekibinin şaşırttı. başta enis'e şunu hatırlatayım japonya'dan çıkan tek oyun souls serisi değil ve sıra tabanlı dövüş sistemi eğlenceli olabiliyor.

    neyse konu dağıldı. 21 ekimde pc ve xbox'a geliyormuş. gelsin de oynayalım.
  • bir oyunda ne ararsınız? hikaye ise mesela doğru yerdeyiz. kibir, hırs, kıskançlık gibi temel anlamda toplu yaşamayı guclestiren karakteristik özellikleri patolojik seviyede olan insanların kalpleriyle savaşıp içlerindeki kötülüğü yenmeye çalışıyoruz.

    görsellik arıyorsanız mesela çok karakteristik, benzersiz bir görsellik karşınızda. hem de öyle sadece savaş ekranında değil arayüzünde dahi belli ediyor kendisini.

    kombat arıyorsanız muhteşem. jrpg'lerin silahları yaratıklar, ruhlar, yol arkadaşlarınız veya shin megami serisindeki gibi personalar.
    savaşırken yildirdiginiz ve konuşarak yeteneklerini almaya ikna ettiğiniz bir ton karakterin personasi sizin. bununla kalmıyor, bunları fuzyonlayabiliyorsunuz. bununla da kalmıyor çevrenizdeki dost ahbap ile olan iletişiminiz bu personalarin gelişiminde önemli bir yer elde ediyor.

    çeşitlilik arıyorsanız mini oyunlar, mini bulmacalar, oyunun ana savaş mekaniginin yer aldığı zindanlar, arkadaşlarınız ile olan iletişiminiz, zaman yonetiminiz ve günlük faaliyetleriniz ile üzerinize tonla icerik yigiyor.

    soundtrack önemli diyorsanız en doğru yerlerden birindesiniz. iyi müzik başka bir şey, bu kadar çeşit müzik ne demek kardeşim.

    üstüne üstlük adamlar bu oyunu switch'e sifir sorun ile portluyor. sistem gereksinimi diye birsey de yok.

    bu oyunu sevmemek için sadece birkaç sebep sunabilirsiniz. uzun oyun oynayamıyorum, ingilizcem hiç yok, sıra tabanlı savaş düşmanıyım ve gerçekçi grafiğe sahip oyun dışında oyun oynayamıyorum demek dışında bu oyuna ait elestirebileceginiz hemen hiçbir şey yok. ben bu fikirlere sahipseniz bile bir şans vermenizi öneririm.
  • bugünkü xbox konferansında pc için duyuruldu. sunumda en çok sevindiğim haber bu oldu yıllardır pc'ye gelmesini bekliyordum.
  • kesinlikle bir şaheser keşke zamanım olsa da defalarca oynasam şu oyunu.
    gerek savaş mekanikleri olsun gerek confidantların hikayeleri ve diyaloglar olsun bir jrpg oyunu için fazlasıyla iyi kurgulanmış.
    oyundaki ana tema da kesinlikle güzel seçilmiş özellikle third semester'daki son boss gerçekten kendi hayatınız hakkında düşünmeye itiyor.
    sadece sonu keşke biraz daha farklı bitseydi bu böyle bitmemeliydi gibi hissettirdi bitirdikten sonra.
    ayrıca müzikleri de oyunu farklı bir boyuta taşımış muhtemelen bu kadar güzel soundtrackleri olan başka bir oyun oynamamışsınızdır.
  • bitti..

    jenerik akıyor..

    başta sega ve atlus'a teşekkür ederim..beni jrpg, sega ve atlus ile tanıştıran xbox game pass'e de ayrıca teşekkür ederim..

    uzun yıllardır böyle tutkulu bir oyun oynamamıştım..bir de kendime oyuncu diyorum..yapan ekibin tutkusu hissediliyor gerçekten..

    oyunun eksikleri yok mu, elbette 3 5 tane sayarım..ama inanır mısınız, en fazla o 3 5 tane saydığımla kalırım eksiklik konusunda..dolu dolu, 150 saate yakın süre geçirmeme rağmen keşke biraz daha sürseydi dedim..bazı confidantları bitiremedim bile detaylarda kaybolmaktan..mesela sojiro abinin cafesini kindness'ı angelic yapmama rağmen boş bulundukça sildim süpürdüm..mallık mı, yoksa oyunu yapanların tutkusunun bilinçdışı yansıması mı size bırakıyorum*.

    her ne ise..tam da oyunlardan ve konsol/oyun şirketlerinden teker teker soğumaya başlamıştım ki p5r'e denk geldim..iyi ki de geldim..bana hem güzel dersler verdi, hem de güzel zamanlar geçirtti..iyi ki beni bunaltan ps vita zamanında p4g'ı görmüşüm de aklımda yer etmiş..o dönemlerde oynamasam da ara ara aklıma gelirdi, merak ederdim bu persona oyunlarını..ama anime veya jrpg'ye biraz öcü gibi baktığımdan hiç girmedim, hep bir merak olarak kalmıştı bu persona'lar. şimdi p4g'a da girişeceğim..game pass'te var.

    anyway..fin`.`

    illa puan vermem gerekirse, 11/10.

    edit: keep your faith*
  • bu oyunu tecrübe edemeyenler için üzülüyorum.

    evet çok uzun, evet çizgifilmvari, evet sıra tabanlı dövüş sistemi, evet "fazla uzak doğu temalı", evet gündelik işler bir süre sonra amelelik. bunları aştığınız anda anime skini giydirilmiş duygu yüklü (dram değil!) bir rollercoaster. ve o inanılmaz soundtrack, her dinlediğimde tekrar yaşıyorum climax noktalarını. p5 zaten mükemmeldi, böyle bir tecrübeden bekleyebileceğiniz her şeydi. fakat royal bunları ayrı bir noktaya taşıyıp klasik edebiyattan bir villan eklemiş, we're not that different you and i diyesiniz geliyor her karşılaştığınızda. çok iyi çok!

    hah soundtracki de eklenmiş spotfy'a da. ohhh be! https://open.spotify.com/…si=wmbxpxsoqvym_bye0_jivq
hesabın var mı? giriş yap