• askerliğimi yaptığım kayseri ilçesi, ustalık dönemini burada yapacaklar için 3-5 şey de ben yazayım.

    merkezde ilçe jandarma komutanlığı ve merkez karakolu başta olmak üzere, pazarören, kaynar ve örenşehir köylerinde toplam 4 jandarma karakolu vardır. merkezdeki 30-35 er ve niyeyse bi o kadar uzman çavuş barındırır, kendini allah zanneden uzman jandarmalar yüzünden askerliğiniz zehir olabilir ki benim öyle oldu. tümgeneralden tırsmadığım kadar 2 kademeli uzman jandarmadan tırstım ben askerde. dış karakollara giden askerler daha rahattır, seçme şansı verirlerse mutlaka örenşehir, kaynar, yada pazarören karakollarına gidin, 5-6 asker, 2 uzman, en yakın medeniyede 100 km, ama kebap askerlik. sabahtan akşama kadar köylerde devriye atar ayran içer ekmek arası peynir yer gelir yatarsınız, telefon melefon serbestti zaten. ama kafayı yedirtir insana uçsuz bucaksız insansız bi platonun ortasında 3 saat nöbet tutarken. keşke 2 koyun geçsede biraz baksam amk deliricem diyen tertiplerim vardı.

    merkeze bağlı köylerin yarısı avşar, yarısı çerkez köyüdür. hangi köyün çerkez hangi köyün avşar olduğunu ilk defa devriyeye çıkan herkez bilmediği halde tahmin edebilir çünkü bu iki topluluk arasında en az 300 senelik bi medeniyet uçurumu var. köylerin neredeyse tamamı büyük şehirlere göç vermiş ve neredeyse boş olmasına rağmen, hayat olan çerkez köyleri hobbit köyü gibi sulak, yemyeşil, bakımlı, badanalı, bağlık bahçelik ve insanı güleryüzlüyken avşar köylerine girdiğinizde suriyenin bekaa vadisine gelmişsiniz gibi bi hisse kapılırsınız. jandarmaya gelen kriminal dosyaların %80i de zaten avşar köyleri kaynaklıdır, adam yaralama, kız kaçırma, mala zarar, silahlı saldırı, cinayet, tecavüz ne hikmetse çoğunlukla avşar kökenlidir. iki köy arasında 3 kilometre varken nasıl insanı bu kadar farklı karakterde olabiliyor hayret vericidir.

    bir asker olarak çarşıda yapılacak hiç bir şey yok, 2 tane internet kafe var, ondada bebe belik boncuk gibi dizilip counter oynadıkları için yer bulmak çoğu zaman zor.

    "göz" denilen bi dere kenarı sulak yeşillik biyer var 2 litrelik kolanızı fantanızı alıp dere kenarında kola sigara harici yapışabilecek bişey yok. merkez'de insanlar askerleri sever, ulan yine salmışlar mınağoduumun askerlerini tribiyle size kötü kötü bakmaz gelir asker aga nörüün diye selamlar.

    karakoldan çıkıp çarşı istikametine giderken iş bankasına gelmeden bi tavuk dönerci var, tavuğunda iş yok ama lavaşı çok harikaydı, çarşı izinlerinde koşa koşa gidip orda 2 dürüm yerdik, zaten başka dönerci var mı bilmiyorum en göze çarpanı o, zaten çarşı izninde yapılacak 2-3 aktiviteden biri burda tavuk döner yemek :d

    başkada bir şey yok. klasik orta anadolu kasabası işte
  • burma burmadır.
  • alparslan türkeşin doğduğu kayseri ilçesi. nüfusunun büyük kısmını avşar ve çerkezler oluşturur.
  • kastamonu'nun doğa güzellikleri ile dolu, yemyeşil bir ilçesi.
  • kayseri'nin ilçesi. ilk köy enstitülerinden biri bu ilçenin köyü pazarören'de kurulmuştur.
  • türkiye'deki bütün çerkezlerin bir şekilde kıyısının köşesinin değdiği kayseri ilçesi. yani birbiriyle hiç alakası olmayan 2 çerkes (şimdiki genç nüfustan olmamak kaydıyla) muhabbete başlasın mutlaka, hatta % 1500 ya bir tanıdıkları ya da bir akrabaları ortak çıkar.
  • hayatımda gördüğüm en sıkıcı, en gereksiz, en az gelişmiş ilçe. her cinsten mahlukat var! kürt, çerkez, arnavut, avşar vs. evlerin neredeyse tamamı gecekondu tarzında. dökülüyorlar. ne doğru düzgün restoran var, ne çarşı ne pazar. hiç ama hiçbir bok yok! insanlar oranın nesini bekliyorlar anlamıyorum. orada durup birşey de üretmiyorlar. doğru düzgün bostan ekip tarım yapan da, hayvancılıkla uğraşan da yok! ömrümden çaldığı günlerin telafisi de yok! olmasa da olur.

    edit: yazar burada kayserinin ilçesi olan pınarbaşından bahsetmektedir.

    seneler sonra gelen edit: gide gele alıştık buraya da. iyi insanlar tanıdık. göz denilen mesire yerinde piknik yaptık. eski kötü önyargılarımdan kurtuldum. ama hala yaşanacak yer olmaktan çok uzak. temiz hava, soğuk su bir yere kadar.
  • kayseri’nin bir ilçesidir. küçük bir ilçedir. 100’ü geçkin köyü bulunmaktadır. eski adı “aziziye”’dir. abdülaziz tarafından verilmiştir. kozmopolit bir ilçedir. içerisinde çoğunluğu avşar, çerkes, kürt, balkan göçmeni, kars göçmeni, türkmen köyleri vardır. fakir bir toplumdur. 2000li yılların başlarında sırf belediye başkanlığını kazanabilmek için birtakım kişiler tarafından çingenelere oturma izmi verilmiştir. onun dışında sarızın uzak köylerinden ( damızlık, gerdekmağra,incemağra, kırkısrak) henüz medeniyetin uğramadığı köylerden kan davasından kaçan kriminallerden sonra kültürü hızla değişmeye başlamıştır. esasen suç oranın büyük bir bölümü onlar tarafından gerçekleştirilir. alkoliği ve kumarbazı boldur. yeşilliklerden bahsetmiş bir arkadaş çerkes köyleri için o işin aslı da öyle değildir. iskan politikası döneminde o topraklar, o yeşillik alanlar aslında avşarlarındır ama padişah silah zoruyla avşarları kendi toprağından kovup oraları çerkeslere vermiştir. bunlar zamantı ırmağı üzerinde bulunan verimli topraklardır.
    yerli halkı aslında iyi insanlardır ama dediğim gibi sonradan gelen insanlar biraz sıkıntılı insanlardır. zaten işinde gücünde olanları zamanında göçüp gitmişler. ortalık bunlara kalmıştır. velhasıl bütün halkı genel olarak tipik anadolu kasabaları gibi cehalete, fakirliğe terkolunmuştur. eskiden çokça öğretmen, doktor, okumuş çıkartmıştır. ancak zamanında pazarörende bulunan köy enstitüsü kapatılınca da yine osmanlı dönemindeki zamanına dönmüştür...
  • kayseri'nin ilcesi. yuzyilin basinda bu sehirden arjantin'e goc etmek zorunda biraktirilan ermeni asilli eski vatandaslarimizin bosalttigi kilise sinemaya donusturulmustur.
hesabın var mı? giriş yap