• 2014 yılında izleyebileceğiniz en iyi filmlerden ilk 3'e girer (ve bu sene hakkaten çok iyi filmler geldi).

    hatta 2014'ü de geç, son senelerde izlediğim en iyi filmlerden kesinlikle. kurguya bayıldım, çok orijinal, resmen beynim sulandı.

    kronolojik sıra yapalım filme ki olaylar biraz daha netleşsin.

    --- spoiler ---

    (bkz: loop)

    film öyle bir film ki,

    başta düşündüğünüz şey sonradan defalarca çürüyor; vazgeçiyorsunuz tekrar "acaba mı?" diyorsunuz, tekrar çürüyor, tekrar "acaba mı" diyorsunuz, tekrar çürüyor... sonra ise, en başta tahmin edip sonra vazgeçtiğinizin aslında doğru olduğunu görünce kendi kendinize kazık atmış gibi hissediyorsunuz. bu film bana bunu yaptırdı ya gerçekten helal olsun. film kendi içinde paradokslar yaşarken ben de kendim izlerken paradokslara girdim.

    -filmin ilk başlarında zaman vs. bir şeyler kafanızda oluşuyor ama orada gördüklerinizi hafızanıza kazıyıp düşünmeden izleyin(sadece tarihlere dikkat). kendinizi salmazsanız rahatsız olursunuz; film zaten size her şeyi açıklıyor.

    1) filmin başında bomba patlama sahnesi önemli, sadece hafızaya kazımak lazım çünkü ben dikkat ettiğimde bombacıyı vurmaya çalışırken zamanı tutturamayıp patlama yüzünden yüzü yanan bomba imhacı elemana çantayı uzatan (öeeh) kişi en az 1980+ giyimli. 60-70'ler değil. bunu unutmamak lazım ki bomba patlama tarihi 1970

    1,5) yüzü yanan eleman çantayı (zaman makinasını) aldıktan sonra başka bir zamana gidiyor ve yüz ameliyatı olup yüzünü değiştiriyor(1992- ama bunu şu an bilmiyoruz, bundan sonraki 1992 yazdığım yerde 92 olduğunu anlayacağız, henüz tarihe dair bir şey yok), ardından bartender olarak tekrar göreve çıkıyor. ( 6 kasım 1970)

    bu arada new york'ta 10.000+ kişinin öleceği bir patlamanın 1975'te yaşanmış olduğunu öğreniyoruz. her şey bunu engellemek üzerine.

    2) bar sahnesinde çocuk bombacıyı savununca işkillenip bu sünepe bombacı olabilir dedim. sonra feleğin çemberinden geçmiş, bunun bomba yapacak dermanı yok, resmen boku yemiş bundan cacık olmaz dedim.

    çünkü;

    -kız kimsesiz, kimsesizler yurduna bırakılıyor (1945),
    -kız okuyor uzay projesine girmeye çalışıyor ama olmuyor. hep vücudunun diğer kızlara göre daha güçlü ve dinç olduğu farkediliyor.
    -en son kavga ediyor ve bu sebeple uzaklaştırılıyor.
    -sonra kız için her şey bitmişken bir çocukla yolda çarpışıp tanışıyor, konuşma esnasında abraham lincoln'ün repliğini karşılıklı tamamlayarak devam ediyorlar, bu tesadüfe kız çok şaşırıyor çocuğun bunu bilmesine...
    -çocuk bunu hamile bırakıp terk ediyor, kız bir kız çocuğu doğuruyor ve çocuk küvezden kaçırılıyor- kız bunu barda anlatırken bir adam kaçırdı diyor, senin benim gibi bir adam diyor.-
    - kızın çocuğu olduğunda doktorlar vücudunda gariplik farkediyorlar, kızın rahmini ve yumurtalıklarını alıp erkek üreme organı yapıyorlar çünkü vücudunda böyle bir farklılık mevcutmuş. hatta doktoru "daha önce kontrollerde kimse sana söylemedi mi?" diyor. ardından birkaç operasyonla ve testesteron hormonu eklemesiyle kız yavaş yavaş çocuğa dönüşüyor (bardaki çocuk). jane-->john oluyor. aynı zamanda zaten kendisinin john olacağını bildiği için kıza gene jane ismini koyuyor.

    3) sonra bundan bombacı olmaz diye, bizim asıl elemana(bartender) geçip bombacı olabilir mi dedim. yok ya ne alaka adam engellemeye çalışıyor dedim. **aslında bu soruyu burada sormak çok saçma, ama aynı zamanda değil. öyle bir enteresanlık var**

    4) gel gör ki kız/oğlan hikayeyi anlattıktan sonra gel seni terkeden adamı öldürmene yardım edeyim, sen de sonra benim için çalış dedi ( robertsonla çalışıyorum dedi ve robertson bu kızın eski hikayede anlattığı uzay işlerindeki spacecorps'un elemanı, yani eski alınmadığı işin sahibi adam) ve geçmişe gittiler, elemanı öldürmeye. (1963'e)

    5) geçmişe gidince kız okulun kapısından çıktı (filmin başındaki aynı sahne), içimden dedim ki "hayır ya kendinle çarpışma allahını kitabını seversen" dedim ama çarpıştılar.*** işte filmin boka sarmaya başladığı yer tam olarak burasıydı.*** çocuk kıza aynı cümleyi söyledi(abraham lincoln) ve devam etti. (1963)

    6) kızla kendisinin cinsiyet değiştirmiş erkek hali flört etmeye başladılar (evet olacak iş değil). (hala 1963) bu sırada bizim eleman beraber gittikleri 63 yılından zamanda zıplama yapıp ilk sahnedeki bombayı durdurmaya gitti(1970); fakat uzun saçlı bir adam gelip kendisiyle kapıştı ve kendisini (bartenderı) bayıltıp; bombayı durdurmaya gelen filmin ilk sahnesindeki şapkalı bomba imhacıyı filmin ilk sahnesinde olanlar gibi aynen vurdu. adamın yüzü yandı. (tamamen ilk sahne)

    buradaki önemli nokta bartender arkalarda düşüyor ve etkisiz hale getiriyor, bu sebeple orada olmasına rağmen filmin ilk sahnesindeki bomba sahnesinde gözükmüyor. bomba patladıktan sonra ise işler değişiyor; ilk sahnede yeni giyimli olan dediğimiz adam aslında bartender, ve çantayı uzatan da o gene. -çantayı yüzü yanan adama ilk sahnede ateş eden kişi çantayı uzatmıyor aslında- bu sırada bartender'ın verdiği çantayı alan yüzü yanık eleman(bomba imhacı) 1992'ye dönüyor (en başta referans verdiğim 1992 burasıydı). diğer eleman ışınlandıktan sonra, bartender ise bombadan parça alıyor ve 1964'e dönüyor.

    7) bartender 1964'te bebeği kaçırmaya gidiyor. -63'te kız hamile kalmıştır- bebeği alıp 45'e götürür ve aynı kızın barda anlattığı hikayede olduğu gibi kimsesizler yurdunun kapısına bırakıyor. burada jane tekrar hayata geçiyor.

    -jane ismi bebeğin ayağında yazılı değil, adam küvezden kaçırdığında onu kesiyor, bu sebeple olay zaman döngüsünde hep aynı işlediği için, hemşire aynı hemşire, zaman aynı zaman ve bebek ile tüm şartlar aynı olduğu için hemşire bebeğe her zaman "jane" ismini verecektir- sonrasında bartender 63'e dönüp çocuğun kızı terkedeceği yerde çocuğu çağırır. çocuk kızı bırakmak istemez ama bartender robertson'a gidiyoruz diyerek çocuğu kandırır ve 1985'e giderler. 85'te 22 yıl atlandığı için çocuk hastaneye kaldırılır (zamanda zıplanmadan dolayı yıpranmaya alışık değil).

    8) çocuğun yatağının başında robertson ile bartender durmaktadır ve bartender: "bombacı hala dışarıda, beceremedik" der. robertson "bombacı seni daha iyi bir ajan yaptı, o birçok saldırıyı önledi(yatağı göstererek); senin yaptığın iş sayesinde" der. "bombacı olmasa organizasyon bu kadar büyüyemezdi" der ve bartender "o bir terörist" der. **burada döngü artık iyice ortaya çıkmıştır.**

    ardından robertson bir zarf uzatır ve "zamanlayıcı" der. "yönetmelik gereğince son yerine ulaştığında kit (çanta, yani zaman makinası) devreden çıkacak -bir daha dönüş yok" der. çünkü emekli olmaktadır ve emekliliğindeki son zamanını ve yerini patlamanın hemen öncesindeki patlamaya (75'teki büyük patlama) yakın yere almıştır. *zaman makinası neden error veriyor diyenler için*

    9) 85'te ben istifa ediyorum deyip bardan ayrılır ve ocak 1975'e gider. alet devre dışı kalır (robertson'un dediği gibi). (error yazma olayı) - bomba ise mart 1975-

    10) eline verilen zarfta "zamanlayıcı"nın faturası var. 6'da anlattığım bombadan aldığı parça zamanlayıcı; o zamanlayıcıdan bomba patlama merkezine yakın alınabilecek yeri buluyor (elektronik mağazası diye). zaten şüpheli hakkında birçok resim çekilmiş ve şüphelinin olağan davranışları incelenmiş olarak gözüküyor filmde. -robertson belirtmişti zaten yeni ipuçları var diye-

    supermarket, çamaşırhane şüphelinin gittiği yerler olarak görülüyor (öyle belirlenmiş). bomba patlama yerine yakın yerler bunlar. ve zamanlayıcı alınan elektronik mağazası da o bölgede. "şüphelinin rutini" diye yazılmış bir notta gece 1'de çamaşırlığa gittiği yazıyor. bartender da o saatte oraya gidiyor.

    11) uzun saçlı adamı buluyor ( 6'da anlattığım, bomba alanına gittiğinde kendisini bayıltan ve bombayı imha etmeye giden adamı vuran) (ve aynı zamanda kendisinin saçları uzun ve sakallı hali).

    bartender "sen katilsin" diyor, yaşlılığı; "bombaları patlatarak daha sonra gelecekte gördüğüm birçok saldırıyı engelledim" diyor ve ekliyor ;yaşlı hali "kullanımdan kaldırılan zaman makinasının kullanımdan kalkmadığını rapor ettin mi?" diyor. bu kader değil, alın yazısı; biz yaptık bunu diyor. seni ben, beni sen yarattın bu bir paradoks diyor.

    12) asıl olarak; gördüğümüz yüzü yanan takım elbisesi ve şapkasıyla o 70 yılındaki patlamaya gönderilen kişi; barda hayat hikayesini anlatan, sonra 63'e, sonra 85'e beraber döndüğü çocuk. (7'de anlattığım gibi yatakta yatıyor sonra robertson'la çalışarak kuruma hizmet ediyor, zaman yolculuğu yapıyor ve tekrar yüzü yanıyor, ameliyat oluyor. eski halini bulup tekrar görevlendiriyor).

    hepsi aynı insanın farklı zamanları ve döngü tam devam ediyor.

    11'e devam; eğer beni vurursan sen "ben" olacaksın diyor. döngüyü kırmak istiyorsan beraber yaşayalım diyor. fakat bartender bunca insanı öldürmene izin vermeyeceğim deyip yaşlılığını vuruyor (gerçi artık bartender demek de doğru değil çünkü hepsi aynı kişi ama sonuçta oradan atlayarak gelen bartender olduğu için kafa karışıklığına mahal vermeyelim).

    bu sırada göreve yeni başlayan john'a kasete kaydettiği not okunuyor. olaylar aynı şekilde yeniden başlayıp devam ediyor (filme göre).

    edit: filmin keyfi kaçmasın diye sadece kronolojik sıra yapıp, hataları insanlar kendine göre bulsun diye bu aşağıda yazdığım kısmı silmiştim, ekleyelim.

    *** sıkıntı olan kısım;
    - en son 11'de karşımıza çıkan yaşlılığını gördük, fakat eleman ne ara o kadar yaşlanacak? (patlamadan sadece 3 ay önce gitti)
    - film döngü üzerine ama adamı vurduğunda aslında döngüye girdiğini düşünsek de eleman hem o adamın aynısı değil, hem de o adamın yaptığı gibi bombayı patlatmayabilir (herkesi öldürmene izin veremem) diyor. bu şekilde döngü nasıl devam edecek?

    bu tarz filmlerde klasik yaptığım; "öyledir ya" mantığıyla izleyip bunları görmezden geleceğiz mecburen.

    --- spoiler ---
  • 2014'ün güzel filmlerinden. bu sene iyi filmler çıktı zaten. çok kafa yorduğu söylenemez ama bi hasiktir be dedirtiyor ara ara.

    --- spoiler ---

    sonunda anne, baba ve çocuğun aynı kişi çıktığı film.

    --- spoiler ---
  • kesinlikle bölmeden izlenilmesi gereken film, kurgu o kadar akıllıca i, kaçırmamanız lazım.2014 ün en iyi filmlerinden. bu arada unutulmazfilmler.com a da düştü çoktan
  • --- spoiler ---

    ne yani, aslında aşk kişinin kendine karşı hissettiği midir sorusunu düşündüm, film biter bitmez. detayları boş verip ana konuya, yani sonsuza dek kendi kuyruğunu yiyen yılan'a odaklanmışlar. misal ana kahramanın bir ilki olması lazım değil mi? hani zamanda ufak tefek karışıklıkların ortaya çıkardığı bir katalizör değilsin, bir başlangıcın olmalı -ki bir noktadan sonra o döngüye giresin; ama başlangıç denen bir şey yok. ya da zamanda geçmişe gittiklerinde bulup giydikleri malzemelerin neden orada olduğuna dair bir açıklama yok. "bu böyle, onu düşünmeyin. ana konuya bakın asıl." der gibi olmuş. zamanın kendini toparlamak için ortaya çıkardığı bir paradoks isen eğer, e o da söylenmemiş. olay nasıl oraya geldi sorusunun elle tutar bir cevabı yok.

    --- spoiler ---

    kısaca detaylara ve açıklamalara, arka plana boş vermişler.
    yine de ortaya ana hikâyesi sağlam bir film çıkarmışlar. o neden şöyle, bu neden böyle demeden, sadece şaşırmak istiyorsanız izleyin bu filmi derim ben.
  • az önce izledim 2014'ün en sağlam yapımlarımdan biri olmuş.

    filmi izleyenler için artık bu cümleler farklı boyutta algılanır.

    "birisinin kalbinde taht kurmak,sevgisini kazanmak istiyorsanız öylesine sevmelisiniz ki benliğinizi bırakıp âdeta o olmalısınız" mevlana

    "oğlum/kızım benim adeta bi' parçam"

    "ruh ikizim" *

    ***
    **

    i miss you dreadfully
  • yok artık.

    ''the man from earth'ten sonraki en iyi ikinci bilimkurgu olabilir benim için'' falan gibi şeyler diyenler olmuş. saf mısınız, cahil misiniz nesiniz? yani kimseyi kırmak istemiyorum ama onca yapım varken gelip buna en iyi ikinci demek en hafifinden film cahili olduğunuzu gösterir. kaldı ki the man from earth de birinci falan olamaz. tamam iyidir güzeldir, sağlam filmdir ama her şeyin bir yeri var. neyse girmiyorum buna çok. kalkıp zevkler renkler muhabbeti de yapmayın şimdi bana. bu filmden daha iyi 50 tane bilimkurgu sayarım bir solukta. beni deli etmeyin.

    film de izlerken uu muuu falan oluyorsun, hatta onu da olamıyorsun. az çok anlayabiliyorsun olacakları çünkü. her neyse. zaten oldum olası sıcak bakamamışımdır bu zaman yolculuğu, makinesi temalı filmlere. çok malzeme veriyor milletin eline. belki heyecanlı gerilimli şeyler çekilebiliyor halen ama yeter artık. hakikaten yeter. araya felsefe, mesaj falan da ekliyorlar ama kesmiyor, olmuyor. yeter. nedir bu zaman makinesi saçmalığından, klişesinden çektiğimiz?!

    spierig kardeşleri tebrik ediyor, yeni ve daha güzel eserler yazmaları için destekliyoruz.

    yalnız filmdeki başrol kadın oyuncuyu (bkz: sarah snook) ilk kez bu filmde gördüm ve aşık oldum. bir içim su adeta. emma stone, bryce dallas howard, eva green ve yvonne strahovski'nin karışımı gibi bir şey kendisi. dolayısıyla tabii ki aşık oldum. yerim seni sarah. güzel filmlerde oyna daha çok yiyeyim.

    ethan hawke'ı severiz. iyi kotarmış filmde de. fazla söze gerek yok.

    ah be imdb! buçuklu falan oylayamıyoruz var ya gıcık oluyorum. sırf sarah'mın hatırına yedi basmaktan korkuyorum bu filme. neyse biraz düşünüp oylamak lazım.

    şimdi müsadenizle iğrenç gerçeklerle bezeli sevgilisiz hayatıma geri dönmek ve biraz uyumak için ''yolla'' deyip bilgisayar başından kalkmam gerek.

    edit: aşağıda izlediğim en iyi bilimkurgu filmi için spider man denmiş. o yüzden sayabilirmişim 50 tane film. ahahahaha ''say lan görelim'' falan da denmiş. ne güzel...
  • ben baya begendim film gurusu gibi sikimsonik tespitlere girmeyecegim, izledigi en iyi bilim kurgufilmi spiderman olan adamlar bi solukta 50 tane sayar evet, film tahmin edilebilir bir seyirde ilerliyo dogrudur ama keyif veriyor, izleyin bi sey kaybetmezsiniz.
  • http://i.imgur.com/eg7bo2x.png

    ''zamanda yolculuk'' teması kadar bayatlamış çok az başka konu var sinema dünyasında. buna rağmen orijinal, enfes denebiliyor halen. 20-30 yıl önce ilginç gelebilirdi belki...

    efendim şimdi açıkçası bu film zaman makinesi dediğimiz varsayımsal icadın adında geçen ''makine'' dışında bir bilim içermiyor. bu sebeple ben bu tip filmleri bilimkurgu kategorisine bile almıyorum. bu film saf kurgudan ibaret. zamansal paradoksun üzerine nasıl mindfuck -mindfuck'lık bir tarafı da yok pek aslında- bir kurgu oluştururum, nasıl karmaşık bir şeyler varmış gibi yaparım vb. bir fikir üzerine çıkmış. hiçbir orijinal tarafı yok. zaten film için yaratılmış orijinal bir konusu da yok. öyküden uyarlama. uyarlama iyi olabilir fakat konu boş. bu yüzden aslında kötü bir film bile denebilir.

    neredeyse aynı gözle baktığım bir film daha var buna benzer: (bkz: frequency/#32277305)
    kısacası zamanda yolculuk dahil olmasa sıradan bir aksiyon, gerilim filminden hiçbir farkı yok.

    şimdi gelelim önceki entry'mde birilerinin ''the man from earth'ten sonraki en iyi ikinci film olabilir'' vb. bir cümlesi üzerine dile getirdiğim ''bu filmden daha iyi 50 tane bilimkurgu sayarım bir solukta. beni deli etmeyin.'' isyanıma karşılık izlediğim en iyi bilimkurgu filmi için spider man diyen ve sırf bu yüzden elli tane filmi bir çırpıda bundan daha iyi addedeceğimi iddia eden önyargının, stereotipçiliğin kurbanı olmuş haddini bilmezler ve ''say lan'' diyen ve son derece bayık ve bayat olmasına rağmen konusu için enfes gibi kelimeler kullanan başkaları için bana göre predestination'dan daha iyi 50 - baktım da 60 olmuş sanırım- bilimkurgu film -ki predestination'ı bilimkurgudan saymadığımı da tekrar belirteyim- sayıyorum müsaadenizle (imdb oylananlar listemden filtreleyip seçiyorum);

    alfabetik olarak;

    2001: a space odyssey (1968)
    a clockwork orange (1971)
    artificial ıntelligence: aı (2001)
    akira (1988)
    alien (1979)
    autómata (2014)
    avatar (2009)
    blade runner (1982)
    brazil (1985)
    children of men (2006)
    cloud atlas (2012)
    contact (1997)
    dark city (1998)
    district 9 (2009)
    donnie darko (2001)
    edge of tomorrow (2014)
    equilibrium (2002)
    europa report (2013)
    existenz (1999)
    gattaca (1997)
    her (2013)
    i am legend (2007)
    i, robot (2004)
    idiocracy (2006)
    inception (2010)
    interstellar (2014)
    invasion of the body snatchers (1956)
    k-pax (2001)
    la jetée (1962)
    metropolis (1927)
    minority report (2002)
    mission to mars (2000)
    moon (2009)
    mr. nobody (2009)
    oblivion (2013)
    abre los ojos (1997)
    pandorum (2009)
    snowpiercer (2013)
    solyaris (1972)
    source code (2011)
    stalker (1979)
    star trek (2009)
    star trek: the wrath of khan (1982)
    star trek: first contact (1996)
    star wars: episode ııı - revenge of the sith (2005)
    sunshine (2007)
    terminator 2: judgment day (1991)
    the abyss (1989)
    the andromeda strain (1971)
    the day the earth stood still (1951)
    the fountain (2006)
    the fly (1986)
    the man from earth (2007)
    the matrix (1999)
    the thing (1982)
    total recall (1990)
    transcendence (2014)
    twelve monkeys (1995)
    under the skin (2013)
    wall·e (2008)

    aslına bakarsanız biraz daha eklerim bunun üzerine de üşendim açıkçası. bunlardan bazıları var ki gelmiş geçmiş en iyi bilimkurgu filmler arasında yer alır. hangileri olduğunu söylemeye dahi gerek görmüyorum. bu yüzden gelip predestination'a en iyi ikinci film derseniz çapınızı ortaya serersiniz.
hesabın var mı? giriş yap