• paranormal özelliklerden biridir. eşyaları hareket ettirebilme becerisi. genellikle dizi ve filmlerde ürkütücü sahnelerde masaların havaya kalkması, kapıların çarpması, piyanonun uçması gibi sahnelerde kullanılır. charmed daki prue karakterinin özelliği.
  • henüz bir bilim dalı olarak kabul görmese de , bilinen fizik kuralları dışında yer alsa da ilerde mutlaka sırlarının aralanacağına inandığım bir şeydir.

    basit şekilde beyin gücünün maddeye ve manyetik alana etki etmesi şeklinde açıklanabilir. sovyet bilim adamları , rejimlerinin söylediklerine ters düşse de bu konuda çok büyük ilerleme kaydetmişlerdir.

    ben de oturmuşum bu gün fakülte bahçesinde , bu tip bilimlerden bahseden bir kitap okuyorum. nelya mihailova adlı bir hatundan bahsediyor. çok özendim sayın seyirci. kadın maddeleri hareket ettirebiliyor , garip garip şeyler yapıyor , itiyor , çekiyor vs.

    ulan dedim , düşünce güçlü şey. o sırada hemen beş adım ötemde de bir güvercin kafasını yere doğru indirip kaldırıyor , ne gerizekalı yaratık diye düşündüm şimdi yalan söylemiyim. baktım bana doğru bir iki adım attı , la ben bunu düşünce gücüyle kucağıma kondururum dedim. çünkü ben her milli maçta teknik direktör , her güncel olayda siyaset uzmanı kesilen bu milletin ortalama bir ferdiyim. kıstım gözleri , içimden "buraya gel , buraya gel , buraya gel" diye tekrar ediyorum. bir adım attı , iki adım attı , üç adım attı... ahaaaa! dedim , ulan yaşasın bilim! adamlar doğruyu söylüyomuş!

    evet sayın seyirci , kendimi çok iyi hissettim bir an , ulan dedim , henüz bilimselliği bile kesin olarak kabul edilmemiş bir konu hakkında deney yapıyorum. gözleri iyice kıstım bu sefer , 4. adımı atıyodu o sıra...

    tam o anda götün teki geçti önümden kuç da uçtu gitti... tüm hevesim kaçtı...

    sonra da "niye bu ülkede bilim yapılmıyo"... peh!
  • zihnin maddeyi etkileme gücü. kişiler üzerinde de etkili olduğuna dair söylentiler bulunmaktadır. bir bakışla kalp kalesini yıkma gibi...
  • son dönemde sesi iyice yükselen makro felsefenin öğretilerinden yola çıkarak tekrar yorumlanacağına ve hurafe olmaktan kurtulacağına inandığım bir alan.
    eğer biz bir bütünün kendi içinde özelleşmiş parçalarıysak, bütünü 5 duyu organımızdan daha farklı bir yolla algılama şansımız varsa, kendi benliğimizden vaz geçebilecek derecede bütüne ulaşma, algılama isteği duyuyorsak ve bunların hepsini mutlak bir kabulleniş ver sevgiyle yapıyorsak bulunduğumuz ortamdaki bedenimiz dışında kalan tüm varlıklarla iletişime geçebiliriz inancındayım. hatta inancımı bir adım daha öteye götürerek dinlerin kurucusu olarak lanse edilen kişilerin güçlü birer makro filozof olma ihtimallerini yüksek buluyorum.
  • saçma sapan fizik ötesi iddialardan en anlam veremediğim olanı. şimdi efendim bu fizik ötesi iddiaların çoğu insanların bir isteğine paralel gelişmiş: ruh çağrıyoruz, ooh hem ölümden sonra yaşam var, hem ölmüşlerimizden özlediklerimizle iletişim kuruyoruz; astroloji bize ne derece şahane insanlar olduğumuzu anlatıyor vs..

    peki psikokinezi, telekinezi ne işe yarıyor? kıçını kaldırıp hangi maddeyi hareket ettireceksen yanına kadar gideceksin, buna mı üşeniyorsun? yani bunu ciddiye alıp da inanmak için sadece kolayca kandırılmaya müsait bir dangalak olmak yeterli değil, dangalağın hımbılı olmak lazım. kaşık bükmenin olayını da anlamış değilim, niye kaşık kardeşim mutfak alet edevatına ne gareziniz var, illa metal lazımsa gelin benim arabanın kaportasında bir göçük var onu düzeltin.

    neyse kısaca böyle bilim tarafından güzelce çürütülmüş iddialara pirim vermeyin, evren olduğu haliyle zaten yeterince karmaşık ve güzel. evreninin ayarlarıyla oynamaya gerek yok ilginç şeyler görmek için.
  • telekinezi ile karıştırılmaması gerekir.
    psikokinezi beynin madde üzerinde hükmedebilme gücü iken telekinezi maddelerin uzaktan beyin gücü ile hareket ettirilmesidir. bilimsel psikokinezi deneyleri içinde istatiksel olarak çok acayip sonuçlar alınan deneyler
    oluduğu; ama bu deneylerin aynı kontrol gruplarında ve aynı değişkenlerle tekrarlanmalarına
    rağmen bazen sonuç verebildiği araştırma alanıdır. ama bilimin bir dalı değildir. maryland
    üniversitesinden profesör steven e. brauth [1] eğer bir bilim dalı tekar edilebilir ve elle
    tutulabilir sonuçlar vermiyorsa o bilim dalı gerçek bir bilim dalı olarak kabul edilemez demiştir.
    ingiliz fizikçi william crookes [2], iskoç medyum daniel dougles hume [3] u araştırmış.
    daniel'in psychokinesis ustası olduğu, insanları düşünce gücüyle havaya kaldırabildiği (bkz:
    https://eksisozluk.com/levitasyon--233206), ölüler ile konuşabildiği, kapıları dokunmadan uzaktan çalabildiği, evlere yerin altından girebildiği iddia edilen, kilise tarafından içine şeytanın girdiği düşünülen, doğa üstü güç bakımından bir tek mentalist wolf messing ile boy ölçüşebileceğini düşündüğüm bir insanmış.
    daniyel'in en popüler özelliği ise kendi geliştirdiği ve düşünce gücü ile çalabildiği bir akordeonu olmasıymış. yaptığı gösteriler ingilterede bilimsel çevrelerin araştırma konusu olmuş ve birçok fizikçi bu adamın akdrdeonu nasıl dokunmadan çalabildiğini açıklamaya çalışmış. ingiliz profesör james pointen daniel dougles hume akordeonunu çalarken bazen dokunuyor bazen de dokunmuyordu. yani belki de içinde otomatik olarak çalmaya ayarlanmış gizli bir mekanizma olabilir demiştir.
    telekineziyi psikokinezi'nin bir alt dalı olarak kabul edersek; telekinezi alanında en popüler olan insanlardan birisi nina kulaginadır. günümüze kadar ulaşmış videoları mevcuttur. http://www.youtube.com/watch?v=l61rptuuequ (bkz: https://eksisozluk.com/nina-kulagina--1879820)
    bu kadın, düşünce gücü ile insan vücuduna kıyasla küçük nesneleri azıcık hareket ettirebiliyor ve bunu kontrollü deneylerde gözlemcilerin önünde de tekrarlayabiliyormuş. nina kulagina bilimsel çevreler tarafından ciddiye alınmış ve maddeleri nasıl hareket ettirebildiği konusunda mantıklı bir açıklama yapılamamış. nina kulagina üzerine yapılan deneylerde telekinezi yaptığı sırada beyin aktivitesinin normalin 4 katına çıktığı kaydedilmiş. almanyadan ve dünyanın birçok bölgesinden bilim adamları nina'nın telekinezi yapışını görmek için rusya'ya gitmiş ama içlerinden nina'nın hile yaptığına veya zekice hazırlanmış düzenekler kullandığını ispat edebilen çıkmamış. genel olarak nina'nın doga üstü yeteneğe sahip olduğu ama bunun doğuştan geldiği ve sonradan öğrenilemeyeceğini kabul etmişler.
    don allison the art of creation adlı kitabında (sf 142) [4] boris ermolav adlı bir rus telekinezi ve levitasyon ustasından bahseder. bu adam düşünce gücü ile maddeleri havada asılı tutabiliyor ve hareket ettirebiliyormuş. bu adamın objeleri levite ettiği ve televizyondan yayımlanan bir gösterisinde tv izleyicileri ışığın yansıması ile tv ekranıda bu adamın bileklerinin arasında parıldayan incecik bir tel olduğunu görmüşler. http://www.cicap.org/new/articolo.php?id=101003
    günümüzde belkide psikokinezi denince insanların aklına gelen ilk isim uri geller ve kaşıklarıdır. bu adamın büktüğü kaşıklardan daha çok dikkat çeken; tv şovlarında izleyicilerin evlerindeki saatlerini durdurabileceği veya çalıştırabileceğini ve televiyonlarının üzerindeki metal eşyaları hareket ettirebileceğini iddia etmesidir. nitekim tv şovlarından sonra binlerce insan
    kendi evlerinde gercekten de saatin o anda durduğunu veya başka olağandışı şeyler olduğunu söylemiş. internette bir çok forumda tartışmış. (bkz: https://eksisozluk.com/uri-geller--47082)
    joseph rhine [5] telekinezi ile insanlara şov yapmaktansa telekinezi kullanarak kumarhanede para kazanmayı tercih etmiş:) işe yaradığını görünce olayı tam anlamı ile çözmek için duke üniversitesinde yukarıda bir arkadaşın bahsettiği parapsikoloji araştınma birimini kurmuş. yaptığı çalışmalar ilgi toplamış ve dönemin gazetelerinde yayımlanmış. fizikçi hellman smith, rhine rastgele atılan zarları etkileyebilidiğine göre rastgele üretilen sayıları da etkileyebilmeli demiş ve elekrtonik olarak rastgele 0 veya 1 rakamlarını üreten 1 rakamında saat yönünde, 0 rakamında saat yönünün tersine dönen ışık veren lambalardan oluşan ilk random event generator cihazını geliştirmiş. yaptığı cihaz ile istatiksel olarak zihin gücünün etkisi ile sonuçların değiştirilebileceğini göstermiş. princeton üniversitesinden profesör robert john [6] beyin gücü ile bağlantılı olarak oluşan anomalileri araştırma laboratuarı kurmuş. mcdonalts havayolu şirketi sebebi bulunamayan ani uçak kazalarını çözmek için profesör robert'e sponsor olmuş. robertin kurduğu labaratuvarda on binlerce beyin gücü deneyi yapılmış ve şu sonuca varmışlar: doğa üstü olayları oluşturan, psyhcokinesis, telekinezi, telepati, durugörü gibi birçok olguyu meydana getiren ve normal kuantum olasılık döngüsünü değiştirerek odaklanmaya bağlı sonuçlar üreten güç beynin bilinçli olarak kullandığımız kısmından değil de daha temelden, daha derinden, bilincimizin dışından geliyormuş. konsantrasyon ve dikkat ile istenen sonucu almak kolaylaşıyormuş. yapılan bir deneyde uyuyan bir adamın etrafındaki normal uzay zaman kuantum olasılığı adam rüya gördüğü sırada belirgin olarak değiştigi, adamın yattığı odada bulunan ve random number generatora bağlı bağımsız hareket edebilen bir robotun çizdiği resimlerle gösterilmiş.
    princeton üniversitesinden dr. roger nelson [7] eger bir insanın bilinci rastgele olması gereken olayları etkileyebiliyorsa bir grup insanın rasgele sayı üreteci üzerinde yapacağı etkinin daha büyük olup olmadığını ölçmek yaptığı araştırmalarda bir olaya ne kadar çok insan aynı anda odaklanır ve normaldışı duygular yaşarsa aynı anda rastgele sayı üreteçlerinin ürettiği sayılar o kadar fazla normaldışı dağılım gösteriyormuş. leydi diana'nın ölüm töreninde abd de ve ingilterede bulunan 12 tane rastgele sayı üretecinden anormal dağılımlar almışlar. bunun üzerine tüm dünyayı çevreleyen, dünyanın 75 farklı bölgesine yerleştirilen rastgele sayı üreteclerinden gelen verileri grafikleyip kaydetmeye başlamışlar. 1999 nato'nun yugoslavya saldırında, 11 eylül 2001 de ikiz kulelere saldırı olduğu anda vs kısacası büyük felaketlerin yaşandığı, çok sayıda insanın aynı anda aynı şeylere dikkatini yöneltiği ve gözlemlediği zamanlarda rastgele sayı üretecleri hep normalin dışında dağılım sergilemiş. veya normalin dışında sayı dağılımı görülen her zaman olağan üstü olaylar meydane gelmiş. çalışmalarını foudation of physics [7] adlı akademik bilim dergisinde yayımlamışlar. bunun doğrultuda küresel bilinç projesini oluşturmuşlar. (bkz: http://www.youtube.com/watch?v=cnvjfki5nvc) bu proje ile insan bilincinin madde üzerindeki doğrudan etkisini küresel düzeyde görebilmek için 50 yıl boyunca dünyanın çeştli yerlerinde rastgele sayı üreteçleri yerleştirmişler ve cihazlardan gelen verileri kullanarak binlerce deney yapmışlar. bu üretecler normal şartlar altında rastgele milyonlarca 0 veya 1 ler üretmektedirler ve normal dağılım grafiği oluşmaktadır. ancak başka bir bilinç tarafından gözlemlenen ve dikkatle odaklanılan olaylarda normal dağılım grafiği bozulmaktaymış. (bkz: rastgele sayı üreteci) gauss dağılımı olarak da bilinen normal dağılım grafiği şu şekilde olmalıdır: (bkz: http://tr.wikipedia.org/wiki/normal_dağılım) bu dağılımın bozulması bilincin maddeye doğrudan etki ettiğini gösteriyormuş. http://web.eecs.utk.edu/…queues/random_num_gen.html meditasyon yapan bir grup insanın rastgele sayı üretecinin normal dağılımını değiştirebildikleri ve ortamda rastgele sayı üretecinin bulunduğunu bilmeden de normal dağılım düzeninin bozabildiklerini görmüşler. dahası psikokinetik olayları ölçebilen bu bilimadamlarına göre kuantum fiziği nin prensipleri bu ölçümleri destekliyormuş. (bkz: http://www.youtube.com/watch?v=eicq5kliiio) sonuç olarak psikokinezi yaparak bir olaya dikkatin yöneltilmesi ve odaklanma ile belki de bilinç dışı bir şekilde olayın normal gidişatına etki edilebilmekte ve yapılan etki rastgele sayı üreticileri ile izlenip kaydedilebilmekteymiş.

    1) http://brauthlab.umd.edu/
    2) http://en.wikipedia.org/wiki/william_crookes
    3) http://en.wikipedia.org/wiki/daniel_dunglas_home
    4) http://books.google.com.tr/…onepage&q=boris&f=false
    5) http://en.wikipedia.org/wiki/joseph_banks_rhine
    6) http://en.wikipedia.org/…ing_anomalies_research_lab
    7) http://en.wikipedia.org/…iki/foundations_of_physics

    edit: birkaç yerde http link vermek yerine gizli bkz vermişim. onları düzelttim.
  • nesneleri zihnin gucuyle hareket ettirebilme yetisi. yapilan deneylerde bazi insanlarin zihin gucuyle nesneleri bukebildikleri, nesneleri bir yerden bir yere isinlayabildikleri gorulmustur.
  • beynin maddeye hükmünü araştıran bilim dalı olamayan arayış.
    rus denilince akla gelmesi kgb gibi kurumların buna ayırdıkları güç yadsınamayacak boyutta.
    soğuk savaş zamanı ütopik araştırmalar yapan rus bilimadamlarının bundan medet ummaları acziyetlerinin boyutlarını tahayyül etmemiz açısından mühim.
hesabın var mı? giriş yap