• jonathan demme in yönetmenliğini yaptığı, anne hathaway'in büyük bir olasılıkla burada canlandırdığı rolüyle oskara aday olacağı filmdir. konusu kısaca şöyle; eski model kym (anne hathaway) uyuşturucu tedavisinin ardından kızkardeşi rachel'in düğününe katılmak üzere aile evine geri döner. aile ve arkadaşlar bir araya geldiği haftasonu sürprizler ve çatışmaları da beraberinde getirir. 2008 filmekimi nde 11 ekim ve 15 ekim'de gösterime girecektir.
  • fragmaninda calan buddy holly coveri everyday, rogue wave tarafindan cok basarili performe edilmistir.
    simdilerden anne hanimkizin ilk akademi adayliginin gelecegi falan filan konusulmaktadir. filmde asil dikkat etmemiz gereken nokta ise debra winger'in varligidir.
  • acayip derecede festen'i andiran film.
  • garden state tadında bir film olmuş bu. ben çok beğendim çünkü tamamen gerçek hayatı yansıtıyo, hollywood klişeleri yok. dram ağırlıklı olsa da insanı hüzne gark etmiyo, eğlenceli sahnelerle bunu çok güzel dengelemişler. filmde o kadar çok farklı etnik kökenli insan var ki adeta bir dünya filmi olmuş. özellikle soundtrack çok hoşuma gitti balkan, afrika ve latin müzikleri ağırlıklı bir soundtrack olmuş. anne hathaway gerçekten oscar adaylığını haketmiş, gayet hissederek oynamış belliki ama bunun yanında rachel'i oynayan rosemarie dewitt (kendisini mad men'den hatırlayabilirsiniz, don draper'ın arada gidip yattığı midge'i canlandırıyodu) de oldukça başarılı bir oyunculuk sergilemiş. debra winger filmde acayip yaşlı duruyodu ilk başta tanıyamadım. en çok bayıldığım karakterlerden biri de kym'in ve rachel'ın babasıydı. ne sevgi dolu bi amcaymış o öle keşke bütün babalar öyle olsa. sonuç olarak izlenesi bir film olmuş hele de garden state'i sevdiyseniz mutlaka izleyin bunu da çok beğeniceksiniz. 8/10

    not: damat abi bir an önce gözlüklerini değiştirmeli!
  • iki sinir bozucu kiz kardesin hikayesi..

    --- spoiler ---

    islevsiz aile kurumuna islev kazandirma calismasi.. gorduk ki, amerikan bagimsizlari "aile" meselesini iyice somurmeye basladilar.. filmi begenmedim. cunku her sey cok yapay geldi bana. bay cingilbort ve ailesi tadinda bir familyanin hikayesi var.. "aslinda cok aciliyiz, gardasimizi kaybettik, ühühhühühü, unutamiyoruz bu travmatik durumu ama ne de olsa biz bir aileyiz" meselesi artik etkisini yitirdi. noam baumbach'in margot at the wedding'inden hemen sonra, azili kiz kardeslerin dugunde bir araya gelme meselesini jonathan demme neden cekti cok merak ediyorum..

    ha bu hareketli kamera olayi ise, artik neredeyse tum bagimsiz filmlerin tutunacak dali haline geldi.. bir de filmde acayip bir oryantalistlik var bence.. bu ud ya da dugune gelen sambaci kizlar, hint muzikleri, hint kiyafetleri.. insanin hayirdir, ne alaka diyesi geliyor.. american beauty yapti, noah baumbach'in iki tane kol gibi** filmi var amerikan ailesini ele alan. sen simdi yeni bir sey anlatmadan neden boyle film bir yaparsin ki?

    bir de dugunde "bakin, ne kadar da egleniyoruz" havasi oyle yapmacikti ki.. o babayla damadin bulasik yikama tantanasi, dugunde atilan gobekler, handycam'in goruntusune gecmeler.. "rachel rachel rachel sidney sidney sidney" diye bagiran insanlar... yeminlen turk kina gecelerine bu saatten sonra daha sempatiyle bakmaya basladim.

    dugunde gobek atan damadin kiz kardesinin gobek atarken goguslerini gosterme cabasi da gozlerden kacmiyor tabii..

    --- spoiler ---
  • kişisel felaketlerle ilgili, insana kendi şeytanlarını hatırlatan, can sıkıcı bir film. (başrol kişisi ve ismi itibariyle chick flick bir romantik komedi sanılmaya çok müsait olsa da)

    --- spoiler ---

    pasta kesilirken annenin elini eğreti bir şekilde kızının elinin üzerine koyması ve hemen çekivermesi, huzursuzluk topu babanın habire herkese yiyecek bir şey ister misin diye sorması, üvey annenin kendi rolünün sınırları içinde kalmaya özen göstermesi gibi detaylar çok kuvvetli. şu belgesel kameradan ne kadar bıkmış olsam da, insanı alıp mevzunun tam ortasına hızlı bir şekilde koyduğu kesin.

    bi de, o nasıl bir düğünmüş kardeşim! gitti udiler geldi sambacılar, regicisinden rakçısına kaç grup çaldı ben sayamadım. ne bu şaşa ne bu debdebe. iki gün sonra boşanırlarsa yazık değil mi bu fuzili masrafa.

    --- spoiler ---
  • muadili olarak baktığımızda monsoon wedding ve margot at the wedding gibi filmlerden iyi olduğunu iddia edebiliriz. oyunculuğun iyi olmasının yanında, dramaturji de oldukça sağlam. diyaloglar zaman zaman zorlama gözükse de neredeyse iki saate yaklaşan filmde pek sıkıntı yaşatmıyor, olayı yakalıyor. diagetic dışında müzik kullanımı yok ama her yerde de müzik var. yine de istismara girmeden dramasını yapıyor; rachel mikrofonu eline aldığında kanalı değiştirmek istiyorsunuz... (ben çıkıp bir hava aldım mesela)

    ancak yine de daha önce bahsedilen eleştiriler de oldukça yerinde; zira filmin yenilikçi olduğu söylenemez, hatta zaman zaman klişeleştiği bile söylenebilir. elde kamera, doğal ışık da denenmemiş bir şey değil, ki gerçekçi estetik etkileyici olsun. daha mizahi olup karikatüre kayan yapı tercihimizdir, buradan meyyalle (bkz: a wedding)
  • kardeş kavgasını, çekişmesini inanılmaz iyi anlatan bir filmmiş meğerse rachel getting married. büyük kardeşin o küçük kardeşin çılgın tavırlarına karşı "yeter ulan, ilgi sende olsun diye yemediğin b.k kalmadı, evlilik hazırlığı yapıyorum gene başladın dır dıra, ağzına kobra girsin ama artık yeter" serzenişleri gerçek. çok gerçek.

    yalnız kardeşi olmayan biri, ben diyorum bunu, filmin kardeşler arası çekişmeyi iyi anlattığını. bu film o zaman bambaşkaymış. heyt.
  • --- spoiler ---

    fil seklindeki mavi dugun pastasina bayildigim filmdir.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap