• peşin not. bir oyun çıktıktan neredeyse 11 yıl sonra hakkında yorum yapacağım. sanırım bunu sözlük camiasında yapmış ve yapacak ilk mal benim. bu nedenle çok heyecanlıyım.

    belki çok iyi bir oyuncu değilimdir ama çok büyük bir fanatiğiyim. ben bu oyunu çalıştığım her şirket bilgisayarına kurdum. mesaiye kalıp bunu oynadım. sektör değiştirdim. bu sefer şantiyelerde tozun toprağın arasında, otel odalarında bunu oynadım. iş arkadaşlarımın bilgisayarlarına bunu kurdurdum. sonra da ertesi gün açılışı yapılacak hastanelerin otomasyon sistemini sabahın 5'ine kadar devreye aldıktan sonra beşten sekiz buçuğa hastane teknik servisine ön eğitim vermek için beklerken arkadaşlarımla hastane server'ı üzerinden karşılıklı bunu oynadım.

    beni oyunla o sıralar askerde olup da izne gelen teyze oğlum tanıştırmıştı. çarşı izninde takıldığı internet kafede keşfetmiş.` :hey gidi günler` aynı zamanda o kafede çalışan kızla işi pişirdiğini de söylemişti ama ben bu ikincisine pek inanmadım.` :swh` bunun üzerinden de 9-10 yıl geçmiştir muhtemelen.

    oyun karanlık çağlardan günümüze uzanan bir zaman dilimine yayılıyor. bu haliyle tüm savaş tarihini içermek gibi bir iddiası varsa da oyunda başlangıç ve bitiş çağlarına sınır konabildiği için ben her zaman belirli periyodlara bölerek oynadım bu oyunu. aşağıda yazdıklarımın büyük kısmı da modern çağlar üzerinedir. klasik çağlardaki taktik seçeneklerin sınırlılığı nedeniyle işin o kısmıyla pek ilgilenmedim. hem zaten ortaçağ konusunda aoe, ron'a göre daha gelişmiş bir oyundur.

    oyunun kardeşi age of empires'tan farklı yanı ülkesellik ilkesi üzerine kurulmuş olması. yani inşa ettiğiniz, ele geçirdiğiniz şehirler veya sınır bonusu veren binaların sonucunda değişkenlik gösteren sınırlarınız var. oyunun amacı bunları korumak ve genişletmek. aoe böyle değildir bildiğiniz üzre. orada hanya'dan kalkıp konya'daki madeni işlemek mümkünken burada yalnızca kendi ülkenizdeki madenleri işleyebiliyorsunuz. bunun tek istisnası deniz üstündeki off-shore petrol kuyuları.` :evet oyunda bu bile var`

    oyunda ülkeselliğin başka bir gereği olarak son şehrinizi kaybederseniz oyunu da kaybediyorsunuz. öyle aoe'deki gibi ormanın kuytu bir yerinde town center inşa edip güçlenene kadar saklanamıyorsunuz. aoe'ye göre tek eksikliği bu.` :zannedersem tek eksiği`

    artılarsa şöyle..

    diyelim ki bir şehriniz saldırıya uğradı ve orada beş birim asker üç birim işçi yedi birim de akademisyeniniz var. şimdi bu durumda ne olabilir? düşman beş birim askeri ezer geçer işçi, köylü, öğretim görevlisi herkesi öldürür, kadınların ırzına geçer taş üstünde taş komaz mı? yanılıyorsunuz! işçiler ve akademisyenleri bir tıkla partizana çevirip sokak savaşına devam edebilirsiniz. bu durumda artık yeni gücünüz 5 birim asker 10 birim partizan toplam 15 birimlik ordu demektir ki çoğu durumda kenti savunmaya yeter.

    bitti mi bitmedi!

    oyunda topografya önemli. yüksek bir yerden aşağıdaki düşmana ateş etmek daha avantajlı. aynı zamanda general denen birimler etrafındaki piyadelere siper kazdırabiliyorlar. bunlarla 10-15 birimlik bir ordu yapıp sonra da sahilin hemen gerisindeki yükseltiye yerleştirdiniz mi çıkarmaları durdurmakta çok etkililer.

    bitti mi bitmedi!

    uçak gemisi diye bir birim var. bunlar fighter bomber denen birimleri üretip taşıyorlar. üç uçak gemisini yanyana koyup bir şehrin üstüne salmanın keyfini çok az oyunda bulabilirsiniz.

    bitti mi bitmedi!

    nükleer ve balistik iki ayrı tür füze kullanabiliyorsunuz. özellikle nükleer füzeler düştüğü yerde taş üstünde taş omuz üstünde baş bırakmıyorlar. ancak işçi ve bina dağılımını akıllıca yaptıysanız hasarı telafi etmek mümkün. düşman hem füzeyle saldırıp hem de şehrin kapılarında 10-15 birimlik bir birlik bekletmiyorsa pek fazla bir verim alamıyor.

    bitti mi bitmedi!

    oyundaki istihbaratçılar düşman askerlerini sizin tarafınıza çekebiliyor. böylelikle kendi tarafınıza çektiğiniz askerlerle lejyoner birlikleri kurabilirsiniz. bir oyunda ingiliz düşmandan 20 birimlik blackwatch alayı oluşturmuş oyunun sonuna kadar ölmemeleri için çok dikkatli kullanmıştım. ama bu iş bayağı zor. adam çelmek için çok uğraşmak gerekiyor. tek bir istihbaratçıya tıklayacaksın. sonra düşman askerine göndereceksin. düşman askeri ve senin istihbaratçın hareketsiz olacak 3-5 saniye gibi bir süre böyle devam edecek de o adamı kendi safına katmış olacaksın. zor iş ancak kolay modda fantezi olarak yapılabilir.

    oyunda keşkeler var elbette!

    keşke füzelere karşı koymanın bir yolu olsaydı. var aslında bir yolu ama uzay çağında füze kalkanı adındaki update'i gerçekleştirirseniz topraklarınızda füze patlamıyor. ama bu sefer de hiç patlamıyor. keşke onun yerine radarlar inşa edip patriot füzeleriyle kendimizi koruyabilseydik.

    gene keşke havadan indirme oyuna dahil edilmiş olsaydı. oyunda iki birim var; saldırı helikopteri ve ağır bombardıman uçağı. bunlar asker de taşıyabiliyor olsaymış çok güzel olurmuş. diyelim helikopterle 5 ağır bombardıman uçağıyla 15 asker taşıyabilsek ve bunları düşman hatlarının gerisine indirebilsek. tabi uçakla taşınan askerler paraşütle atlayacaklar.

    yine aynı helikopterler birer birim tank, top vs taşıyabilse;

    gene uçak gemileri saldırı helikopteri ve deniz piyadesi üretebilmiş olsa aynı indirme işlemi denizden karaya gerçekleştirilmiş olsa muhteşem olurdu.

    maalesef oyunda istihbarata önem verilmemiş. istihbaratçı yukarıda anlattığım gibi karşı tarafın askerlerini kendi tarafınıza katmak için kullanılıyor. ve maalesef ai bunu oyuncudan çok daha verimli kullanabiliyor. halbuki başka bir yöntem geliştirilmiş olsa da istihbaratçıları düşmanın stok miktarını öğrenmeye gönderebilsek hem büyük bir taktiksel avantaj yakalayabilir hem de gerçekten istihbarat yapıyor olurduk. düşmanın stok miktarına göre saldırıyı yoğunlaştırır veya savunmaya geçip ağır bombardımanla yıpratma savaşına dönebilirdik.

    oyunda komando birimleri de var. bunlar sabotaj veya sniper olarak kullanılabiliyor ama bunları da tıpkı istihbaratçılar gibi kullanabiliyoruz. önce komandoyu seçeceksin de sonra hedefi seçeceksin de ölme eşeğim ölme. bu arada ortalık cehenneme dönmüş tanklar, toplar gümbür gümbür ateş ediyor. halbuki bu adamlar da diğerleri gibi düşmanı görür görmez ateş etmeye başlasa veya düşman hatlarına gönderince hedef göstermeye gerek kalmadan sabotajlara başlasa güzel olurdu. gerçek hayatta da sniper emir vermeye gerek kalmaksızın düşmanı görünce ateş eder veya düşman hatlarının gerisine gönderirsen tek bir hedefe yönelmez. eğer ölmediyse orada gördüğü başka işe yarar yerleri de havaya uçurur.

    sonra oyunda mayın denen şey nedense yok. komandolara çıkarma yapılabilecek sahilleri mayınlatabilirdik. belki de deniz mayınları döşenebilirdi.

    oyun eğer bu unsurları taşıyan ve yalnızca modern çağları içeren bir oyun olarak kurgulansaydı sanıyorum çok daha büyük bir başarı yakalardı.
  • mukemmel bir rts.
    oyunu ovecegim en onemli alanlardan biri profesyonelce yapilandirilmis olmasidir. teker teker temple'di, government'di upgrade'lerinin hepsi mantiklidir. 4 tane ana library research alaninin her dali da son derece guzel sekillendirilmistir. her irkin kendine ait bonuslari oyuna cok guzel bir sekilde yedirilmis ve hicbir irkta asiri bir guc soz konusu degil. irklara ozel bonuslar genellikle belirli oyun stillerinde kendilerini gosterecek sekildeler, boylece nasil bir strateji uygulayacaginiza gore irk secmeniz en mantiklisi.
    tabi ki bazi irklarin digerlerinden daha zayif bonuslara sahip olduklari, veya caglara gore guc dengelerinin bozuldugu (ornegin romalilar ilk 3 cagda korkulan bir milletken sonradan hizla bu gucu kaybediyorlar) dogru. her caga uyum saglayacabilecek bir irk isteniyorsa almanlar, koreliler, fransizlar, ingilizler gibi irklari tavsiye ediyorum.
    oyundaki savaslar, her cagda buyuk degisiklikler yasiyor. ilk caglarda okcu-piyade-'skirmisher' ve cesitli atlilar arasinda gecen savaslar, daha sonraki caglarda dallanip budaklanip top, tufek, ucak, fuze, tank gibi irili ufakli faktorlere ev sahipligi yapiyor.
    oyuncunun aklinda stratejiyi tum oyuna yaymasi bu oyunda en onemli faktorlerden. mesela persleri alan biri, oyunun sonunu gormeden rakibini elimine etmeyi secmekte haklidir, cunku persler 4.-5. caglarda agirliklarini koyan bir irktir. yunanlilari alan biri ise hizla cag atlayip rakiplerini teknolojik olarak domine etmeyi secmelidir.
    wonderlar oyunda buyuk bir yere sahiptir, kullanacaginiz stratejiye gore oyunun basinda wonderlari parsellemeniz yarariniza olacaktir. bazi wonderlar (pyramids, terra cotta army...) oyunun basinda efektifken, oyun sonunda degerleri azalir. colossus, versailles gibi wonderlar ise oyunun sonuna kadar degerlerini korur. wonderlari cografi ozelliklere gore secmek genelde en mantiklisidir, deniz olmayan haritada porcelain tower yapilmaz. oyun sonu wonderlari (space program, supercollider, statue of liberty) gercekten cok onemli bonuslara sahiptirler, son caglara hizla gecen oyuncular bunlari baskalari yapmadan yapmalidirlar.
    internet veya arkadaslarla oynarken takimli oynarken is bolumu yapmak ve irklari ona gore secmek iyi bir secim olacaktir. ornegin, biri cinlileri alip rush yapacakken bir digeri ruslari alip haritayi domine etmeye calisir, o sirada yunanlilar ise hizla cag atlayip daha sonra dostlarina yardim eder.
    multiplayerda free for all (herkes tek) oynarken ise tavsiyem skora oynamaktir. skor yuksek olunca diger oyuncularin size dalmaya gotu yemez, sizi sona birakirlar. skoru yuksek tutmak icin ise gerekli olan wonderlara ve haritaya hukmetmek, upgradeleri ve kaynaklari yuksek tutmaktir.
    oyunun tum kisimlarinda es gecilmemesi gereken upgrade ve faktorler vardir, ornegin tower'dan yapilan ikinci upgrade. bu upgrade sayesinde topraklariniza giren dusmanlar otomatik olarak hasar alirlar yavas yavas. bu upgradelerden bir baskasi ise templedan yapilan taxation upgrade'idir, ki sayesinde sahip oldugunuz alan kadar gold income'i kazanirsiniz.
    milat sayilabilecek caglara hizli girmek cok onemlidir, ornegin enlightement age. bu cagda askerlerlerin gucleri birden katlanmaktadir, bu caga hizli gecip rakibi vurmak bolca secilen bir stratejidir. ikinci bir miladi cag ise industrial age'dir. bu caga hizli atlamanin getirisi ise yeni ortaya cikan petrol kaynagini haritada ele geciren ilk kisi olmaktir. petrol yataklarini elinde tutan rakiplerine karsi buyuk bir bonus kazanir, cunku bunlar haritada limitli bir sayidadir ve 8 kisilik bir oyunda maksimum 4 kisi yeterli kadar petrola sahip olabilir.
    sanirim diyeceklerim bu kadar, bitirmeden once oyunun muziklerini, ara yuzunu ve ai zekasini da ayri takdir ediyorum.
  • tekrar bağımlılık yapar diye kurmadığım efsane rts oyunu. ilk oynayışımda askerlerimi karşı kıyıya geçirebilmek için bir türlü transport gemisi bulamamıştım. saatlerce "lan nasıl geçirecem bunları karşıya" deyip durdum. meğer askerleri denize götürünce gemiye dönüşüyorlar. fena sövmüştüm bu olayı görünce. oyunun en absürt özelliğiydi belki de.

    petrol kuyularına da ayrı bir sempatim vardı. en uzakta da, denizde de olsa tüm petrol kuyularını ele geçirme aç gözlülüğü vardı bende. bir nevi abd gibiydim.
  • cok yanarim ki bu oyun daha erken cikmadi. civilization satranc gibi kabiz bir seydi, her sey temsillerden ibaretti. age of empire ise bir sure sonra oyunun dogasi kesfedilince mekanik bir hale geliyordu. zoneun forumlarinda adamlar ilk isciyle ne yapacaksin sonra hangi adimlari takip edeceksin recete gibi yaziyolardi ya. sonra tutup oyun oynadiklarini dusunuyorlardi hala.

    rise of nations ise cok daha stratejik olmayi gerektiriyordu. gerci caglar ilerledikce oyun biraz kasinti hale gelse de (belki dunya da kasinti oldu kimbilir) dunyaya hukmedecem hepinizi kaziklara gecirecem bana itaat edeceksiniz ulen diye saykolasmak hangi oyunda daha gercekci kardesim. avusturalyayi fetheden turk olmanin verdigi hazzi ne verebilir baska. hepimiz tarihe adimizi kazimak istemiyor muyuz. neyse entryinin sonuna dogru sapitmis olabilirim, rise of nations guzel oyundu, daha erken ciksaydi daha cok oynardik daha guzel olurdu.
  • sene 2009... 2003 yılında çıkan bu oyunu halen oynamakta, üstüne çıkan tek ek paketi yüklemekte ancak ikincisinin gelmemesi ile derin üzüntü duymaktayız. ha ikincisi üç boyutlu gelecekse hiç gelmesin geyiğine ise giç girmiyorum bile. microsoft'un bu güne kadar yaptığı en adam akıllı oyun. sanırsın starcraft'ta yıllardır kendini bıraktırmıyor. ancak bu yaptığı hastalığın nedenlerinden birisi olarak içinde hafiften bir tycoon havası barındırmasıdır. yok şehir kur, market kur, taşıyıcı araçlar yap, cami neyn yap, insanları paso çalıştır, askeri düzene geç, sürekli bir gelişim içinde bulun... ve bunların yanında çeşit çeşit oyun. ancak oyundaki en güzel ayarlardan birisi bence tarihte insanlık çeşit çeşitken gelecekte 'tek' çeşit olacaklar. yani buradaki tek çeşitlilik kullanılan malzemeler ve savaş oyuncakları anlamında. eskiden millet ok'ları tüfekleri nasıl kullanıcam diye birbirine girmiş ancak şimdi atom bombası hidrojen bombası var. atıyorsun bitiyor. sende yoksa savaşa bile girme vaziyetinde. konuyuda nerden nereye getirdik... güzel oyun. hastasıyız dönem dönem.
  • zamanında eycof (bkz: age of empires) fırtınası eserken, ben bu oyuna aşık olmuştum. (diğeri için (bkz: hearts of iron ii))mahallede bir arkadaş vardı böyle strateji oyunlarına meraklı onda görmüştüm, daha sonra bu strateji türünü de bana fena bir şekilde bulaştırdı. ülkelerin sınırları olması, eycoftaki gibi tek bir çağa hapsolmamamız vs. çok eğlenceli gelmişti bana. kim daha önce wonderları inşa edecek diye yarışırdık. diğerleri missile shield'ı geliştirmeden icbm'lerle yerle bir ederdim falan fişman. o zamanlarda da 11-12 yaşında falandım herhalde. şimdikiler de lol oynasın aq. neyse ben bir oyuna gireyim de skirmish atayım canım çekti.
  • market manipülasyonu yapabileceğiniz oyun. şöyle ki british isles haritasında petrol sadece denizlerde bulunuyor, ve denizler her milletin ortak alanı olduğu için eğer erkenden çağ atlama odaklı oynarsanız petrol rezervlerinin büyük kısmına siz sahip oluyorsunuz. şimdi en zevkli kısım geliyor, nerdeyse bütün dünyadaki petrolü siz üretmenize rağmen marketten petrol satın alıyorsunuz ve market fiyatları arşa çıkıyor. düşmanlarınız petrol gereken üniteleri üretemiyor filan. çok zevkli oyundu yahu.
  • "start age", "end age" gibi sinirlamalara olanak vermesi sebebiyle farkli tadlar alabileceginiz super bir oyun.

    sahsen, en son 3 gun boyunca eve kapanip sabah aksam lan'da multiplayer oynadiktan sonra elimi surmedim. disari ciktigimda gordugum iett otobuslerini upgrade etmek isteyince verebilecegi zarararlari kavradim o an.
  • oyun bittikten sonra istatistiklere baktığımda başında dokuz küsür saat oturduğumu öğrendiğim oyun. bu dokuz saati boşu boşuna harcamışım... dünya benim oldu da ne oldu? zaten insan oynadıktan bir süre sonra otomatiğe bağlıyor: "beş vatandaş olun, tarla oluşturun. bi tane daha ol hatta, şehrin sınırları içerisindeki ormanın ormancı kapasitesi neymiş onu öğren. heh, x kadar daha vatandaş çık, gidin ağaç kesin. lan keşifçi neredeydi? sen keşfet ortalığı geberene kadar. ben de kütüphaneden gelişimleri halledeyim. vatandaşlar oluşun oluşun! gidin dağdan taş toplayın! hmpf... salak keşifçi geberdi bile... neyse düşman sınırı sola doğru. oluş vatandaş oluş! git şehir kur lan sol tarafa! heeeh, aaa market yapmadık! bir tane daha oluş. lan nüfus limitim doldu kütüphaneden askeri gelişme alayım da kapasite artsın. açıktaki vatandaş, sen git market yap. sonra üniversite yap. sonra ibadethane yap bir tane. oluşun lan bilginler. yeni şehir kurduk, para kazanmak için marketten yük arabası lazım. anaaa askerler basıyor yeni şehrimi! oluşun vatandaşlar oluşun. kışla kurun, sonra ahır ve atölye kurun. çıkın lan askerler!.. ileri marş!" diye. bir süre sonra hakikaten bayıyor ve tek merak edilen kısmı olarak sonu kalıyor. sonunda da bir bok olmuyor... "aman ne büyük halt ettin; dünya senin oldu." demese de "kutlarım, dünya artık senin bayrağın altında birleşti. yüzyıllarca senden bahsedecekler." diye zırvalıyor. bari the settlers heritage of kings ya da age of mythology gibi video ile bitseydi. bir anlamı bile olmadı. ezberlettiğiyle bıraktı. zorla oynattı! ümitlendirdi! duygularımla oynayıp kandırdı beni bu oyun!

    kafayı sıyırtan oyun...
  • fazla doğrucu davut bir oyun.

    tamam arkadaşım soğuk savaşı abd kazandı. tamam arkadaşım kızılderililerin de soyunu kuruttular. ama burada oyun oynuyoruz lan. yani ben de beklemiyorum okçu ile tüfenkli adamın bir olmasını ama bu kadar da kastırmayın. veya senaryoyu ona göre tamamen guerilla warfare şeklinde ayarlasaydınız keşke. ulan doğu bloğu olarak ortalığı pert ediyorum, her şeyi yapıyorum, yine ne oluyor oluyor abd daha fazla nükleeri üretiyor. veya inkalar ile destan yazacağım, ulan her haritada mı can çekişilir? dediğim gibi tamam adamların tüfengi var anladık da, oynamayalım o zaman amına koyayım. veya işgal senaryosunu değiştirin ne bileyim.

    yıllardır oynuyorum, hala mükemmel bir oyun ama yine de yapacağınız işi.
hesabın var mı? giriş yap