• bir çizgi romanında yaşlı bir adamın sokakta bulduğu başıboş bebeği süt bulamayıp bebeğe blow job yaptırıp taze spermle beslemesi çizerin tarzı hakkında biraz fikir verir sanırım.
  • cizgiroman/karikatur dunyasinin gelmis gecmis en buyuk isimlerinden biri. kimisi dahi der, kimisi takintili/sorunlu der, kimisi de ikisini birden der (ben dahi olduguna inananlardanim). kendine ozgu, dahiyane stili ve isledigi asiri konular sebebiyle -underground- cizgiroman dunyasindaki yeri kolay kolay doldurulamaz. cizgi hikayelerinde ortaya koydugu gozlem gucu, toplumsal, insani sorunlara getirdigi elestiriler bakimindan alaninda tektir. sol goruslu olmasina ragmen insanlarin ortaya koydugu sosyal sistemlerin sorunlara cozum olusturamayacagina inanmasindan belli bir politik ideolojiye bagli degildir (iyi de yapar!)

    ayrica banjo calar, 20'li yillarin muziginden hoslanir (modern pop muzigini arkadas gorunuslu fasizmin yuzunun bir parcasi olarak tanimlar).

    son yillarda amerika'nin icine girdigi asiri sag akimlardan hoslanmadigi icin pilisini pirtisini toplayip, esi aline crumb ile fransa'nin guneyine yerlesmistir 90'li yillarda. hala da orada yasamaktadir.
  • bu adamın çizimleri çoğunlukla pornografik, hastalıklı vs. şeklinde tarif ediliyor ama genel olarak bakıldığında çok romantik, bol tarama olmasına rağmen gözü rahatsız etmeyen temiz bir tarzı var.

    çizim olarak 4-5 farklı tarzda çizebiliyor. bazen bunları karıştırıyor, farklı şeyler deniyor ama manzara ve portrelerde ruhu yakalamak denen şeyi çok güzel yapıyor. mesela şu a short history of america resmen huzur veren bir resim, aynı etkiyi mesela sempe'de bende uyandırıyor. bununla alakalı crumb belgeselinde bir bölüm vardı. eski sınıf arkadaşı kızları fotoğraflarından, eski kitaplardaki resimlerden portre çiziyordu, ilk evliliğinden olan oğlu ile aynı resmi yapıyor, fark ortada. (bu arada jesse crumb ocak ayındaki trafik kazasında öldü)

    kendisi 1991' de fransa'ya taşınmış, bunu da içinde taslak, çizim, eskiz ve çizim defterlerinin olduğu bir çantayı evle takas ederek yapmış. o zamandan beri fransa'da yaşayan ve pek gözönünde olmaktan hoşlanmayan bir adamın sokakta sülalece googlemap'e yakalanması ise ayrı ironi. taşındığı köy gerçekten güzel ve orası için yaptığı çizimlerde gene muhteşem

    1978'den beri aline kominsky ile beraber ve evliler ama crumb belgeselini seyrettiyseniz bileceğiniz gibi kendileri baya böyle geniş geniş bir açık evlilik yürütüyorlar. hatta aline'in partnerine kızları amca falan diyor. (kız küçük falan değil 37 yaşında)

    insanlar genellikle yaptığı underground, pornografik, absürd kısımlarına takılıyor, hala yapılan röportajlarda adama 50 sene önce yaptığı şeyleri soruyorlar (ki kendisi bundan feci sıkılmış halde) bence bu şekilde farklı yönlerini kaçırıyorlar.

    https://www.crumbproducts.com/
  • amerikan underground çizgiromanının en büyük çizeri. ülkemizdeki çizgi virtüözlerinin en çok etkilendiği,bol taramalı çizgisiyle kendisini milyonlara okutabilmiş takdir edilesi,eli öpülesi süper insan.
  • yanılmıyorsam genesis eseri türkçe olarak basıldı.

    flaneur comics, başka eserlerini de basmayı planlıyor.
    (bkz: fritz the cat)
  • en sevdigim, en muzir cizgi romancilardan. sapkinliklariyla, bilincaltinin karanlik dehlizleriyle barisik bir adem.

    bilgisayarima musallat olmus* cizer bir de. alem-i garabet'in ilk bolumunde sevdigi sarkilara ve bizzat icra ettigi sarkilara yer vermemden bu yana masa ustumde yoktan onun ismini tasiyan klasorler peydah olmaya basladi. klasorleri aciyorum aciyorum, bos cikiyorlar, siliyorum geri geliyorlar. korkuyorum!
  • harvey pekar'ın elinden tutmuş, underground çizerliği comix adı altında icra eden sanatçı.
  • "toplum beni reddettiğinde ben de uyumlu olmayı reddettim."
  • 1995'te istanbul film festivali'nde gosterilmis olan terry zwigoff'un yonettigi crumb filmine de konu olan, charles bukowski nin birkac oykusunu de resimlemis cizer. (bkz: bring me your love)
hesabın var mı? giriş yap