• mısırbilim denilen bir dalın ortaya çıkmasına neden olan antik mısır eseri.
  • 1798’de napolyon’un mısır seferi sırasında tesadüfen bir fransız askeri tarafından bulunan taş olur kendisi. hiyeroglif de bu meşhur taş sayesinde çözülmüştür. rosetta (reşid) aynı zamanda bulunduğu kasabanın adını taşır.

    ayrca kıptî alfabesi (antik mısır’da konuşulan dil) de söz konusu taş sayesinde çözülmüş.

    rosetta taşı günümüzde “british museum” da sergilenmektedir.

    not: anabritannica halt etmiş, affedersin.
  • üzerinde 3 dile çevrilmiş bir yazı bulunan koca taş. sayesinde hiyerogliflerdeki alfabe çözülmüş ve bugünün egyptologlarının müzede gezerken sorduğunuz "şurada ne yazıyo hacı" sorusuna sanki market tabelasını okur gibi şakır şakır hiyeroglif okuyarak cevap vermesini sağlamıştır.

    söylendiğinin aksine kıpti alfabesinin çözülmesini sağlamamıştır. kıpti alfabesi antik mısır'dan beri günümüze kadar kullanılmıl bir alfabedir. kiliselerde hala öğretilir ve bu alfabeyle yazılmış dini kitaplar hala mevcuttur.
  • mısır' da bir fransız askeri tarafından sans eseri bulunmus önemli bir taştır. 1821-22'de champollion tarafından rosetta tasi ustundeki hiyeroglif yazılarla ilgili makaleler yayinlanmistir.
  • bilim insanları hiyeroglif bilmecesi üzerinde yıllarca çabalayıp hiçbir sonuca ulaşamadılar; ta ki 1800'lü yılların başlarına kadar. napolyon'un askerleri mısır'ın kontrolünü hala tümüyle ele geçirememişti. bunun için büyük bir çaba harcıyorlardı. konumlarını güçlendirmek için iskenderiye'nin 56 km kuzeydoğusundaki liman kenti reşit'teki (rosetta) saint julien kalesi genişletilmesi kararlaştırıldı. yapılacak inşaat için bir grup asker o bölgenin temizlenmesiyle görevlendirildi. bu temizleme çalışmaları sırasında ordu mühendisi yüzbaşı pierre-françois bouchard, 1799'da temmuz'un ortalarında üzerinde uzunca bir metin olan bir taş buldu. boyutları 114 cm x 72 cm x 28 cm olan koyu mavi-gri, bazalt taşın ağırlığı 760 kg'dı.

    birtish museum internet sitesinde ebatlar,
    uzunluk: 112.3 santimetre (max)
    genişlik: 75.7 santimetre
    kalınlık: 28.4 santimetre

    yaklaşık bir masa üstü büyüklüğündeki taş hemen bilim insanlarınca incelenmek üzere kahire'deki enstitüye gönderildi. taş bilim insanları arasında büyük bir heyecan yarattı. onun, yüzlerce yıldır, bütün uğraşlara karşın bir türlü çözülemeyen mısır hiyerogliflerinin anlaşılmasında anahtar bir rol oynayabileceği far edilmişti. gerçekten de öyle oldu. mö 196'dan kalma taşın üzerinde alsında bir değil üç metin vardı. taşı özel yapan şey de bu üç metnin iki, dile ve üç farklı yazıyla yazılmış aynı metin olmasıydı. üstteki 14 satırlık metin hiyeroglifle, ortadaki 32 satırlık metin demotikle ve alttaki 54 satırlık metin de eski yunanca yazılmıştı. iki mısır yazısını da yaklaşık 1500 yıldır okuyabilen kimse yoktu ama eski yunanca bilinen bir yazıydı. enstitüdeki bilim insanları alttaki metnin çevirisini hemen yaptılar.

    eski yunanca metnn çevirisi 1600-1700 sözcük dolayında ve 20 paragraf tuttu (aslında sağdan kırık olan taşın üzerindeki metin tam olarak çevrilemedi; ama çevrildiği kadarıyla içeriği ortaya çıktı.)
    bulunduğu yerin adıyla, rosetta taşı olarak anılmaya başlanan taş, gerçekte o dönemin rahiplerine, çok eskiden beri geleneksel olarak tanınan vergi ayrıcalıklarının yinelendiğini gösteren ve bu ayrıcalıklara karşılık firavuna övgüler düzen bir belgeydi. yazıları memfis tapınağının başrahibi yazdırmıştı. beşinci ptolemi'nin (mö 205-180) hükümdarlığının dokuzuncu yılında, firavunun bağışladıklarını özetliyor, onun yaptığı güzel işlerin listesini sunuyor ve ona övgüler düzüyordu. yazılar taşın üzerine özellikle üç değişik yazıyla yazılmıştı: rahiplerin tarzında (hiyeroglifle), günlük işlerde kullanılan yazıyla (demotikle) ve yönetimin resmi dilyle (eski yunanca).

    fransız bilim insanları taşın üzerindeki incelemelerini mısır'da değil de fransa'da sürdürmeye karar verdi. fransızların kuzey afrika'daki geleceği pek parlak görünmüyordu. napolyon paris'e dönmüştü. 1801'de fransızlar geri çekilmeye başladılar. osmanlı ve ingiliz kuvvetlerinin ilerlemesi yüzünden rosette taşı da mart 1801'de, kahire'den iskenderiye'ye getirildi. fransızların mısır'daki durumu hızla kötüleşti. temmuzda kahire'deki ve ağustos'da iskenderiye'deki fransız askerleri teslim oldu. fransız bilim insanları yanlarına yalnızca özel eşyalarını ve bazı bitki ve hayvan örneklerini alarak mısır'ı terk ettiler. rosetta taşı da bu sırada ingilizlerin eline geçti ve şubat 1802'de ingiltere'ye getirildi.

    young ve champillion

    rosetta taşı'nın bulunmasıyla birlikte 1800'lü yılların başında eski mısır diline olan ilgide büyük bir artış oldu. çok sayıda dil bilimci ve arkeolog umutla bu dilin şifresini çözmeye çalışıyordu. çünkü ellerinde rosetta taşı gibi bir anahtar vardı. bilim insanları onun sayesinde hem demotiğin hem de hiyeroglif yazısının sırrını artık kolayca çözebileceklerini düşünüyorlardı. ama biraz yanıldılar. ellerinde böylesi bir anahtar olmasına karşın onu kullanmasını bilecek dehalara gerek vardı. böyle dehalar yok değildi aslında; ama biri ingiltere'de ötekiyse fransa'daydı.

    taş ingiltere'deydi; buna karşılık fransızlarda da taşın üzerindeki yazıların kopyaları bulunuyordu. yazıların çözülmesi çalışmaları her iki ülkede de sürüyordu. ingiltere'de bu konuda en büyük çabayı büyük bilim insanı thomas young harcadı ve bunun karşılığını da aldı. young taş'ın üzerindeki iki gizemli yazıdan birini, demotiği, 1814'de tümüyle çözdü. sonra da hiyeroglif metin üzerinde çalışmaya başladı. demotik ve hiyeroglif işaretler arasındaki bazı benzerlikler saptadı. sonra her demotik simgeye karşılık bir hiyeroglif olduğunu fark etti. gerçekte demotik simgeler hiyeroglif simgelerin basitleştirilmiş haliydi. bu çok önemli bir ilerlemeydi. belli ki demotik yazı hiyeroglif yazının daha basit bir biçimiydi. ayrıca young metinlerde mısır dilinden olmayan adları oluşturan işaretlerin fonetik özelliği olması gerektiğini de keşfetti.

    rosetta taşı'ndaki hiyeroglif metnin çeşitli yerlerinde aynı kartuştan (bazı hiyeroglif işaretleri kuşaktan elips şeklinde çizim) altı tane vardı. young, bu kartuşun içinde ptolemi yazdığını anladı. başka yazıtlardaki kartuşlarda da kraliyet ailesinden bazı kişilerin adları olması gerektiğini öngördü. yazılarda kullanılan kuş ve hayvan şekillerinin baktığı yönün, yazının okuması gereken yön olduğunu da buldu. ne var ki bütün çabasına rağmen young, yalnızca altı hiyeroglifin ses karşılığını bulabildi. dil bilgisinin temelini oluşturacak bir yapı ortaya çıkaramadı.

    hiyerogliflerin gizemini çözen kişi fransız dilbilimci jean-françois champollion oldu. 1790'da pirenelerdeki figeac kasabasında doğan champollion'un ağabeyi bir arkeologdu. onun etkisiyle champollion'da zamanla doğu dillerine karşı bir tutku gelişti. küçük kardeşinin dile karşı yeteneğini fark eden ağabey de onun elinden geldiğinde iyi yetiştirmeye çalıştı. champollion 11 yaşındayken bir akşam ağabeyi onu ünlü fransız matematikçi joseph fourier'in evine götürdü. napolyon'un büyük seferinde mısır'a giden fourier, o gece hep mısır'a ilişkin konuştu, rosetta taşı'nı ve üzerindeki gizemli yazıları anlattı. kimsenin o yazıları daha çözemediğini söyledi. küçük champollion bunlardan çok etkilendi ve heyecanlandı. fourier, taşın üzerindeki yazıların bir kopyasını ona da gösterdi. bu etkileyici konuşmadan coşkuyla ayrılan champollion hiyeroglifleri çözen kişi olmayı kafasına koymuştu. bunun için de öncelikle doğu dillerini iyi bilmesi gerektiğinin farkındaydı. champollion 16 yaşındayken latince ve yunanca'nın yanı sıra, altı doğu dilini biliyordu. lisedeyken o dönemde mısır'da konuşulan kıpti dilinin aslında eski mısırlıların konuştuğu dil olduğunu ileri süren bir makale yazdı. üniversite eğitimi sırasında doğu dilleri üzerine çalıştı; artık on kadar doğu dilini biliyordu. ulmanlık alanı da mısı'dı. 19 yaşında grenoble üniversitesi'nde akademisyen olarak çalışmaya başladı.

    birçok dilbilimci gibi champollion da önceleri hiyerogliflerin tümüyle simgesel olduğunu düşündü. 1822'de bu düşüncesini değiştirdi ve en azından bazı işaretlerin fonetik özellik taşıyabileceğini düşünmeye başladı. öncelikle ptolemi ve kleopatra gibi aslında mısırlı olmayan soyluların adlarının karşılığını bulmaya girişti. eski yunanca ile hiyeroglifler arasındaki rosetta taşı'ndaki ptolemi sözcüğünden yola çıkarak ortaya koydu. ama bunu kanıtlamak için rosetta taşı'ndaki adlardan daha çok ada gereksinimi vardı. bu konuda bir arkadaşının mısır'dan gönderdiği bir çizim çok işine yaradı. bu çizimde de tıpkı rosetta taşı'nda olduğu gibi hem eski yunanca hem de hiyeroglif yazısıyla yazılmış bir metin bulunuyordu.

    champollion eski yunanca'nın yanı sıra birlikte kıpti dilini de okuyabiliyordu (hatta zaman zaman notlarını bu dille tutuyordu). bu dil gerçekte eski mısır dilinin o döneme değn gelen bir uzantısıydı. iki dilde birçok sözcük ve ses vardı. champollion önce demotik şekillerin kıpti dilindeki olası karşılıklarına baktı. o dilde onların nasıl kullanıldığını, ne anlama geldiğini bulmaya çalıştı. ardından demotik işaretlerin hiyeroglif karşılıklarını buldu. bir süre sonra hiyeroglif işaretlerin bazılarının harflere, bazılarının da sözcüklere karşılık geldiğin anladı.

    1822'nin sonlarına doğru champollion seksenden çok adı çözmüş ve yüzden çok hiyeroglif işaretin de anlamını bulmuştu. kıpti dilinden yararlanarak bir hiyeroglif sözlüğü oluşturdu ve yazıların okunma kurallarını çıkardı. bunlar 1824'te yayımladığı bir kitapta topladı. kitabında hiyeroglif yazısını anlamanın anahtarının "yazının bir metinde, bir cümlede hatta bir sözcükte hem simgesel hem de fonetik özellikler taşıması" olduğunu açıkladı.

    bu başarısı champollion'u bir anda ünlü biri yaptı. fransa kralı 18. louis'nin huzuruna kabul edildi ve louvre müzesi'nde mısır bölümü'nın başına getirildi. eski mısır'dan kalan yazıların çözülmesiyle birlikte eski mısır bilimi doğdu ve binlerce yıllık gizemli bir kültür açığa kavuştu. bilim insanlarının işi artık eldeki bütün hiyeroglifi ve demotikleri okuyarak bu eşsiz kültürü anlamak ve anlatmaktı.

    taşın serüveni

    rosetta taşı, 1802'den bu yana kesintisiz olarak londra'daki british museum'da sergileniyor. yalnız iki kez müzeden çıkarılmış. bunların ilki 1. dünya savaşı sırasında olmuş. 1917'nn sonlarına doğru londra'nın ağır bombardıman altında olması nedeniyle taşınabilir öteki eserlerle birlikte güvenli bir yere götürülmüş. iki yıl boyunca holborn metro istasyonunda yerin 15 metre altında kalmış.

    taş'ın müze dışına ikinci çıkarışının anlamlı bir nedeni var. ekim 1972'de hiyerogliflerin çözülmesinin 150. yılı nedeniyle bir ay boyunca paris'teki ünlü louvre müzesi'nde sergilenmek amacıyla fransa'ya gönderilmiş. mısır kültürünün anlaşılmasında anahtar rol oynayan eşsiz rosetta taşı hala londra'da british museum'da ve ziyaretçilerini bekliyor. ne var ki bazı bilim insanlarına göre taşıdığı metnin içeriği nedeniyle rosetta taş tek olamaz; onun birçok kopyasının henüz ortaya çıkarılmamış başka tapınaklarda bulunması gerekiyor.

    taş londra'daki british museum'a 1802'de kral 3. george tarafından bağışlanmış.

    bilim ve teknik dergisi, kasım 2008, sayı 492
  • https://www.bbc.com/…/haberler-dunya-48994921?ocid=

    --- spoiler ---

    rosetta taşı: 220 yıl önce bulunan ve hiyeroglifin sırrını çözen en eski çok dilli yazıt

    15 temmuz 1799'da dönemin fransa imparatoru napolyon bonaparte'ın askerleri mısır'ın reşid kasabası * yakınlarında kazı yaparken buldukları taşın, dünya tarihindeki büyük bir gizemin çözülmesini sağlayacağını muhtelemen tahmin etmemişti.

    ancak komutanlarının dikkatiyle korumaya alınan taş, dünyanın en ünlü müzelerinden olan londra'daki british museum'un en çok ilgi gören parçalarından.

    ama neden?

    mısır kralı ptolemy'nin tahttaki 1. yılı şerefine bir rahipler konseyi tarafından yazılan ve tapınaklara yerleştirilen bu metinde, tapınaktaki rahiplerin krala bağlılığı ifade ediliyor. bu yazıtlardan biri de mısır'ın memfis * bölgesindeki bir tapınağa da gönderilmişti.

    peki içerik itibarıyla bu kadar "heyecansız" bir yazıt, arkeologlar arasında neden bu kadar heyecan yaratmıştı?

    çünkü rosetta (reşid) taşı, dünyanın bilinen en eski çok dilli yazıtı.

    ağırlığı yaklaşık 760 kg olan taş, 72 cm genişliğinde. granit ya da siyah bazalttan oluştuğu tahmin ediliyor.

    mısır halkının, rahiplerin ve yöneticilerin bu kararnameyi rahatça okuyabilmesini sağlamak için üç farklı dille yazılmıştı. ve bu, o zamana kadar hiyeroglifi çözmeye çalışan paleograflar (eski yazı uzmanları) için bulunmaz bir fırsattı.

    milattan önce 196 yılında yazılan taşın üzerinde aynı metnin demotik * (mısır'da o dönemin günlük dili), antik yunan (yönetim dili) ve hiyeroglifle yazılmış üç versiyonu bulunuyor. bir kısmı kırılmış olan taşın üzerinde 14 satır hiyeroglif yazısı, 32 satır demotik, 53 satır da antik yunan yazısı var.
    *
    hiyeroglif * yazısı ne zaman kaybolmuştu?

    hiyeroglifin m.s. 4. yüzyıl civarlarında kullanımı bırakıldı ve bu dile ait bilgi yavaş yavaş silinerek kayboldu.

    rosetta taşı'ndaki antik yunanca'yı * okuyabilen uzmanlar, hiyeroglifin şifresini çözmek için yunancayı anahtar olarak kullandı.

    ingiliz fizikçi thomas young* , yazıttaki hiyerogliflerde kral ptolemy'nin * isminin yazdığını ilk çözen kişi oldu.

    ardından fransız akademisyen jean-françois champollion, hiyerogliflerin güncel mısır kıpti dilindeki sesleri gösterdiğini keşfetti ve hiyeroglifin sırrı büyük ölçüde çözülmüş oldu.
    (bkz: kıptice) *
    (bkz: jean-françois champollion) *

    bu sayede antik mısır dili* ve kültürünü inceleyen mısırbilim * dalı da doğmuş oldu.

    napolyon'un mısır'da yenilmesiyle, 1801'de imzalanan "iskenderiye'nin bırakılması anlaşması" sonucu *, fransızların mısır'da bulduğu eserler de ingilizlerin korumasına geçti ve rosetta taşı 1802'de ingiltere'nin portsmouth limanı'na * ulaştı. taş kral 3. george'un * emriyle aynı yılın temmuz ayında british museum'da sergilenmeye başlandı.
    https://www.britishmuseum.org/

    rosetta taşı sadece 1. dünya savaşı sırasında zarar görmemesi için 1917 yılında gizli bir yere kaldırılmış ve 2 yıl sonunda müzeye geri gönderilmişti.
    https://www.wikiwand.com/en/rosetta_stone
    --- spoiler ---
  • hiyeroglif yazısının şifresini çözen “rosetta taşı”

    mısır hiyeroglif yazısı, bin yıl boyunca unutulmuş “ölü” bir dildi. napolyon’un
    askerleri 1799’da rosetta taşı’nı bulunca hiyeroglif yazısının şifresi çözüldü.
    hiyeroglif yazısının kayboluşu
    hiyeroglif yazısı, sümerler’in yazıyı keşfetmesinden kısa süre sonra mısır’da
    gelişti. yazı, taş veya tabletler üzerine yazılıyordu. papirus keşfedilince
    hiyeroglifin yapısı değişti. halk “demotik” denilen basit hiyeroglifi kullanmaya
    başladı. bu yazıyı papirüse yazmak hiyerogliften daha pratikti. bu nedenle,
    normal hiyeroglifi yazanlar azaldı. iskender’in mısır’ı m.ö. 332’de fethinden
    sonra ve roma-bizans döneminde yazılmış hiyeroglifler vardır. mısır, m.s.
    640’larda müslüman yönetimine geçtiğinde hiyeroglif tamamen unutulmuştu.

    rosetta taşının bulunuş öyküsü :
    osmanlı yönetimindeki mısır, 1796’da yarı bağımsız oldu. napolyon bonaparte,
    mısır’ı almak için 1798’de seferler düzenledi. ancak donanması ingiliz amiral
    nelson tarafından yok edildi. askerlerini nil kıyısına yerleştiren napolyon
    fransa’ya döndü. mühendis yüzbaşı bouchard, 1799’da “reşit kasabası”
    yakınında yazılı bir taş buldu. taşa, fransızlar’ın “rosetta” dediği reşit
    kasabası nedeniyle “rosetta taşı” adı verildi. taş, 118 cm. yüksekliğinde, 70
    cm. eninde ve 30 cm. kalınlığındaydı. fransız general f. meneou, taşın önemini
    kavradı. en üstteki yazı eski hiyeroglif, orta kısımdaki yazı demotik ve en alttaki
    ise eski yunanca idi. taş, kahire’ye gönderilerek fransızlar’ın kurduğu “mısır
    enstitüsü”nde incelendi. taşa matbaa mürekkebi süren fransızlar, boyalı yüzeye
    kağıt bastırıp taştaki metinleri kopyaladı. kopyalar, avrupa’da uzmanlarca
    incelendi. osmanlı ve ingiliz orduları önünde duramayan fransızlar teslim oldu.
    ancak general meneou, ingilizler’e “rosetta taşı benimdir her şeyi alın ama
    taşı vermem” dedi. sonunda ingilizler taşı alıp gemiyle londra’ya yolladı. taş,
    1802’den beri londra’da müzededir (british museum).

    rosetta taşı’nda yazılı olan metinler :
    rosetta taşı, m.ö. 196’da siyah bazalttan yapılmıştır. taştaki üç metnin de
    içeriğinin aynı olduğu uzun süre sonra anlaşılabildi. çocuk firavun v.
    ptolemy’ye karşı bazı rahipler vergi nedeniyle isyan çıkardı. firavunu
    destekleyen rahipler, menfis’te toplanıp bağlılık bildirdi. rosetta taşı, destekçi
    rahiplerin toplantısını özetleyen bir fermandır. fermanda, firavunun isyanı
    bastırışı, rahiplere verdiği destek, tutukluları serbest bırakışı, vergileri azaltışı ve
    vergi borçlarını affedişi anlatılır. firavuna dua etmek ve doğum gününü
    kutlamak hakkında detaylar da vardır. en sonunda “ferman, üç dilde taşa
    kazınacak ve tapınaklara yerleştirilecek” denilmektedir.

    şifrenin çözülüşüne giden yol :
    fransızlar’ın kağıda aktardığı yazılardaki yunanca metin, 1801’de paris’te
    okundu. taşın orijinali londra’ya ulaşınca, kalıbı alındı ve alçı kopyaları
    üniversitelere gönderildi. taşın aslı, kral ııı. george tarafından british
    museum’a verildi. hiyeroglifi çözmek için fransız ve ingilizler arasında bir
    yarış başladı. alt kısımdaki yunanca metni, 1802’de ingiliz rahip s. weston
    tercüme etti. ortadaki “demotik” metnin tercümesini, 1802’de fransız s. de
    sacy yaptı. yunanca ve demotik metinlerin içeriğinin benzer olduğu görüldü. bu
    nedenle, en üstteki “hiyeroglifi” çözme olasılığı arttı. ancak dil bilimciler,
    hiyeroglifi el ve kol gibi resimler nedeniyle, sembole dayalı yazı sanıyordu.
    fransız uzman de sacy, hiyeroglifi çözemeyince 1811’de konuyu öğrencisi j. f.
    champollion’a devretti.

    şifreyi çözen jean-francois champollion :
    fransa’da 1790’da doğan champollion’a küçükken, esmer teni nedeniyle
    “mısırlı” adı takılmıştı. fakirlikten okula gidemeyince okumayı kardeşi öğretti.
    daha 16 yaşındayken12 dil biliyor ve “mısır yazısını ben çözeceğim” diyordu.
    dil bilimci de sacy’nin en başarılı öğrencisi oldu ve 1809’da grenoble
    üniversitesi’ne hoca olarak işe alındı. ingiliz t. young 1814’te ilginç bir buluş
    yapmıştı. rosetta taşı ve diğer metinlerde, bazı kişilerin isimlerinin etrafı elips
    şeklinde çiziliyordu ve buna “kartuş” deniliyordu. firavun ve bazı yabancıların
    adları kartuş içindeydi. bu buluşa rağmen young, resimleri sembol sandığı için
    şifreyi çözemedi. champollion’un üstün yeteneği burada kendini gösterdi. farklı
    metinlerdeki kartuşları inceledi ve hiyeroglifteki resimlerin harf veya heceye
    karşılık geldiğini anladı. bir kartuşta, ortasında nokta olan küçük bir daire
    dikkatini çekti. daire, genellikle güneşi temsil eder ve “ra” olarak seslendirilir.
    kartuşun sonundaki iki resmin “s” harfini temsil ettiğine de emindi. adı “ra”
    ile başlayan ve “ss” ile biten önemli kişiyi bulmak zor olmadı. bu kişi
    “ramses” ten başkası olamazdı. “ra...ss” ortadaki bilinmeyen sembol “m”
    harfi olmalıydı. inanılmazdı, ama şifreyi çözmüştü ve gerisi kolaydı. “çözdüm!
    çözdüm!” diye kardeşine seslenirken heyecandan bayıldı. hiyeroglifteki
    resimlerin harf veya heceyi temsil ettiği ve yazının “fonetik” olduğu kesinleşti.
    kartuşlardaki cleopatra ve ptolemis adlarını da hemen okudu. champollion,
    1822-1824 yılları arasında hiyeroglifin hece sistemini ve gramer yapısını
    açıklayan bilimsel makaleler yayınladı. onun sayesinde, dünyanın bilinmeyen
    5000 yıllık tarihi aydınlandı.

    champollion, dünya tarihinin detaylarını öğrenmemizi sağladı. daha sonra
    keşfedilen hitit dilinin çözülmesinin de önü açıldı. kendisini saygıyla anıyoruz.

    (prof.dr. ural akbulut'un, rosetta taşı ile ilgili yazısı)
  • 1799'da napolyon'un mısır'ı işgali sırasında napolyon'a eşlik eden arkeoloji bilgisi bulunan kişilerden biri tarafından bir kalenin temel taşı olarak kullanılmış olarak bulunmuş tarihi eserdir. napolyon ingilizlere yenilince taşa el koyup british museum'a getirilmiştir, 1801'den beri burada sergilenmektedir.

    taş m.ö. 200'lerde büyük iskender'in fethettiği mısır'a antik yunan yönetimini empoze etmek için yazdırıyor. taşta aynı metin 3 dilde yer aıyor. en altta bürokrasi ve devlet dili olan yunanca, en üstte tanrıların ve elit kesimin dili hiyeroglif, ortada halkın dili demotik.

    hiyeroglifler şekillerden oluştuğu için hep bu şekillerin anlamından yola çıkılarak çözülmeye çalışılıyor. rosetta taşı çıktıktan sonra 20 yıl içinde şekillerin resimsel anlam deği, fonetik anlam taşıdığı anlaşılıyor ve dil çözülebiliyor.
  • mısır'da; lâtince ve eski yunanca bilen filolog bir asker olan champollion tarafından bulunmuş taştır. üzerinde aynı yazıların hem mısır hem yunan alfabesi ile yazıldığı bu taş sayesinde hiyeroglif, hiyeratik ve demotik yazılar çözülebilmiştir.

    napolyon mısır'ın nasıl bir kültür cenneti olduğunu bildiğinden jean-françois champollion gibi bir grup entelektüeli sefere götürmüştür. rosetta taşı'nı sıradan bir asker bulsa ya tahrip edilir ya da önemi anlaşılmadığından üzerine basılıp geçilirdi.
  • demotik (mısır'da halkın kullandığı dil), hiyeroglif ve antik yunanca olmak üzere 3 dilde yazılar bulunduran büyükçe bir taş. mısır'da bir fransız askeri tarafından rastgele bulunmuş ve günümüzde ingiltere'deki british museum'da sergilenmekte olan taş psikiyatr serol teber'inde deyimiyle "bilinmeyen bir dünyanın anahtarı" niteliğinde.
hesabın var mı? giriş yap