• kitap gibi bir film; her diyaloğun altı çizilmeli.
    --- spoiler ---

    bugün bedenlerimizi yok edecekler ama düşüncelerimize dokunamazlar; bu düşünceler, sen ve her gün büyüyen gençlik içindir.
    hatırla oğlum,
    oyun oynarken yaşadığın mutluluğu sadece kendine saklama,
    bu mutluluğu herkesle paylaş.
    komşunla, ağlayanlarla, zulüm gören ezilmişlerle paylaş.
    ona ihtiyaç duyan herkesle..
    --- spoiler ---
  • müzikleri ennio morricone'ye aittir. joan baez'ın mükemmel seslendirdiği here's to you adlı güzel bir sountrack'i vardır.

    http://www.youtube.com/…gcgywtnbiiq&feature=related
  • amerika birleşik devletleri'nde tanık olunan yabancı ve anarşist(veya başka bir sakıncalı ideoloji) karşıtlığının tezahürü olarak karşımıza çıkmış film. yapıt sacco ve vanzetti adındaki iki şahsın mahkeme mücadeleleri üzerinden anlatılmakta.

    not:ilgi çekici olabilecek bir durum da anarşistlerin savunuculuğunu yapan avukatın daha önceden de aynı görüşteki kişileri savunmuş olmasından dolayı tercih edildiğidir. neden bilmiyorum ama ilgimi çekti.
    bir örneği için:demokratik sol avukatlar grubu
  • italyan yönetmen giuliano montaldo'nun 1971 yılında çevirdiği, iki italyan anarşistin haksız yere idamını konu alan film.

    http://us.imdb.com/title/tt0067698/
  • üçüncü uluslararası işçi filmleri festivali kapsamında yarın (5 mayıs 2008 pazartesi) 17:20'de yeşilçam sineması'nda gösterilecek olan filmin adıdır, konusudur. aklın sınırlarını zorlayacak gerekçelerle idam edilmiş iki işçinin öyküsü anlatılır bu filmde.
  • (bkz: here's to you)
  • (bkz: selam size)
  • farklı olsalar da (bkz: land and freedom) filmi ve (bkz: morte accidentale di un anarchico) oyunu ile birlikte anarşizme ilgi duyan herkesçe izlenmesi gereken bir başka eser.

    film hakkında pek konuşacak bir şey yok aslında. 1971 yılı italyan yapımı olan bu film gerçekte olanları güçlü bir şekilde beyaz perdeye yansıtıyor. filme 9/10 dedim. 10/10luk da değil çünkü açıkçası. belki 8 de diyebilirdim ama hem böyle bir konuyu filmleştirmesi ve hem de bunu gerçekçi ve sade çizgisinden ayrılmadan, işin içine ekstra dram katmadan yapması filmi özel kılıyor.*

    91* doğumlu sacco ile 88li* vanzetti'nin ikisi de italya doğumlulardır ve tesadüf eseri ikisi de 1908 yılında (hesapladığınız gibi biri 17 diğeri 20 yaşındayken) amerika'ya göçmüşlerdir. birbirleriyle ancak 1917 yılında bir grev esnasında tanışmışlardır. sacco bir ayakkabı fabrikasında işçi, vanzetti ise bir balık satıcısıdır. ikisi de ayrı ayrı anarşizm ile tanışıp anarşist olmuşlardır. senatör mccarthy'nin habercisi gibi olan "adalet bakanı"diyebileceğimiz mitchell palmer döneminde bazı radikallerin saldırıları artmıştır ama ne sacco'nun ne de vanzetti'nin şiddet ile alakaları vardır.

    1920 yılının nisan ayının 15'inde 14,000 dolar değerinde bir soygun gerçekleştirilir ve bu sırada soyguncular iki kişiyi de öldürürler. bu olay ve bundan sonrası zaten işte filmde anlatılıyor.

    sacco ile vanzetti'nin mahkemesi tam bir katliamdır. dava, başından beri adaletle ilgili değildir; ırkçılık derecesine varan göçmen karşıtlığının ve anti-sol propogandanın devlet yoluyla iki masum insanı katledişidir. o kadar ki şahitlerin şahitliklerini vanzetti ve sacco lehine değiştirmeleri, olay yerinde kullanılan silahla ilgili detaylar, hatta olayı gerçekte işleyen adamın itirafları bile mahkemenin sacco ile vanzetti'yi suçlu bulmasını engellemez.

    tüm mahkeme süreci gerçekten amerikan adalet sisteminde kapkara bir lekedir. üstünden neredeyse yüz yıl geçmesine rağmen masum iki kişinin sırf etnik kökenleri ve siyasi görüşlerinden dolayı elektrikli sandalyeye oturtulmaları gerçekten de yüz karasıdır ve insanın içini acıtır.

    zamanında dava sadece ulusal çapta değil, dünya çapında tepki çekmiş, hatta nazım hikmet de sacco ve vanzetti hakkında şiir yazmıştır ama o sırada o davada konuşlanmış muhafazakar ideoloji her şeye rağmen, biraz da gözdağı vermek amacıyla bu iki insanı idama mahkum etmiştir. idam... idam hakkındaki görüşlerimin bir kısmını krotki film o zabijaniu başlığı altında yazmıştım.

    ölen öldüğüyle kalıyor tabii ama en azından nicola sacco ile bartolomeo vanzetti'nin adları yüz yıl sonra bile sıcak duygularla anılıyor.
hesabın var mı? giriş yap