• bana küçüklükten beri çok sevimli gelen bir hayvan, kendi halinde, yavaş ilerliyor, kırıldı kırılacak incecik bir yuvası var,sürünüyor falan, antenimsi şeyleri de var pek sevimli.

    özellikle yağmurlu havalarda çıkıyorlar, ben de ne zaman yolda görsem alıp duvarın kenarına ya da bi bahçenin içine koyuyorum, çok üzülüyrum salyangozlar kırılıp ölünce.
  • az önce birinin üstüne basmak suretiyle farkettiğim 10 metrelik bi kaldırımda yaklaşık 50 tane olan hayvan yağmurlu havadan herhalde
  • kedi maması seven hayvanlar.
    yaşadığım sokakta* yer yer kedi maması bırakılan mama kapları bulunuyor. bir tanesi var ki baya korunaklı adam üzerini pleksi bir parça ile koruma altına almış ki yağmur yağdığında mamalar ıslanmasın. fakat yağmurlu günlerde bu kabı salyangozlar işgal ediyor.
  • bahçemde fink atmaktalar.
    tamam zararsız falan ama adım attığımızda "çıtırt" diye ses duymak istemiyoruz artık.

    ilaçlama yaptıracağız maalesef. :/
  • şöyle bir sevişme / birleşme videosu olan hayvandır.

    http://www.youtube.com/watch?v=beva0pt9ndg

    videonun linki karşıma çıkana kadar bir kere bile bu hayvanların nasıl ürediğini düşünmemişim ki ben. sanırım o nedenle küçük çaplı bir şok yaşadım videoyu görünce.

    ya aslında olayın birleşme olup olmadığından pek emin değilim çünkü hala beynim süreci tam olarak algılayamadı ama orada güzel bir şeyler döndüğü kesin. lan allahın salyangozları benden daha çok romantik ekşın içinde, nalet gelsin.

    neyse, bu arada belgeselin adı: microcosmos (çayırın sakinleri olarak çevrilmiş sanırım)

    bu da tüm belgeselin linki: https://www.youtube.com/watch?v=myfyrpoiysa ödüllü falanmış.

    editsel şeyler: ilk videoyu youtube'da açarsanız izleyebiliyorsunuz. ikinci ise ölmüş. biraz bakındım tüm film yok gibi. onu da siz buluverin, olmaz mı?
  • yemeyeyim, yiyene de mani olmayayım diyeceğim hayvan
  • kabuğundan dışarı süzülüşünde, doğaya duyarga kabartışındaki ahenk ve sakiniyet bilinçsiz de olsa keyif verici olan, yağmur sonrası ferahladığım için ayrıca yakınlık duyduğum canlılardır. bir ara da kafama acaba önce kabuk mu vardı yoksa sümüklü olan mı diye takıldı? hani arkaik şöle rahat bir dörtyüzmilyon yıl kadar önce ne boydaydı, kabuk katılaşıp mı kaldı yoksa içi yumuşayıp dışarı mı süzüldü diye esnedim. sonra bbc belgesellerine baktım, çay içtim, yağmuru bekledim. geçti.
  • acayip derecede tiksindigim bir yaratik oldugu icin, biraktigi salgidan imal edildigi soylenen anti-aging ozellikli yuz maskelerini suratimda bekletirken bir hos oluyorum. yani bilen biri aydinlatsa da, işe yaramiyorsa o sumugu suratimiza surmesek bosu bosuna...
  • en narin hayvanlar bunlar ve aceleleri de hiç yok.

    ve pek bir sevdiğim olan gary'yi anmazsam olmaz.
  • dağıtımı başlayan pazartesi itibariyle de her yerde bulunabilecek hayko bağdat kitabıdır. hayırlı uğurlu olsun diyelim şimdiden.
hesabın var mı? giriş yap