• the pixies'in gouge away isimli şarkısı da buna değinir.
  • gün itibariyle five kanalında yayınlanmıştır... hemen ardından da singing in the rain adı altındaki filmimiz başlamıştır... özellikle final sahnesi çok başarılı... samson'un tapınağı kollarıyla yerle bir etmesi ve ardından da "samson niye öldü" diye soran çocuğuna annenin verdiği cevap: "insanlar bin yıl boyunca onun görkemli hikayesini anlatacaklar yavrum..."
  • en bi orijinali blind willie johnson adli blues sanatcisina ait olan, ancak grateful dead'den duymaya alistigimiz sarkidir. shirley manson ise terminator the sarah connor chronicles s02e01'de "ohannesburger bu sarki o sarki olamaz" bir yorum getirmistir ki, hakikaten bu kadar olur. shirley abla versiyonun sozleri soyledir:

    ---araya karisan not---

    bir diger ohannesburger cover icin yine bear mccreary'ye baglaniyoruz (bkz: all along the watchtower)

    ---not bitti---

    if i had my way
    i'd burn this whole
    building down

    delilah was a woman
    she was fine and fair
    she had good looks
    and coal black hair
    delilah
    she can ground
    on samson's mind
    when he saw this woman
    she looked so fine
    delilah she climbed up
    on samson's knee
    said tell me where
    your strength lies
    if you please
    then she spoke so kind
    and she talked so fair
    til samson said
    delilah
    cut off my hair

    if i had my way
    if i had my way
    if i had my way
    i'd burn this whole
    building down

    people read
    about old samson
    as far back
    as his birth
    he was
    the strongest man
    that ever lived
    on earth
    one day
    while samson's walking
    walking along
    looked down
    on the ground
    and saw an old jawbone
    and he stretched out
    his arms
    and his chains
    broke like thread
    when he got to move
    ten thousand men
    was dead

    if i had my way
    if i had my way
    if i had my way
    i'd burn this whole
    building down
    if i had my way
    if i had my way
    if i had my way
    i'd burn this
    building down

    well
    samson and the lion
    got entwined in a fight
    and samson he jumped up
    and took on
    the lion's might
    you won't know
    just how a lion
    kill a man with his paws
    well
    samson got his hands up
    round that lions jaws
    and he ripped that beast
    and he killed him dead
    and the bees laid honey
    in the lions' head

    if i had my way
    if i had my way
    if i had my way
    i'd burn this whole
    building down
    if i had my way
    if i had my way
    if i had my way
    i would burn
    this building down
    if i had my way
    if i had my way
    if i had my way
    i'd burn this whole
    building down
  • 2009 yapımı avustralya filmi. if istanbul 2010'da gösterilmekte. toplumun dışına itilmiş aborjinlerle alakalı minimalizm dozu bir hayli yüksek bir film. hemen hemen hiç diyalog içermiyor. beyaz nüfus yabancılaştırma efekti olarak yer alıyor. ve hemen hemen hiç görülmüyor. ilginç bir seyirlik.
  • ipini koparmış derecede serbest çağrışımla aldığı hal için : (bkz: samsunlu deli yahya)
  • tevrat'ın hakimler bölümünde geçmektedir.

    jdg 16:4 bir süre sonra şimşon sorek vadisi'nde yaşayan delila adında bir kadına aşık oldu.
    jdg 16:5 filist beyleri kadına gelip, "şimşon'un üstün gücünün kaynağı nedir, onu kandırıp öğrenmeye bak" dediler, "böylece belki onu bağlar, etkisiz hale getirip yenebiliriz. her birimiz sana bin yüzer parça gümüş vereceğiz."
    jdg 16:6 bunun üzerine delila şimşon'a, "lütfen, söyle bana, bu üstün gücü nereden alıyorsun?" diye sordu, "seni bağlayıp yenmek olası mı?"
    jdg 16:7 şimşon, "beni kurumamış yedi taze sırımla bağlarlarsa sıradan bir adam gibi güçsüz olurum" dedi.
    jdg 16:8 bunun üzerine filist beyleri delila'ya kurumamış yedi taze sırım getirdiler. delila bunlarla şimşon'u bağladı.
    jdg 16:9 adamları bitişik odada pusuya yatmıştı. delila, "şimşon, filistliler geldi!" dedi. şimşon sırımları ateş değdiğinde dağılıveren kendir lifleri gibi koparıp attı. gücünün sırrını vermemişti.
    jdg 16:10 delila, "beni kandırdın, bana yalan söyledin" dedi, "lütfen söyle bana, seni neyle bağlamalı?"
    jdg 16:11 şimşon, "beni hiç kullanılmamış yeni urganla sımsıkı bağlarlarsa sıradan bir adam gibi güçsüz olurum" dedi.
    jdg 16:12 böylece delila yeni urgan alıp şimşon'u bağladı. sonra, "şimşon, filistliler geldi!" dedi. adamlar hâlâ bitişik odada pusu kurmuş bekliyorlardı. şimşon urganları iplik koparır gibi koparıp kollarından sıyırdı.
    jdg 16:13 delila ona, "şimdiye kadar beni hep kandırdın, bana yalan söyledin" dedi, "söyle bana, seni neyle bağlamalı?" şimşon, "başımdaki yedi örgüyü dokuma tezgahındaki kumaşla birlikte dokuyup kazıkla burarsan sıradan bir adam gibi güçsüz olurum" dedi.
    jdg 16:14 şimşon uyurken delila onun başındaki yedi örgüyü dokuma tezgahındaki kumaşla birlikte dokuyup kazıkla burdu. sonra, "şimşon, filistliler geldi!" dedi. şimşon uykusundan uyandı, saçını tezgah kazığından ve kumaştan çekip kurtardı.
    jdg 16:15 delila, "bana güvenmiyorsan nasıl olur da, 'seni seviyorum diyorsun?" dedi, "üç kezdir beni kandırıyorsun, üstün gücünün nereden geldiğini söylemiyorsun."
    jdg 16:16 bu sözlerle şimşon'u sıkıştırıp günlerce başını ağrıttı. sonunda şimşon dayanamayıp
    jdg 16:17 yüreğini kadına tümüyle açtı. "başıma hiç ustura değmedi" dedi, "çünkü ben ana rahmindeyken tanrı'ya adanmışım. tıraş olursam gücümü yitiririm. sıradan bir adam gibi güçsüz olurum."
    jdg 16:18 delila şimşon'un gerçeği söylediğini anlayınca haber gönderip filist beylerini çağırttı. "bir kez daha gelin" dedi, "şimşon bana gerçeği söyledi." kadının yanına gelen filist beyleri gümüşü de birlikte getirdiler.
    jdg 16:19 delila şimşon'u dizleri üzerinde uyuttuktan sonra adamlardan birini çağırtıp başındaki yedi örgüyü kestirdi. sonra alay ederek onu dürtüklemeye başladı. çünkü şimşon gücünü yitirmişti.
    jdg 16:20 delila, "şimşon, filistliler geldi!" dedi. şimşon uyandı ve, "her zamanki gibi kalkıp silkinirim" diye düşündü. rab'bin kendisinden ayrıldığını bilmiyordu.
    jdg 16:21 filistliler onu yakalayıp gözlerini oydular. gazze'ye götürüp tunç zincirlerle bağladılar, cezaevinde değirmen taşına koştular.
  • filmi izleyenler için; (bkz: kestim kara saçlarımı)*
  • lisede okunmuş bir çift yürek kitabından kalma aborijinlere dair bilgi birikimiyle izlenmesi halinde "a şunun bir anlamı var! a! bunun da bir anlamı var!" diyorsun amma velakin anlamları çözemiyorsun. boş boş ekrana bakıyorsun. çok sıkıcı ve iç bayıcı bir film.
hesabın var mı? giriş yap