• tabletlerin ve uygulamaların yeni yeni çıktığı dönemdi. ben o dönemler abdestsiz yere ayak basmıyorum :p ezan saati aplikasyonunun aynı zamanda ezan da okuduğunu bilmeden tablete yükledim ve akşamında çantamda tablet ile tiyatroya gittim. birinci perdenin ortasında tabletim ezan okumaya başladı. ben kıpkırmızı. konu biraz ilintili olsa oyunun bir parçası gibi görünecek belki de bu kadar göze batmayacaktı ama kör talihim öyle ki gladyatörlerin sahnede olduğu anda ezan başladı :(
  • bir keresinde bir kaç saniye için de olsa babamın adını unuttum ben. kafa nasıl yandıysa artık.
  • önümdeki otostop sırasında bir grup insan gelen arabaya sığamayacaklarını anladıklarında arkaya doğru seslenirler, arabada bir kişilik yer var diye.
    ben arkaya doğru bir kişiii diye bağırırım. ve baya arkadan bir kişi binip gider. suratımda saçma bir gülüşle saniyeler sonra farkederim; kendimi kendimden çıkarsam sıfır kalmaz
  • konsantre olmuş cevizlibağ metrobüsü beklerken boş gelen zincirlikuyu metrobüsüne binmemek.
  • sabah domatesi yıkayıp kagit havluyla silip domatesi çöpe atmak
  • farklılık olsun diye yatakta 180 derece ters yatmak. gece uyaninca da bu duvar ne zaman örüldü diye çığlık atmak.
  • (bkz: topluluk içinde kulaklıkla müzik dinlerken osurmak)

    ya da geğirmek. bazen insanın boşluğuna denk geliyor, garkkğğhh diye bırakıveriyor.

    neyse ki her iki durumda da yabancıların yanında değildim.

    hayır insan bir de nedense ifrazatın sesini duymak istiyor, o yüzden normalden daha şiddetli çıkıyor.
  • diş hekiminin yabancı hastasına çalkalayabilirsiniz demek için " you may çalkuleyt now" demesi.

    (bkz: bir arkadaşım)
  • stajdayım. hocamın işi çıktı. ben önden girdim derse. öğrenciler ayağa kalktı. masaya geçtim ama çocuklar hala ayakta. neden oturmuyorlar ki diye geçiriyorum içimden. sonra jeton düştü. oturun dedim. anlıktı gerçekten ama kötü hissettim. kalksa şu adet ne güzel olur.
hesabın var mı? giriş yap