• meslek lisesinde öğretmene büyük saygısızlık hadisesinin - bana kalırsa - akıllara getirmiş olduğu sorunsal. belki bir kısım, şaşkınlık verici de olsa, böyle azgın, kuduruk sınıflar olduğuna şaşırabilir ama tavanda ayak izleri bulunan sınıflar filan var bu ülkede ve daha neler neler.

    bir şey yapmalı! fakat ne yapmalı?! mesela eski öğretmenlerden bi' tanıdığım şöyle derdi: ben sınıfa girdiğimde gözüme kestirdiğim ilk şımarık öğrenciyi tahtaya çıkarıp temiz bi' döverdim.

    ama gel gör ki, dayak çözüm değil diyenler var. belirli davranış kalıpları sunulur bazen. ama bu davranış kalıplarında öğrencideki temel sorunu göremiyor olabilir. çünkü meslek lisesi gibi bazı liselerdeki öğrencilerin okul ile veya okumak ile herhangi bir bağı yok.

    ben her zaman, çocukluğumda gavurun bully dedediği, zorba tiplere de nasıl davranacağımı bilemediğimden, bu tarz çıkarımları merak ederim. tamam da doğru davranış biçimi ne?!
  • (bkz: taksim meydanı)
    şaka diyorum ciddiye almayın. ondan önceki öğretmen veya ailelerinin yapamadığını yapmak. değerler eğitimi vermek.
    (bkz: etik)
    (bkz: ahlak)
  • sadece eğitimcilerin fikir beyan etmesi gereken başlık.

    edit: mesaj kutum "eğitimci olmayanların fikir beyan etmeye hakkı yok mu?" diyenlerle doldu taştı. hepsine aynı cevabı yazdım buraya da bırakıyorum:

    --- spoiler ---

    bu işin eğitimini almış, alanında uzmanlaşmış kişiler dururken bi mühendisin bankacının ev hanımının ya da taksicinin fikir beyan etmeye hakkı yok hocam. çünkü verilen fikirler genelde;

    "adama diyorum dişim ağrıyor, ben nörologum dişten anlamam diyor. dişte sinir yok mu? sen ne biçim doktorsun? az geliştirin kendinizi yaa"

    "bu bankacılar niye sabahtan akşama kadar oturuyor? faizler almış başını gidiyor dolar olmuş comolokko adamların bi halt yaptığı yok. bizim daha dinamik bankacılara ihtiyacımız var. bence bunları her yıl 400mt engelli koşu testine sokalım. oturdukları sandalyelere de her 10 dakikada bir elektrik verecek bi modül takılsın"

    seviyesinde oluyor işten anlamayınca. kimse bu konuda alınganlık yapmasın durum tam olarak böyle şuan. milli eğitimin sıralarından geçmiş olmak sizi eğitim konusunda uzman yapmaz. öyle olsaydı ben de her yıl hastaneye ve bankaya gittiğim için bu konularda yukarıdaki gibi saçmalayabilirdim. yapıyor muyum? yapmıyorum. sadece işimi yapıyorum. siz de öyle yapın.
    --- spoiler ---

    edit2: system error'a çözüm olarak şöyle (bkz: #74164060) bişeyler karaladım.
  • hiçbir şey. sen o öğrenciyi dövüp sövüp sınıfı mum gibi yapsan paşamızın ağırına gidip ertesi gün çıkışta karnına bıçağı takmayacağının garantisi yok. bir sınıf dolusu asayiş vakaya bir tane öğretmenin çıkıp eğitim vermesi bekleniyor. devlet önce öğretmeninin can güvenliğini sağlasın sonra eğitim beklesin. şu durumda öğretmenin yapacağı suya sabuna dokunmadan maaşını almaktır.
  • sadece eğitimcilerin fikir beyan etmemesi gereken başlık. çünkü bu konuda eleştirilenler zaten eğitmenler ve çoğu eğitmen de diyor ki benim sınıfta herhangi bir yaptırımım yok, o yüzden sınıf yönetimi sağlanması zor.
    özellikle sürekli eğitmenlere laf atan tayfanın önerilerinin bulunması gereken başlık.
    ekleme: hala dayak diyenler falan var. dayak durumu söz konusu olursa eğitimci ikinci gün kendini kapıda bulur. dayak yasak.
  • şu anki sistemde öğretmenin yapabileceği hiçbir şey yok. öğrenciyi sınıftan atmak bile yasak.
  • okul kuralları ve yaptırımlar daha en baştan net bir şekilde talebeye anlatılmalı, uygulamada taviz verilmemelidir. uygulama süreci davranışın hemen akabinde bürokrasiye kaymadan başlamalıdır. okulla alakası olmayan öğrenci süratle örgün eğitimden çıkarılmalıdır. en önemlisi ise shçek tarafıdan her okula bir temsilci atanmalıdır. davranış bozuklukları aile kaynaklı olduğu için çok değişik tablolar mutlaka çıkacaktır. çırak eğitimi mutlaka canlandırılmalıdır. çıraklık eğitimine şiddetle ihtiyaç vardır. en güzel mesleki eğitim çıraklık ile gerçekleşir. eğitim biliminde en iyi öğrenme yaparak ve yaşayarak iş ortamında öğrenmedir. kültür dersi alamaz bunlar zaten. alamadıkları için meslek lisesindelerdir. ilgili video da ingilizce dersine aittir. yoksa metal atolyesindeki meslek hocasına yapamaz, zaten yapmaz o ara kaynak yapmayı öğrenmeye çalışır. maması oradadır çünkü.
    bunların yapılmadığı bir sistemde öğretmen sınıfı en fazla terk edebilir. inanın başka bir şey yapamaz. yapsa da yaramaz.
    öğretmenin çocuğa en ufak ceza verebilmesi için bir ton işlem yapması gerekiyor. bu iş böyle olmaz.
    bu çocukların bu şekilde olmasında meb in hatası olduğu kadar aile ve sosyal politikalar bakanlığı'nın da suçu var. o kırmızılı evet evet o dengesiz, muhtemelen bonzai, şeker türü bir madde kullanıyor ve bu hususta eğer anne-baba ayrı, amca dayı da it ise bir şey yapamıyorsun.
    edit: 5 entry aşağıdaki "yazar" denen sözlüğe sadece öğretmene saydırmak, maaşına laf etmek için girmiş zibidigonzales ler ise dayakla terbiye edilmiştir. dayaktan mümkün oldukça uzak durulmalıdır. çünkü dayağa alışıyor ve bu muameleyi öğretmenlerden de görebilmek için her türlü provakasyonu yine aşağıdaki gibi yapıyorlar.
  • psikolojik şiddet olabilir. ya da okul dışında tanıdık bir polis ile ortak birkaç göz korkutma seansı.
  • bu gibi sınıflara ilk girildiğinde ortamın yapısını anlamak ve ona göre baskı rejimi uygulayarak sınıfı ve dersi yönetmek gerekli dediğim durum.

    bakın dayak ya da tehdit değil, baskıcı bir rejim bu tür sınıfların üstesinden çok iyi gelebilir.
hesabın var mı? giriş yap