sinekli bakkal

• kiz tevfik vardir rabia'nin babasi, sinekli bakkalin sahibi. tiyatroda zenne rollerine ciktigi için kiz tevfik derler ona. karisi tiyatrodan ayrilmasi sartiyla evlenir onunla. ama tevfik bi kere sahne tozu yutmustur ve is cigirindan cikmistir. karisi baba evine doner. kizlari rabia da imam dedesine emanettir. filme cekilmis ve rabia'yi turkan soray oynamisti.
• (bkz: sinekli market)
• mahalle bakkallarının çoğu bu statüdendir, bu sinekler gelir, akşama kadar adamın bakkalında dururlar, arada bir sakız, bi şeker, bir şişe kola yutar, adamı deli ederler, arada bir müşteriye kapı açıp, poşet hazırlayarak durumu nötrlemeye çalışırlar.
  
  geçen yine bir sinekli bakkal'dayım, herifçioğlu kendine, salam, domates ve peynirle ekmek arası hazırlıyordu, bakkal "ben böyle iş görmedim, nasıl insanlar bunlar" diye söyleniyorken, ekmek hazırlayan adam seslendi: "zeytin nerdeydi be abi ", şaştım.
• orjinali ingilizce yazilmistir. orjinal adi da the clown and his daughter'dir.
• (bkz: halide edip adivar)
• tarsusta bir bakkalin adi.. (bkz: hadi be atma)
• halide edipin aldığı batı tarzı eğitimle; mistisizme, mevleviliğe olan ilgisini, bilgisini harmanladığı, doğu-batı sentezi yaratmaya çalıştığı roman. abdülhamit ve jön türk dönemini anlatır. modernleşmenin devrim yerine, daha yumuşak bir evrimle gerçekleşmesinden yanadır.
• ortaokul sıralarından beri her türkçe kitabında adı geçen bu sebepten önyargıyla yaklasılan ama okundugu zaman keyif veren roman.
• peregrini'nin osman'a donusumu ile kucuk bir kizin kadin olusu, tevfik isminde genc bir yakisiklinin, hayatinin azar azar kaybolmasi arasinda "emine'ye ne oldu peki?" diye dusunduren, enfes bir romandir.
  her kalbe hitap eder, her makamdan ses verir. yumusak ve sevimli bir cocuk turkusuyle bir aski, mevlevi bir ses tonuyla bati muzigi karisimi muazzam bir sesi, ara sira gul goncasi gibi kizaran genc bir delikanliyi, siyahlar icinde bir kuskun adami, hepsini baglayan ve yokeden bir cokusu de yani sira anlatir. icinize isler. okuyunca unutamazsiniz.
  halide edip adivar oyle bir esere hayat vermistir ki, hatirladikca her karakter icinizde bir aci tat birakir, cok lezzetli ama aci bir icki gibi.
• (bkz: şaşkınbakkal)