• "yalnız yazı" anlamında latince motto'dur. protestanların, inanç kaynakları için yalnızca kutsal kitaba başvurmak gerektiğini ve sonradan inanca girmiş adetlerin yadsınması durumunu ifade eden deyişidir.
  • neal morse'un yepyeni albümünün adı. çıkış tarihi ise 26 şubat olarak belirlenmiş. tracklist şöyle bişey:

    1. the door (29:14)
    1) introduction
    2) in the name of god
    3) all i ask for
    4) mercy for sale
    5) keep silent
    6) upon the door

    2. the conflict (25:00)

    1) do you know my name?
    2) party to the lie
    3) underground
    4) two down, one to go
    5) the vineyard
    6) already home

    3. heaven in my heart (5:11)
    4. the conclusion (16:34)
    1) randy's jam
    2) long night's journey
    3) re-introduction
    4) come out of her
    5) clothed with the sun
    6) in closing...

    albümdeki şarkı adetine, uzunluklarına ve şarkıların altbölümlerden oluşmasına bakınca transatlantic albümlerini andırdı bana albüm. davulda da her zamanki gibi mike portnoy var zaten. heyecanla bekliyoruz bakalım.
  • 2007'nin en iyi on albüm listeme gireceği daha şimdiden kesinleşmiş olan kanımca neal morse 'un şimdiye kadar yaptığı ve sanırım yapacağı da en iyi albüm...ileride bu lafı yutar mıyım bilmiyorum ama albüm o kadar muhteşem ki insanın bundan daha güzeli nasıl olur diyesi geliyor. transatlantic tadı albümün başından sonuna kadar her yerinde hakim, o kadar ki eğer gözüm kapalı dinlesem transatlantic (hatta bridge across forever) yeni bir albüm yaptı da benim mi haberim yok diyebilirdim. elimizde yine metal müziğin agresifliğinden yer yer pop müziğin basitliğine ve yumuşaklığına kadar uzanan ve parçaların hepsinin birbirinden harika olduğu komple bir albüm var. mike portnoy ve neal morse birlikteliğinden bir kez daha hem sert, hem melodik, hem duygusal, hem keyifli aynı zamanda da melodi ve enerji patlaması yaşayan kalitesinden yıllar sonra bile birşeyler kaybetmeyecek bir albüm çıkmış..
  • mike portnoy ve randy george dışında konuk sanatçı olarak paul gilbert'i de dinleyebildiğimiz, neal morse'un 4. progressive rock solo albümü..
  • içimdeki acı, böylesine aşmış bir müzikal yapıya sahip albümün dinden isa'dan filan dem vurması sürekli. zaman zaman muhammed, allah deyip durduğunu düşünüyorum neal morse'un da, feci komik oluyor durum. bu noktada ecnebiye acımıyor değilim; feci sıkılırdım isa musa bin defa.

    öte yandan, inanılmaz güzel albüm, hele o the conflict yok mu, uzunca bir süre ikna olamadım gerçekliğine şarkının. kulaklara şenlik, eminim ki daha çok uzun yıllar dinlenecek bir başucu albüm kazandırdı bize neal morse. hıristiyan ellerinden öpüyorum kendisinin.
  • ilk dönem protestanların benimsediği, herhangi bir dini hükmün ancak kutsal kitapta yer alması durumunda geçerli olabileceği yönündeki ilkedir.

    bu ilkenin benimsenmesi, dini metinleri kendi kaygıları ya da değer yargıları ekseninde yorumlayan ruhban sınıfına bir tepki olarak da görülebilir.

    "sola scriptura" ifadesi, latincedir. bu ifade, "sadece kutsal kitap" ya da "sadece kutsal metin" şeklinde türkçeye çevrilebilir.

    islam dünyasındaki, sadece kuran'ı temel alan ve gerek hadislerin gerekse fıkhi metinlerin bağlayıcılığını reddeden akımların da benzeri bir ilkeyi benimsedikleri söylenebilir.

    ana tema:
    (bkz: islam/@derinsular)
  • reform protestanlığın temelini oluşturan latince ifade. "sadece ve yalnızca kutsal yazılar" anlamına gelir.
  • sola scriptura, solo fide, sokı gratio, solus christas, soli gloria

    “yalnız kutsal yazılar, yalnız iman, yalnız lütuf, yalnız mesih isa, yalnız tanrıya yücelik”
  • (bkz: sadece kuran)
  • sanıldığının aksine luther, calvin, zwingli gibi reformistler saf soli scripturacı değildirler. onlar gelenekle roma katolik kilisesinin kurduğu ilişkiden farklı bir ilişki kurmaya çalışmışlardır.
hesabın var mı? giriş yap