• dark tower serisi içinde kesinlikle diğer ciltlerden kalın çizgilerle ayrılan parça. sk, olacakları biraz olsun tahmin etme yetisine sahip, belki biraz internetten araştırma yapmış, mümkün sonlarla ilgili biraz olsun kafa yormuş herkesi ters köşeye yatırıyor bu kitapta. ayrıca bir önceki cilt olan wolves of calla'ya göre song of susannah, roland'ı daha az gördüğümüz, duyduğumuz bir roman olmuş. yani gerekli noktalardaki müdahalelerin haricinde roland hikayenin akışına karışmamaya çalışıyor sanki. sol elinin işaret parmağıyla gökgürültüsü yaratmak dışında. sanki bizim dünyamızda (gülün dünyası) afallamış, abandone olmuş bir hali var. ve allaha sükür dans etmiyor!

    roman adından da anlaşılacağı gibi susannah ve mia arasında geçiyor daha çok. ama farklı zamanlar ve mekanlar arasından da olsa ka-tet'in iletişimi kesilmiyor. sarı paltolu alçak adamlar, vampirler, sayre (ki emirleri direk flagg'den aldığına eminim) korkak bir doktor, fare kafalı insan vücutlu bir hemşire. hepsi ışının yolu üstünde ka-tet'in yolunu kesiyor. ve mordred . neyse daha fazla devam edersem spoiler vericem..

    ve son olarak king öyle bir bitiş hazırlamış ki ben kendimi the waste lands'in bitişinden daha kötü hissettim. sanki herşey bitmiş gibi hissediyorsunuz ama bir cilt daha var gelecekte..

    o herşey bitti duygusunu ürkütücü son dörtlükle de besliyor king.

    commala-come-come,

    the battle's now begun!

    and all the foes of men and rose

    rise with the setting sun.

    ama yine de;

    "given by the tet corporation, in honor of the beame family, and in memory of gilead"
  • the dark tower serisinin kanımca en heyecanlı halkası olan kitap, okuyucu "aman allah'ım şimdi ne olacak" diye galeyanlara gelmişken şu şiirle biter ve adamı öyle kalakaldırır...

    --- spoiler ---

    commala-come-come,
    the battle's now begun!
    and all the foes of men and rose
    rise with the setting sun.

    --- spoiler ---
  • kara kule serisini çoktan aşmış olan serinin 6.cı kitabı.

    kitabın özellikle ikinci yarısında stephen king'in sadık okuyucusu (so) için öylesine bir olay örgüsü yaratılmıştır ki - stephen king burada su değil, suyun aktığı bir oluktan başka bir şey değildir, özellikle sk'in kitapta channeling konusuna yaptığı kısa gönderme dikkatli okuyucuyu ciddi şekilde yamultabilir - sk'yi kara kule dışında da yıllardır takip eden so gerçekten bu muhteşem örgü karşısında yerinde mıhlanmıştır. kitabın inanılmaz etkisi (ışın'ın etkisi) biraz geçince so (zaten senelerdir sk takip etmesi hayal gücünün ve görüşünün diğer insanlardan daha iyi olduğuna bir işarettir) benzer bir örgünün kendi hayatında da olduğunu fark eder ve tanıdığı diğerlerinin hayatında da... bir daha hayatı asla aynı darlıkta ve ahmaklıkta görmeyecektir.
  • insanın kafası almıyor. böyle bir seri nasıl yaratılabilir, bu kurguyu nasıl bir beyin yaratabilir ve yazıya dökebilir diye.. song of susannah , kara kule serisinin belki de en akıcı kitabı.önceki kitaplardaki açıkları büyük ölçüde kapatan, taşları yerine oturtan bir kilit gibi.
  • the dark tower serisinin ilk 6'sını okudum ve en iyisi buydu derim. bir de detay: mia karakteri rosemary's baby'de şeytanın bebeğini doğuracak mı doğurmayacak mı diye beklediğimiz (spoiler'dan kaçabilmek) rosemary karakterini oynayan mia farrow'a atıftır.
  • vicdanim wolves of the calla'da ya$adigim burukluk ve azbucuk hayal kirikligini (bkz: #4176014) anlayamamakta ve bir yanli$lik oldugu konusunda ters aciyla kalbimi buzmekte hala diretirken okuyup kelimenin tam manasiyla "kusursuz" buldugum "yolun sonundaki acikliga varmadan onceki son donu$".

    ba$indaki kisa bir geci$ bolumunu saymazsak tamamina yakini bizim dunyamizda gecmekte. fakat kitabin icerigi hakkinda daha ba$ka bir $ey soylemeyecegim, hatta okuyacak olanlar kitaba ba$lamadan once gozlerini kapatarak son 10 sayfayi arka kapaga bantlarlarsa cok yerinde olur, yanli$likla gormeleri kotu olabilir, dinlensin bu tavsiyem.

    steve (ben ona hep boyle derim, o da bana r.f. der), 10 kusur yildir okudugum, hakkinda ne bok bulursam ustune atladigim, evindeki beyzbol kartlarinin sayisini bile bildigim insan midir bilemedim ben bunu okurken. (bkz: todash)

    kitap her yonuyle dark tower'in en "olmu$" cildi, $imdiye kadarki 6'nin icinde (save "the gunslinger"). ustelik kafalari butunuyle allak bullak eden, benim sagda solda gordugum butun olasi senaryo yorumlarinin kokune kibrit suyu doken, e$ine hic rastlamadigim bir kismi var ki icinde; sanirim bu stephen king'in sadece kendisinin degil, ayni zamanda "uslubun" ve "yazarligin" da $ahikasina yukseldiginin "elle tutulur" bir ispati.

    cr* ve yazar icin gercek bir tutku olmu$ bir kacikligin, zapti zor ta$kinliginin son raddesi.

    kitabin en sonundaki biti$ cumlesi bile ne soyleyecegini tahmin etmemize ragmen, onceki ciltlerden daha farkli aciyla kaldiriyor tuylerimizi yukari.

    (bkz: masterpiece)
  • uc yildizla ugurladigim the dark tower kitabi.

    --- spoiler ---

    susannah/mia kisimlarini bir kenara birakiyorum ama, stephen king'in karakter olarak girdigi yerlerde bagira bagira sovuyordum. ayrica ilhamini kaybetmis yazar dinlemek istesem acip kendi gunluklerime bakarim, kitap okumam.

    --- spoiler ---
  • seriyi gayet güzel ve şevkle okuyordum ta ki bu kitaba gelene kadar. yav kardeşim, yazar olarak girmeyin romanın içine işte! biz zaten kendi sıkıcı dünyamızdan kaçıp, senin oluşturduğun evrene gelmişiz, niye kendini işin içine katıp kendin oluşturduğun bu evrenin içine kendln sıçarsın be adam! ben bunu anlayamıyorum işte!
  • serinin bu kitabında king, son bölümde beni o kadar etkilemiştir ki, king'in günlüğünden notlar gibi bir başka kitap yayınlarsa, koşa koşa gidip alırım. king'in kendinden bahsetmesi hem samimi bir havadaydı, hem de eğlendiriciydi.

    king'in son yıllardaki kitaplarını türkçe'ye çeviren canan kim'e ayrıca teşekkürler deriz.
  • bitirip kapagini kapayinca, ulan son cildine kadar nasil sabredecegim, dedirten kitap. hardcoverini (on kapaginda roma rakami ile vi var, baska bir sey yok) aldigima zerre pisman olmadigim, 7 katli kulenin 6. kati*.
hesabın var mı? giriş yap