• bir vakitler sil baştan başlamak gerek bazen diyen silip silip başlayan kadın/ anne/ sözlük yazarı/ çocuk/ diyetisyen/ arkadaş/ kardeş.. silip silip yazdığının hep aynı olduğunu ve artık onların onun bir parçası olduğunu kabul eden insan, yani ben.. ne zormuş kendinden başka gibi söz etmek. ben, canım ben hatta. artık i love my style diyorum. büyüklenme, narsist duygularla değil, kabullenmek ve kendimi yapıcı eleştirmeye çalışmak. hep kendi tarafını tutmak ve sabit kalmak değil, gelişebilmek, değişebilmek. artık öğrendim ki yıkılmıyor bazı şeyler, bazılarının yıkılmaması gerekiyor. sahip olunan bir öz var ve ben onu sevmeye başladım.

    başta sıraladığım kimliklerim dışında bir dolusu daha var belki, var olduğunu bildiğim ancak kendimde bir kimlik olarak görmediklerim var.. onları yazarken 1996-97'de antropoloji dersine gelen hocayı ve ilk günümüzü hatırladım. sınıfa ilk gelişiydi. girdi ve kendimizi nasıl tanımlıyorsak, kimliklerimiz neyse yazmamızı söyledi. bitiren çıkabilirdi. ilk 5 dakikada sınıfın yarısı gitmiş olabilir. "ben bir martıyım." diye başlamıştım ve ders bittiğinde hala sonlandırmaya çalışıyordum yazımı. görüyorum ki 20'li yaşlarımdaki halim hala devam ediyor. kendimi kedi olarak tanımlayabilirim, yine bir hayvan seçecek olsam. üstelik öyle ırkı x olandan değil, sokak kedisi. her sokak kedisinin sokakta yaşaması gerekmediği gibi maalesef her ev kedisi de sokak kedisine evrilebiliyor. nerede pençe atması gerektiğini bilen ancak uygun ortamda sevmek, dokunmak için tırnaklarını patisinin içine saklayan.. martıya uçmayı öğreten kedi'yimdir belki..

    20'li yaşlarda da görüntüm "aykırı"ydı. aslında ben de aykırı ya da farklı görünmek, her fırsatta ben sürüden değilim demek istiyordum. kızların çoğunlukta, üstelik bakımlı, alımlı ve her fırsatta bunların sırrından konuşan kızların olduğu bir bölümde 3 numara saçımla bit pazarından aldığım siyahlarımı giyerdim. siyah ruj yoktu ya da ben bulamadım/alamadım, siyah göz kalemi sürerdim dudaklarıma. ayaklarımdan yaz kış çıkarmadığım postalla bana göre özgüvenle, dışardan görenlere göre zıplayarak yürürdüm. ailem bu görüntünün zamanla değişmesini umdu. artık farklı olma çabam yok, çünkü farklı olduğumu biliyorum. bu özel bir çaba gerektirmiyor. mesela kafamı kapatıp sokağa çıksam kot-tshirt, üstelik artık renkli şeyler, yaşadığım için sırıtmam ama saçları açsam ben bilinirim. gençken olsa o zaman da yapardım. yaklaşık 3 yıldır saçlarım yeşil. seçilmek, görünür olmak, bir yandan istediğimde gizlenmek hoşuma gidiyor. bunu zoraki yapmıyorum. oluyor..

    mesele de bu galiba.. oluyor ve ben olanı görmeye başladım. olanı sevmeye başladım. 20'li yaşlardaki deli cesaretim yok enerjim de, başka bir şey var. henüz ne var bilmiyorum. 30'lu yaşlarımda belirsizliklerim çoktu. şimdi hayatımın ritmi, rutinleri belli ve beni rahatsız etmiyor, aksine sadece çocuğum için değil benim için güvenli alan oluşturuyor.

    daha olacak çok şey var. hayat kısa, kuşlar uçuyor.. ben hayatı da kuşları da seviyorum. hayat neyle geliyorsa hoş geliyor.

    dün, 40. yaşım başladı. birkaç yıl önce herhalde büyük bir kalabalıkla havai fişek patlatarak kutlayacağım diyordum. birkaç hafta önce bir meyhaneye gidip tek başıma rakı içip kaleme, deftere sarılmak istedim. izmir meyhaneleri'nde bolca yazmış zulmet'in fikrini sordum. kalamış meyhanesi'ni önerdi. günün koşturmacası, ev hali derken eve yakın bir yere gitmeye karar vermiştim ki sevgili kiwi kraze ile konuştum. kalamış'a gittik. çok güzel bir akşamla bitti..

    kızım günlerdir doğum günü mesajları yazdığı kağıtları çekmecelere saklıyor. çocuklar kendilerinin olmasa da doğum günlerini seviyor. ben de onun sevdiği her şeyi seviyorum.

    bazı insanların varlığı çok güzel hediye. sahip olduğum arkadaşlarımın çoğu sözlükten. var olsunlar.. onların yüzü gözü hürmetine sözlük de var olsun.

    bitti sevgili günlük..
  • gevşek çalışmayı seçmiş sorumlu öğrenci *
  • çok bilmiş cadı kızının bile kısa saçın yakıştığını artık kabullendiği güzel insan.
  • içli kadın.
    beni anlayan, benzer hayalleri paylaştığım, bambaşka hayatlar yaşayıp aynı sonuçlara ulaştığım badim.
    sayesinde izmir'i göreceğim sanırım. bana öyle geliyor.

    umay ile beraber muhteşem bir gelecek diliyorum kendisine.
  • harikalar abidesi :)

    toplanmamizi, kaynasmamizi sagladi ya! ne desem bos.

    not: bana dans etmeyi ogretse kirk yil kolesi olurum :)
  • bilmeden bana yardımcı olmuş, deyim yerindeyse hayatımı kurtarmış insandır.

    bundan tam 1,5 yıl önce, psikolog ile birlikte cevap bulamadığımız sorularıma stolenegg'in bir entry'sindeki 30 dakikalık bir video ile cevap buldum ben.

    o video, yalnızca o dönemde yaşadığım karmaşa ve buhranı çözmekle kalmadı, orada anlatılanlardan yaptığım çıkarımlar, sonrasında da yolumu aydınlatarak doğru kararlar vermemi sağladı, sağlamaya devam ediyor.

    kendisine o zaman elbette teşekkür etmiştim, bir kez daha teşekkür etmek istedim.
  • bir yaş daha alarak tadına tat katmış güzel insan.
  • yanında iki gün geçirince haftalarca dinlenmiş gibi hissettiren güzel badim. yine gelsem senle fiti fiti dolasip kaybolsak sokaklarda.
  • keşke zamanında aynı lisede okusaydık. hani bazı insanlar, kafa dengidir ya ve sadece muhabbet edip, o insan hakkında ayrıntıları öğrenmen gerekir. gerisini zaten biliyorsundur (bu bilgi doğal bir bilgidir, aileden birisini tanır gibi). hah! öyle bir insan.

    gerçi oturup muhabbet etmeye çok fırsatımız olmadı ama aralarda yakalayabildiğim şeylerden çıkardığım bu. bol bol muhabbet edip, gülüşünü görmek istediğim insan.

    ha ayrıca, yine dans ederken göreydim keşke :)
hesabın var mı? giriş yap