• ingilizlerin bile anlamini tam olarak aciklayamadiklari guzel deyim. genis bir anlami vardir.

    - mesela diyelim ki bir arkadas beni her sabah yolunun ustunde oldugu icin evden arabayla alip isyerine birakiyor. aslinda adam bana iyilik yapiyor, ama ben bi sure sonra bunu onun gorevi gibi goruyorum. bir sabah gelmese mesela, benim aklima otobuse binmek gelmiyo, ama adami arayip "nerdesin ulen" diyorum

    - ya da diyelim ki ben yarin izmire gidicem ama sadece tek yon bilet aliyorum, arkadas diyo "yahu donus biletini alsana ya yer bulamazsan" ben de diyorum, "yok yaw kesin yer vardir"

    - annemizin ve arkadaslarimizin sevgisi ve varligi icin de ayni seyi yapabiliriz. yani her zaman orada olacaklarini varsayarak hareket ederek rahatca kalp kirabiliriz.

    iste boyle guzel bi kardesimizdir bu deyim, bir cok durumu aciklamaya yarar.
  • ing. cepte saymak
  • elindeki bir nimeti kendine hibe edilmiş* görerek kıymetini bilmemek, onun için şükretmemek ve onu elinde tutmak için yeterli çaba göstermemek.
  • sevgili olmaya layik gormedigimiz insanlarin sevgilerini bu sekilde kabul ederiz. onlar nasilsa bizi begenmislerdir sonsuza kadar sevmek zorundalardir. bir de kizariz onlara eger hurmette kusur ederlerse.
  • bu kategoriye sokulan şeyler genelde değeri kaybedildikten sonra anlaşılan şeylerdir. bu kategoriye soktuğunuz için kaybetmeyebilirsiniz ama herhangi bir şekilde kaybederseniz de zamanında ne kadar kıymetini bilemediğinizi fark edersiniz. sağlık, para, özgürlük vb buna örnek olabilir.

    insanlar içinse durum biraz daha farklı bence. kaybettikten sonra değerli bulur musunuz bilmem ama bu kategoriye soktuğunuz bir insanı er ya da geç kaybedeceğiniz garantili olur.
  • ingilizcenin güzel kaliplarindan biri.
    bahsedildigi gibi almak dir ham turkcesi, ya da bahsedilmis saymak falan dir ama kastettigi sey tam tersidir bu da ingilizlerin nasi terso adamlar oldugunu yeterince aciklar.
    sacmasapan cikarimlar yapmis da olsam ne bileyim severim sayarim bu kalibi, take for granted etmem, sukran duyarim.
  • elimdeki iş sözlüğünde "doğal karşılamak" gibi dar bir anlamla karşılanmış tam br türkçe karşılığını bulmakta zorlanabileceğimiz ingilizce ifade...
    zamanında işyerinde bir tercüme yaparken karşıma çıkmıştı. o zaman yaptığım araştırmanın sonucunda "vakfedilmiş olarak kabul edilmiş" "karşılıksız olarak verilmişçesine kabul etmek" vs. gibi abuk sonuçlara ulaşmıştım...yine de ilgilenenlere faydası olur kanaatiyle buraya yazayım dedim. saygılar.
  • ing. kanıksama sonucu yapılan (iyi) şeyi önemsememek
  • grantden gelir evimize köyümüze. take ile birlikte kullanılınca pasifleşir, sessizleşir, "ed"nin kulu kölesi olur. olmazsa olmaz o "ed".
    taken for granted olarak da kullanılır çokluk. cepte/elde bir, çantada keklik görmek, hafife almak, zaten sanmak demeye gelir ki, kimselere yapılmamalıdır.
    çünkü aza, hafife alınan, illa ki burada, zaten hazırda gibi görüp de davranılan şeylerin gerçek bir grant olduğunu anlamak için önce kaybetmek zorunda kalmak durumu sözkonusudur.
    önemli mesaj: bu entry son derece meşaz kaygılı, lakin herkese saygılıdır. meşaz vardır evet, ancak "aha bak bak gördün mü, bu bana" diye üstüne alınacak ilk kişiye yönelmemektedir.
    yok illa da üstüme alındım işte, banane banane, sırf bana yönelsin diyen olursa diğer ilgililerle düello sonucu meşazın kimde kalacağına karar verilebilir.
    ben ne yapayım ortalık alıngan yavru ceylan dolu, ben var açıklama yapmak mecbur kalmak zorunda kalmak.
    bıktım yani kendimden, bu ne biçim yazı be?
  • birisi size "take for granted" derse sakın "sensin lan çantada keklik, you motha fucka piece of cake!" diye karşılık vermeyin. "oldu bil", "olmuş farz et" demek istiyordur. teşekkürü eksik etmeyin.
hesabın var mı? giriş yap