tarih dersi klişeleri

• savaşlardaki hilal taktiği
• (bkz: lise tarih bilgilerinden arta kalanlar)
• ortaokul ve lisede sayisiz tarih cografya dersimize giren turgut hocanin herhangi bir padisahtan bahsederken kullandigi "dirayetli" kelimesi.. ona gore hemen hemen her imparator, kral, padisah ve benzeri zat "dirayetli bir komutan idi".. bu konuda pratik olarak ustlerine yoktu..
• (bkz: almanya yenilince biz de yenilmi$ sayildik)
  (bkz: kavimler gocunde kavimlerin birbirini itmesi)
• (bkz: avusturya kralı osmanlı sadrazamına denk sayılacak)
• (bkz: tugrul ve cagrı beyler)
  hep birlikte anılırlar...
• (bkz: almanya'nın dev adımlarla ilerlemesi)
• malazgirt sava$ıyla anadolunun kapılarının türklere açlıması ve belirli zamanlarda belirli bir takım sava$larla karadenizin bir türk gölü haline gelmesi.
• - işte osmanlılar böylelikle yeni bir çağ açmış oldular. daha sonraki yıllarda.. kızzım çoccum yeter artık ama ya bakın bunlar önemli.. yani gerçekten.. neden kimse dinlemiyor ya? osmanlılar gücüne güç katmıştır şöyle ki..
• ilkokulda sosyal bilgiler içerisinde yer almasından, lise son sınıfa kadar gösterilen tarih derslerindeki en büyük basmakalıp bilgiler kazandığımız savaşlardan nasıl galip çıktığımızla ilgilidir. yok malazgirt meydan muharebesinde 200000 bizans askeri sultan alparslan liderliğindeki 40000 türk askerinin önünde ne biçim madara olmuş, yok savaş 1-2 saat içinde ne kadar da güzel kazanılmışmış. doğrudur veya yanlıştır, bilgiler abartıdır veya değildir; o değil de olayın anlatılış şeklini şimdi düşündükçe ne kadar da ezberci, sorgulamayı öğretmekten uzak bir sistem içerisinde eğitildiğimizi daha iyi anlıyorum. büyük kahramanlıklar, büyük zeka pırıltıları göstererek, kan dökerek, kan akıtarak kazandıklarımızı, zor kazanılanları ne kadar da ucuz anlattığımızı, tarihimizi kendi elimizle nasıl ucuzlattığımızı daha iyi kavrıyorum.
  belki kurtuluş savaşı hariç tutulabilir kısmen, diğer kötü anlatılan tarihi başarılarımızdan ama daha eskiye osmanlı devrine ve daha öncesine baktığımda üstünkörü anlatım tarzı fazlasıyla dikkatimi çekiyor ve canımı sıkıyor. tamam kardeşim ceddimiz kendininkinden 4-5 kat daha kalabalık orduları perişan etmiştir, ama nedenleri nelerdir, bu başarıyı nasıl kazanmıştır. bunlar sorulmuyor, sorulduğunda da geçiştiriliyor. çünkü nasıl yaptığımızdan çok ne yaptığımız önemli bizim için sanırım. yoksa adam görülmemiş savaş taktikleri mi geliştirmiş, elindeki teknolojiyi en verimli şekilde mi kullanmış umrumuzda değil pek. 40bin asker 200bin tanesinin arasına dalmış ve hepsini perişan etmiştir, önemli olan da budur. zaten ilk öğretim mezunu her çocuğun bilinçaltında 'ulan benim karşıma üç tane gavur gelse üçünü de tepelerim imanıma...' düşüncesi yatar ki bu da onun taze dimağına dayatılmış yüzeysel bilgilerden kaynaklanmaktadır. ve o çocuk asıl marifetin kendini bilmede, aklını kullanmada olduğunu bilmez, bilemez. bilemezdik.