• -türkiye, tarımda kendine yetebilen üstelik dünyanın önde gelen ihracatçı ülkelerinden biridir- ilkesiyle büyüdü nice kuşaklar. nereden nereye? günümüzde ülke tarımı ithalata dayalı, uygulanan bilinçsiz politikalarla can çekişen, üretim alanından hızla ayrılarak göç yollarına mahkûm çiftçiler yaratan bir yapıya bürünmüştür.

    tarım sektörü; halkın yeterli ve dengeli beslenmeye ulaşımının sağlanmasının yanı sıra tarımsal gelirlerin artırılarak üreticilerin istikrara kavuşması, kırsal kesimi kalkındırıp bu alanın yaşanılabilir hale getirilmesi ve göçün önlenmesi amacını da taşıması gereken bir sektördür. oysa; küreselleşme denen o “mucize”nin 1980’li yıllardan itibaren ülke politikalarına yön vermesiyle beraber tecrübe ettiğimiz 24 ocak kararları, dünya ticaret örgütü ve gümrük birliği ile yapılan anlaşmalar, yapısal uyum programları, rotasını imf ve dünya bankası’nın çizdiği “tarım reformları” ile bugün tarihinin en sancılı dönemini yaşar hale gelmiştir.

    hızla artan nüfusun sağlıklı ve dengeli beslenmesi ancak üretim ile olanaklıdır. üretim, doğru planlanmış destekleme modelleri ile gerçekleştirilebilecek bir hedeftir. sorunun çözümü ise imf-dünya bankası destekli programlar yerine bölgeler özelinde ihtiyaca uygun üretim odaklı bir programın hayata geçirilmesine, çiftçinin ürününün pazarlama ve fiyat garantisini oluşturan tarımsal kit'lerin özelleştirilmesine son verilmesine bağlıdır.
  • bakanının t sinden bile haberi olmadığı iddia edilen bitirilmiş sektör.
    (bkz: bakanımın tarımın t'sinden haberi yok)
  • dünya bankası verilerine göre 1991’de dünya genelinde istihdam edilen nüfusun %43’ü tarım sektöründe çalışırken, 2017’de bu oran %26’ya geriledi. ayrıca 1991’de çalışan nüfusunun %47’sinin tarımla uğraştığı türkiye’de 2017 için oran %19 oldu. yani türkiye’de tarımla uğraşan nüfusun oranı dünya ortalamasından daha hızlı şekilde azaldı. tüik verilerine göre, tarım sektöründe istihdam edilen kişi sayısı ise 2002’de 7 milyon 458 bin kişiyken, 2018 şubat ayı itibariyle 4 milyon 983 bin kişiye geriledi. bu da son 16 yılda 2 milyon 475 bin daha az tarım çalışanı anlamına geliyor.

    detay: tarımda çalışan kişi sayısı azalıyor
  • ülkemizde en hızlı adım atılması gereken sektördür. yoksa perişan olacağız. sadece biz değil tüm dünya bu yönde ilerliyor.

    doğru bölgede, doğru ürün teşvik edilip, toprak bütünlüğü sağlanmalı. bölünmüş tarım arazileri birleştirilmeli. acilen kooperatifçilik ve gıda teşvikleri arttırılmalı.

    aracıların kazanmadığı, çiftçinin ürününün daha tarlada satın alındığı, iyi ürün yetiştirmenin özendirildiği ve ödüllendirildiği bir türkiye tarımı düşlüyorum. vallahi bu ütopya değil. iş bilen, para yemeyen, vatansever güzel insanlar tarım yapmalı. bakanlık düzeyinde, müsteşarlık düzeyinde kaliteli ve tavizsiz yöneticilerle yürünmelidir. ödül-ceza yönetmeliği olmalı.

    olay çok net. suyu verimli kullanacak yenilikçi ve makineleşmiş tarım çok önemli. mesela sırf para getiriyor diye daha verimli ürün alacakken, saçma sapan bir ürünü, risk alarak eken çiftçinin lisansını yırtacaksın. bundan sonra maydanoz dahi yetiştirmeyecek. bölge niğde - aksaray mı mesela? patates ekeceksin kardeşim. gidip şeker pancarı ekip suyu verimsiz kullanan çiftçiye 2 yıl teşvik olmayacak. aynı tutum devam ediyorsa lisansı yırtılacak. çiftçi lisansı olmadan, herhangi bir vatandaş maydanoz dahi eklemeyecek. çok sıkı denetlenmesi gerekiyor bunun. kaliteli ürün, iyi denetleme gerektirir. devlet çiftçiden malı direkt olarak kendi alacak. ekim planlamaya bağlı olduğu için ürün fazlası çok olmayacak. zeytin çok önemli. kritik. bakımı eğitim almış personelce yapılacak. maksimum verimlilik ve kalite ile yağ alınacak. ürünlere katmadeğer gelecek.

    hepsinden önemlisi çiftçi mutlu olacak. ailesi mutlu olacak. çiftçilik bir aile geleneği olacak. kaliteli ürün üretmek bir gelenek olacak.

    neslimizin sağlıklı olması gerçekten bununla alakalı.
  • yabancı işçilerin çalışmadığı bir sektör.
  • an itibari ile sıkıntılarla dolu bir sektör . türkiye tohumcular birliği yönetim kurulu başkanı savaş akcan , ziraat mühendisleri odası yönetim kurulu başkanı baki remzi suiçmez , türkiye ziraatçılar derneği yönetim kurulu başkanı hüseyin demirtaş ,
    türkiye damızlık sığır yetiştiricileri merkez birliği yönetim kurulu başkanı kamil özcan 'ın katıldığı galip umut özdil 'in sunduğu programda görüyoruz ki tarım sektörü 2021 de yine mokoko . program linki
  • türkiye, uygun coğrafi yapısı ve iklim özelliklerinin yanı sıra, tarımsal üretimde sahip olduğu çeşit ve üretim potansiyeli ile dünya tarımında önemli bir paya sahip. bir çok üründe kendine yeterli ülkeler arasında yer alan ülkemiz hububat, baklagiller, pamuk, tütün, fındık, taze ve kurutulmuş meyve, sebze, şekerpancarı gibi önemli ürünlerde üretici ve ihracatçı konumunda.

    2011 yılı itibariyla 184 ülkeye toplam 1525 tür tarımsal ürün ihraç ediyoruz. tarımsal ekonomik büyüklük itibariyla dünyada 7. sıradayız. bitkisel üretimin % 17’si tahıllar, % 3’ü baklagiller, % 27’si endüstri bitkileri, yağlı tohumlar, yumru bitkiler ve diğerleri dahil olmak üzere toplam % 47’si tarla ürünleri. % 29’u meyve, % 16’sı sebze, %8’i diğer yan ürünler ve çiçekçilik olmak üzere geri kalan % 53’ü de bahçe bitkileri ürünleri oluşturuyor.

    ülkemiz dünyada üretilen buğday, mercimek ve nohutun % 3,5’ini, taze sebzenin % 4’ünü, sert kabuklu meyve üretiminin % 16’sını, kayısının % 16,9’unu, incirin % 26,7’sini, karpuzun % 11,1’ini, yeşil fasulyenin % 13,7’sini, biberin % 9,6’sını, domatesin % 8,2’sini ve kirazın % 8,9’unu karşılıyor.

    ayrıca, türkiye dünya fındık, nar, kuru incir, kuru kayısı ve sofralık zeytin üretiminde birinci kiraz, çekirdeksiz kuru üzüm ve biber üretiminde ikinci; sebze, nohut, karpuz, domates, tıbbi bitkiler ve kuru mercimek üretiminde üçüncü; zeytinyağı, meyve, hıyar, yaş üzüm, antep fıstığı ve çay üretimi ile sera alanları ve arı kolonisi sayısında dördüncü; tütün, kuru soğan, pamuk ve bal üretiminde beşinci; limon ve zeytin üretiminde altıncı; elma üretiminde yedinci; mandalina, greyfurt ve ayçiçeği üretiminde dokuzuncu; patates üretiminde onuncu; buğday ve narenciye üretiminde on birinci sırada yer alıyor.

    tarımın türkiye ekonomisindeki yeri

    nüfusun 1/3’ü tarımsal faliyetlerle geçimini sağlıyor. çalışan her 4 kişiden biri tarımda çalışıyor. tarım üretimi yıllık 62 miyar doları aşmış durumda. türkiye’deki endüstri tesislerinin büyük bölümü tarımsal maddeleri ham madde olarak kullanıyor. bu durum, sanayinin gelişmesinde büyük önem taşıyor. tarımsal ihracatımız 15 milyar dolar ile toplam ihracatımızda % 13,2 gibi önemli bir paya sahip. ihracatımızda fındık, turunçgil, pamuk, tütün, yağ bitkileri, zeytin ve çay gibi tarım ürünleri önemli yer tutuyor. türkiye’de tarımın geleceği, hedefler 2023 yılında tarımsal üretimin 150 milyar dolar, ihracatın ise 30 milyar dolar olacağı öngörülüyor.

    -özlem kılıç ekici
hesabın var mı? giriş yap