• hakkındaki yaratıcı komplo teorilerini bir kenara bırakıp konuşmak gerekirse:

    1)öncelikle: (bkz: göbek rakısı) (bilgi sahibi olmayanlar göz atsın.)

    2)nasıl ki şarabın-viskinin-votkanın ve bilumum içkinin bekletilmişi, eskitilmişi makbul ise bu rakı da meşe fıçılarda eskitilmiş bir rakıdır. kimilerince sidiğe benzetilen altın rengi buradan gelmektedir. insanların renk konusundaki önyargısını da kimsenin eleştirmeye hakkı yoktur gerçi; bu kadar köklü bir içkinin çok değil bir-iki yıla kadar bu denli kısır bırakılmasının getirisidir bu. (hemen herkesin bildiği bir örnek olduğu için belirtiyorum, jack daniels'in rengini de bekletildiği beyaz meşe fıçıları vermektedir, bir bakıma istense su gibi berrak viski de elde edilebilir.)

    3)bakır imbiklerden iki kez damıtılmıştır. içiminin yumuşaklığının kaynaklarından biri budur. nasıl ki jack daniels metrelerce uzunluktaki bakır imbiklerde damıtılmıştır, tekirdağ altın seri de aynı mantalite ile yapılmıştır.
    yaranmak için bir şişe alıp da gittiğim yılların konvansiyonel rakı tüketicisi babam her ne kadar başta "ne lan bu su gibi hiç acı değil!", "bu kadar hafif rakı olmaz!" demişse de şişenin sonunda sezar'ın hakkını yememiştir.

    4)yine çok güzel bir rakı olan efe yaş üzüm rakısı gibi sadece yaş üzümden üretilmiştir.ancak üzerinde,ondan çok daha uğraşıldığı tadından bellidir.içimi çok yumuşak ama dolgundur. (bilindik bir örnek vermek gerekirse marmara 34'ün içimi yumuşaktır ama boktandır, yumuşaklıkla dolgunluk arası güzel bir denge yakalamış bir rakı denebilir.)

    ha kötü tarafları yok mudur bu rakının? var. birincisi fiyatı klasik yeni rakı'dan 12 milyonu aşkın miktarda pahalıdır. bu farkı hak etse de kitlelerce tüketilmesi böylece engellenmiştir denebilir. aslında bu ne kadar dezavantajdır o da tartışılır. sonuçta johnnie walker blue label ile red label da aynı paraya satılamaz.

    diğer bir görece kötü yanı, su katılsa dahi rengi alışılan derecede beyazlaşmamakta. yani sarıya çalan bir beyazı var, alışmak gerekir bu renge.

    eğer ki iskoçya'da bugüne kadar tek tip viski üretilmiş olsaydı, gün gelip de johnnie walker blue ya da black label çıkardığında iskoçlar muhtemelen burun kıvırırdı. yani aslen bu tür teşebbüslerin ihtiyaç duyduğu tek şey biraz zaman.
  • o kadar seviyorum ki bunu içmeyi, şu sevdiceğime kavuşursam ilk işim oturup iki kadeh altın seri içmek olacak onunla.

    ulan hayale bak be...
  • yeni rakı'dan başkasını ağzıma koymam sanırdım, bunu bi içtim ben daha şarap bira bile içmem diyorum şimdi.

    (bkz: sen ne tatlı şeysin öyle)
  • bir yudum tattı ve şöyle buyurdu:
    şüphesiz ki o rakıların en halis ve yumuşak başlı olanıdır. içiniz ve içiriniz.

    bu ne lan. iki kişi bir yetmişlik devirsen sarsmıyor. rakı sabahı sendromu mu? o da ne?
  • kendisi ile tanışma şerefine bu gece nail oldum. zarif şişesinin içinde bir asalet abidesi gibi durmaktaydı. yıllardır seviştiğimiz klasik bardağına, yeter miktarda doldurduğumda fark ettim ki kendisinin özü de sarışın imiş. yalnızca şişeden sarışın olmadığını görünce bir kez daha vuruldum, bu hayat karışımına. suyla aşkından ortaya çıkan rengin tonu, yıllardır alıştığım ve şişesinin altındaki seri numaralarına göre aldığımız, o eski efsane rakıları hatırlattı bana. daha ilk yudumda, sonsuza kadar olmasa da muhtemelen duygusuz bir doktorun, kesin talimatına ve anlaşılmaz reçetesini yazacağı o zamana kadar sürecek olan, aşkımız başladı. o yudumdan sonra, bardağın kenarlarından nazlı nazlı salınması, asaletini bir kez daha gözler önüne serdi. hiçbir meze gözünü alamadı ve işlerini* yapmalarına bile gerek kalmadı. ben sormadan hikayesini kendi anlattı. bakır imbiklerin göbeğinden süzülmüş, hem de iki kez. meşe fıçılarda olgunlaşmasına bağlı imiş bu güzelliği.

    bu asil şarışınla güzel bir gece geçirdik. kısa ama oldukça kaliteli bir geceydi. lezzeti damağıma kavuştu bir kere. bir daha görüşmek üzere sözleştik.
  • raki beyazi diye bir renk tonu olusmusken, fasarya olacak rakidir.
    yıllar sonra gelen edit: yok böyle bir lezzet. ukalalık etmişiz, vay ki vay.
  • masaya gelmeden once ille de yeni raki diye israr ettigim, bardaga kondugunda iyk bu ne be sidik mi icicez diye terslendiğim ilk yudumda rakiya benziyomus lan dedirtip devaminda kendini mezesiz icirten, gece 2 ye kadar icip 3 te yatip sabah 6 da tas gibi kalkip ankaraya is icin gitmemi saglamis,uyandigimda ne bas agrisi ne agiz kurulugu ne sersemlik yapmıs yeni rakı ya rakip olmus yeni rakim! hatta rakiyi ictikten sonra hergun agriyan basim bir hafta hic agrimadi. icine agri kesici mi koyuyolar nedir.
  • über rakı. inanılmaz yumuşak bir içimi var.

    anason tadı delileri beğenmeyebilir tabi, ancak yabancı arkadaşlarınıza rakı içirecekseniz tercih etmenizi öneririm. bunu beğeniyorlar.
  • sarışın bir sevgilin olur, dünyalar güzeli bir gülüşü vardır.
    işteyken bile alakalı alakasız anda aklına gelir, akşam olsa da ona kavuşsan diye yanıp tutuşursun ya.

    işte bu rakı da zamanlı zamansız kendini hatırlatır. ab-ı hayattır, yaşama sevincidir.
    içimi çok kolay olduğu için ouzo gibi irice tek veya iki buz atılarak kıvama getirilebilir.

    ortamda bulunmuyorsa tekirdağ rakısı trakya serisinden devam ediniz.
  • yeni rakı'ya göre içimi daha hafif ve şekerlidir. anason kokusunun az olması bence olumlu bir şeydir. benim damak tadıma uymadığı için pek sevmiyorum. ayrıca düzgün cümle kuramayıp, kendisini küfürle ifade eden kişiler sadece rakı değil hiç alkol kullanmasın. çünkü ağzıyla değil mabadıyla içiyorlar.
hesabın var mı? giriş yap