• 90 yılın ardından gelen müthiş bir tespit. bravo. bi 10 yıl daha bekleseydin popeye'ın 100. yıl kutlamarında dile getirirdin bunu ama olsun bu da bişey
  • bunlar daha bir şey değil. bu yersiz ve gereksiz cinsiyet duyarı kasma hareketi öyle bir noktaya gelecek ki herhangi bir eserde kötü olmayan erkek karakter erkeğin doğasına özgü en ufak bir hareket yaptığı anda eser seksist ilan edilecek.
  • yzarın tespitleri doğrudur. zaten, yazarın belirttiği sebeplerden ötürü, temel reis, yurtdışında da sevilmeyen ve çokça eleştirilen bir çizgi filmdir. bence de çizgi filmler arasında en aşağılıklardan biridir.

    gücün en önemli erdem ve en çok arzulanan şey olarak pazarlanması, amerikan çizgi roman ve çizgi filmlerinin karakteristik bir özelliğidir zaten. çünkü amerikan toplumunun büyük çoğunluğu gülünç derecede aptal, cahil ve geri kalmıştır ve bu vaziyetin de korunması şarttır. dolayısıyla çizgi romanlarda ve filmlerde daima kötüler prof. falanovski, dr. filanovic gibi dahi delilerdir. iyiler ise mesela superman vs. gibi güçlü, kaslı kahramanlardır. ve iyiler kaba kuvvete başvurarak kötüleri alt ederler. yani kaba kuvvet, zekaya karşı galip gelir; ve bu güçlü sembolizm de amerikan halkının zihnine ince ince işlenir.

    dolayısıyla bu çizgi filmleri ekseriyeti, safi zarardır, çocuğunun zihinsel gelişimine önem veren ebeveyn, çocuğuna bunları izlettirmemelidir.

    not: ilk entry'nin sadece ilk yarısını okumuştum. ıspanak libido zırvasını yeni gördüm. ama neyse, neticede televizyon aptal kutusu, temel reis de son derece aptal bir çizgi film, yukarıda belirttiğim nedenlerden ötürü.
  • çizgi film böyle bir mesaj verme amacı taşıyor taşımıyor bunu bilemeyiz. benim düşüncem kadınlarla ilgili doğru bir durum değerlendirmesi yaptığıdır. diyelim ki çizgi film kadını zayıf karakterli pic adam tercih eden ve güç delisi olarak gösteriyor peki bunun gerçekte böyle olmadığını söyleyebilirmiyiz? çevrenize bir bakın derim sadece, kaslı uzun boylu bir erkek şansı varken tifil çelimsiz bir erkekle birlikte olan ya da zengin elde edebilme sansi varken fakir olanı tercih eden kaç tane kadın var çevrenizde bir düşünün derim.
    işin ilginç yanı ise günlük tercihlerinde tıpkı safınaz gibi davranan hanım efendinin bu konuyu işleyen çizgi filme çemkirmesidir.
  • güzide konu başlığı. troll falan dinlemeden yazayım. uzun zamandır niye bluto'yla (kabasakal) özdeşleşip (istisnasız her berberin "abi senin sakallar çok sertmiş yauv" geyiğinin de bir etkisi var herhal.) popeye'a uyuz olduğumu kısmen açıklayan durum. özellikle bluto'nun sinbad olduğu animasyon son birkaç senedir favorim. hele bluto'nun theme şarkısı bir şaheser. 80 senelik şarkı bu kadar mı güzel olur? enjoy:(bkz: https://m.youtube.com/watch?v=0ff0qpapftq)

    buraya da yazayım bulunsun:

    i'm sindbad the sailor, so hearty and hale,
    i live on an island on the back of a whale.
    it's a whale of an island (that's not a bad joke);
    its lord and its master is this handsome bloke.

    who's the most remarkable extraordinary fellow?
    sindbad the sailor!

    i scare all creation on land or on sea.
    but talk about women--they all fall for me!
    i take my adventures wherever they're found.
    i don't mean to brag, folks, but ı've been around.

    who's the most phenomenal extra-special kind of fellow?
    sindbad the sailor!

    from the valley of serpents these diamonds i took!
    i cleaned out those serpents with one dirty look!

    now look at this monster, so strong and so huge!
    he'd frighten king kong, but he's only my stooge!
    the capture of oola for me was just fun;
    whoever said two heads was better than one!

    who's the most phenomenal extraordinary fellow?
    youse! sindbads the sailor!

    on one of my travels, i ran into this:
    now there was a thrill i'd be sorry to miss!
    he spread out his wings, and the sunlight grew dim.
    he took me in his feet, but i ran off with him!

    who's the most remarkable extraordinary fellow?
    sindbad the sailor!

    who's the most phenomenal extra-special kind of fellow?
    sindbad the sailor!

    i'm afraid of nobody under the sun!
    all i say is "boo!" and my enemies run!

    who's the most remarkable extraordinary fellow?
  • bomboş tespit. 1929'da ilk defa ortaya çıkmış karakter. amerika'da insanların tuvaletlerinin cilt renklerine göre ayrıldığı dönem. şu tespitin amacı zamanında çizenlerden hassasiyet beklemekse helal olsun, müthiş mallık.
  • tüm dünyanın izlediği çizgi filmi bir tek biz doğru anlamışız çaktırmadan demek ki.

    tüm dünya kadını güçlü kılmaya çalışıp, haklarını da verirken bir tek biz veremiyorsak tek suçlusu popeyes evet. hı hı tabi.
  • başlık sahibinin "kadınlar zayıf varlıklar mı" hezeyanına evet diyerek cevap vermek istediğim sorunsal.

    güncel örnek olması itibari ile bakınız yaşıtım kuzenim, on ikisinde nasılsa şimdi yirmi üçünde de aynı boyutta: incecik. gram fazlası yok, ufak tefek bişey hala. buna karşın bendeniz, on ikimde kuzenden biraz kısa ve ortalama bir bedene sahipken bugün bakıyoruz hem boy hem cüsse olarak iri yarı afedersiniz hayvan gibi bişey olmuşum. bir an oldu, omzuna pıt pıt yapayım diye elimi uzattım; korktum. yeti miyim ben dedim. bir tarafta kızın böyle incecik oklava gibi kolları, dokunsan çıt diye kırılacak boynu var sanki, bir tarafta da dolma parmaklar koca kıllı toynaklarım ile ben...

    sözün özü: safinaz candır kabasakal hayvandır. temel reis de kıvanç tatlıtuğ'dur.
  • haklı yanları olan entry. hiç esprili bkz lar verip fav peşinde koşamıcam.. çocukların inceleri zayıf görmesi, kalıplıları kendinden güçlü görmesi çocuklukta izledikleri çizgifilmlerden dolayı genelde. olay bilinçaltı
hesabın var mı? giriş yap